Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1228 E. 2018/1029 K. 11.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2016/1228
KARAR NO : 2018/1029

DAVA : 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 18/11/2016
KARAR TARİHİ : 11/10/2018

DAVA :
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 18/11/2016 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; Davalı takip alacaklısı ….. …’nin davalı …… ‘ye karşı 186.081,27 TL’lik alacağın tahsili için İstanbul Anadolu …… İcra Müdürlüğü’nün 2016/18283 Esas sayılı dosyası ile takip başlattığını, takip borçlusu olan ……….’nin müvekkili şirkete alacağı olduğu iddiası ile 186.081,27 TL’lik alacağı için İİK.nun 81/1 maddesine göre haciz ihbarnamesi gönderildiğini, tebligatın müvekkili şirkette yetkili olmayan kişiye tebliğ edildiğini, süresinde itiraz edilemediğini, süresinde itiraz edilememesi üzerine ikinci haciz ihbarnamesinin de gönderildiğini, yine tebligatın müvekkili şirkette yetkili olmayan kişilere tebliğ edildiğini, bu nedenle bu ihbarnameye de süresinde itiraz edilemediğinden üçüncü haciz ihbarnamesinin gönderildiğini, üçüncü haciz ihbarnamesinin müvekkili şirketin yetkilisi tarafından tebliğ alınması üzerine süresinde itiraz edilmesi için menfi tespit davasının açıldığını, takip borçlusuna ve takip alacaklısına müvekkili şirketin borcu olmadığını, müvekkili şirketin yapmış olduğu tüm alış verişlerden doğan ödemelerini banka aracılığı ile yaptığını, borcun olmadığının banka kayıtlarından ortaya çıkacağını, ayrıca borçlunun davacıdan alacaklı olduğunu belirten borç doğuran ilişkinin davalı (alacaklı) tarafından ileri sürülmesi gerektiğini, böyle bir ilişkiye dayanmayan soyut olarak borçlunun davacıdan alacaklı olduğunu ileri sürülemeyeceğini, ilişkinin neye dayalı olduğunu açıklamadan borçlu olmadığının kanıtlanmasının beklenemeyeceğini beyanla müvekkili şirketin davalı takip borçlusu …’ye karşı ….lik borcu olmadığının tespitine, müvekkili şirketin davalı takip alacaklısı ……….. karşı borçlu olmadığının tespit edilmesini ve davalının haksız ve kötü niyetli takip yapmış olması nedeniyle % 20 kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 11/10/2018 tarihli duruşmada/esas hakkındaki beyanında; önceki beyanlarını tekrarla davanın kabulüne, ayrıca kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı …………..vekili Mahkememize sunduğu ve süresinde olmayan 02/03/2017 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: davacının 89/1 ve 89/2 haciz ihbarnamelerinin şirkette yetkili olmayan kişiye tebliğ edildiği ve tebligatların usulsuz olduğu iddiasının mevcut olması halinde bu iddia ile İcra Mahkemeleri nezdinde şikayet yoluna başvurarak icrai işlemin iptalini istemesinin mümkün iken iş bu davayı açtığını, davacının davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığını, bu nedenle davanın dava şartı yokluğundan reddinin gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemek kaydı ile dava dilekçesinde davacının ikrarı ile sabit olmak üzere 89/3 haciz ihbarnamesinin şirket yetkilisi ….tebliğ edildiğini, 89/1 haciz ihbarnamesinin de aynı kişiye tebliğ edildiğinden aynı şekilde geçerli olmasının gerektiğini, 89/2 haciz ihbarnamesinin ise … kayıtlarından anlaşılacağı üzere eski ortak olan … ‘a tebliğ edildiğini, kendisinin halen şirket bünyesinde çalıştığını, bu sebeple haciz ihbarnamelerinin geçerli olduğunu, menfi tespit davasının konusunu borçlunun kendi zimmetinde hiç veya haczedilen miktarda alacağı, malı veya hakkı bulunmadığına dair iddiasını oluşturacağını, ispat yükünün davacı üçüncü şahısta olduğunu, takip borçlusuna borcu olmadığını ispat etmesi gerektiğini, müvekkili şirket tarafından davacı … takip borçlusu …’ arasında ticari ilişki olduğuna dair haricen bilgi alındığını, buna istinaden 89/1 haciz ihbarnamelerinin gönderildiğini, kötü niyetli hareket edilmediğini, ticari ilişkinin tespiti için sicil kayıtlarının incelenmesi gerektiğini, İİK 89 ihbarnamelerinin ruhu gereği müvekkili şirkete kötü niyet tazminatı atfedilemeyeceğini, davacının uğradığı zararı müvekkili şirkete yüklemeye çalıştığını beyanla öncelikle davanın usulden reddine, aksi takdirde esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ………vekili 11/10/2018 tarihli duruşmada/esas hakkındaki beyanında; celse arasında sunmuş oldukları beyanlarını tekrarla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ………’ye dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalı cevap dilekçesi sunmadığı gibi duruşmalara da katılmamıştır.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde davacı tarafa gönderilen haciz ihbarnameleri nedeniyle davalı … ‘nin diğer davalı …. ‘ne borcundan dolayı sorumlu olup olmadığı, haciz ihbarnamelerinin gönderilmesi için şartların oluşup oluşmadığı, ayrıca ispat yükünün taraflardan hangisine ait olduğu noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, İİK’nın 89. Maddesi uyarınca gönderilen haciz ihbarnameleri nedeni ile borçlu olmadığının tespiti(menfi tespit) davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: Menfi tespit davasını düzenleyen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 89/3. Maddesindeki ” Üçüncü şahıs, haciz ihbarnamesinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde itiraz etmezse, mal yedinde veya borç zimmetinde sayılır ve kendisine gönderilen haciz ihbarnamesine süresinde itiraz etmediği, bu nedenle de malın yedinde veya borcun zimmetinde sayıldığı ikinci bir ihbarname ile bildirilir. Bu ikinci ihbarnamede ayrıca, üçüncü şahsın ihbarnamenin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde ikinci fıkrada belirtilen sebeplerle itirazda bulunması, itirazda bulunmadığı takdirde zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödemesi veya yedinde sayılan malı icra dairesine teslim etmesi istenir. İkinci ihbarnameye süresi içinde itiraz etmeyen ve zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödemeyen veya yedinde sayılan malı icra dairesine teslim etmeyen üçüncü şahsa onbeş gün içinde parayı icra dairesine ödemesi veya yedinde sayılan malı teslim etmesi yahut bu süre içinde menfi tespit davası açması, aksi takdirde zimmetinde sayılan borcu ödemeye veya yedinde sayılan malı teslime zorlanacağı bildirilir. Bu bildirimi alan üçüncü şahıs, icra takibinin yapıldığı veya yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesinde süresi içinde menfi tespit davası açtığına dair belgeyi bildirimin yapıldığı tarihten itibaren yirmi gün içinde ilgili icra dairesine teslim ettiği takdirde, hakkında yürütülen cebri icra işlemleri menfi tespit davası sonunda verilen kararın kesinleşmesine kadar durur (…)” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
Celp ve tetkik edilen İstanbul Anadolu ……. İcra Müdürlüğü’nün 2016/18283 Esas sayılı dosyasında; davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip alacaklısı …… tarafından davalı takip borçlusu ……. Aleyhine 24/08/2016 tarihli kambiyo senetlerine özgü haciz yolu takip talebi ile ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalı takip borçlusuna tebliği üzerine takibin kesinleştiği, davalı takip alacaklısı …. vekilinin 21/09/2016 tarihli İİK.89 maddesi uyarınca birinci haciz ihbarnamesinin üçüncü şahıslara gönderilmesinin talep edildiği, birinci haciz ihbarnamesinin davacı …. “Evrak Almaya Yetkili…….Tebliğ edildi.” açıklaması ile 28/09/2016 tarihinde, 12/10/2016 tarihli ikinci haciz ihbarnamesinin davacı ………. “Evrak Almaya Yetkili ……….Tebliğ edildi.” açıklaması ile 22/10/2016 tarihinde, 01/11/2016 tarihli üçüncü haciz ihbarnamesinin davacı …….. “Gösterilen Adreste yetkilinin dışar da olduğunu beyan eder personeline teslim edildi.” açıklaması ile 07/11/2016 tarihinde tebliğ olunduğu anlaşılmıştır.
Davacı taraf ile davalı………. ticari defterlerinin incelenmesine karar verilmiştir.
08/01/2018 tarihli Bilirkişi İncelemesi Yapılamadığına Dair Tutanak İncelendiğinde; davalı ……. vekilinin inceleme gün ve saatinde hazır olmadığı gibi bilirkişi ücretini de depo etmediğinden bilirkişi incelemesi yapılamadığı anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141), toplanan/sunulan deliller, ticaret sicil kayıtları, takip dosyası, haciz ihbarnameleri, banka dekontları, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; İstanbul Anadolu ……. İcra Müdürlüğü’nün 2016/18283 Esas sayılı dosyasında davalı takip alacaklısı …… tarafından davalı takip borçlusu …… hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takibe geçildiği, takip alacaklısının 21/09/2016 tarihli talebi üzerine davacıya birinci haciz ihbarnamesinin 20/09/2016 tarihinde düzenlenerek 28/09/2012 tarihinde… ‘e tebliğ edildiği, ikinci haciz ihbarnamesinin 12/10/2016 tarihinde düzenlenerek 22/10/2016 tarihinde …..a tebliğ edildiği, üçüncü haciz ihbarnamesinin 01/11/2016 tarihinde düzenlenerek 07/11/2016 tarihinde … imzasına tebliğ edildiği, eldeki davanın 15 günlük yasal süresi içerisinde 18/11/2016 tarihinde açıldığı, 2004 sy İİK.nun 89/3 ‘ncü maddesi uyarınca açılan Menfi Tespit davalarında ilk iki haciz ihbarnamesine itiraz etmeyerek borcu kabul etmiş sayılan üçüncü kişi konumundaki davacının davalı takip borçlusuna borçlu olmadığını ispatlaması gerektiği, ancak bunun için İİK.nun 89/1’inci maddesine göre haciz ihbarnamesi düzenlenmesine ilişkin koşulların oluşması gerektiği, bu kapsamda hamiline ait olmıyan veya cirosu kabil bir senetle müstenit bulunmayan alacak veya sair bir talep hakkı veya borçlunun üçüncü şahıs elindeki taşınır bir malı haczedilirse İİK.nun 89 ‘uncu maddesi uyarınca haciz ihbarnamesi gönderilebileceği, İİK m.89 ‘a mesnetle kendisine haciz ihbarnamesi gönderilen üçüncü kişinin ikame ettiği menfi tespit davasında takip alacaklısının takip borçlusunun üçüncü kişiden alacaklı olduğunu belirten borç doğuran bir ilişkiyi ileri sürmesinin gerekli olduğu, böyle bir ilişkiye dayanmadan soyut olarak takip borçlusunun üçüncü kişiden alacaklı olduğunun ileri sürülmeden ve bu ilişkinin neye dayalı olduğu açıklanmadan üçüncü kişiden borçlu olmadığını kanıtlamasının beklenemeyeceği, davacıya gönderilen haciz ihbarnamelerinde davacının takip borçlusuna ne sebeple ve ne miktar borçlu olduğunun gösterilmediği(Yargıtay 19. HD’nin 01/06/2016 tarih, 2016/765 Esas – 2016/9844 Karar sayılı ilamı), davacı tarafça dosyaya sunulan banka dekontları incelendiğinde, takip alacaklısı vekilinin 21/09/2016 tarihli haciz ihbarnamesi çıkarılmasına ilişkin talebinden önce ödemelerin yapıldığının anlaşıldığı, davalı takip alacaklısı tarafından İİK.nun 89’uncu maddesi uyarınca haciz ihbarnamesi düzenlenmesi şartlarının oluştuğunun ispatlanamadığı, bu hususta yemin delili hatırlatılmasına rağmen davalı takip alacaklısı tarafından yemin deliline dayanılmadığı, bu haliyle ispat yükünün davacıda olduğu kabulünün mümkün olmadığı sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
2-Davacının İstanbul Anadolu ……. İcra Müdürlüğü’nün 2016/18283 Esas sayılı dosyasından İİK.nun 89. Maddesi uyarınca gönderilen haciz ihbarnameleri nedeniyle davalı takip borçlusuna ve davalı takip alacaklısına borçlu olmadığının tespitine,
3-Davacı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
4-Başlangıçta peşin olarak alınan 29,20 TL harcın, alınması gerekli olan 35,90 TL harçtan mahsubu ile bakiye 6,70 TL karar ve ilam harcının davalılardan alınarak hazineye irat kaydına,
5- Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu 29,20 TL peşin harç ile 168,80 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 198,00 TL’ nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6- Davacı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan …… uyarınca 2.180,00 TL avukatlık ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
7- Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi uyarınca, artan gider avansının davacıya iadesine,
8-Karar kesinleştiğinde, İstanbul Anadolu ……… İcra Dairesinin 2016/18283 Esas sayılı dosyasının merciine iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı …………… vekilinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.