Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1233 E. 2018/927 K. 19.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1233
KARAR NO : 2018/927

DAVA : Kayyımlık (Ticari Şirkete Kayyım Atanması)
DAVA TARİHİ : 21/11/2016
KARAR TARİHİ : 19/09/2018

Mahkememizde görülmekte olan Kayyımlık (Ticari Şirkete Kayyım Atanması) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dilekçesinde ; müvekkilinin … % 50 hisseli ortağı olduğunu, şirketi temsil ve ilzam yetkisinin Adana …Noterliğince tanzim edilen imza sirküleri ile süresiz olarak diğer kalan % 50 hissenin sahibi olan davalıya verildiğini, davalının halihazırda bu genel kurul kararı ile alınan yetkiye dayanan imza sirkülerini kullanmaya devam ettiğini, davalı tarafın şirketin ….Bankasının hesaplarından kullandığı kredilerden 14.09.2016 tarihinde 290.000.00 TL ve 14.10.2016 tarihinde 397.000.00 TL tutarı şirket hesabından, kendi hesabı olan …. hesabına şirket üzerinde bu meblağı karşılayacak alacağı olmamasına karşın sebepsiz yere eft/havale yaptığını, davalının kendi şahsi hesabına aktardığı bu meblağların dışında cari hesap dönemi içinde 904,890,00 TL ‘yi daha kendi hesaplarına aktardığını ve 14.10.2016 sonu itibariyle şirkete 1.591.889,53 TL borcu olduğunun muhasebe kayıtlarından anlaşılacağını, şirketin kiracı olduğu taşınmazların kiralarını ödemekten imtina etmesi suretiyle şirketi zarara soktuğunu ve şirketin malvarlığında haksız yere azalmaya sebebiyet verdiği gibi görev nedeniyle kendisine verilen yetkileri suistimal ederek kendisine haksız menfaatler sağladığını belirterek, davalının yönetim ve temsil yetkisinin kaldırılması ile başka bir müdür olmaması ve şirketin devamının sağLanması ve mal varlığının korunması amacıyla 4721 sayılı yasanın 427 maddesine göre şirkete davanın devamı süresinci tedbiren yönetim kayyımı atanmasını, davalının dava konusu şirketteki yönetim ve temsil yetkisinin kaldırılmasını veya kısıtlanmasını talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde ; dava dilekçesinde iddia edilen hususların tümünün mesnetsiz ve gerçek dışı olup kabulünün mümkün olmadığını, davalının …. Şirketinin % 50 ortağı olan müdürü olduğunu, ortakların Kasım 2016 da hisse devri konusunda anlaştıklarını, fakat bir gün sonra davacının hisse alımından hiçbir neden yokken vazgeçtiğini ve şirketi terk ettiğini, davacının şirketi terkettikten sonra şirkete ait web sitelerinin şifrelerini değiştirdiğini ve şirketin ….. ana şubesini web sitelerinden çıkarttığını, davalının yönetim ve temsil yetkisini atanan kayyım denetiminde kullandığını, denetim kayyımı olarak kayyımdan gerekli onay alındıktan sonra müvekkilinin işlem yaptığını, tüm işlemlerde kayyımın bilgisi ve onayının bulunduğunu, davalının tüm zorluklara ve davacının eylemleri yüzünden uğranılan maddi zararlara rağmen şirketi kurtarmak için daha önce de borçları ödediğini belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, TTK 630/2 maddesi uyarınca davalının , dava dışı …..Şirketindeki yönetim hakkının ve temsil yetkisinin kaldırılması istemine ilişkindir.
Davacı tarafça iş bu davada , dava dışı şirkete tedbiren dava sonuna kadar kayyım atanması yönünde ihtiyati tedbir talebinde bulunmuş , talebin mahkememizce reddi üzerine yapılan istinaf incelemesi sonucunda İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14 HD nin 2017/90 esas, 2017/118 karar sayılı kararı ile dava dışı şirkete yönetici olan davalının şirketle ilgili her türlü karar ve tasarruf işleminin (şirket mal varlığı üzerinde tasarruf etme, şirkete ait banka hesaplarından para çekme, kambiyo evrakı düzenleme ve şirket adına harcama yapma dahil her türlü işlemin) geçerliliğinin , atanan kayyımın onayına bağlanmasına şeklinde tedbiren kayyım atanmıştır. Atanan kayyım tarafından düzenlenen raporlar mahkememize sunulmuştur.
Tarafların tüm delilleri celbolunarak dosya üzerinde ve tarafların ortağı olduğu dava dışı şirkete ait ticari defter, kayıt ve dayanak belgeleri üzerinde bilirkişi aracılığıyla inceleme yaptırılarak rapor alınmıştır.
Tarafların eşit hisselerle ortağı oldukları dava dışı ……. Şirketinin daha önce Merkezi Adana’da iken sicil adresinin değiştirilerek …. tarihi itibariyle İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne tescil edildiği, şirketin bu merkeze bağlı olarak Bakırköy, Nişantaşı, Ankara, İzmir ve Bursa gibi bölgelerde şubelerinin bulunduğu, faaliyet konusunun şirket insan sağlığı ve hastalıkları ile ilgili özel teşhis tedavi merkezleri Klinik ve poliklinikler ve muayenehaneler tesis ederek sağlık hizmetleri vereceği ve 11.02.1994 tarihinde tescil edilen ana sözleşmesindeki yazılı diğer işler olduğu , davacı ve davalıya ayrı ayrı 165.000.00 er TL pay verilerek sermayesinin 330.000.00 TL olduğu, şirketi temsil ve ilzam yetkisinin 10.01.2012 tarihli genel kurul kararı ile davalı …’a ait olduğu tespit edilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ……HD nce atanan kayyım tarafından düzenlenen raporlarda özetle; davacı şirketin 30.06.2017 döneminde 782.550,75 TL tutarında net ciro sağladığı, bu ciro rakamına karşılık 6.324.22 TL tutarında zararının oluştuğu , şirketin bir önceki dönem olan 2016 hesap döneminde net cirosunun 5.455.774,02 TL olup, buna karşılık 1.439.431,97 TL tutarında kar elde ettiği, görüldüğü üzere 2017 yılında şirket cirosunun önemli ölçüde azaldığı, azalmanın da devam ettiği, şirketin mali borçlarında önceki döneme nazaran 693.838,37 TL tutarında azalış görülürken ticari borçlarında 9.009.93 TL tutarında artış yaşandığı, şirketin vergi borçlarının 30.06.2017 döneminde toplamda 202.019,13 TL olarak gerçekleştiği, 31.12.2016 dönemindeki kamu borcunun 159.156.78 TL olduğu, şirketin toplam borçlarında inceleme dönemine göre 697.097,46 TL tutarında artış yaşandığı, şirket tarafından verilen mali tabloların önemli değişiklikler yönünden irdelendiğinde şirketin ortaklardan alacaklar hesabının 31.12.2016 döneminde 1.987.607,47 TL seviyesinde iken bu tutarın 30.06.2017 döneminde 2.492.394,24 TL olarak raporlandığı, (davalı …’ın Mart 2017 döneminde 924.462,44 TL, Haziran 2017 döneminde 1.489.990,27 TL , davacı …’nın Mart 2017 döneminde 1.471,045,03 TL , Haziran 2017 döneminde 1.489.990,27 TL ) şirket yetkililerinden bu alacak hesabının detayının talep edilmesine rağmen kayyıma iletilmediği, sadece mali tablolar ve mizanın verildiği, hesapların detayı ile talep edilen hiçbir belge ve dayanağın ibraz edilmediği, şirketin hesaplarında önemli bir değişikliğin hesap kalemlerinden biri olan …. hesabının dikkat çektiği , buna göre .. 31.12.2016 tarihinde şirketten 54.500.00 TL alacaklı iken bu alacak bakiyesinin 30.06.2017 tarihinde 1.424.187.00 TL ye ulaştığı , hesabın detayının yeni bakiyeye göre verilmemiş olması nedeniyle detaylandırılamadığı, şirketin şubelerindeki taşınmazların kiralanmak suretiyle alt kiracı olarak çeşitli doktorlara kiralandığı, dava dışı şirketin ….. şube haricindeki merkez dahil kendi ticari faaliyetinin bulunmadığı, şirketin dava öncesi dönemde şubelerdeki alt kiracı doktorlara hasta bularak ticari gelir elde ettiği, hastaların dava dosyasında bahsi geçen internet siteleri aracılığıyla bulunduğu, şirketin şube olarak gösterdiği yerleri başka doktorlara alt kiracı olarak kiralayarak bu doktorlara gönderilen hastalardan gelir elde ettiği, ancak bu gelirin nasıl elde edildiğine dair belgelerin kayyımın incelemesine ibraz edilmediği, tarafların ortağı olup davalının yöneticisi bulunduğu şirketin ticari defterlerinin kayyıma hiçbir zaman teslim edilmediği, sadece Mart 2017 ve 2017 dönemlerine ilişkin mizan , bilanço ve gelir tabloları ile 2016 yılına ilişkin Kurumlar Vergisi Beyannamesinin ibraz edildiği, rapor çalışmalarının ancak bu evraklar üzerinden yapılabildiği, bunların ticari defterlerle uyumlu olup olmadığı, şirketin gerçek durumunu yansıtıp yansıtmadığı hususlarının tespit edilemediği, şirketin yöneticisi olarak faaliyetini sürdüren davalının ticari defter ve dayanak belge talebine karşılık son olarak şirketin faaliyetinin sürmediği, şirketin artık çalışmadığının beyan edildiği bildirilmiş en son sunulan kayyım raporunda da davacı şirkete ait hiçbir ticari defterin sunulmadığı hususu tekrar edilerek şirketin faaliyetinin sürmediği, şirketin artık çalışmadığı , davalı ortak tarafından beyan edildiği tekrar edilmiştir.
Mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesinde , bilirkişiye 2017 yılı öncesi defterler ve kayyım onayı ile ilgili herhangi bir belge ibraz edilmemiş, şirketin mali müşavirinden bilirkişi tarafından temin edilen muavin dökümlerinde 01.10.2016 öncesinin kayıtlarında bulunmadığı için detaylı hesap hareketlerine ulaşılamadığı bilirkişi tarafından bildirilmiştir.
Mali bilirkişi aracılığıyla yaptırılan inceleme sonucunda düzenlenen raporda ;” … tarafından incelemeye ibraz edilen 2017 yılı ticari defterlerinin açılış onamasının yasal süresinde yaptırıldığı, 2017 yılı öncesine ait yıllara ait ticari defter kayıtları sunulmadığından incelenemediği, davalı …’ın muavin dökümünde 31.12.2017 tarihi itibariyle 953,865.60 TL dava dışı şirketten alacaklı olduğu, davacının muavin dökümünde 31.12.2017 tarihi itibariyle 1.489.990,27 TL şirketten alacaklı bulunduğu, ayrıca 6736 sayılı Yasa kapsamında 131.Ortaklardan alacaklar hesabı ile ilgili 21.11.2016 tarihinde 212.062,71 TL her bir ortak için ayrı ayrı düzeltme kaydı yapıldığının tespit edildiği, 01.08.2017 tarihli şube kapanış işlemi için 18.10.2017 tarihinde … … adresindeki şubenin kapanış yoklamasının…. Vergi Dairesi tarafından yapıldığı, şubenin kapanışı ile ilgili kayyım onayının bilirkişiye ibraz edilmediği, şube kapanış işlemleri için Vergi Dairesine ibraz edilen ortaklar kurulu kararının yine incelemeye sunulmadığı, ilgili adreste dava dışı 3.kişilerin faaliyette bulunduğunun Vergi Dairesi yoklama tutanağından tespit edildiği, yine şirketin Şişli adresindeki şube kapanış yoklamasının …. Vergi Dairesi tarafından yapıldığı, yine bu şube kapanışı ile ilgili kayyım onayının bulunmadığı, ilgili adreste dava dışı 3.kişilerin faaliyette olduğunun Vergi Dairesi yoklama tutanağından tespit edildiğ,i şube kapanış işlemlerinin davacının bilgisi dışında davalı tarafından kayyım onayı alınmadan yapıldığı, …. ile ilgili bilirkişiye ibraz edilen borçlar hesabı detayına göre ….. banka hesaplarına gelen havaleler ile dava dışı şirketin…… yönünden ibraz edilen muavin dökümlerinde 1.449.687,00 TL borçlu olduğunun tespit edildiği, ancak 23.06.2017 tarihli kayyım raporunda da tespit edildiği gibi bu borç ilişkisine dayanak teşkil edecek herhangi bir belge, protokol ve sözleşmenin bilirkişiye ibraz edilmediği, mal alım veya hizmet alımına dayalı bir ticari ilişkinin bulunmadığı, bu kadar yüksek rakamların havale yapılarak (raporda yazılı olduğu gibi 08.03.2017 tarihinde 205.000 USD, …….21.03.2017 tarihinde havale 80.000.00 TL …….gibi) finansman desteği sağlanarak şirketin borçlanması ve geri ödeme alınmamasının hayatın olağan akışına uygun olmadığı, ….yönünden ibraz edilen muavin dökümlerinde şirketin 3. Şahsa 19.220.00 TL borçlu olduğu , ……………..dava dışı şirketin kayyım onayı alınmaksızın ….şubelerinin davacının bilgisi dışında kapatıldığı, kayyım raporlarında da tespit edildiği üzere borç ilişkisine dayanak teşkil edecek herhangi bir belge , protokol ve sözleşme olmadığı gibi mal ve hizmet alımına dayalı bir işlem olmaksızın 3. Kişi ……. ile davalının yetkilisi olduğu dava dışı şirket arasındaki ilişkinin belirsiz olduğu, bu hususlara göre davalının yönetim görevinden azlini gerektirir nitelikte işlem ve eylemlerin bulunduğunun tespit edildiği, ……….”hususları belirtilmiştir.
Yapılan yargılama sonucunda dosya kapsamındaki tüm delillere , özellikle alınan kayyım raporları ve bilirkişi raporuna göre ; davalının dava dışı …. .. …….. Şirketindeki müdürlük görevinden azli ile münferiden temsil ve ilzama ilişkin yetkisinin kaldırılması gerektiği vicdani kanaate varılarak aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yazılı gerekçe ile ;
1-Davanın KABULÜ ile; Davalı …’ın İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil nosunda kayıtlı, dava dışı …..Şirketindeki müdürlük görevinden AZLİ İLE, “………. temsil ve ilzama ilişkin yetkisinin kaldırılmasına,
2- Karar kesinleşinceye kadar İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi …. HD 2017/90 Esas 118 karar sayılı 22/03/2017 tarihli kararı ile atanan kayyım …’ın YÖNETİCİ KAYYIM OLARAK GÖREVİNİN DEVAMINA,
3-Harçlar Yasası uyarınca alınması gereken 35.90 TL karar ve ilam harcından dava açılırken peşin olarak yatırılan 29.20 TL harcın mahsubuna, eksik alınan 6.70 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacının peşin olarak yatırdığı toplam 62.70 TL harç masrafı,750.00 TL bilirkişi ücreti ,630.00.-TL tebligat ve yazışma gideri (istinaf aşamasında yapılan dosyanın gidiş-dönüş ücreti ile yapılan tebligat ücretleri dahil olmak üzere) olmak üzere toplam sarfedilen 1.442.70 TL yargılama giderinin tümünün davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-İstanbul Bölge Adliye Mahkemesince atanan kayyıma ücret olarak takdir edilen ve davacı tarafça yatırılmasına karar verilen aylık 2.500.00 TL olmak üzere toplamda yatırılan 15.000.00 TL kayyım ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı tarafından yatırıldığı anlaşılan 2.500.00 x 2 = 5.000.00 TL kayyım ücretinin üzerinde bırakılmasına,
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ……. .Hukuk Dairesince 22.03.2017 tarihinde kayyım ataması yapılmış ise de, kayyım tarafından her ay rapor tanzim edilmediği anlaşıldığından, ödenmeyen kayyım ücretleri yönünden karar verilmesine yerolmadığına,
6-Mahkememizce 19.09.2018 tarihinde verilen kararda …’ın yönetici kayyım olarak atanmasına karar verildiğinden, önceden takdir edildiği üzere karar tarihinden hüküm kesinleşinceye kadar 2.500.00 TL kayyım ücretin taraflarca 1/2’şer oranda ve her ay düzenli olarak yatırılmasına,
7-Hüküm tarihinde yürürlükte olan avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca davacı yararına tayin ve takdir edilen 2.180.00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafça yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının da karar kesinleştikten sonra ve talebi halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.