Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1174 E. 2019/775 K. 04.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2016/702
KARAR NO: 2019/655
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 10/06/2016
KARAR TARİHİ: 02/07/2019
DAVA :
Davacı vekili Mahkememize sunduğu —— havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davalı şirketin müşterisi olarak elektrik hizmeti satın aldığını, davalı kurum nezdindeki ——— tesisat nolu üç ayrı elektrik aboneliği için ————tarihleri arasında akdedilen elektrik tedarik sözleşmesi uyarınca düzenlenen faturalarda, davalı tarafından her fatura döneminde haksız ve hukuka aykırı olarak kayıp kaçak bedeli, iletim bedeli, dağıtım bedeli, okuma bedeli, perakende satış hizmet bedeli ve ——- katkı payı bedelinin müvekkilinden tahsil edildiğini beyanla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile kayıt kaçak bedeli 100,00 TL, iletim bedeli 100,00 TL, dağıtım bedeli 100,00 TL, okuma bedeli 100,00 TL, perakende hizmet bedeli 100,00 TL ve ——- katkı payı 100,00 TL ‘nin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 09/08/2016 havale tarihli cevaba cevap dilekçesinde özetle: dava dilekçesini tekrarla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekilinin 02/07/2019 tarihli duruşmaya yokluğunda karar verilmesi talepli mazeret dilekçe sunduğu ve mazeretin kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır.
SAVUNMA :
Davalı vekili Mahkememize sunduğu 2905/2016 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: dava konusu taleplere konu bedellerin 6446 sayılı kanunun 17. Maddesinde değişiklik yapan 6719 sayılı kanunun 21. Maddesi ve geçici 20. Maddesi ile eklenen hükümler uyarınca yasal tanıma kavuştuğunu, bu hükümlerin tüm uyuşmazlıklarda uygulanacağının belirtildiğini, yasa uyarınca devam eden iş bu davanın da reddinin gerektiğini, EPK.nun 3 maddesi ve EPDK.nun 12/09/2012 tarih ve 4019 sayılı kararı uyarınca elektrik piyasasında dağıtım ve perakende satış faaliyetlerinin 01/01/2013 tarihinden itibaren ayrı tüzel kişilikler altında yürütülmesine karar verildiğini, bu çerçevede ———-Tarafından yapılmakta olan satış faaliyetleri ve fatura tahsilat süreçleri, yasal ayrışma sonrası müvekkili firma tarafından devralındığını, faturada belirtilen bedellerin müvekkili tarafından aracı sıfatıyla ———–aktarılmak üzere tahsil edildiğini, enerji hatlarının işletilmesi bakımı ve kaçağın önlenmesinin dağıtım şirketlerinin sorumluluğunda olduğunu, kayıp kaçağı ———— ———- önlemekle yükümlü olduğunu, müvekkilinin bu davada hasım gösterilerek bedellerin tahsil edilmesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, taleplerin mali yükümlülüğünün ———– yöneltilmesinin gerektiğini, bu nedenle davanın husumet yokluğu nedeniyle reddinin gerektiğini, ayrıca iadesi talep olunan bedellerin açıkça belirtildiğini, bu nedenle belirsiz alacak davası açılamayacağını, hukuki yarar yokluğu nedeniyle davanın reddinin gerektiğini beyanla usul ve esastan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili tarafından ikinci(2.) cevap dilekçesi sunulmamıştır.
Davalı vekili 02/07/2019 tarihli duruşmada/esas hakkındaki beyanında; önceki beyanlarını tekrarla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde davalı şirket tarafından davacının aboneliği nedeni ile tahsil edilen kayıp kaçak vs bedelleri iadesinin gerekip gerekmediği, husumetin davalıya yöneltilip yöneltilemeyeceği ve tahsil edilen bedellerin EPDK kararlarına aykırı olup olmadığı noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, abonelik sözleşmesine dayalı tahsil edilen bedellerin istirdadına ilişkin alacak davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: ———– Anayasasının, Vergi Ödevi Başlıklı 73.maddesindeki; “Herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere, malî gücüne göre, vergi ödemekle yükümlüdür. Vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımı, maliye politikasının sosyal amacıdır. Vergi, resim, harç ve benzeri malî yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır. Vergi, resim, harç ve benzeri malî yükümlülüklerin muaflık, istisnalar ve indirimleriyle oranlarına ilişkin hükümlerinde kanunun belirttiği yukarı ve aşağı sınırlar içinde değişiklik yapmak yetkisi Bakanlar Kuruluna verilebilir.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
Davalı————- Kayıtları incelendiğinde; davacının davalı şirket abonesi olduğu anlaşılmıştır.
Elektrik bilirkişisi sunduğu ———havale tarihli raporunda özetle; ———- tesisat nolu aboneliğe ilişkin olarak Dağıtım bedeli, İletim Bedeli, PSH Bedeli birim tutarının EPDK tarafından yayımlanmış olan Ulusal Tarife fiyatlarına uygun olarak faturalara yansıtıldığını, kayıp kaçak bedeli ve sayaç okuma bedelinin tahsil edilmemiş olduğunu, talebe konu bedellerin faturaların düzenlendiği tarihlerde yürürlükte bulunan mevzuat, tarifeler e EPDK Kurul Kararlarına ve düzenleyici işlemlerine uygun olarak hesap edilip tahsil edildiği, tahsil edilen tutarlardaki dava konusu Dağıtım Bedeli, İletim Bedeli, PSH bedeli birim fiyatlarının her fatura döneminde Orta Gerilim tarife grubuna ait EPDK tarafından yayımlanmış olan Ulusal Tarife Birim Fiyatlarına uygun olarak faturalara yansıtılmış olduğunu, dava konusu alacağın hukuki durumunun mahkemenin takdirinde olduğunu, diğer ———– nolu aboneliği için dava dosyasına fatura ya da ayrıntılı fatura detayları ekstreleri sunulmamış olduğundan değerlendirme yapılmadığını,——————- nolu abonelikler içinde değerlendirme yapılması gerektiği, bu aboneye ilişkin olarak düzenlenen fatura ekstrelerinde —- payının, her fatura döneminde iletim, dağıtım ve perakende satış hizmetlerine ilişkin bedeller hariç olmak üzere, sadece —– Bedeli üzerinden % 2 oranında, davacıdan 3093 sayılı—- kapsamında tahsil edilmiş olduğunu beyan ve rapor etmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır. (17/06/2016 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı yasanın 21’inci maddesi ile değişik 6446 sayılı yasanın 17/10 md.)
Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17 nci madde hükümleri uygulanır. (17/06/2016 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı yasanın 26’ncı maddesi ile değişik 6446 sayılı yasanın Geçici Madde 20. md.)
Dava açıldıktan sonra Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren ve açılmış davalarda da yasanın uygulanacağına ilişkin düzenleme içeren 6719 sayılı yasanın 26’ncı maddesi ile değişik 6446 sayılı yasanın Geçici Madde 20. maddesinin anayasaya aykırı olduğundan bahisle Mahkememizin———– Esas sayılı dava dosyasında Anayasa Mahkemesine başvuru yapıldığı, ancak başvurunun kabul edildiği —– tarihinden itibaren T.C. Anayasası ‘nın 152/3 ‘üncü maddesinde öngörülen sürenin başvuru hakkında henüz bir karar verilmeden geçtiğinin anlaşılması nedeniyle yargılamaya mevcut yasal düzenlemeler çerçevesinde devam edilmesine karar verilmiştir.
15 Şubat 2018 Tarihli ve 30333 Sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin —–tarih, —– E———-K sayılı ilamı ile:
6719 Sy Kanun’un 21. maddesiyle 6446 Sayılı Kanun’un 17. Maddesine Eklenen (10) Numaralı Fıkrasının ” EPDK tarafından gelir ve tarife kapsamında düzenlenen bedeller, aktif enerji maliyeti, faturalama, müşteri hizmetleri maliyeti, perakende satış hizmet maliyeti, dağıtım sistemi yatırım harcamaları, sistem işletim maliyeti, teknik ve teknik olmayan kayıp maliyeti, kesme-bağlama hizmet maliyeti, sayaç okuma maliyeti ve reaktif enerji maliyeti gibi tüm maliyet ve hizmetleri karşılayacak bedellerden oluşmakta; bu bedeller Kurumun düzenleyici işlemlerinden olan Elektrik Piyasası Tarifeler Yönetmeliği, Kurul tebliğleri, kararları doğrultusunda belirlenmekte ve tüketicilerden tahsil edilmektedir.” şeklindeki gerekçe belirtildikten sonra mahkemeye erişim hakkının engellendiği gerekçesi ile Anayasa’ya aykırı olduğu tespit edilerek iptaline karar verildiği, 6719 Sy Kanun’un 26. Maddesiyle 6446 Sayılı Kanun’a Eklenen Geçici 20. maddesinin ” 316. Elektrik enerjisinin kaliteli, sürekli, kesintisiz bir şekilde tüketicilerin kullanımına sunulabilmesi için elektriğin üretiminden tüketicilere sunulması aşamasına kadar oluşan maliyetlerin karşılanması gerekmektedir. Bu bağlamda kayıp-kaçak bedeli ile diğer bedellerin tarifeler kapsamında birer maliyet kalemi kabul edilerek tüketicilerden tahsil edilmesinde kamu yararı bulunmaktadır.” şeklindeki gerekçe belirtildikten sonra Anayasa ‘ya aykırı olmadığına ve iptal talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Henüz yürürlükte olmayan bir yasadan dolayı, davacıdan davanın başında, kurul kararına uygunluk denetimini ileri sürmesi beklenemez. Kaldı ki, bu türden bir incelemeden açıkça bir vazgeçme de yoktur. O halde, davacı tarafın isteminin, dava konusu edilen kayıp kaçak vs. bedellerinin haksız tahsil edildiği şeklindeki iddia ve talebi, niteliği itibarıyla bu bedellerin EPDK kararlarına, düzenleyici işlemlerine uygun olmadığı iddiasını da içerdiğinden, Mahkemenin yasada öngörülen denetim görevini yerine getirmesi için yukarıda açıklanan şekilde yöntemince bilirkişi incelemesi yaptırılması ve sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekmektedir. ————
Bunun yanı sıra Anayasa Mahkemesine başvuru yapılan Mahkememizin ———— Esas sayılı dosyasında, davanın reddine karar verilerek esas kapatılmıştır.
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan deliller, ticaret sicil kayıtları, davalı şirket kayıtları, bilirkişi raporu, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında abonelik sözleşmesi bulunduğu ve davalı tarafça kayıp-kaçak vb. bedellerinin tahsil edildiği hususunda ihtilaf bulunmadığı, ihtilafın mevcut yasal düzenlemeler çerçevesinde tahsil edilen bu bedellerin davacı tarafa iadesinin gerekip gerekmediği hususundan kaynaklandığı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun ———- günlü ve ——– Esas ——–Karar Sayılı ilamıyla; 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 4. maddesi ile Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’na tüketicilere yapılacak elektrik satışlarında uygulanacak fiyatlandırmaya esas unsurları tespit etme görevi verildiği, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun bu maddeye dayanarak 11.08.2002 gün ve 24843 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Perakende Satış Hizmet Geliri ile Perakende Enerji Satış Fiyatlarının Düzenlenmesi Hakkında Tebliği” yayımladığı, lisans sahibi şirketlerinde bu tebliğe uygun olarak tüketiciden kayıp-kaçak bedeli adı altında bedel tahsil ettikleri, ancak anılan madde ile Elektrik Piyasası Düzenleme Kurumu’na sınırsız bir fiyat belirleme hak ve yetkisinin verilmediği, özellikle kaçak (elektrik enerjisinin hırsızlanması) bedelinin kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmenin hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmadığı, bu faturalara yansıtılan bedel miktarlarının şeffaflık ilkesi ile denetlenebilmesi ve hangi hizmetin karşılığında ne bedel ödendiğinin bilinmesininde hukuk devletinin vazgeçilmez unsuru olduğu, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu kararları ile bu bedelin mevcut mevzuat kapsamında tüketicilerden alınmasının hukuka uygun olmadığı kabul edilerek kayıp kaçak vb. bedellerin aboneye iadesine karar verildiği, ancak 17.06.2016 tarih ve 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı kanunun 21. maddesi ile 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu Kanunu’nun 17. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen 10. bend ile; “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.” hükmü getirilerek, Tüketici Hakem Heyetlerinin ve Mahkemelerin bu konularda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri sadece bu dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedellerinin Kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmış, bu bedellerin alınmasında esas olan ilgili tarifelerin düzenlenmesinde Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun Kanundaki yetkileri genişletilerek, yukarıda sözü edilen bedeller maliyet unsuru kapsamına dahil edildiği, açıklanan yasa değişiklikleri birlikte Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu kararlarına dayanılarak alınmış olan ve dava konusu yapılan bedeller ile ilgili olarak açılan (ve halen derdest olan) davaların, (açıklanan yasa değişikliklerinin yürürlüğe girmesiyle birlikte) konusuz kaldığı, yaptırılan bilirkişi incelemesine göre de dava konusu kayıp kaçak vb. bedellerin EPDK kararlarına uygun olduğu, davacının, davanın açıldığı andaki mevzuata ve içtihat durumuna göre dava açmakta haklı olduğu, eş söyleyişle, davaya konu bedelleri tahsil eden davalının davanın açılmasına sebebiyet verdiği, davacı tarafından, davalıdan kayıp-kaçak, dağıtım, iletim, perakende satış hizmeti ve sayaç okuma bedellerinin tahsilinin talep edildiği davada, “konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına” dair karar verilmesi, yargılama sırasında yürürlüğe giren yasa değişikliğinin bir sonucu olduğu, bu itibarla, dava açıldığı tarihte, yapılan yasa değişikliği henüz ortada bulunmadığından, dava tarihi itibariyle davacının dava açmakta haklı olduğu, ancak dava açıldıktan sonra hasıl olan yasa değişikliği nedeniyle, davacının dava açmasında haksız sayılamayacağı cihetle; karar verdikten sonra davacı yararına maktu vekalet ücreti takdiri ile yapmış olduğu diğer yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline karar verilmesi ————– gerektiği, davacı tarafın EPDK kararlarına aykırılık iddiasının bu durumu değiştirmeyeceği, zira yukarıda anılan Bölge Adliye Mahkemesi kararına göre de bu istemin zaten davanın açıldığı tarih itibariyle mevcut olduğunun kabulünün gerektiği, sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Konusu kalmayan davanın esası hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Başlangıçta peşin olarak alınan 29,20 TL harcın, alınması gerekli olan 44,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 15,20 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3- Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 29,20 TL harç ile tebligat ve müzekkere gideri olarak yapılan 236,80 TL ile bilirkişi ücreti 700,00 TL toplamı olan 969,00 TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4- Davacı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. ‘nin 13/2 maddesi uyarınca 600,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi uyarınca davacıya iadesine,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/07/2019