Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1176 E. 2019/174 K. 26.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2016/1176 Esas
KARAR NO : 2019/174

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/11/2016
KARAR TARİHİ : 26/02/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalının talepleri üzerine verdiği hizmet neticesinde davalı borçludan fatura karşılığı 20.234,57 TL tutarında alacağının olduğunu, müvekkilinin edimini yerine getirdiğini, davalının hizmet bedeli borcu doğduğunu, davalının sözleşmeden kaynaklanan borcunu ödemediğini, alacağın tahsili için davalıya yazılı ve sözlü olarak defalarca müracaat edildiğini, ancak netice elde edilemediğini, davalı aleyhinde İstanbul Anadolu ———– İcra Müdürlüğü —— Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalının takibe, borca ve diğer ferilerine haksız ve mesnetsiz olarak itiraz etmesi üzerine takibin durdurulduğunu, davalının itirazlarının reddi gerektiğini, davalının borcu faize ve ferilerine itirazında haksız olduğunu, hizmete ilişkin faturaların davalı tarafından tebliğ alındığını, davalının faturalara itirazının olmadığını, eksiksiz olarak gerçekleştirilen taşımalar nedeni ile düzenlenen fatura bedellerini ise ödemediğini, davalının itiraz dilekçesi ekinde söz konusu fatura bedellerinin ödendiğine ilişkin hiçbir belge sunamadığını, takibe konu alacağın ———– nolu ————— tarihli —————, ——————nolu ————– tarihli 1.800,00 Euro, ————-nolu ———– tarihli ——, ———- nolu —– tarihli 300,00 Euro, ———— nolu ————– tarihli ———– ve ——— nolu ————- tarihli 786,30 euro bedelli faturalar olduğunu, davalının faize itirazının kötü niyetli olduğunu, davalının borcuna takip öncesinde faiz işletilmediğnii, takip sonrası uygulanan faizi ise yasal faiz olduğunu, müvekkilinin alacağı likit olduğundan davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğnii, müvekkilinin 31/12/2015 tarihli cari hesap ekstresi uyarınca takip konusu alacağının varlığı ve miktarının kesin ve belirli olduğunu, davalının alacağın tahsilini geciktirmeye yönelik haksız ve hukuki dayanaktan yoksun itirazların reddedilerek, davalı aleyhine takip konusu alacağın % 20 sinden az olmamak üzere İİK 67. Maddesi uyarınca icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini beyanla davalının itirazları üzerine duran icra takibine devam edilmesi için itirazın iptali talebi ile işbu davayı açmak zarureti doğduğunu beyanla tüm dava ve talep hakları saklı kalmak kaydı ile davalı borçlunun haksız ve kötü niyetli borca faize ve tm ferilerine itirazlarının iptaline, davalı borçlu aleyhine % 20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı vekilinin cevap dilekçesi sunmadığı anlaşıldı.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde davacı tarafından davalıya takip konusu faturalar nedeniyle sunulan hizmet karşılığında taraflar arasındaki sözleşmeye istinaden cari hesap şeklinde işleyen bir ticari ilişki bulunup bulunmadığı ve davacının cari hesap ve fatura bedeli olarak davalıdan dava değer kadarı kadar alacaklı olup olmadığına yönelik açılan itirazın iptali davası olduğu anlaşıldı.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: İtirazın iptalini düzenleyen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67/1. Maddesindeki “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
Celp ve tetkik edilen İstanbul Anadolu ———- İcra Müdürlüğü’nün 2015/1660 Esas sayılı dosyasında; davacı takip alacaklısı tarafından 30/01/2015 tarihli takip talebi ile davalı takip borçlusu hakkında ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalı takip borçlusuna tebliğ üzerine davalı takip borçlusunun süresi içerisinde, borca ve ferilerine karşı itiraz ettiği ve bunun üzerine takibin durduğu, itiraz dilekçesinin ve/veya takibin durdurulmasına ilişkin kararın davacı takip alacaklısına tebliğ edilmediği, eldeki davanın 1(bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Celp ve tetkik edilen ve tarafların kaşe ve imzalarını içerir sözleşmenin——— üzerinden yapıldığı, ödemeler başlığını içeren 5. Maddesinde “ödemeler aşağıdaki program dahilinde USD üzerinden düzenlenecek faturanın ——— tarafından———– hesabına döviz olarak ya da ödeme günündeki TCMB efektif döviz satış kurundan TL karşılığı havale edilmesiyle yapılacaktır. Ödeme süresi, fatura teslim tarihindin itibaren 15 gündür. Süresinde ödenmeyen faturalar için yıllık % 5 gecikme faizi uygulanır. ” şeklinde olduğu, anlaşılmıştır.
Mahkememizce uyuşmazlık konusu hakkında davalının ticari defterlerinin bir mali müşavir aracılığıyla incelenmesi için davalının adresinin bağlı olduğu ————– Asliye Ticaret Mahkemelerine talimat yazılarak davalının ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş olup, Mali Müşavir bilirkişi tarafından dosyaya sunulan 09/01/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davalının incelenen ———— dönemlerine ait resmi işletme defterlerinin 3568 sayılı kanunda belirlenen standartlar içeriğinde TTK ve 213 sayılı V.U.K na uygun bir şekilde tutularak tüm dönemlere ait, kapanış tasdiklerini yaptırmış olduğunu, takibe konu 6 adet faturayla ilgili olarak davalı şirketin 2012 dönemine ait defterleri üzerinde yapılan tespitlerde davacı şirkete 31/12/2012 tarihi itibariyle 38.583,68 TL borcu bulunduğu, 2013 dönemine ait defterler üzerinde yapılan tespitte, davacı şirkete 31/12/2013 tarihi itibariyle 51.556,21 TL borcu bulunduğu, 2014 defterleri incelenmesi sonucu davalının davacıya 31/12/2014 tarihi itibariyle 51.556,20 TL borcu bulunduğu, yine aynı şekilde 2015 defterleri incelemesinde bu tutar kadar borçlu bulunduğu ve son olarak davalının 2016 yılı defterlerinin incelenmesi sonucu davacıya 31/12/2016 tarihi itibariyle 51.556,21 TL borcu bulunduğu sonuç olarak davalının ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu, takibe konu faturaların davalı şirkete ait resmi defterlerin de aynen kayıt altına alındığı ve davacı şirketin davalı şirket defterlerine göre 31/12/2016 tarihi itibariyle 51.556,21 TL alacağı olduğu yönünde rapor tanzim edilmiş, rapor usulüne uygun olarak taraflara tebliğ edilmiştir.
Yine mahkememizce dava dilekçesi ekinde dosyaya sunulan 08/05/2016 tarihli sözleşme altındaki imza nedeniyle davalının HMK 171 maddesi uyarınca isticvabı için ———————- Mahkemesine talimat yazılmış, talimat mahkemesince isticvap davetiyesi davalıya gönderildiği ancak davalı şirket yetkilisinin duruşmaya katılmadığının tespit edildiği, anlaşılmıştır.
Mahkememizce davacı tarafın ticari defterlerinin bir mali müşavir aracılığıyla incelenmesi yönünden bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş olup, mali müşavir bilirkişi 19/06/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle, davacı şirketin —————yıllarına ilişkin ticari defterlerinin usulüne uygun olduğu ve birbirini teyit ettiği, 2016 yılına ait ticari defterlerinin ise yevmiye ve kebir defterlerinin e-defter kapsamında bilgisayar ortamında açılış ve kapanışlarının yapılarak süresinde e-defter beratlarının yaptırılmış olduğu, envanter defterinin ise noter açılış onamasının süresi içeresinde yaptırılmış olduğu, defterlerinin süresinde tutulduğu ve birbirini teyit ettiği, davacının 2012 yılı ticari defterlerinin incelenmesi sonucu davacı ile davalının ticari ilişkilerine davacının 26/06/2012 tarihli 11.000 USD karşılığı, fatura ile başladığı, davalının banka ile USD olarak ödemeleri sonrasında davacının 14.135 USD karşılığı 25.886,23 TL, 107,50 TL ve 4.900 EURO karşılığı 11.311,62 TL olmak üzere 37.305,35 TL alacaklı olarak 2013 yılına devrettiği, 2013 yılından 2014 yılına dava konusu itibariyle 6.286,30 EURO karşılığı 14.751,46 TL alacaklı olarak 2014 yılına devrettiği, tespit edilmiştir.
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan/sunulan deliller, icra dosyası, talimat bilirkişi raporu ve isticvap davetiyesi ve davacı defterleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı/takip alacaklısının davalı/takip borçlusu hakkında faturaya dayalı olarak takip başlattığı, davalı/takip borçlusunun tebliğ edilen ödeme emri üzerine takibe borca ve fer’ileri yönünden süresinde itiraz ettiği ve takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, davacının ve davalının ticari defterleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesinde, takip konusu tutarın davacının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davalının defterlerinde de dava takip konusu 6 adet faturanın kayıtlı olduğu ve davalı tarafından ödeme yapıldığına ilişkin herhangi bir makbuz veya belge sunulmadığı, dolayısıyla taraflar arasında bir ticari ilişkinin olduğu, taraflar arasında yapılan sözleşmenin ödemeler başlıklı 5. Maddesinde faturaların USD üzerinden düzenleneceği ve % 5 faiz uygulanacağı belirtilmiş ise de takibe konu faturaların EURO üzerinden düzenlendiği, ayrıca daha önceki faturalardan da bir kısmının EURO olarak düzenlendiği ve davalı tarafından EURO olarak düzenlenen faturalarla ilgili ödemeler yapıldığı davalının EURO üzerinden düzenlenen faturalara itirazda bulunmadığı, her ne kadar davacı takip talebiyle asıl alacak 6.286,30 Euroya 1.533,33 Euro işlemiş faiz talep etmiş ise de taraflar arasındaki sözleşmeye göre ödeme süresi USD üzerinden düzenlenecek faturanın teslim tarihinden itibaren 15 gün olup yıllık % 5 faiz işletilebileceği şeklinde olduğu sözleşmeye göre faturaların USD üzerinden düzenlenmesi gerekirken takip konusu faturaların EURO olarak düzenlendiği ancak taraflar arasından yapılan sözleşmede Euro olarak düzenlenecek faturalara yıllık ne oranda faiz yürütüleceği yönünden bir düzenleme bulunmadığı, ayrıca davacının faturalarının davalı tarafa hangi tarihte teslim edildiğine ve ödeme yapılmaması nedeniyle bir ihtar yapılıp yapılmadığına dair dosya içeriğinde bir belge bulunmadığı bu nedenle, davalının temerrüdünün takip öncesi gerçekleştiğinin sabit olmadığı, faturada ödeme süresinin belirtilmiş olmasının davalının temerrütünün gerçekleştirmeyeceği, davacının takip talebinde takip tarihinden itibaren yıllık % 9 oranında faiz talep ettiği anlaşılmakla 3095 sayılı yasanın 4/a maddesinde ” sözleşmede daha yüksek akdi veya gecikme faizi kararlaştırılmadığı hallerde, yabancı para borcunun faizinde devlet bankalarının o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevzuat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı uygulanır” şeklinde olduğu, taraflar arasında yapılan sözleşmede Euro üzerinden düzenlenecek faturalara ne oranında faiz uygulanacağının belirtilmediği, dolayısıyla davacı her ne kadar takip talebinde % 9 oranında yasal faiz istemiş ise de 3095 sayılı yasanın 4/A maddesi uyarınca bu oran üzerinden faiz talebinin yerinde olmadığı, ayrıca davalı borçlu tarafından da takibe yapılan itirazda faiz miktarına ve faiz oranına itirazda bulunulduğu anlaşılmış olup icra inkar tazminatı yönünden yapılan değerlendirmede fatura miktarının likit ve belirlenebilir olduğu, keza davalı tarafından da takibe konu 6 adet faturanın aynen ticari defterlerinde kayıtlı olduğu taraflar arasındaki sözleşme altındaki imzanın davalıya aidiyeti yönünden HMK 171. maddesi uyarınca isticvap olunduğu, davalının usulüne uygun isticvap davetiyesine rağmen duruşmada hazır olmadığı, ihtarda ilgili tarafın geçerli bir özrü olmaksızın gelmediği veya gelip de sorulara cevap vermediği takdirde isticvap konusu vakıaları ikrar etmiş sayılacağının da ihtar edildiği, dolayısıyla davalının sözleşme altındaki imzayı ikrar etmiş sayıldığı anlaşılmakla, davalının itirazının yerinde olmadığı, davacının işlemiş faiz dışında asıl alacak yönünden takip yapmakta haklı olduğu, İİK 67. Maddesi uyarınca itirazın iptali şartlarının ve icra inkar tazminatı şartlarının gerçekleştiği anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda belirtildiği gibi;
1-Davanın KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ ile;
Davalının istanbul Anadolu ——. İcra Müdürlüğü’nün 2015/1660 Esas sayılı dosyasına davalının itirazının 6.286,30 Euro yönünden İPTALİNE, takibin bu tutar üzerinden DEVAMINA,
Asıl alacak 6.286,30 Euro ya 3095 sayılı Yasanın 4/a maddesi uyarınca devlet bankalarının Euro ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranının uygulanmasına,
Asıl alacağın % 20 si olan ve takip tarihindeki kur üzerinden hesap edilen 3.460,12 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3- Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu posta ve tebligat gideri 217 TL, bilirkişi ücreti 1.250 TL, olmak üzere toplam 1.467 TL yargılama masrafının, davacı davasında kısmen haklı çıktığından dava konusunun toplam değerinin kabulle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 1.226,39 TL yargılama masrafına, peşin harç 354,56 TL, eklenerek sonuç olarak 1.580,95 TL’nin davalı taraftan alınarak davacıya verilmesine, dava konusunun toplam değerinin redle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 240,60 TL yargılama masrafının davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan————-uyarınca 4.522,46 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan———–uyarınca 2.725,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.