Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1235 E. 2019/389 K. 16.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2016/1235 Esas
KARAR NO : 2019/389

DAVA : İtirazın İptali (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/11/2016
KARAR TARİHİ : 16/04/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkil şirket ——————- ile davalı borçlu ————– arasında————– işinin yapılmasına anlaşma sağlanarak taşımaya dair edim yerine getirildiğini, akabinde yapılan işlere dair 21/01/2016 tarihli —–fatura numaralı 6.026,26 TL bedelli, —- tarihli — fatura numaralı 8.835,72 TL bedelli —- tarihli —- fatura numaralı — bedelli, — tarihli —fatura numaralı 7.343,02 TL bedelli, —- tarihli —- fatura numaralı— bedelli, 07.02,2016 tarihli — fatura numaralı —– bedelli olmak üzere toplam —- miktarlı faturaları tanzim ederek usulüne uygun olarak davalı (borçlu) şirkete tebliğ edildiğini, buna rağmen ödeme yapılmaması üzerine davacı şirket tarafından borcun ödenmesi için ihtarname keşide edildiğini, davacı firma tarafından oluşan borca dair cari durum raporuda 23/03/2016 tarihinde davalı tarafa iadeli taahhütlü olarak tebliğ edildiğini, davacı müvekkil şirketin hem yazılı hem şifahi borcun ödenmesine dair taleplerinin sonuçsuz kalması üzerine İstanbul Anadolu ——İcra Müdürlüğü’nün 2016/11663 esas numaralı dosyası ile ilamsız takip yapıldığını, davalı tarafın ilamsız takibe süresi içerisinde ve kötüniyetli olarak itiraz etmek suretiyle takibin durmasını neden olduğunu, takibin devamına ve davanın kabulüne karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin kurumsal bir yapıda olan bağmsız denetim şirketlerince yılın dört döneminde denetlenen ve ve raporlanan finansal ve muhasebesel anlamda profesyonel idare edilen ve yüksek işlem hacmi olan kurumsal bir firma olduğunu, müvekkil şirketin resmi defterleri incelendiğinde göreleceği üzere ———- firmasına herhangi bir borcunun bulunmadığını, faturanın tek başına borcun varlığını ispata yaramadığını, fatura akdının ilişkinin varlığı için yeterli olmadığını, faturanın bir akit olmayıp akdin ifasını gösteren bir belge olduğundan ihdası muteber bir borç ilişkisinni varlığına bağlı olduğunu, fatura tanzim eden ile adına fatura tanzim edilen arasında böyle bir borç ilişkisi bulunmaması halinde faturanın hukuki bir sonuç doğurmasından söz edilemeyeceğini, müvekkil şirket ile davacı taraf arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi bulunmadığını, bu sebeple davacı tarafın cari hesaptan kaynaklı alacak iddiasında bulunmasının yersiz olduğunu, borcu kabul anlamına gelmemekle birlikte davacı tarafın müvekkil şirkete borca esas faturaları tebliğ etmeden söz konusu alacağa ilişkin ihtarname göndermeden bu itibarla da müvekkil şirketi temerrüde düşürmeden hangi tarih itibari ile faiz işletilmeye başlandığını hangi oranlarda, faiz işlettiğinin tespitinin mümkün olmadığınğı, faiz talebinde bulunulmasının hukuki dayanaktan yoksun ve mesnetsiz olduğunu, tam bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, muhtelif tarih ve bedelli faturalardan kaynaklanan alacağın tahsili için girişilen icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup İİK 67 vd maddelerine dayanmaktadır.
Tarafların tüm delilleri celbolunarak dava dosyası ve ibraz edilen davacı şirkete ait tüm ticari defter , kayıt ve dayanakları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak rapor alınmıştır. Alınan raporun dosyadaki verilere uygun ve denetime açık bulunduğu anlaşılmakla, hükme esas alınmıştır.
Davaya konu İstanbul Anadolu——-. İcra müdürlüğünün 2016/11663 esas sayılı takip dosyasının celbolunarak yapılan incelenmesinde ; davacı şirket tarafından davalı şirket aleyhine 25/01/2016 tarih —– nolu 6.026,26 TL bedelli, —- tarih— nolu — bedelli, 31/01/2016 tarih —- nolu — bedelli, —- tarih —- nolu— bedelli , — tarih —- nolu 6.717,27 TL bedelli, 07/02/2016 tarih ——- nolu 21.104,18 TL bedelli, toplam altı adet fatura takibe dayanak gösterilerek 51.392,61 TL asıl alacağın tahsili için genel haciz yolu ile icra takibi yapıldığı, davalının yasal süresi içerisinde borca ve tüm fer’ilerine itiraz ettiği ve takibin durdurulmasını talep ettiği görülmüştür.
Davalı şirketin ticari defterlerinin incelenmesi yönünde ara karar oluşturulmuş, davalıya tebliğ edilmesine rağmen davalı ticari defterlerini sunmamış ve inceleme yapılamamıştır.
Davacının ticari defterlerinin incelenmesi yönünden —- Asliye Hukuk Mahkemesi’ne talimat yazılmış olup, davacı şirketin ticari defter, kayıt ve dayanaklarının incelenmesinde , şirketin ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak tutulduğunu, TTK hükümlerine göre zamanında yapıldığı ve davacı ticari defterlerinde görülen mali incelemeye göre davacının davalıdan 51.391,71 TL alacağının olduğu yönünde rapor tanzim edilmiştir.
Mahkememizce davalının ticari defterlerini sunmaması ve davacının da ticari defter ve kayıtlarına dayanması nedeniyle davalının 2016 yılı ocak şubat ve mart aylarına ilişkin BA formlarının celbi için ——- Dairesine müzekkere yazılmış ve müzekkere cevabı sonucu davalının BA formlarının incelenmesinde davalının davacı tarafından düzenlenen faturaları vergi dairesine 35.006,00 TL ve 23.577,00 TL olarak usulüne uygun olarak vergi dairesine bildirdiği, bu tutarlara % 18 KDV de eklendiğinde toplam miktarın 69.127,94 TL olduğu, davacı tarafından davalıya düzenlenen faturalar toplamının da 69.127,94 TL olduğu, davalının düzenlenen faturalardan sonra davacının dosyaya sunmuş olduğu ödeme dekontundan da anlaşılacağı üzere 08/02/2016 tarihinde davacıya 17.736,00 TL ödeme yaptığı, ödeme sonrası 69.127,94 TL – 17.736,00 TL = 51.391,94 TL bakiye fatura bedeli kaldığı görülmüştür.
Yapılan yargılama sonucunda ; dosya kapsamındaki tüm deliller; vergi dairelerinden celbolunan—- formları , alınan bilirkişi raporuna göre , taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, davaya dayanak yapılan faturaların davalı tarafa tebliğ edildiği, davalının faturaları kabul ederek—- formu kapsamında vergi dairesine bildirdiği, fatura bedellerinden bir miktar davacı tarafa banka yoluyla ödeme yaptığı, dolayısıyla ticari ilişkinin de davaya dayanak faturaların davalının kabulünde olduğu, takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 51.391,71 TL alacağı bulunduğu , davacının takip tarihinden önce faiz talebinin olmadığı, takip tarihi itibariyle faiz işletilmesi gerektiği, alacağın likit ve belirlenebilir olması nedeniyle icra inkar tazminatı hüküm ve koşullarının oluştuğu sonuç ve kanaatine varılarak davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda belirtildiği gibi;
1-Davanın KABULÜ ile, davalının istanbul anadolu—– icra müdürlüğünün 2016/11663 Esas sayılı dosyasına vaki itirazın 51.391,71 TL İPTALİNE, takibin bu tutar üzerinden DEVAMINA,
2-asıl alacağa takip tarihinden itibaren ticari faiz uygulanmasına,
3-alacağın % 20 si olan 10.278,34 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Başlangıçta peşin olarak alınan 620,69 TL harcın alınması gerekli olan 3.510,56 TL harçtan mahsubu ile bakiye 2.889,87 TL karar ve ilam harcının davalı taraftan alınarak hazineye irat kaydına,
5-Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu peşin harç 620,69 TL, posta ve tebligat gideri 126,00 TL, bilirkişi ücreti 1.500,00 TL, olmak üzere toplam 2.246,69 TL yargılama masrafının davalı taraftan davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan —– uyarınca 6.003,08 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.