Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1127 E. 2018/211 K. 27.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİKARAR

ESAS NO : 2016/1127
KARAR NO : 2018/211

DAVA : Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı)
KARAR TARİHİ : 27/02/2018

DAVA :
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 24/10/2016 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında davalıya yemek hizmeti sağlanması konusunda ticari ilişki kurulduğunu, hizmet karşılığında faturalar düzenlendiğini ve davalıya tebliğ edildiğini, hizmet bedellerinin ödenmediğini, cari hesap alacağına dayanarak davalı aleyhine İstanbul ……… İcra Müdürlüğü ‘nün 2012/123 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine icra takibin durduğunu ileri sürerek müvekkili ile davalı arasındaki ticari ilişkiden kaynaklı 1.000,00 TL tutarındaki alacağın temerrüt tarihinden itibaren davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili Mahkememize sunduğu …………. havale tarihli cevaba cevap dilekçesinde özetle: dava dilekçesini tekrarla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili,……….. havale tarihli dilekçesi ile; davasını 2.714,00 TL’ye ıslah etmiştir.
Davacı vekili ……….. tarihli karar celsesindeki esas hakkındaki beyanında; davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili Mahkememize sunduğu 05/12/2016 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: müvekkilinin davacı şirketten yemek hizmeti almadığını, davacı şirket ile aralarında cari hesabın mevcut olmadığını, ticari defter incelemesinde durumun anlaşılacağını beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Cevaba cevap dilekçesi, davalı tarafa tebliğ edilmiş, ancak ikinci(2.) cevap dilekçesi sunulmamıştır.
Davalı vekili 27/02/2018 tarihli celsesindeki esas hakkındaki beyanında; bilirkişi raporuna karşı itirazlarını tekrarla, yeterli incelemenin yapılmadığını, davacı tarafın defterlerinde borca ilişkin bir kayıt bulunmadığını beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde taraflar arasında cari hesap ilişkisinin bulunup bulunmadığı, davalıya yemek hizmeti verilip verilmediği, fatura bedelinin ödenip ödenmediği noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, yemek hizmeti sunulması ile ilgili olarak hizmet bedelinin tahsili davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: Türk Borçlar Kanunu(TBK)’nun 470. Maddesindeki ” Eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
Mali Müşavir bilirkişinin mahkememize sunduğu ………… havale tarihli raporunda özetle; davacının bir kısım ticari defterlerini sunmadığı, davalı tarafın ticari defterlerine göre ise davalının davacıya 30/12/2012 tarihi itibariyle 2.714,00 TL borçlu olduğunu beyan ve rapor etmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
TİCARİ DEFTERLERİN DELİL KABİLİYETİ
Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun, yargılamayı gerektiren davalarda hazırlık işlemlerine ilişkin hükümleriyle senetlerin ibrazı zorunluluğuna dair olan hükümleri ticari işlerde de uygulanır. (TTK m. 83)
Uyuşmazlık konusu vakıaları ispata elverişli yazılı veya basılı metin, senet, çizim, plan, kroki, fotoğraf, film, görüntü veya ses kaydı gibi veriler ile elektronik ortamdaki veriler ve bunlara benzer bilgi taşıyıcıları bu Kanuna göre belgedir. (HMK m. 199)
Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar. Elektronik belgeler ise belgenin çıktısı alınarak ve talep edildiğinde incelemeye elverişli şekilde elektronik ortama kaydedilerek mahkemeye ibraz edilir. Ticari defterler gibi devamlı kullanılan belgelerin sadece ilgili kısımlarının onaylı örnekleri mahkemeye ibraz edilebilir. (HMK m. 219)
İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir. (HMK m. 220/1)
Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır. (HMK m. 222/2-3-5)
TEMERRÜT
İfa zamanı taraflarca kararlaştırılmadıkça veya hukuki ilişkinin özelliğinden anlaşılmadıkça her borç, doğumu anında muaccel olur(TBK m. 90).
Karşılıklı borç yükleyen bir sözleşmenin ifası isteminde bulunan tarafın, sözleşmenin koşullarına ve özelliklerine göre daha sonra ifa etme hakkı olmadıkça, kendi borcunu ifa etmiş ya da ifasını önermiş olması gerekir(TBK m. 97).
Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer(TBK m. 117/1).
Borcun ifa edileceği gün, birlikte belirlenmiş veya sözleşmede saklı tutulan bir hakka dayanarak taraflardan biri usulüne uygun bir bildirimde bulunmak suretiyle belirlemişse, bu günün geçmesiyle; ( …. ) borçlu temerrüde düşmüş olur. Ancak sebepsiz zenginleşenin iyiniyetli olduğu hâllerde temerrüt için bildirim şarttır(TBK m. 117/2).
Aksine sözleşme yoksa, ticari bir borcun faizi, vadenin bitiminden ve belli bir vade yoksa ihtar gününden itibaren işlemeye başlar(TTK m. 10).
FAİZ
Bir miktar paranın ödenmesinde temerrüde düşen borçlu, sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça, geçmiş günler için 1 inci maddede belirlenen orana göre temerrüt faizi ödemeye mecburdur(3095 s.y. M. 2/1).
…………… Bankasının önceki yılın 31 Aralık günü kısa vadeli avanslar için uyguladığı faiz oranı, yukarıda açıklanan miktardan fazla ise, arada sözleşme olmasa bile ticari işlerde temerrüt faizi bu oran üzerinden istenebilir. Söz konusu avans faiz oranı, 30 Haziran günü önceki yılın 31 Aralık günü uygulanan avans faiz oranından beş puan veya daha çok farklı ise yılın ikinci yarısında bu oran geçerli olur(3095 s.y. M. 2/2).
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan deliller, ticaret sicil kayıtları, bilirkişi raporu, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasındaki ihtilafın alacak dayanağı belgeye konu mal ve/veya hizmetin teslim edilip edilmediği ve/veya sunulup sunulmadığı hususundan kaynaklandığı, uyuşmazlığın halli ve taraflar arasındaki ticari ilişkinin tespiti için defter incelemesine karar verildiği, davacının ticari defterlerinin tamamının incelemeye sunmadığı, ancak davalı tarafın kendi ticari defterlerine göre 2.714,00 TL davacı tarafa borçlu olduğu, davalının kendi ticari defterindeki bu kayıt nedeniyle davacıya borçlu olmadığını ispat yükü altında olduğu, ancak bu miktar itibariyle borçlu olunmadığının davalı tarafça ispatlanamadığı sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile; 2.714,00 TL alacağın 1.000,00 TL’sinin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte, kalan 1.714,00 TL’sinin ıslah tarihi olan 04/12/2017 tarihi itibariyle işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2- Başlangıçta peşin olarak alınan 29,20 TL harç ile ıslah sonrası alınan 31,40 TL harç toplamı 60,60 TL harcın, alınması gerekli olan 185,39 TL harçtan mahsubu ile bakiye 124,79 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3- Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu, peşin harç 29,20 TL, ıslah harcı 31,40TL, tebligat ve posta gideri 150,80 TL ile bilirkişi ücreti 700,00 TL olmak üzere toplam 911,40 TL yargılama masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4- Davacı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca 2.180,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5- Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi uyarınca, artan gider avansının davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kesin olarak verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı