Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1309 E. 2018/313 K. 22.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİKARAR

ESAS NO : 2016/1309 Esas
KARAR NO : 2018/313

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 22/03/2018
DAVA :
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 08/12/2016 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı arasında 01/10/2016 tarihinde sözleşme imzalandığını, sözleşmeye göre sözleşmenin imzalanmasından itibaren maksimum 3 hafta içerisinde ,….. belediyesinin 25 büyükbaş, 50 küçükbaş, mezbaha şantiyesinin 8000 m3/h ve 3000 m3/h lik ısı geri kazanımlı klima santralinin satın alınması ve montajını tamamlamayı, müvekili şirketin işe binaen 74.000,00 TL ve bu tutarın KDV sini davalı şirkete ödemeyi taahhüt ettiğini, sözleşmeye istinaden müvekkilinin davalı şirkete …………. İstanbul keşide yerli 30/11/2016 vadeli 8.000 TL bedelli…… seri numaralı çeki ve aynı banka ve İstanbul keşide yerli 05/01/2017 vadeli 35.000,00 TL bedelli ……….. seri numaları çeki avans çeki olarak keşide ettiğini, ancak karşılığında iş yapılmadığından 35.000,00 TL bedelli çekin karşılıksız kaldığını, davalıdan çek istenmesine rağmen çekleri müvekkiline iade etmediğini beyanla, İİK’nın 72/2 maddesi gereğince ihtiyati tedbir kararı verilmesini,çeklerin iptalini, davalıya borcunun olmadığının tespitine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yana yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 04/12/2017 tarihli dilekçesinde özetle; Dava konusu 35.000,00 TL bedelli çekin ödenmiş olmasından dolayı davaya istirdat davası olarak devam edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 22/03/2018 tarihli celsedeki beyanında; önceki beyanlarını tekrarla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalıya dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalı cevap dilekçesi sunmadığı gibi duruşmalara da katılmamıştır.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde davaya konu çekin avans olarak verilip verilmediği, davalı tarafın edimini yerine getirip getirmediği ve ödenen çek bedelinin istirdatının talep edilip edilemeyceği noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, davaya konu çekten dolayı borçlu olmadığının tespiti(menfi tespit) davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: Menfi tespit davasını düzenleyen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 72/1. Maddesindeki ” Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
Dosyada mübrez çek sureti incelendiğinde ………. şubesi hesabından davacı …….. tarafından davalı … lehine 05/01/2017 tarihinde ….bedelli olarak keşide edildiği anlaşılmıştır.
………. kayıtlarına göre davaya konu çekin dava dışı ………..A.Ş tarafından tahsil edildiği anlaşılmıştır.
Dosyada mübrez 01/10/2016 tarihli sözleşme incelendiğinde davanın tarafları arasında ……….belediyesi 25 büyükbaş 50 küçükbaş mezbaha şantiyesinin ısı geri kazanımlı klima santralinin satın alınması ve montajı işinin yapılması konulu olarak 74.000,00 TL + KDV bedel tespit edilmek sureti ile imzalandığı ve yapılacak iş tutarının %40’ının sözleşmede ödeneceğinin akdedildiği anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan deliller, ticaret sicil kayıtları, çek sureti, sözleşme, banka kayıtları, isticvap, iddia ve beyanlar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı/senet borçlusu/Keşideci tarafından keşide edilen kambiyo senedinin davalı/senet alacaklısı/lehdar tarafından iktisap edildiği, menfi tespit davasının henüz icra takibine geçilmeden önce açıldığı, genel kuralın aksine senede dayalı borç ilişkilerinde ispat yükünün senet borçlusunda olduğu, davacı tarafından dosyaya sunulan sözleşmedeki imzanın davalıya ait olup olmadığının tespiti için davalının isticvabına karar verildiği, buna karşın davalının kabul edilebilir bir mazeret bildirmeksizin isticvap duruşmasına katılmadığı, bu nedenle sözleşmedeki imzanın davalıya ait olduğunun ikrar edilmiş sayıldığı, kaldı ki davalı tarafın davaya konu çekin başka bir hukuki ilişki için verildiğini ya da kararlaştırılan işin ifa edildiğini iddia ve ispat edemediği, dava devam ederken davaya konu çekin dava dışı 3. Kişi tarafından tahsil edildiği, bu nedenle davalının çek bedeli kadar sebepsiz zenginleştiği, çek bedelinin davalıdan istirdatının gerektiği sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile davaya konu çek bedeli olan 35.000,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Başlangıçta peşin olarak alınan 597,72 TL harcın, alınması gerekli olan 2.390,85 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.793,13 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına
3- Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu 597,72 TL peşin harç, 151,3 TL tebligat ve posta gideri, olmak üzere toplam 749,02 TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4- Davacı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürülükte bulunan ….. uyarınca 4.200,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5- Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi uyarınca, artan gider avansının davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı