Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1221 E. 2019/33 K. 15.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/1221 Esas
KARAR NO : 2019/33
DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/11/2016
KARAR TARİHİ: 15/01/2019
DAVA :
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 17/11/2016 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı arasında 19/09/2014 tarihinde istinat duvarı yapılması için sözleşme imzalandığı ve müvekkili şirketin sözleşmede belirlenen yükümlülüklerini yerine getirdiğini, davalı şirketin sözleşmede kararlaştırılan ifa bedelini ödemeyerek temerrüde düştüğünü, taraflar arasında yapılan sözleşme ve sonrasında her iki tarafın da ayrı ayrı mahkemeye başvurmak sureti ile delil tespiti yaptırdığı ve bu tespitler sonucu müvekkilin sözleşme çerçevesinde yaptığı işin miktarı ve mahiyetinin açıkça tespit edildiğini, taraflarınca talep edilmesi üzerine yeniden yapılan inceleme ve değerlendirmelerde, bilirkişi tarafından imalatlar ve maliyetlerin doğru ve hatasız olarak tespit edilerek raporlandığını, iki rapor karşılaştırıldığında görüleceği üzere İstanbul Anadolu 18. Sulh Hukuk Mahkemesi———-D.iş sayılı dosya ile müvekkilin yaptığı işin mahiyeti ve maliyeti doğru olarak tespit edildiğini, ancak davalının bu tutarı ödemekten haksız olarak imtina ettiğini beyanla davalıdan taraflar arasındaki sözleşme çerçevesinde müvekkilinin bakiye alacaklarının ve zararlarının öncelikle tespitini, tespit edilen alacaklarının taraflarına ödenmesini, bu çerçevede belirsiz alacak davasının kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 25/01/2017 havale tarihli cevaba cevap dilekçesinde özetle: davalı tarafın müvekkili şirkete veya yetkililerine ulaşamamasının söz konusu olmadığını, istinat duvarının yapımında eksikliklerin, hataların ve göçme tehlikesinin olduğu iddialarının mesnetsiz olduğunu, her iki bilirkişi raporunda da aynı ölçütler esas alınarak değerlendirmeler yapıldığı sadece davalının yaptırmış olduğu delil tespitindeki bilirkişi raporunda maliyet hesaplamasının hatalı olduğunu beyan ederek davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 27/09/2018 tarihli ıslah dilekçesi ile dava değerini 62.477,00 TL’ ye arttırmıştır.
Davacı vekili 15/01/2019 tarihli duruşmada/esas hakkındaki beyanında; yazılı beyanlarını tekrarla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili Mahkememize sunduğu 30/12/2016 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: davacı tarafın dava dilekçesinde “inşanın devamı sırasında çıkan birkaç aksama sebebiyle müvekkili şirketin işi durduğunu ve çıkan aksamaların işin esasına aykırı olmadığını, müvekkil şirketin işin tamamlanmasına engel olduğunu” beyan ettiğini, işbu beyanların asılsız olduğunu, davacı tarafın yüklendiği işi 05/11/2014 tarihine kadar projeye uygun olarak tamamlanması gerekirken tamamlamadığını, buna rağmen 1 aydan fazla bir süre sonra davalı tarafa işlerin çoğunluğunun yapılmadığını, yapılanların hatalı olduğunu ve tamamlanmasına ilişkin ihtarname gönderdiğini, davacı tarafın, “işin tamamlanmasına engel olduğunun” belirtildiğini, bu iddianın aksine müvekkili şirketin davacı tarafından bir an önce işin tamamlanmasının istendiğini bununla ilgili gerekli tüm irtibatları sağlamaya çalıştığını, davacı tarafın dilekçesinde “işe devam edileceği inancıyla inşaat kalıplarını ve diğer malzemelerini 8 ay boyunca inşaat sahasında bıraktığını” beyan ettiğini, delil dilekçelerinde sundukları fotoğraflardan da görüleceği üzere inşaat alanında inşaat malzemesi değil inşaat atıkları bulunduğunu, müvekkili şirketin rapor ile davacı tarafın almış olduğu rapor karşılaştırılığında müvekkili şirketin almış olduğu raporda davacı şirketin tamamlamadığı işler ve hatalar ile imalatın ayıplı ve eksik durumlarını belirten bir hesap sunulduğunu, oysa davacı tarafından alınan raporda ise belirlenen maddi değerin davacı tarafın yüklendiği işin bitmiş, ayıpsız, eksiksiz projeye uygun olarak hesaplanmış hali olduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili ikinci cevap dilekçesi sunmamıştır.
Davalı vekili 15/01/2019 tarihli duruşmada/esas hakkındaki beyanında; önceki beyanlarını tekrarla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde istinad duvarı yapımına ilişkin sözleşme ile ilgili olarak davalının işin yapımını durdurup durdurmadığı ve davcının hakedişini ödeyip ödediği, istinad duvarının davalı tarafından eksik veya hatalı imal edilip edilmediği, gönderilen ihtara rağmen eksikliğin giderilip giderilmediği, eksikliğin üçüncü bir firmaya yaptırılıp yaptırılmadığı noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, eser sözleşmesine dayalı olarak hak ediş bedelinin tahsili davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu(TBK)’nun 470. Maddesindeki “Eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, işsahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir. ” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
Dosyada mübrez sözleşme incelendiğinde———–arasında bahçe istinat perdesi yapımı işini götürü bedelle yapılmasının kararlaştırıldığı anlaşılmıştır.
Celp ve tetkik edilen İstanbul Anadolu 14. Sulh Hukuk Mahkemesinin ——– D.iş sayılı dosyasına sunulan bilirkişi raporunda; yerinde yapılan istinat perdesinin arka yüzünde kalıp kurulmadan beton dökülmüş, mıcır dolgusu ve drenaj dolgusu yapılmadığı, projede belirtilen barbakanlar yeterli sayıda ve bulunması gereken yerlerde yapılmadığı, perde dilatasyonlu yapılmadığı, beton dökümü sırasında fen usullerine uygun vibratör kullanılmadığından beton dış yüzeyi gözenekli çıktığını, yapılmış olan imalatın yaklaşık maddi değerinin ————-2015 yılı Yapı değerleri ile hesaplanması [(3,15*0,50*50)+ (3,20*0,30*50)]*270-TL/m²= 34.223,00 TL+KDV olarak hesaplandığı anlaşılmıştır.
Celp ve tetkik edilen İstanbul Anadolu 18. Sulh Hukuk Mahkemesinin ——–D.iş sayılı dosyasına sunulan bilirkişi raporunda; tespit isteyen ————–19/09/2014 tarihli sözleşme ile yüklenicisi olduğu ————-adresinde ——-imalatının dosyasına sunulan projesi mahalline uygulanarak ve yerinde ölçüler alınarak ———ı birim fiyatlarının piyasada oluşmuş rayiçleri araştırılmak suretiyle 21/01/2016 tespit tarihi itibariyle 93.160,00 TL olarak tespit edildiği anlaşılmıştır.
Bilirkişi heyeti 25/05/2018 Havale tarihli raporunda özetle; davacı şirketin yaptığı iş bedelinin 76.675,00 TL+KDV= 90.477,00 TL olduğu, yapılan işin sözleşme bedeline göre oranının %68,46 olduğu, davacı şirkete ödenen 25.000,00 TL ile nefaset kesintisi olarak takdir edilen 3.000,00 TL toplamının yapılan iş bedelinden mahsup edilmesiyle bulunan KDV dahil 62.477,00 TL’ nin davacı olduğu şeklinde Rapor etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Aksine âdet veya anlaşma olmadıkça yüklenici, eserin meydana getirilmesi için kullanılacak olan araç ve gereçleri kendisi sağlamak zorundadır(TBK m. 471/4).
Meydana getirilmesi sırasında, eserin yüklenicinin kusuru yüzünden ayıplı veya sözleşmeye aykırı olarak meydana getirileceği açıkça görülüyorsa, işsahibi bunu önlemek üzere vereceği veya verdireceği uygun bir süre içinde yükleniciye, ayıbın veya aykırılığın giderilmesi; aksi takdirde hasar ve masrafları kendisine ait olmak üzere, onarımın veya işe devamın bir üçüncü kişiye verileceği konusunda ihtarda bulunabilir(TBK m. 473/2).
İşsahibi, eserin tesliminden sonra, işlerin olağan akışına göre imkân bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve ayıpları varsa, bunu uygun bir süre içinde yükleniciye bildirmek zorundadır. Taraflardan her biri, giderini karşılayarak, eserin bilirkişi tarafından gözden geçirilmesini ve sonucun bir raporla belirlenmesini isteyebilir(TBK m. 474).
Eserin açıkça veya örtülü olarak kabulünden sonra, yüklenici her türlü sorumluluktan kurtulur; ancak, onun tarafından kasten gizlenen ve usulüne göre gözden geçirme sırasında fark edilemeyecek olan ayıplar için sorumluluğu devam eder. İşsahibi, gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, eseri kabul etmiş sayılır. Eserdeki ayıp sonradan ortaya çıkarsa işsahibi, gecikmeksizin durumu yükleniciye bildirmek zorundadır; bildirmezse eseri kabul etmiş sayılır(TBK m. 477/1-2).
İşsahibinin bedel ödeme borcu, eserin teslimi anında muaccel olur. Eserin parça parça teslim edilmesi kararlaştırılmış ve bedel parçalara göre belirlenmişse, her parçanın bedeli onun teslimi anında muaccel olur. (TBK m. 479)
Eserin bedeli önceden belirlenmemiş veya yaklaşık olarak belirlenmişse bedel, yapıldığı yer ve zamanda eserin değerine ve yüklenicinin giderine bakılarak belirlenir. (TBK m. 481)
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan/sunulan deliller, ticaret sicil kayıtları, sözleşme, delil tespiti dosyaları, noter ihtarı, fatura, dekontlar, proje, bilirkişi raporu, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında bahçe istinat perdesi yapımı hususunda götürü bedelli eser sözleşmesi akdedildiği(TBK m. 480/1), ancak kararlaştırılan işin tamamlanamadığı, bu halde eserdeki ayıp ve eksik ifa sebebiyle, ayıp ve eksik ifa oranında bedelden indirim(TBK m. 475/2), yapılması gerektiği, iş bedeli götürü olarak kararlaştırıldığından taraflarca dosyaya ibraz edilen “Sözleşme”ye göre işin kapsamı tayin edilip, eksik ve kusurlar dikkate alınıp düşülmek suretiyle gerçekleşen imalâtın işin tamamına göre fiziki oranı tesbit ettirilerek, bu oran sözleşmede götürü bedel olarak kararlaştırılan bedele uygulanarak davalı yüklenici tarafından hakedilen iş bedelinin saptanması( Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’ nin 18/06/2015 tarih, 2014/5739 Esas, 2015/3492 Karar sayılı ilamı), mahkememizce gerekçeli denetime elverişli ve somut olaya uygun olması nedeniyle hükme esas alınan 25/05/2018 tarihli bilirkişi heyeti raporuna göre işin gerçekleşme oranının %68,46 olduğu, bu oranın taraflarca kararlaştırılan işin götürü bedeli olan 112.000,00 TL+KDV’ ye uygulandığında imalat yapılan kısmın bedelinin 90.477,00 TL olduğu, ayıplı imalat için 3.000,00 TL’de nefaset bedeli ile 25.000,00 TL ödeme tenzil edildiğinde davacının hak ediş alacağının 62.477,00 TL olduğu, her ne kadar davalı tarafça bilirkişi heyeti raporuna ayıplı ve eksik ifa nedeniyle zarara uğradıkları kalan atıkları kaldırmak için masraf yapıldığı şeklinde itiraz edilmiş ise de bu iddialara ilişkin açılmış karşı bir dava bulunmadığı gibi herhangi bir belge de sunulmadığı bu sebeple davalı tarafın bu yöndeki itirazlarınını nazara alınmadığı, ayrıca bilirkişi heyeti tarafından 2015 yılı Bakanlık değerlerinin fiziki imalat oranı belirlemek için kullanıldığı, hak ediş bedelinin taraflarca kararlaştırılan sözleşmesel bedel üzerinden hesaplandığı, delil tespiti dosyasındaki masrafa ilişkin iddiaların ise bu masrafların yargılama masrafı olarak değerlendirilecek olması nedeniyle nazara alınmadığı, bunun yanı sıra davalının 3. Kişilerin yaptırdığı iddia ettiği işlerle ile ilgili faturaların işlemin tarafı olmayan davacıya karşı ileri sürülemeyeceği, bilirkişi raporunun delil tespiti dosyalarında alınan raporları da ayrıntılı olarak değerlendirilmiş olması karşısında isabetli ve yerinde olduğu sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiş ancak faiz talep edilmemiş olması nedeniyle bu hususta herhangi bir karar verilmemiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile; 62.477,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Başlangıçta peşin olarak alınan 157,51 TL harcın ıslah harcı 1.000,00 TL ile birlikte, alınması gerekli olan 4.267,80 TL harçtan mahsubu ile bakiye 3.110,29 TL karar ve ilam harcının davalı taraftan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu peşin harç 157,51 TL, ıslah harcı 1000 TL ile birlikte, posta ve tebligat gideri 130,60 TL, bilirkişi ücreti 2.200,00 TL, İstanbul Anadolu 18. Sulh Hukuk Mahkemesinin————D.iş sayılı delil tespiti dosyasında yapılan peşin harç, bilirkişi ücreti, posta ve tebligat gideri yekünü 467,60 TL, olmak üzere toplam 3955,71 TL yargılama masrafının davalı taraftan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı tarafça yapılan yargılama masraflarının kendi üzerlerinde bırakılmasına,
5-Davacı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 7.222,47 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacıya; artan delil avansının davalıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/01/2019