Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1240 E. 2018/1153 K. 22.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2016/1404 Esas
KARAR NO : 2018/1166

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 28/12/2016
KARAR TARİHİ : 27/11/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 23/07/2005 günü ————-yönetimindeki ——— plaka sayılı araçla ——- istikametinden —— ilçesine doğru seyir halindeyken jandarma atış poligonuna geldiği sırada direksiyon hakimiyetini kaybederek aracın devrilmesi, kendisinin ölümü ve araç içerisinde bulunan mağdurların yaralanması ile sonuçlanan trafik kazası meydana geldiğini, trafik kazasında ölen ——– 21/04/1965 doğumlu olduğunu, söz konusu kazada ölen ——— mirasçısı olarak çocukları 31/05/1999 doğumlu narin ——— 09/02/2001 doğumlu ———– ve 17/07/2003 doğumlu ——– bulunduğunu, bu sebeple ailenin sosyal ekonomik durumunu vefat eden——- tek başına sağlamakta olduğunu, ———— maddi ve manevi destekliğinden yoksun kaldığını ve davanın kabulüne karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının dava hakkının olmadığını, çünkü davacının murisi kazada tamenen kusurlu olduğunu, davacıların desteklikten yoksun kaldığından bahsedilemeyeceğinden Yargıtay ilamlarında da vurgulandığı üzere davanın bu nedenle reddinin gerektiğini, buna göre yapılan ödemenin ödeme tarihi itibariyle zararını karşılayıp karşılamadığınnı tartışılması gerektiğinin, davacıların hak ettiği tazminatın o günkü şartlara yani ödemeye esas hesaplamanın yapıldığı tarih itibariyle yapılması, buna göre bakiye tazminatın fahiş derecede farklı olması halinde ibranın iptalinin gerektiğini, aksi takdirde davanın reddinin gerekeceğini, aksi durumda ise davacıya yapılan ödemelerin güncellenerek hesaplanan tazminattan tenzilinin gerekeceğini, ölenin tamamen kusurlu olması nedeniyle illiyet bağı kesilmiş olup işletenin ve dolayısıyla sigortacısının yasadan kaynaklanan bir sorumluluğu bulunmadığını, eğer işleten sorumlu değilse müteselsil sorumluluk uyarınca sigortacısının da sorumlu olmadığını, tüm bu nedenlerle davanın reddini arz ve talep etmiştir.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde davaya konu trafik kazası nedeniyle kusur durumu ve davacıların müteveffanın destekliğine ihtiyaç duyup duymayacağı ve davalı sigorta şirketinin zararı tazmin yükümlüsü olup olmadığı noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, destekten yoksun kalma tazminatı(maddi tazminat) ve manevi tazminat davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: Haksız fiil sorumluluğuna ilişkin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK)’nun 49. Maddesindeki “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.
Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER:
Celp ve tetkik olunan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sigorta Poliçesi incelendiğinde, sigortalının ———- olduğu, poliçe başlangıç tarihinin 14/04/2015, bitiş tarihinin 14/04/2016 olduğu, şahıs başına bedeni zarara limitinin 50.000,00 TL olduğu görüldü.
Celp ve tetkik olunan Güroymak Cumhuriyet Başsavcılığının———- soruşturma nolu, ———- Karar nolu, kovuşturmaya yer olmadığına dair karar incelendiğinde 23/07/2005 günü, ———– yönetimindeki ———– plakalı aracın devrilmesi sonucu kendisinin ölümü ve araç içerisinde bulunan mağdurların yaralanmasıyla sonuçlanan trafik kazasında————- kazanın oluşumunda tam kusurlu olduğu, şikayete bağlı bir suç olduğu, ve mağdurun şikayetinin olmaması nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği anlaşıldı.
Celp ve tetkik olunan başvuru dilekçesinde, davalı sigorta şirketine karşı 15/11/2016 tarihinde, başvuru yapıldığı, davalı sigorta tarafından dosyaya sunulan ibranameler incelendiğinde, ——– mirasçısı kızı —— velayeten annesi —————–3.298,00 TL, ——– mirasçısı eşi —— 37.819,00 TL, ————- ———– mirasçısı oğlu ————— velayeten annesi ——-2.548,00 TL, —————— ——— Mirasçısı oğlu, ——- velayeten annesi —— 3.298,00 TL olmak üzere toplam mirasçılara 46.963,00 TL ödeme yapıldığı anlaşıldı.
Aktüer bilirkişi 16/04/2018 tarihli raporunda, yapmış olduğu hesaplamada davacıların toplam zararının 176.600,84 TL olduğu, sigorta ödemesinin 46.963,00 TL olduğu, poliçe tarihinde sigorta limitinin 50.000,00 TL olduğu, ve sigorta tarafından 3037 TL eksik ödeme yapıldığını, 3037 TL eksik ödemenin hak sahiplerine paylaşımının eş———– için 1214,80 TL, kızı ——— için 607,40 Tl, oğlu ———- için 607,40 TL, oğlu ——– için 607,40 TL, sonuç olarak davalı sigorta şirketinin 28/12/2016 tarihinde toplam 46.963,00 TL tazminat ödediği, davacıların ancak limit bakiyesi 3037 TL istemde bulunabileceklerine yönelik rapor tanzim etmiş, rapor taraflara tebliğ edilmiştir.
Davacı vekili, 16/05/2018 tarihli, ıslah dilekçesinde dava değerinin 2.637,00 TL arttırarak toplam 3.037,00 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsilini talep etmiş, ıslah dilekçesi davalıya tebliğ edilmiştir.
Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler(TBK m. 51).
Maddi Tazminat
Haksız fiil sonucunda ölüm gerçekleşmişse; cenaze giderleri, ölüm hemen gerçekleşmemişse tedavi giderleri ile çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar, ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıplar uğranılan zararlar olarak kabul edilir.(TBK Madde: 53)
Destekten yoksun kalma zararları, Borçlar Kanunu hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez. Hesaplanan tazminat, miktar esas alınarak hakkaniyet düşüncesi ile artırılamaz veya azaltılamaz.(TBK Madde: 55/1)
UYGULANACAK MEVZUAT
Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır(KTK m. 90).
14/05/2015 tarih ve 29355 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’na, 2/02/2016 Tarih ve 29612 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yayım tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında Değişiklik Yapılmasına Dair Genel Şartlar’ın 4. Maddesi ile eklenen ve 01/06/2015 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe gireceği düzenlenen “genel şartların uygulanacağı sözleşmeler” başlıklı C.11. Maddesi “Bu Genel Şartlar yürürlük tarihinden sonra akdedilmiş sözleşmelere uygulanır.” şeklindedir.
Yeni genel şartlar C.11 maddesine göre genel şartlar yürürlük tarihi olan 01.06.2015 tarihinden sonra akdedilmiş sözleşmelere uygulanacaktır. Bunun doğal sonucu olarak artık eski genel şartların yeni genel şartların yürürlük tarihinden sonra düzenlenen poliçelerde uygulanma imkanı bulunmamaktadır(Yargıtay —————- Hukuk Dairesi’nin 29/05/2017 Tarih, 2016/14573 Esas ve 2017/6035 Karar Sayılı İlamı).
SORUMLULUK VE SİGORTA TEMİNATI
Müteselsil Sorumluluk
TBK’nın 61. Maddesine göre; birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır.
Aynı şekilde 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu(KTK)’nıun 88. Maddesine göre de bir motorlu aracın katıldığı bir kazada, bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlar müteselsil olarak sorumlu tutulur.
Sigortanın Sorumluluğu
Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.(KTK Madde 97)
Sigorta şirketinin sorumluluğu, kaza tarihinde geçerli olan poliçe limitlerle sınırlıdır.(KTK Madde:93)
Sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran haller zarar görene karşı ileri sürülemez(KTK Madde:95/1).
Davacı tarafın, ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açtıklarına, ölüm nedeniyle doğrudan davacılar üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusurun davacılara yansıtılamayacağına; dolayısıyla araç sürücüsünün veya işletenin tam kusurlu olmaları halinde, desteğinden yoksun kalan davacıları etkilemeyeceğine; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’na göre, aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı davalı sigorta şirketi, işletenin üçüncü kişilere verdiği zararları teminat altına aldığına ve olayda işleten veya sürücü tam kusurlu olsalar bile, destekten yoksun kalan davacılar da zarar gören üçüncü kişi konumunda bulunduğundan, davalı sigorta şirketinin sorumlu olacağına karar vermek gerekir. (HGK’nun 15.6.2011 gün ve 2011/17-142 esas-411 karar, HGK’nun 22.2.2012 gün 2011/17-787 esas 2012/92 karar sayılı ilamları)
TEMERRÜT VE FAİZ
Sürücü ve araç maliki, haksız fiilin işlendiği tarihte temerrüde düşmüş olur.(TBK Madde: 117/2)
Sigortacılar, hak sahibinin zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarıyla belirlenen belgeleri, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar.(KTK Madde 99)
3095 sayılı yasanın 2. Maddesine göre; Bir miktar paranın ödenmesinde temerrüde düşen borçlu, sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça, geçmiş günler için aynı Kanunun 1. maddesinde belirlenen orana göre(yasal faiz) temerrüt faizi ödemeye mecburdur.
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan/sunulan deliller, Nüfus Kaydı,Trafik Kazası Tespit Tutanağı, , Araç Tescil Bilgileri, Sigorta Poliçesi ve Hasar Dosyası, Ceza/Soruşturma Dosyası, Hesap/Aktüer Raporu, Islah/Talep Arttırım, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde;
23/07/2005 günü ————— yönetimindeki ——-plaka sayılı aracın yapmış olduğu trafik kazasında muris —- asli kusurlu olduğu, davacılardan ——in, murisin eşi olduğu, diğer davacıların ise müteveffa/desteğin çocukları oldukları, dava tarihinde kazaya karışan aracın davalı sigorta şirketi nezdinde sigortalı olduğu, kişi başı maddi zarar limitinin 50.000,00 TL olduğu, davacıların sigorta şirketine başvuru sonucu davalı şirket tarafından davalılara 46.963,00 TL ödeme yapılmış olduğu, gerekçeli, denetime elverişli ve somut olaya uygun olması nedeniyle hükme esas alınan 16/03/2018 tarihli hesap bilirkişisi raporuna göre davacıların 3.037,00 TL bakiye tazminat alacağının bulunduğu, —-plakalı aracı kaza tarihini kapsar şekilde KTK Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası ile sigortalayan davalı sigorta şirketinin davacılara bakiye maddi zararından kaza tarihindeki poliçe limitleri içinde kalmak kaydıyla KTK’nın 97. Maddesine göre sorumlu olduğu, zararın haksız fiilden doğmuş olması ve bir ticari işletmeyi ilgilendirmemesi nedeni tazminat alacağına yasal faiz uygulanması gerektiği, davalı sigorta şirketinin temerrütünün dava tarihinden itibaren oluştuğu, ve faizin bu tarihten itibaren uygulanması gerektiği sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis etmek gerekmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda belirtildiği gibi;
1-Davanın KABULÜ İLE, Davacı ———- yönünden 1.214,80 TL, —– yönünden 607,40 TL ,— yönünden 607,40 TL ,———- yönünden 607,40 TL olmak üzere toplam 3.037,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ve sorumlu olduğu miktar kaza tarihindeki poliçe limitleri ile sınırlı olmak üzere davalıdan alınarak DAVACILARA VERİLMESİNE,
2-Başlangıçta peşin olarak alınan 29,20 TL harcın ıslah harcı 10,38 TL ile birlikte, alınması gerekli olan 207,45 TL harçtan mahsubu ile bakiye 167,87 TL karar ve ilam harcının davalı taraftan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu peşin harç 29,20 TL, ıslah harcı 10,38 TL ile birlikte, posta ve tebligat gideri 228,80 TL, olmak üzere toplam 268,38 TL yargılama masrafının davalı taraftan davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan —– uyarınca 2.180,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, miktar itibari ile kesin olmak üzere verilen karar acıkca okunup usulen anlatıldı.