Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1218 E. 2021/817 K. 16.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2016/1218 Esas
KARAR NO: 2021/817
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 16/11/2016
KARAR TARİHİ: 16/11/2021
DAVA:Davacı-Karşı Davalı vekili Mahkememize sunduğu —havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; davalı borçlunun müvekkile olan borçları nedeniyle davalı aleyhine —-dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, takibin borçlunun itirazı üzerine durduğunu, takibin yetkili icra dairesinde yapıldığını, itirazın iptali ile %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı-Karşı Davalı vekili —- tarihli duruşmada/esas hakkındaki beyanında; önceki beyanlarını tekrarla davanın kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı-Karşı Davacı vekili Mahkememize sunduğu — havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davacıya yükletilmesine, karşı davanın kabulü ile —- dava tarihinden işleyecek ticari faizi ile birlikte karşı davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin karşı davalıya yükletilmesine ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı-Karşı Davacı vekili tarihli duruşmada/esas hakkındaki beyanında; önceki beyanlarını tekrarla davanın reddine, karşı davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlık Konusu: Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde asıl davada davacının davaya konu ettiği icra takibine dayanak, davalıdan tahsilini gerektirir bir alacağı bulunup bulunmadığı varsa miktarı karşı davada karşı davacının (asıl davalının) karşı davalıya (asıl davacıya) mal satışından dolayı bakiye bir alacağı bulunup bulunmadığı varsa miktarı noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: İtirazın iptalini düzenleyen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67/1. Maddesindeki “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
Celp ve tetkik edilen —- dosyasında; davacı-karşı davalı takip alacaklısı tarafından takip talebi ile davalı-karşı davacı takip borçlusu hakkında ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalı-karşı davacı takip borçlusuna tebliği üzerine davalı-karşı davacı takip borçlusunun süresi içerisinde, borca ve ferilerine karşı itiraz ettiği ve bunun üzerine takibin durduğu, itiraz dilekçesinin ve takibin durdurulmasına ilişkin kararın davacı-karşı davalı takip alacaklısına tebliğ edilmediği, eldeki davanın—- yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Celp ve tetkiki edilen —-tarafından dosyaya sunulan vergi inceleme raporu incelendiğinde; Davacı-karşı davalı şirketin, davalı-karşı davacının mükellefi olduğu ———- tarafından taraflarına teslim edilen malların bedelleri ödenmesine rağmen faturaların düzenlenmediği” şeklindeki ihbarı/şikayeti neticesinde idarenin bu ihbar/şikayetle sınırlı incelemeler yapmak suretiyle davalı-karşı davacı şirkete, davacı-karşı davalı şirketten tahsil ettiği bedellere karşılık teslim edilen mallara ilişkin söz konusu faturaların düzenlenmemesi gerekçesiyle vergi tarhiyatı ve cezaları kesmiş bulunduğu anlaşılmıştır.
Bilirkişi —– havale tarihli kök raporunda özetle; eksik hususlar giderildiği takdirde gerekçeli ek rapor hazırlanabileceğini beyan ve rapor etmiştir.
Bilirkişi — havale tarihli 1.ek raporunda özetle; davacı şirketin davalı firmaya — ödemesi yaptığını kanıtlayamadığı takdirde davalı firmadan iadesini talep edebileceği asıl alacağının —- olabileceğini, davacı şirketin davalı firmaya —ödemesi yaptığını ispatlaması halinde davalı firmadan iadesini talep edebileceği asıl alacağının; — olabileceğini beyan ve rapor etmiştir.
Bilirkişi — havale tarihli 2.ek raporunda özetle; davacı/ karşı davalı şirketin —– alacak talebi üzerinden harçlandırmak suretiyle Davalı/K. Davacı firma aleyhine itirazın iptali istemiyle ikame etmiş olduğu işbu itirazın iptali davasında; Davalı/K. Davacı şirketçe Davacı/K. Davalı şirkete yapılan satışlar sonucu oluşan toplamda —- alacağa karşılık, Davacı/K. Davalı şirketçe Davalı/ K. Davacı şirkete yapılan ödemeler toplamının —- olduğu tespit ve hesap edilmekle, esas davada; Davacı/K. Davalı şirketin Davalı/K. Davacı şirketten iadesini talep edebileceği tutarın; —- olabileceğini, Davalı/K. Davacı Şirketçe Davacı/K. Davalı şirkete faturalarının düzenlenmediği tespit edilen —- mal satışına ilişkin faturanın/faturaların düzenlenmesi halinde, bu faturalardan kaynaklı olarak tahakkuk edecek; —-alacağından mahsup edilebileceği ve sonucunda Davacı/K. Davalının Davalı/K. Davacı şirketten; ——- alacağı olabileceğini, dosya kapsamında taraflar arasında temerrüt halini düzenleyen yazılı bir sözleşme ve/veya takip konusu alacağa ilişkin olarak keşide edilmiş hukuki nitelikli bir temerrüt ihtarına dosya kapsamında rastlanılmadığı gibi iddia da edildiği görülmekle, Davacı/K. Davalının takip öncesine ilişkin temerrüt faiz taleplerinin takdirinin sayın mahkemeye ait olacağını, Karşı Davada ise, Davalı/Karşı Davacı şirketin karşı davaya konu ettiği —– alacak taleplerinin yerinde olmadığını beyan ve rapor etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Davacı tarafından davalı aleyhine cari hesap ilişkisine dayalı olarak icra takibi başlatıldığı, davalının takibe itiraz etmesi üzerine takibin durduğu, davacının takibe itirazın iptali istemiyle eldeki davayı açtığı, davalının cevap dilekçesiyle birlikte davacının mal satımından dolayı kendilerine ——-borçlu olduğu iddiasıyla karşı dava açtığı anlaşılmıştır.
Dava ticari nitelikteki mal alım satımından kaynaklı itirazın iptali ve karşı dava olarak alacak istemine ilişkindir.
Uyuşmalığın tespiti açısından tarafların ticari defterleri incelenmiş ve davacı ticari defterlerine göre davacının davalıdan —- alacağının bulunduğu, davalının ticari defterlerine göre alacak borç bakiyesinin bulunmadığı, taraf defterleri arasındaki farkın davacı şirket kayıtlarında yer alıp davalı şirket kayıtlarında yer almayan —— tarihli mahsup fişlerinden kaynaklı olduğu anlaşılmış çeklerin akıbetleri ile ilgili olarak bankalara müzekkereler yazılmıştır.
Gelen müzekkere cevapları ile birlikte dosya yeniden bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi ek raporunda davalı karşı davacı şirketin toplam; — alacağının bulunduğu, buna karşılık davacı karşı davalı şirketçe — ödeme yapıldığı, bu nedenle —- fazla ödeme yapıldığının tespit edildiği anlaşılmıştır.
Davalı karşı davacı tarafından icra dairesinin yetkisine yapılan itiraz bakımından yapılan incelemede; taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu hususunda itilaf bulunmadığı, davanın para alacağına ilişkin olduğu, HMK’nın 10.maddesinde sözleşmeden doğan davalarda sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemelerinin de yetkili olduğu hususunun düzenlendiği, —- para borçlarının ifa yerinin alacaklının yerleşim yeri olduğu, bu kapsamda davacı şirketin merkezinin bulunduğu yerin takip yapılan icra dairesinin yetki çevresinde bulunması nedeniyle —–yetkili olduğu kanaatine varılmış ve davalının icra müdürlüğünün yetkisine itirazı yerinde görülmemiştir.
Yapılan bilirkişi incelemesi ile davacı tarafından davalıya — fazla ödeme yapıldığı tespit edildiğinden, bu miktar yönünden davalının icra takibine itirazının haksız olduğu, her ne kadar —–mal satışına ilişkin fatura düzenlenmesi halinde davalı karşı davacı şirket tarafından —- bedelinin davacı alacağından düşürülmesini talep etme imkanı var ise de; dava tarihi itibari ile faturanın kesilmediği anlaşıldığından davalının icra takibine yapmış olduğu itirazın ——– üzerinden iptaline karar verilmesi gerektiği, tarafların tacir olması ve uyuşmazlığın ticari işletmelerinden kaynaklı olması nedeniyle kabulüne karar verilen alacağın takip tarihinden itibaren ticari faiz işletilmesi gerektiği, alacağın likit olması nedeniyle kabulüne karar verilen alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmetmek gerektiği, davalı tarafından açılan karşı dava yönünden ise; davacının yaptığı ödemelerin fazla olması nedeniyle davalının davacıdan alacağının bulunmadığı bu nedenle karşı davanın yerinde olmadığı sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak asıl davanın kısmen kabul kısmen reddine, karşı davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Asıl dava yönünden davanın KISMEN KABUL, KISMEN REDDİNE,
a-Davalı/takip borçlusunun, —– yönünden İPTALİNE, kabulüne karar verilen asıl alacağa takip tarihinden itibaren ticari faiz uygulanmasına,
b-Kabulüne karar verilen alacağın %20 ‘si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
c-Davalı tarafın kötü niyet tazminatı isteminin REDDİNE,
d-Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-Karşı davanın REDDİNE,
Asıl dava yönünden;
-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 4.710,06 TL karar ve ilam harçtan peşin alınan 4.316,06 TL harcının mahsubu ile bakiye 394,00 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
-Davanın başında alınan 4.316,06 TL peşin harcın davanın takipsiz bırakılmasından sonra 1 aylık süre içerisinde yenilenmemesi nedeniyle yeniden alınması sebebiyle ilk alınan peşin harcın yeniden yatırılmasının davacı kusurundan kaynaklanması nedeniyle bu harcın davacı üzerinde bırakılmasına,
-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca hesaplanan 9.763,67 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca hesaplanan 28.638,81 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
-Davacı tarafından yargılama boyunca yapılan 29,20 TL başvurma harcı, 1.050,00 TL bilirkişi ücreti ve 215,00 TL posta ve tebligat giderinden oluşan toplam 1.294,20 TL yargılama giderinden haklılık durumuna göre hesaplanan 249,71 TL ile peşin harç olarak alınan 4.316,06 TL olmak üzere toplam 4.565,77 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
-Davalı tarafından yargılama boyunca yapılan 1.050,00 TL bilirkişi ücreti ve 265,10 TL posta ve tebligat giderinden oluşan toplam 1.310,10 TL’den haklılık durumuna göre hesaplanan 1.057,32 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Karşı dava yönünden;
-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 59,30 TL karar ve ilam harcının karşı dava harcı olarak alınan 145,20 TL’den mahsubu ile fazla alınan 85,90 TL ‘nin karşı davacıya iadesine,
-Karşı davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. Uyarınca hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin asıl davacı-karşı davalıdan alınarak asıl davalı- karşı davacıya verilmesine,
-Yatırılan avanstan kullanılan kısmın mahsubu ile bakiye kısmın kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile—— Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, istinaf yoluna başvurulmasının İİK’nın 36. maddesi saklı kalmak kaydıyla kararın icrasını durdurmayacağı, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesin hüküm ve kesin delil oluşturacağı açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/11/2021