Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1172 E. 2018/302 K. 21.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/1172 Esas
KARAR NO : 2018/302
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/11/2016
KARAR TARİHİ : 21/03/2018
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkilinin … Şb. Tarafından asıl borçlu dava dışı …. aralarında bulunan Genel Kredi ve Kredi Çerçeve Sözleşmeleri’ ne istinaden krediler kullandırılmış olduğunu, müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla daval… ve …. akdedilen Genel Kredi ve Kredi Çerçeve Sözleşmeleri ‘nde imzalarının bulunduğunu, Genel Kredi ve Kredi Çerçeve Sözleşmeleri kapsamında kullandırılan kredilerden kaynaklanan borcun ödenmesine yaşanan aksaklıklar sebebi ile kredi hesaparı kat edilerek . Noterliği’nin … tarih . yevmiye numaralı ihtarname keşide edildiğini, ihtarnamenin tebliğ edilmesine rağmen borcun ödenmemesi sonucu temerrüdün gerçekleşmiş olduğunu, kredi borcunun ödenmemesi üzerine banka alacağını teminen davalı müşterek borçlu müteselsil kefiller hakkında 8. İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı dosyası ile haciz yolu ile ilamsız icra takibinin başlatılmış olduğunu, dava dışı kredi borçlusu … tarihinde iflasın ertelenmesi talebiyle Gebze 5. Asliye Hukuk Mahkemesi … Esas dosya üzerinden davalı açıldığını, davadan alınan tedbir kararı sadece dava dışı borçlu firma hakkında olduğunu, davalı müşterek borçlu müteselsil kefiller yönünden takip işlemlerinin durdurulmasının söz konusu olmadığını, dava dışı kredi borçlusu firma tarafından ” iflasın ertelenmesi” davasının açılması üzerine müvekkili Banka kredi sözleşmesinde düzenlenen yetkilerine dayanarak tüm kredi hesaplarını kat ederek borcun muaccel hale getirildiğini, müvekkili Banka tarafından talep edilen temerrüt faizi oranı tümüyle usul ve yasalara uygun olduğu ve davacıların itirazının yersiz olduğunu, müvekkili Banka tarafından …. ‘na bildirilen en yüksek faiz oranının % 36 olduğunu, bu oranın % 100 fazlası olan % 72 oranındaki temerrüt faizi sözleşmeye uygun olduğunu, borçlular ile müvekkili banka arasındaki kredi ilişkisi nedeniyle doğabilecek her türlü anlaşmazlıkta ” Banka defter, kayıt ve belgelerin yegane delil olduğu” delil sözleşmesi ile kabul edildiğini belirterek davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı taraf asıl borçluya başvurmadan müvekkilere karşı dava açtığını, eşin rızasını gösteren imzalar eksik ve müvekkilerinin el yazılırını içermeyen kefalet sözleşmesinin geçersiz olduğunu, hesap kat ihtarına müvekkillerinin itiraz ettiği ve hesap kat’ ının kesinleşmediğini, hiçbir şekilde kredi sözleşmesini kabul etmemekle birlikte davacı bankanın kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağından fazlasını talep ettiğini, işlemiş faiz koşullarının oluşmadığını, davacının yasal faiz oranı üzerindeki faiz oranının kabul edilmediğini, dava dışı borçlu şirket “iflas erteleme” kararı alındığını, bu durumda asıl borçluya icra takibi mahkeme ilamı ile durdurulduğunu, yasal koşullar gerçekleşmediğinden davacının müvekkilerine takip yapmasının yasaya aykırı olduğunu, müvekkileri aleyhine başlatılan icra takibinde muaccel olmayan bir alacak için icra takibi başlatıldığının sabit olduğunu, davacıların taleplerinde haksız ve kötü niyetli olduğunun sabit olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, geri ödenmeyen kredi alacağının tahsili için girişilen icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup, İİK 67 ve devamı maddelerine dayanmaktadır.
Dava dosyasının İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. Esas …. Karar sayılı 25/02/2016 tarihli yetkisizlik kararı ile mahkememize tevzi edilmiştir.
Davaya konu İstanbul 8. İcra Müdürlüğü’ nün …. Esas sayılı takip dosyasının UYAP üzerinden celp edilerek yapılan incelenmesinde davacı banka tarafından davalılar aleyhine …. Noterliği’ nin …. tarih …. yevmiye nolu ihtarnamesi, kredi çerçeve sözleşmesi ve genel kredi sözleşmesi dayanak yapılarak 7.750.969,31 TL asıl alacak 418.552,34 TL %72 oranında temerrüt faizi 20.927,62 TL işlemiş faizin %5 BSMV si olmak üzere toplam 8.190.449,27 TL alacağın tahsili ve 435.457,00 TL gayrinakdi kredi bedelinin icra dosyasına veya banka nezdinde faiz getirmeyen bir hesaba depo edilmesi için genel haciz yolu ile icra takibi yapıldığı, davalının itirazı nedeni ile takibin durduğu görülmüştür.
Davaya konu takibe dayanak 12/04/2010 tarih 5.000.000 TL bedelli 12/04/2010 tarih 2.750.000,00 USD bedelli kredi sözleşmeleri, 04/07/2013 tarih 800.000,00 USD bedelli kredi çerçeve sözleşmesi, 10/07/2012 tarih 2.500.000,00 TL bedelli kredi çerçeve sözleşmesi ve 10/07/2012 tarih 2.750.000,00 USD bedelli kredi çerçeve sözleşmelerinin dava dışı asıl borçlu … ile davacı bankanın Gebze Ticari Şubesi arasında imzalandığı, sözleşmelerin dosyamız davalıları tarafından müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile imzaladıkları, bu sözleşmeler uyarınca dava dışı asıl borçlu şirket tarafından kredi kullanıldığı, hususlarında uyuşmazlık bulunmayıp, asıl borçlu şirket tarafından kullanılan ve ödenmeyen kredi borcu miktarı ile davalıların bu miktardan müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatı ile sorumlu olup olmadıkları davamızın somut uyuşmazlık konusudur.
Davalılar davaya karşı sundukları cevap dilekçelerinde davacının dayanak yaptığı kredi sözleşmelerinden 04/07/2013 tarihli kredi çerçeve sözleşmesi kapsamındaki kefalet sözleşmesinin Borçlar Kanunu’nun 584. Maddesine uygun olmadığını, eşlerinin rızalarının alınmadığını ve kefalet sözleşmesinin miktarının el yazısı ile yazılmamış olması nedeni ile sorumlu olmadıklarını, ayrıca asıl borçlu şirket yönünden iflas erteleme kararı bulunduğundan bu karar uyarınca işbu davanın da açılamayacağını savunmuşlardır. Davalılar …. eşlerinin kredi sözleşmelerinde kefalete rıza gösterdiklerine dair imzaları bulunduğu gibi, asıl borçlu dava dışı …. nin celp olunan ticaret sicil dosyasının incelenmesinde davalıların şirketin ortağı ve yetkilileri oldukları dolayısıyla şirketin kredi sözleşmelerinde müşterek ve müteselsilen kefil sıfatı ile kefalet sözleşmeleri yapmaları için eş rızasının gerekmediği anlaşılmaktadır. Yine davalılar savunmalarında asıl borçluya takip başlatılmadan kendilerine başvurulamayacağını ileri sürmüş iseler de; bu hususta düzenlenmiş bulunan Borçlar Kanunu 586. maddesine göre; kefil, müteselsil kefil sıfatı ile veya bu anlama gelen herhangi bir ifade ile yükümlülük altına girmeyi kabul etmişse alacaklı, borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebilir. Ancak bunun için borçlunun ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerekir…Borçlunun iflas etmesi yada konkordato mehli verilmesi hallerinde, rehnin paraya çevrilmesinden önce de kefile başvurulabilir. Davacı bankanın davaya konu kredi alacağının ödenmesi için asıl borçluya kat ihtarnamesini tebliğ ettiği, ihtarnamenin sonuçsuz kaldığı gibi asıl borçlu şirket yönünden iflasın ertelenmesi davası açıldığı, dolayısıyla açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde bulunduğu anlaşıldığından bu durumda davacı banka tarafından müteselsil kefiller olan davalılar hakkında sözleşmeye olan kefaletinden dolayı kefalet limiti kapsamında alacaklı bankaca ilamsız icra takibi yapılabileceği gibi tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile varsa ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takipte yapılabilir.
Davacı bankanın dava dışı asıl borçlu şirkete düzenlenen genel kredi ve kredi çerçeve sözleşmeleri uyarınca kullandırdığı kredilerin geri dönüşünde aksaklık meydana gelmesi üzerine bankanın döviz kredileri kat edilerek ödemelerin durdurulmasını takiben 435.457,00 TL gayrinakdi kredilerle birlikte kullandırılan 3.092.736,30 USD ‘nin hesap kat tarihi itibariyle TL cinsinden düzenlenen ihtarnamenin tebliğ edildiği, ihtarname tebliğ şerhine göre davalıların 27/02/2015 tarihinde tebellüğ ettikleri 02/03/2015 tarihi itibariyle temerrütlerinin oluştuğu, yine dava dışı asıl borçlu şirket ile davalılar ve davacı banka arasında borcun tasfiyesine yönelik 05/08/2015 tarihinde protokol imzalandığı, yargılama sırasında 06/06/2017 tarihi itibariyle davacı bankanın 207.713,77 TL nakit tahsilat yaptığı ve 200.737,00 TL lik teminat mektubunun da bankaya iade edildiği tespit edilmiştir.
Yapılan yargılama sonucunda dosya kapsamındaki tüm delillere ve alınan bilirkişi raporuna göre davacı bankanın dava dışı asıl borçlu …. kullandırdığı kredilerden dolayı sözleşmelerde müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatı ile imzaları bulunan davalıların sorumlu oldukları, davacı bankanın takibe konu ettiği 7.750.969,31 TL asıl alacak ve işlemiş faiz ve ferilerinden oluşan toplam 8.190.449,27 TL alacak ile 435.457,00 TL gayrinakdi kredi borcunun davalılardan talep etme hakkı bulunduğu, yargılama sırasında yapılan ödemenin ve bankaya iade edilen teminat mektubunun icra takip dosyasının infazı sırasında icra müdürlüğü tarafından nazara alınması gerektiği sonuçlarına varılarak aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile; davalıların İstanbul 8. İcra Müdürlüğünün …… Esas sayılı takip dosyasına yaptıkları itirazın İPTALİ İLE, takibin 7.750.969,31 TL asıl alacak, 418.552,34 TL temerrüt faizi ve 20.927,62 TL işlemiş faizin %5 BSMV si olmak üzere toplam 8.190.449,27 TL alacak yönünden devamına, ayrıca asıl alacak 7.750.969,31 TL üzerinden takip tarihinden itibaren %72 temerrrüt faizi ile %5 BSMV sinin uygulanmasına,
2-435.457,00 TL gayrinakdi kredi bedelinin davacı banka nezdinde açılacak faiz getirmeyen hesaba depo edilmesine
3- Yargılama sırasında yapılan 06/06/2017 tarihli 207.713,77 TL lik ödemenin ve iade edilen 200.737,00 TL teminat mektubunun icra takip dosyasının infazı sırasında icra müdürlüğünce nazara alınmasına,
4-Alacak miktarı bilinir ve belirlenebilir olduğundan hükmolunan asıl alacak miktarı üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine,
5- 492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca davacı banka harçtan muhaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
6-Harçlar Yasası uyarınca alınması gereken 559.490,00 TL harcın davalılardan alınarak hazineye irat kaydına
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca hesaplanan 147.104,49 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine ,
8-Davacı tarafından dava açılırken yapılan 600,00 TL bilirkişi ücreti ve 208,40 TL posta ve tebligat giderinden oluşan toplam 808,40 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
9-Artan gider ve delil avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya yada ahzu kabza yetkili vekillerine iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/03/2018