Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1180 E. 2018/627 K. 24.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİKARAR

ESAS NO : 2016/1180 Esas
KARAR NO : 2018/627

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/11/2016
KARAR TARİHİ : 24/05/2018

DAVA :
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 03/11/2016 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalıdan fatura, ticari defter kayıtları ile sabit alacağının tahsili için İstanbul Anadolu ……. İcra Müdürlüğü’ nün 2016/22072 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, davalının borçlu olmadğı itirazı üzeriene takibin durduğunu ileri sürerek davalının haksız itirazının iptaline takibin devamına, davalının takip konusu alacağın %20′ sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 29/03/2018 tarihli celsede beyanında; dosyanın tekamül ettiğini belirterek davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalıya dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalı cevap dilekçesi sunmadığı gibi duruşmalara da katılmamıştır.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde takibe konu fatura nedeni ile davacının davalıdan alacağının bulunup bulunmadığı, noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: İtirazın iptalini düzenleyen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67/1. Maddesindeki “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
Celp ve tetkik edilen İstanbul Anadolu ….İcra Müdürlüğü’nün 2016/22072 Esas sayılı dosyasında; davacı takip alacaklısı tarafından 13/10/2016 tarihli takip talebi ile davalı takip borçlusu hakkında ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalı takip borçlusuna 19/10/2016 tarihinde tebliği üzerine davalı takip borçlusunun süresi içerisinde, borca ve ferilerine karşı itiraz ettiği ve bunun üzerine takibin durduğu, itiraz dilekçesinin ve/veya takibin durdurulmasına ilişkin kararın davacı takip alacaklısına tebliğ edilmediği, eldeki davanın 1(bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların ticari defterlerinin incelenmesine karar verilmiş, inceleme gününde Mahkememize ibraz edilen ticari defterler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Mali Müşavir bilirkişi 07/08/2017 Havale tarihli raporunda özetle; Mahkemenin verdiği görev doğrultusunda, dosyaya sunulu belgeler, davacı ticari defterleri üzerinde yapılan incelemeler neticesinde, davacının icra takibine konu etmiş bulunduğu irsaliydi faturalarda teslim alan kısmında teslim alana ait bir kaşe, ad soyadı ve imza bulunmadığı, bu durumda söz konusu malların davacı tarafından davalıya teslim edildiğinin ispatlanamadığı, davacı tarafından ibraz edilmekle sahibi lehine delil teşkil edilemeyeceği kanaatine varılan ticari defter kayıtlarına göre, davacının icra takip tarihi olan 14/10/2016 tarihi itibariyle davalıdan 20.557,28 TL alacaklı durumda bulunduğu, davacı tarafından inceleme sırasında, ……’ne ait …. Hesaba ait muavinde defter dökümleri ile …’ne ait … hesaba ait muavin defter dökümlerinin sunulduğu, davacı şirketin ….. ile ticari ilişkisinin olduğu anlaşıldığı, davacı tarafından inceleme sırasında bir kısım faturaların asılları ve fotokopileri sunulduğu, faturalar incelendiğinde faturaların bir kısmının …… adına, bir kısımların da … adına düzenlenmiş olduğu, söz konusu faturaların ticari defterlere kaydında da iki şirket arasında geçişmelerden kaynaklanan hatalı kayıtlar olduğu anlaşıldığı, sunulan faturalar dikkate alınarak yapılan düzeltmelere göre, davacının icra takip tarihi olan 14/10/2016 tarihi itibariyle davalıdan her hangi bir alacağı bulunmadığı, aksine davacıya 19.065,38 TL borçlu duruma geldiği hesaplandığı, davalının inceleme gün ve saatinde mahkeme kaleminde hazır bulunmadığı, ticari defterleri ve dayanağı belgeleri ibraz etmediği, Mahkemece davalıya ticari defterlerin inceleme gün kararının verilmiş olduğu 01/06/2017 tarihli duruşma zaptı tebliğe gönderildiği, 09/06/2017 tarihinde TK’nun 35. maddesi gereğince davalıya tebliğ edildiği, yapılan açıklamalara göre, davacının işlemiş faiz talebinin yerine olamayacağını beyan ve rapor etmiştir.
Mali Müşavir bilirkişi 09/02/2018 havale tarihli ek raporunda özetle; davacının icra takip tarihi olan 14/10/2016 tarihi itibariyle davalıdan 20.236,01 TL alacaklı durumda bulunduğu, taleple sınırlı olarak davacı asıl alacağının 16.503,88 TL olabileceği, icra takip tarihi ve dava tarihinden sonra 30/11/2016 tarihli dosya harici yapılan 4.053,40 TL alacak kaydının icra müdürlüğünce kapak hesabında dikkate alınması gerektiği beyan ve rapor etmiştir.
Bilirkişi kök ve ek raporu taraflara usulüne uygun tebliğ edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
TİCARİ DEFTERLERİN DELİL KABİLİYETİ
Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun, yargılamayı gerektiren davalarda hazırlık işlemlerine ilişkin hükümleriyle senetlerin ibrazı zorunluluğuna dair olan hükümleri ticari işlerde de uygulanır. (TTK m. 83)
Uyuşmazlık konusu vakıaları ispata elverişli yazılı veya basılı metin, senet, çizim, plan, kroki, fotoğraf, film, görüntü veya ses kaydı gibi veriler ile elektronik ortamdaki veriler ve bunlara benzer bilgi taşıyıcıları bu Kanuna göre belgedir. (HMK m. 199)
Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar. Elektronik belgeler ise belgenin çıktısı alınarak ve talep edildiğinde incelemeye elverişli şekilde elektronik ortama kaydedilerek mahkemeye ibraz edilir. Ticari defterler gibi devamlı kullanılan belgelerin sadece ilgili kısımlarının onaylı örnekleri mahkemeye ibraz edilebilir. (HMK m. 219)
İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir. (HMK m. 220/1)
Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır. (HMK m. 222/2-3-5)
TEMERRÜT
İfa zamanı taraflarca kararlaştırılmadıkça veya hukuki ilişkinin özelliğinden anlaşılmadıkça her borç, doğumu anında muaccel olur(TBK m. 90).
Karşılıklı borç yükleyen bir sözleşmenin ifası isteminde bulunan tarafın, sözleşmenin koşullarına ve özelliklerine göre daha sonra ifa etme hakkı olmadıkça, kendi borcunu ifa etmiş ya da ifasını önermiş olması gerekir(TBK m. 97).
Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer(TBK m. 117/1).
Borcun ifa edileceği gün, birlikte belirlenmiş veya sözleşmede saklı tutulan bir hakka dayanarak taraflardan biri usulüne uygun bir bildirimde bulunmak suretiyle belirlemişse, bu günün geçmesiyle; ( …. ) borçlu temerrüde düşmüş olur. Ancak sebepsiz zenginleşenin iyiniyetli olduğu hâllerde temerrüt için bildirim şarttır(TBK m. 117/2).
Aksine sözleşme yoksa, ticari bir borcun faizi, vadenin bitiminden ve belli bir vade yoksa ihtar gününden itibaren işlemeye başlar(TTK m. 10).
FAİZ
Bir miktar paranın ödenmesinde temerrüde düşen borçlu, sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça, geçmiş günler için 1 inci maddede belirlenen orana göre temerrüt faizi ödemeye mecburdur(3095 s.y. M. 2/1).
……..Bankasının önceki yılın 31 Aralık günü kısa vadeli avanslar için uyguladığı faiz oranı, yukarıda açıklanan miktardan fazla ise, arada sözleşme olmasa bile ticari işlerde temerrüt faizi bu oran üzerinden istenebilir. Söz konusu avans faiz oranı, 30 Haziran günü önceki yılın 31 Aralık günü uygulanan avans faiz oranından beş puan veya daha çok farklı ise yılın ikinci yarısında bu oran geçerli olur(3095 s.y. M. 2/2).
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan deliller, ticaret sicil kayıtları, faturalar, takip dosyası, bilirkişi raporu, iddia ve beyanlar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı/takip alacaklısının davalı/takip borçlusu hakkında cari hesaba dayalı olarak takip başlattığı, davalı/takip borçlusunun tebliğ edilen ödeme emri üzerine takibe borca ve fer’ileri yönünden süresinde itiraz ettiği ve takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, taraflar arasındaki ihtilafın takip dayanağı belgeye konu mal ve/veya hizmetin teslim edilip edilmediği ve/veya sunulup sunulmadığı hususundan kaynaklandığı, uyuşmazlığın halli ve taraflar arasındaki ticari ilişkinin tespiti için defter incelemesine karar verildiği, davalının ticari defterlerini kabul edilebilir bir mazeret bildirmeksizin bilirkişi incelemesine sunulmak üzere ibraz etmediği, davacının ise kendi ticari defterlerine göre davalı taraftan 20.236,01 TL alacaklı olduğu, davacının ticari defterlere delil olarak dayandığı ve tarafların ellerinde bulunan belgeleri -ticari defterler dahil- ibraz zorunluluğu bulunduğu, bu zorunluluğa ve verilen kesin süreye rağmen davalının ticari defterlerini ibraz etmediği, HMK’nun 220′ inci maddesinde, bir tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesinin sonuçlarının düzenlendiği, karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılması gerektiği ve tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK 220/3. madde gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebileceği(Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 12/09/2017 tarih, 2016/3858 Esas ve 2017/2944 Karar sayılı İlamı – Yargıtay 11. HD’nin 07/02/2017 tarih ve 2015/12365 Esas – 2017/648 karar sayılı ilamı – Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 28/01/2016 Tarih, 2015/5491 Esas ve 2016/506 Karar sayılı ilamı) davacının ticari defterlerinin Türk Ticaret Kanunu’na ve Türkiye Muhasebe Standartları Kurulunun düzenlemelerine göre(TTK’nın 18. Maddesinin birinci fıkrasına TBMM Genel Kurulunda eklenen “bu Kanun hükümleri uyarınca” ibaresinin gerekçesinden) usulüne uygun tutulmuş olması ayrıca alacağın dayanağı faturanın mevcut olması karşısında belgeleme ve kaydın belgeye(……) dayanması ilkesi[“…..” ilkesi]’ne(TTK’nın 64/2. Maddesi ve gerekçesinden) uygun olması nedeni ile davacı lehine delil teşkil edeceği, ancak davacının …… ye ilişkin cari hesabı aynı hesap kodundan takip ettiği, bu nedenle cari hesaptan … ilişkin hesap hareketlerinin dışlanması gerektiği, buna göre…. ile davacı şirket arasındaki cari hesabı aşağıdaki şekilde olduğu,
TARİH BORÇ(+) ALACAK(-) BAKİYE
01.01.2015 1386,6 1386,6
31.01.2015 2060 3446,6
28.02.2015 1960 5406,6
28.02.2015 220 5626,6
28.02.2015 50 5676,6
31.05.2015 930 6606,6
31.07.2015 59 6665,6
30.11.2015 780 7445,6
30.11.2015 300 7745,6
31.12.2015 …. 2382,6
31.01.2016 2200 4582,6
31.01.2016 3240 7822,6
31.01.2015 …. 3769,2
30.06.2016 1920 5689,2
30.06.2016 9780,01 15469,21
31.07.2016 1240,01 16709,22
31.07.2016 50,01 16759,23
30.09.2016 4053,4 12705,83

Taraflar arasındaki tespit edilen cari hesap ilişkisine göre davacının davalı şirketten takip tarihi olan 13/10/2016 tarihi itibari ile 12.705,83 TL alacağının bulunduğu, bu nedenle davalı takip borçlusunun bu miktar itibari ile icra takibine itirazının haksız ve yersiz olduğu, davacının tacir olması ve taraflar arasında ticari ilişki bulunması(TTK m. 19/2) nedeniyle alacağa takip tarihinden itibaren ticari faiz(3095 sy. m. 2/2) uygulanması gerektiği, alacağın likit olması nedeni ile kabulle sonuçlanan kısım üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi şartlarının oluştuğu(İİK m. 67/2) sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
2-Davalı/takip borçlusunun, İstanbul Anadolu…… İcra müdürlüğünün 2016/22072 Esas sayılı dosyasına vaki itirazının 12.705,83 TL asıl alacak yönünden İPTALİNE, kabulüne karar verilen asıl alacağa takip tarihinden itibaren ticari faiz uygulanmasına,
3-Kabulüne karar verilen asıl alacağın %20 ‘si olan 2.541,16 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Başlangıçta peşin olarak alınan 195,77 TL harç ile icra dosyasına yatırılan 86,08 TL harcın, alınması gerekli olan 867,94 TL harçtan mahsubu ile bakiye 586,09 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
5-Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu 158,8 TL tebligat ve posta gideri 1000 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1158,8 TL yargılama masrafının davacı davasında kısmen haklı çıktığından dava konusunun toplam değerinin kabulle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 892,12 TL yargılama masrafına davacının başlangıçta yatırdığı peşin harç 195,77 TL ilave olunarak toplam 1087,89 TL yargılama masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, dava konusunun toplam değerinin redle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 266,68 TL yargılama masrafının davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürülükte bulunan ….. uyarınca 2.180,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi uyarınca, artan gider avansının davacıya iadesine,
8-Karar kesinleştiğinde,İstanbul Anadolu …… İcra müdürlüğünün 2016/22072 Esas sayılı dosyasının merciine iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. .