Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1129 E. 2018/1030 K. 11.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2016/1129 Esas
KARAR NO : 2018/1030

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/10/2016
KARAR TARİHİ : 11/10/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı —–. ve acentelerinin davacı — ve hesabına dask sigortası yaptığını, bu kapsamda davalı ———————— acentesinin eli ile dava dışı —–için — nolu –poliçesi tanzim ettiğini, poliçede taşınmazın büyüklüğünün 100 m2 değerinin ise, 55.000 TL olarak tespit edildiğini, hasar sonrası sigortalıya tenzili muafiyet sonrası 53.900,00 TL ödendiğini, sigortalının taşınmazın büyüklüğünün 135 m2 olduğunu beyan ederek fark tazminat talebi ile tahkime başvurduğunu, olayın tümü ile bankanın yanlış bir işlemi gibi durduğunu, poliçenin farklı düzenlenmesinde iradesi bulunmayan sigortalının sorumlu tutulamayacağı gerekçesi ile talebi kabul ettiğini, bunun üzerine 05/09/2014 günü sigortalıya 19.095 TL ödendiğini, taraflar arasındaki akitte davalının basiretli bir tacir gibi hareket etme edimi altında olduğunu, davalının poliçe tanzim edilirken basiretli bir tacir gibi hareket etmediğini beyanı ile 19.095, TL nin ödeme tarihi 05/09/2014 tarihniden itibaren yasal faizi ile davalıdan alınmasını mahkememizden talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının ödemesini 05/09/2014 günü yaptığını, davasını ise 25/10/2016 günü ikame ettiğini, BK 73 maddesindeki iki yıllık zaman aşımı süresinden sonra davanın ikame edildiğini bu nedenle davanın zamanaşımından reddinin gerektiğini, sigortalının TTK1435 maddesinndeki doğru beyan yükümlülüğünü ihlal ettiğini, sigortalı eşinin 01/12/2010 günlü …. belgesendi taşınmazı 100 m2 olarak beyan ettiğini, aksi bir düşünce halinde dahi, davacınınancak fark primini tahsil edebileceğini, davacının zararının ödenen tazminat değil, fark primi olduğunu, beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava : Davacının davalıya karşı açtığı rücuen tazminat davasıdır.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Davanın açıldığı tarihte, yazılı yargılama usulüne tabi olduğu anlaşılmış olup, usulünce taraf teşkili sağlanmış, HMK 140 maddesi uyarınca ön inceleme duruşması yapılıp, uyuşmazlık tespit edildikten sonra, tahkikat aşamasında 26/04/2018 tarihli, duruşmada 7101 sayılı kanunun 61. Maddesiyle değiştirilen TTK nın 4/2 maddesi uyarınca değeri 100.000,00 TL nin altındaki ticari davalarda basit yargılama usulünün uygulanacağının düzenlendiği kanun, 15/03/2018 tarihi itibariyle yayınlanarak yürürlüğe girdiği ve usül kurallarının derhal uygulanırlığı ilkesi uyarınca, davanın bu aşamadan sonra basit yargılama usulüne tabi olduğu anlaşılmakla dava basit yargılama usulüne göre, deliller toplanmış incelenmiş, tahkikat sonlandırılarak dava sonuçlandırılmıştır.
Davacının delil dilekçesinde belirttiği, sigorta tahkim komisyonunun …. sayılı dosya celp edilmiş, taraflar arasındaki yetki sözleşmesi dosyaya sunulmuş, davalı sigorta poliçesinin sigortalının eşine ait beyan dilekçeleri okunmuş, davacı, …. tarafından hasar dosyası dosyaya sunulmuştur.
Sigorta tahkim komisyon kararının incelenmesinde, başvuranın dava dışı …. olduğu, başvuru konusu uyuşmazlığın davacı … Kurumu tarafından tanzim edilen…sayılı zorunlu deprem sigortası poliçesiyle teminat altına alınan konutunda deprem sebebiyle meydana gelen hasar sonucu sigorta şirketine başvurması ve eksik ödeme yapıldığını belirterek bakiye 20.350,00 TL lik zararın tazminine ilişkin olduğu görülmüş. Sigorta tahkim komisyonu tarafından sonuç olarak başvurunun kısmen kabulü ile 18.865,00 TL nin, Doğal Afet Sigortaları Kurumundan alınarak, başvuru sahibine ödenmesine karar verildiği, Doğal Afet Sigortaları Kurumunun, sigorta tahkim komisyonu kararına itiraz ettiği, itirazının reddine karar verildiği, dosya kapsamında anlaşıldı.
UYUŞMAZLIK : Davalı acentanın aracı edilerek, düzenlediği yenileme zorunlu deprem sigortası poliçesi nedeniyle sigortalı konutun metrekaresiyle ilgili bilgilerin çelişkili olması nedeniyle davacının sigorta tahkim komisyonunun 30/09/2013 tarih ve …. sayılı dosyasındaki karara istinaden sigortalıya ödediği, 18.865,00 TL zarara davalı acentanın sorumlu olup olmadığı ve davacının bu zararı davalıya rucü edip edemeyeceği noktasında olduğu anlaşıldı.
Tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi yönünden dosya üzerinden, uyuşmazlık konusu hakkında sigortacı bilirkişi aracılığıyla bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi; 04/10/2017 tarihli raporunu dosyaya sunmuştur, sunulan raporda özetle, davacı … 23/10/2011 tarihli deprem rizikosuna ilişkin tazmin yükümlülüğünü 02/12/2010 tanzim tarihli, … nolu zorunlu deprem sigortası poliçesi ile ve bu poliçede meskenin gerçek yüz ölçümü olan sigortalı tarafından da beyan edilen, 100 m2 üzerinden tespit edilen 55.000,00 TL sigorta bedeli ile sınırlı olduğu, davacı …… 23/10/2011 tarihli, deprem rizikosuna takip yapılan eksper incelemesi neticesinde sigortalının eksper raporuyla tespit edilen 53.900,00 TL tutarındaki gerçek ve somut zararına sigortalısına ödediğine, davacı … 23/10/2011 tarihli deprem rizikosu nedeniyle 02/12/2010 tarihli …. nolu deprem sigortası poliçesi uyarınca haiz olduğu, tazmin yükümlülüğünü yerine getirdiğini, 23/10/2011 tarihinde meydana gelen deprem rizikosu açısından 17/12/2009-17/12/2010 dönemine ait, …..nolu zorunlu deprem sigortası poliçesinin, uygulanmasının mümkün olmadığını, dolayısıyla 23/10/2011 tarihli depremle meydana gelen hasarın tazmini açısından 17/12/2009 tarihli zorunlu deprem sigortası poliçesinde yer alan sigortalı meskenin metrekaresinin 135 ve sigorta bedelinin 74.250 TL olarak esas alınarak … rizikonun gerçekleştiği tarihte döneminin dolmuş olması sebebiyle, yürürlükte olmayan poliçe kapsamında sorumlu tutulması ve tazmin yükümlülüğünün sınırını 74.250,00 TL olarak esas alınması, sigorta hukuku mevzuatı açısından doğru ve mümkün olmadığını, sigorta tahkim komisyonu kararı uyarınca …a haksız olarak ödenmesine karar verilen 18.865,00 TLnin dava dışı sigortalı……… ……….’a iade etmesi gerektiğini,
Davalı ………. ve acentası ……Van şubesine sigorta sözleşmesini akdeden ve poliçeyi tanzim eden acenta olarak öncelikle sigorta ettirenin yazılı beyanına ve buna ilaveten sigortalı alacak meskenin fiziki durumuna ilişkin belgelere binaen, sigortalanacak meskenin yüzölçümü (100 m2) ve dolayısıyla sigorta bedeline, (55.000,00 TL ) doğru olarak tespit ettiğini ve 02/12/2010 tanzim tarihli, 25151320 nolu zorunlu deprem sigortası poliçesinde doğru ve gerçek rakamlara yer verdikleri, bunun doğal sonucu olarak da 23/10/2011 tarihli deprem rizikosunu temin eden 02/12/2010 tarihli zorunlu deprem sigortası poliçesini tanzimde, herhangi bir kusurlarının mevcut olmadığını, bu nedenle davacı ….sigortalısına hatalı olarak yapmak zorunda kaldığı, fazla ödeme açısından davalının herhangi bir kusuna binaen tazminat talep edilmesinin doğru olmadığı kanaatini içerir yönde olduğu belirtilmiş olup bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, davacı vekili 09/11/2017 tarihli dilekçe ile bilirkişi raporuna itirazda bulunulmuş olup, dilekçesinde özetle, sigorta tahkim komisyonu kararının kesinleşmiş olduğunu, bilirkişinin kesinleşmiş tahkim kararına göre hareket etmesi gerekirken, kesin kararın yanlış olup olmadığının irdelenmesinin bilirkişilik görevi içinde olmadığını belirtmiş, somut olayda ikinci kez poliçe tanzim edilirken, ilgili bankacı taşınmaz alanının 135 değil, 100 m2 olarak poliçeye yazılmış olduğunu, sigorta değerinin de ona göre yine düşük olarak hesaplanarak 55.000,00 TL olduğunu beyanla, yeni bir bilirkişiden rapor alınmasını talep etmiştir. Davalı vekili, 04/12/2017 tarihli dilekçesi ile rapora karşı beyanda bulunmuş, ve özetle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir, mahkememizce davacı vekilinin itirazları doğrultusunda yeni bir sigortacı bilirkişiden tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi yönünden dosya üzerinden uyuşmazlık konusu hakkında bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, alınan ikinci bilirkişi raporunda, davalı ……. şirketinin zarar sorumluluğunun değerlendirilmesi kısmında 6102 sayılı TTK 109. Maddesi uyarınca, acentanın edimini ifasında, kusuru ile vereceği zarardan sorumlu olacağının kabul edildiğini, yine taraflar arasındaki 28/09/2000 günlü yetki sözleşmesinin 4. Maddesiyle davalı Anadolu Sigortaya basiretli bir tacir gibi hareket etme ödevi verildiğini, hasarın 23/10/2011 tarihinde gerçekleştiğini, 25151320 nolu poliçede hem acente, hem sigorta ettiren, hem de rehinli alacaklı sıfatlarıyla yer alan……. Van Şubesine (Van Merkez ……..)mecur için 16/12/2009 tarihli taşınmaz değerlendirme raporunun dosyaya sunulduğu, rapordaki mecur kayıtları ile poliçedeki mecur kayıtları parsel ve ada numaraları dışında örtüştüğünü, ancak raporla birlikte yer alan tapu kayıtları ile ……… poliçesindeki mecur kayıtlarının örtüştüğünü, ………. Van Beşyol şubesine sunulan bu raporda mecurun brüt büyüklüğünün 135 m2, net büyüklüğünün ise 112 m2 olarak kayıtlandığını, davalı ………. sigortanın …. nolu poliçe kapsamı mecurun büyüklüğünün brüt 135 m2, net 112 m2 olduğu bilgisine, kendisine sunulan 16/12/2009 tarihli, taşınmaz değerlendirme raporu ile vakıf iken, poliçede mecurun büyüklüğünün brüt 100 m2 beyan etmesi nedeniyle kusurlu olduğunu, davalı………………. Sigortanın bu kusuru nedeniyle TTK 109. Maddesi göre ….n zararını tanzim etme ve sorumlu olduğunu, davacı …. zararının , sigortalısına ödediği bedel değil, eksik tahsil ettiği prim olduğunu, davalı …. kendisine akdedilen taşınmazın brüt metrekaresini eksik gösterme kusuruna düşmeseydi, tahkim kararına konu tazminatı zaten ödeyeceğini, davalı şirketin kusuru ile davalı …. uğradığı zararın eksik prim tahsili ve 230 TL yargılama gideri toplamı kadar olduğunu, davalı tarafından tanzim edilen poliçede sigorta değeri, 74.250,00 TL gösterilmiş olsa, tahakkuk edilecek primin 33.034,00 TL olduğunu, davacı …. toplam zararının, 33.034,00 TL eksik aldığı prim ve 230 TL yargılama gideri olmak üzere toplam, 263,064 TL olduğunu, faiz yönünden davacı ….dava öncesi, davalı şirketi temerrüte düşürdüğünü ispat edemediğinden dava tarihinden itibaren faiz talep edebileceğini beyan etmiştir. Davacı …. talebinin acentelik sözleşmesinin ifasında kusurdan doğan zarar iddiasına dayandığı, bu halde 6098 sayılı TBK 147.5 maddesine göre 5 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu, aynı kanunun 149. Maddesine göre, zamanaşımı süresinin davacının sigortalısına ödeme yaptığı, 05/09/2014 günü başlaşacağı, davanın TBK 147.5 de belirlenen beş yıllık zamanaşımı süresi dolmadan, 25/10/2016 günü, açılmış olması nedeniyle davalı şirketin zamanaşımı definin yerinde görülmediği anlaşılmış, mahkememizce bilirkişi raporu denetlenerek dosya içeriğine uygun, denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğuna karar verilmiştir.
Dosyanın bir bütün olarak değerlendirilmesinde, davalının dava dışı sigortalının eksik prim tahsil ettiği, bu nedenle kusurunun olduğu, ve TTK nın 109. Maddesi uyarınca eksik tahsil ettiği prim borcundan sorumlu olduğu anlaşılmış olup, mahkememizce denetime ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporu uyarınca 33,034 TL eksik prim ve 230,00 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 263,64 TL zararın, dava tarihi olan 25/10/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline dair, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda belirtildiği gibi;
1-Davanın kısmen kabulü ile, 263,64TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE, Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-Başlangıçta peşin olarak alınan 326,10 TL harcın alınması gerekli olan 35,90 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 290,20TL’nin karar kesinleştiğinde ve istem halinde davacıya iadesine,
3- Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu posta ve tebligat gideri 178,70 TL, bilirkişi ücreti 1750 TL, olmak üzere toplam 1928,70 TL yargılama masrafının, davacı davasında kısmen haklı çıktığından dava konusunun toplam değerinin kabulle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 26,62 TL yargılama masrafına, 35,90 TL harç eklenerek sonuç olarak 62,52 TL’nin davalı taraftan alınarak davacıya verilmesine, dava konusunun toplam değerinin retle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 1902,07 TL yargılama masrafının davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan …… uyarınca 263,64 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan…… uyarınca 2.259,76 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacıya iadesine,
İlişkin olarak taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.