Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1257 E. 2018/884 K. 11.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1257
KARAR NO : 2018/884

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/11/2016
KARAR TARİHİ : 11/09/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dilekçesinde ; müvekkili ile davalı şirket arasında ticari satım sözleşmesi akdedildiğini ve sözleşme gereğince müvekkilinin davalı şirkete…… yaylı yatak verme borcuna karşılık davalı şirketin müvekkiline satım bedeli olarak 12.000,12 TL tutarındaki meblağı ödeme borcu altına girdiğini, davalı şirkete faturaların keşide edildiğini ancak davalı tarafça herhangi bir ödemede bulunulmadığını , bunun üzerine davalı şirket aleyhine İstanbul Anadolu ……. İcra Müdürlüğünün 2016/10193 esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, davalı tarafın icra takibine haksız ve kötüniyetli olarak itiraz etmesi üzerine takibin durduğunu belirterek, davalının itirazının iptali ile % 20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde ; davacının dilekçesindeki iddialarının asılsız iddialar olduğunu, davacı vekilinin iddia ettiği gibi ortada bir satım sözleşmesi değil İstanbul Anadolu …… İcra Müdürlüğünün 2015/2003 esas sayılı dosyasına istinaden haciz tutanağı ile borçlu olan …………………. arasında yapılan bir borç ödeme anlaşması olduğunu,davacı işyeri … adına kayıtlı gibi olsa da Anadolu ……icra müdürlüğündeki dosyanın borçlusu olan …… tarafından muvazaalı olarak işletilmekte olduğunu, çünkü tüm satış ve faturalama işlemlerinin altında…. imzasının bulunduğunu, dolayısıyla da ortada bir satım sözleşmesinin değil borç ödeme taahhüdünün bulunduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, fatura alacağının tahsili için girişilen icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup, İİK nun 67.vd. maddelerine dayanmaktadır .
Davaya konu İstanbul Anadolu…….. İcra müdürlüğünün 2016/10193 esas sayılı takip dosyasının celbolunarak yapılan incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine 20.10.2015 ve 31.10.2015 tarihli 2 adet fatura nedeniyle 12.000,12 TL asıl alacak ve 575.52 TL işlemiş faiz olmak üzere 12.575.64 TL alacağın tahsili için genel haciz yolu ile icra takibi yapıldığı, davalının süresinde takibe itirazı üzerine takibin durduğu görülmüştür.
Davalı taraf gerek davaya verdiği cevap dilekçesinde gerekse icra takip dosyasına sunduğu borca itiraz dilekçesinde özetle ; “……davacının iddia ettiği gibi taraflar arasında bir satış sözleşmesi olmadığını, dava dışı İstanbul Anadolu ……….icra müdürlüğünün 2015/2003 esas sayılı icra takip dosyasına istinaden haciz tutanağı ile ilgili icra takip dosyasının borçlusu olan ……. ile yapılan bir borç ödeme anlaşması olduğunu, davacının …. annesi olduğunu, davacının adına kayıtlı gibi olsa da……….icra müdürlüğünün 2015/2003 esas sayılı dosyanın borçlusu olan ….. tarafından işletildiğini, tüm satış ve faturalama işlemlerinin altında …… imzasının bulunduğunu, …… kayıtları incelendiğinde ….. işyerinden 15.04.2016 tarihinde ayrılmış gibi gösterildiğini ancak dava tarihi de dahil olmak üzere işlerin tamamının kendisi tarafından takip edildiğini, 15.10.2016 tarihinde 9.icra müdürlüğünün …. esas sayılı takip dosyasında hacze gidildiğinde, haciz tutanağında yazılı olduğu gibi vergi levhası … adına kayıtlı olup, ancak borçlu . ….adına faturalar olduğu görülmekle haciz işlemine devam edildiğini ve dosya borcuna istinaden toplamda 160 adet 90 x 190 ebadında yaylı yatak verilerek borcun ödeneceği teklifi üzerine taraflarınca bu hususun kabul edildiğini, dolayısıyla ortada bir satım sözleşmesi değil bir borç ödeme taahhüdü bulunduğunu, ancak davacının oğlu olan ve işletmeyi muvazaalı bir şekilde çalıştıran asıl sahibi ve borçlusu……. tarafından verilmiş bir borç ödeme taahhüdü bulunduğunu, davacının takip konusu faturaları kötüniyetli olarak müvekkili borçlandırmak adına sanki ticari bir satış varmış gibi göstermek üzere düzenlendiğini, ” belirtmiştir.
Davalı tarafın savunmasında bildirdiği İstanbul Anadolu ……..icra müdürlüğünün 2015/2003 esas sayılı icra takip dosyasının celbolunarak yapılan incelenmesinde , dosyamız davalısı ….Şirketi tarafından dava dışı …….. aleyhine 20.10.2013 keşide tarihli 17.000.00 TL bedelli çekin tahsili için genel haciz yolu ile 02.02.2015 tarihinde icra takibi başlatıldığı, takibin kesinleştiği, dosyamız davalısının alacaklı sıfatıyla icra takip dosyasında yaptığı başvuru üzerine, 15.10.2015 tarihinde borçlu ……..n aleyhine işyerinde haciz işlemi yapılmak üzere gidildiği, tutulan haciz tutanağında ; “……adrese gelindi. Borçlu adreste hazır. Vergi Levhası görüldü. Vergi Levhasının … adına olduğu görüldü. Mahalde borçluya ait fatura olduğu , fakat adresin aynı adreste 70 numara olduğu görüldü. Borçlu: Ben burada sigortalı çalışanım sigorta dökümümde vardır. İşyerinin sahibi annem …’dur dedi. Borçlu sözaldı : 90 x 1.90 yaylı yatak 30.10.2015 tarihinde 80 adet, 30.11.2015 tarihinde aynı ölçülerde 80 adet yatak olmak üzere borcumu ödeyeceğim dedi. …… Teklifi kabul ediyorum şimdilik başkaca işlem yapılmasın dedi. Tutanak imza altına alındı. 15.10.2015” şeklinde yazıldığı haciz tutanağının altında icra memuru, alacaklı vekili ve borçlu ve yeddiemin adı altında ……. isim ve imzasının bulunduğu görülmüştür.
Mali Bilirkişi aracılığıyla yaptırılan incelemede davacı tarafın incelemeye ticari defter ve dayanaklarını sunmadığı, davalı şirketin 2015-2016 yıllarına ait ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal sürede yapıldığı, davalı lehine delil niteliği taşıdığı , davalının İstanbul……..icra müdürlüğünün 2015/2003 esas sayılı icra takip dosyasında hesap müşterisi olan ……….l firmasına ilişkin cari hesap işlemlerine göre davalının dava dışı şirketten 45.671.45 TL alacaklı olduğu , davacı tarafından düzenlenen faturaların davalı şirketin ticari defterinde kayıtlı olduğu ve cari hesap alacağının nakit ödeme yapılmış gibi borcun sıfırlandığı anlaşılmıştır.
Yapılan yargılama sonucunda dosya kapsamındaki tüm delillere göre, davaya konu icra takibine dayanak yapılan faturaların satış sözleşmesi uyarınca değil, İstanbul Anadolu ………. İcra müdürlüğünün 2015/2003 esas sayılı takip dosyasındaki haciz tutanağına göre …. borcunu ödeme taahhüdü uyarınca teslimini taahhüt ettiği yataklara ilişkin olduğu, dolayısıyla davacı ile davalı arasında yatak satışı şeklinde bir ticari ilişki bulunmadığı, dolayısıyla faturalar nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığı vicdani kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yazılı gerekçe ile ;
1-Davanın reddine,
2-Davalının kötüniyet tazminat talebinin yasal koşulları oluşmadığından reddine,
3-Harçlar Yasası uyarınca alınması gereken 35.90 TL karar ve ilam harcının, davacının peşin olarak yatırdığı 151.89 TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 115.99 .-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan harç ve giderlerin üzerinde bırakılmasına,
5-Hüküm tarihinde yürürlükte olan avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca davalı yararına tayin ve takdir edilen 2.180.00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının da karar kesinleştikten sonra ve talebi halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.