Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1109 E. 2018/447 K. 19.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2016/1109 Esas
KARAR NO : 2018/447

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 19/10/2016
KARAR TARİHİ : 19/04/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ….. dava dışı …. plakalı aracın kasko sigortacısı olduğunu, sözkonusu araç için müvekkil şirket nezdinde 22/10/2015- 22/10/2016 vadeli . …sayılı kasko poliçesi düzenlenerek , kasko sigortası genel şartları kapsamında hırsızlık rizikosu da dahil olmak üzere rayiç değerinekadar sigorta güvencesinin sağlandığını, dava dışı sigortalı …….n ………… Ümraniye /İSTANBUL adresinde bulunankonutuna 30/03/2016 tarihinde giren hırsızlar tarafından muhtelif ziynet eşyaları ile birlikte ………. plakalı arcının anahtarının da ele geçirilmek suretiyle aynı site içinde bulunan aracıda çaldığını, sigortalı aracın 30/03/2016 tarihi itibariyle 36.000,00 TL olduğnu, müvekkil sigortanın kuruluşu tarafından Kasko Sigortası Poliçe Genel Şartlarında öngürülen süre ve prosedür tamamlandıktan sonra 27/05/2016 tarihinde sigortalısına 36.000,00 TL hasar tazminatı ödendiğini, yukarıda açıklanan nedenlerle 36.000,00 TL rücu tazminatının ödeme tarihi olan 27/05/2016 tarihinden itibaren…… Bankası’nın kısa vadeli kredilen için uygulandığı en yüksek ticari avans faizi , yargılama giderleri ve avukatlık ücreti ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
CEVAP : Davalı şirket cevap dilekçesinde özetle ; davacı tarafın dilekçesinde, dava dışı….. ait aracın kasko sigortacısı olduklarını ve sigortalının konutuna giren hırsızlar tarafından aracın anahtarını ele geçirilmek suretiyle çalındığını ve hasar tazminatının kendileri tarafından ödendiğini belirttiğini, dava dışı sigortalı……… konutunun bulunduğu sitede özel güvenlik hizmetlerinin müvekkil şirket tarafından gereği gibi yerine getirilmediği ve özel güvenlik görevlilerinin kusuru bulunduğu gerekçesiyle ödenen hasar tazminatı bedelinin rücuen tahsilini talep ettiğini, davacı tarafın beyan ettiği gibi güvenlik görevlilerinin herhangi bir kasıtı davranışı veya kusuru söz konusu olmadığını, dava dilekçesinde aracın sadece marka ve modelinin belirtildiğini söz konusu aracın kilometresi ve daha önecsinde aracın değerine etki edecek herhangi bir hasar alıp almadığının dahi belli olmadığını, bu nedenle araca ilişkin tam yaşı ve modeline atıfla adva dışı sigortalıya ödendiği belirtilen hasar bedelinin fahiş miktarda olduğunu belirttiklerini, açıklamış oldukları nedenlerle beyanlarının kabulü ile birlikte müvekkil yönünden haksız davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraftan tahsil edilmesine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Dava :TTK 1472 maddesi uyarınca davacı … şirketinin kasko sigortalısının haklarına halef olarak sigortalısına zarar verenin KZMMS sigortacısına karşı açtığı rücuen tazminat davasıdır.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava açıldığı tarihte yazılı yargılama usulüne tabii olup, usulünce taraf teşkili sağlanmış , dilekçeler aşaması tamamlanmış , HMK 140 maddesi uyarınca ön inceleme duruşmalı yapılıp uyuşmazlıklar tesbit edildikten sonra tahkikat aşamasında deliller toplanmış, davalı tarafları dinlenmiş bilirkişi raporu alınmış tahkikat sonlandırılarak dava sonuçlandırılmıştır.
Dosyaya sunulan genişletilmiş hususi kasko sigorta poliçesi ve hasar dosyasının yapılan incelenmesinde; … plaka sayılı aracın davacı … tarafından …….. tarihleri arasında sigortalandığı, 30/03/2016 tarihinde meydana gelen hırsızlık olayı nedeniyle sigortalı araç sahibinin başvurusu üzerine 36.000,00 TL 27/05/2016 tarihinde sigortalıya ödendiği sigortalı ………24/05/2016 tarihinde düzenlenen genişletilmiş kasko poliçesi, ibraname ve tazminat makbuzu başlıklı yazı ile sigortalı aracıyla ilgili olarak sigorta şirketi tarafından kendisine yapılan 36.000,00 TL ödemeden dolayı sigorta şirketinin ibra ettiği ve bu bahsi geçen olaydan mesul olanlar hakkında 36.000,00 TL lik dava hakkını davacı … şirketine devir ve temlik ettiği anlaşılmıştır.
Sigortalı ……… plaka sayılı araç için davacı … şirketi tarafından düzenlenen genişletilmiş hususi kasko poliçesinin anahtarla çalınma başlıklı maddesinde, sigortalı aracın anahtarları kullanılarak çalınması veya çalınmaya teşebbüsü sonucu meydana gelecek her türlü ziya ve hasarların teminat dışı bırakıldığı, kapalı ve kilitli bir mekandan yapılan hırsızlık veya gasp suretiyle ele geçirilen asıl veya yedek anahtarı kullanılarak çalınması veya taşınmaya teşebbüsü sonucu meydana gelecek her türlü ziya ve hasarların teminata dahil edildiği anlaşılmıştır.
Davaya konu hırsızlık olayıyla ilgili İstanbul ……… Başsavcılığı’nın 2016/65498 soruşturma nolu dosyası celp edilmiş yapılan incelemede ; sigortalının 30/03/2016 tarihinde meydana gelen hırsızlık suçuyla ilgili şikayeti üzerine, bina içinde muhafaza altına alınan eşya hakkında hırsızlık, …….. plaka sayılı aracın çalınması , mala zarar verme ve konut dokunulmazlığını ihlal suçu hakkında suç failinin meçhul olması nedeniyle daimi arama kararı düzenlediği anlaşılmıştır.
Dosyada mübrez dava dışı …… ile davalı arasında yapılan güvenlik sözleşmesinin 4. Maddesinin Teminatlar başlıklı bendinde yüklenici davalının güvenlik hizmetlerini ifa ederken güvenlik zafiyetinin olduğunun tespit edilmesi halinde sitede bulunan dairelerde ortak alanlarda veya genel olarak site dahilinde vuku bulacak hırsızlık, gasp ve benzeri suçların işlenmesi nedeniyle meydana gelecek bil cümle tazminatta hukuki tespitin netleşmesini takiben ortaya çıkan zarar ve ziyanın, zarar ziyan miktarından sonra zarara uğrayan kat maliki veya iş verenin yazılı talebi üzerine 10 gün içerisinde davalının ödemekle yükümlü olduğu düzenlenmiştir.
Uyuşmazlık;Davacı sigortanın kasko sigortalısına yaptığı ödeme neticesinde sigortalısının haklarına halef olarak zarar verene rücu istemine ilişkin olup; Davacı sigortanın sigortalısı…….. plaka sayılı aracın davalı güvenlik şirketinin güvenlik hizmeti verdiği ….. ‘ndan çalınması ile sonuçlanan hırsızlık olayında davalı şirketin kusur durumu ile hırsızlık neticesinde meydana gelen zarardan sorumlu olup olmadığı ve davacı sigortanın sigortalısına yapmış olduğu ödemenin sigorta poliçesi kapsamında kalan ve zarar verene rücu edileceği bir zarar olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi yönünden, bir makina mühendisi, bir güvenlik uzmanı ve bir sigortacı bilirkişi aracılığıyla dosya üzerinden bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Bilirkişi heyeti 11/01/2018 tarihli raporunu dosyaya sunmuştur.
Sunulan raporda güvenlik kamerasının incelenmesi neticesinde davaya konu hırsızlık olayının meydana geldiği sitede olay günü….. marka beyaz renkli bir aracın beklemeden site içerisine girdiği ardından ardından bariyer henüz kapanmadan …… plaka sayılı…. marka aracın bariyerin 0 noktasını yaklaşarak bariyerin açılması ile içeriye girdiğini, o esnada dışarıda güvenlik görevlilerinin bulunmadığını …marka aracın site içerisinde şüpheli hareketlerinin bulunduğunu, davalı güvenlik şirketinin……. marka bu aracı siteye girerken durdurmadığı aracı ve içerisindekileri kayıt altına almadan ve nereye geldiklerinin teyidini almadan girişine müsade etmesi ve site içerisinde aracın şüpheli hareketlerini tespit edememesi nedeniyle meydana gelen olayda %80 oranında kusurlu olduğu sigortalı…. plaka sayılı …… model aracın rayiş değerinin 36.000,00 TL olduğu ve aracın 30/03/2016 tarihinde çalınması sebebiyle davacı sigortanın sigortalısına 27/05/2016 tarihinde sigortalıya bu miktarın ödediğini, sigorta poliçesi genel veya özel şartlarında yer alan rizikonun gerçekleşmesi halinde sigortacının tazminat ödeme yükümlülüğünün doğduğunu, sigorta ettirenin kasti bir eyleminden kaynaklanmadığı sürece sigortalısı kusurlu olsa dahi sigorta güvencesini sağladığı rizikoya bağlı hasar için tazminat ödemekle yükümlü olduğunu, sigortacının sigortalısına karşı bu yükümlülüğü yerine getirdikten sonra TTK 1472 maddesi uyarınca halefiyet ilkesinden yararlanarak ödediği tazminatı zarar verene rücu edebilmesi için geçerli bir poliçe kapsamında poliçe özel ve genel şartlarıyla çelişmeyen bir rizikonun gerçekleşmesi sonucunda oluşan zararın gerçek hak sahibi ya da onun gösterdiği kişiye ödemesi gerektiğini, davacı sigortanın sigortalı aracın çalınması neticesinde sigortalısına yaptığı ödemenin poliçe teminatı kapsamında kalan ödeme olduğunu ve sigortalının aracının çalınması sebebiyle sigortalının ikamet ettiği siteye güvenlik hizmeti veren davalı şirkete dava açma hakkı bulunduğunu belirterek davacı … şirketinin davalı şirketten poliçedeki tescil tarihi klouzuna göre aracın ilk tescil tarihi ile poliçe üzerindeki son tescil tarihi arasında 45 gün bulunması halinde %25 muafiyet uygulanacağı, aracın ilk tescil tarihi 20/08/2010 ile poliçe üzerindeki son tescil tarihi 20/10/2015 tarihleri arasında 5 yıl 2 ay bulunduğunu, bu nedenle %25 oranında muafiyet uygulanması ve davalının kusur oranına göre ödemesi gereken zararın 21.600,00 TL olduğunu ve bu miktarı rücu edebileceğini bildirmiştir.
Mahkememizce bilirkişi raporu denetlenerek denetime dosya içeriğiyle hüküm kurulu kabul edilmiştir.
TTK 1472. Maddesi uyarınca sigortacının sigortalısının haklarına halefiyet hakkının gerçekleşebilmesi için sigortacının hukuken geçerli bir sigorta poliçesi teminatı kapsamında sigortacısına tazminat ödemiş olması ve sigortalının zarar sorumlusuna karşı dava hakkına sahip olması gerekir. Sigortacı ancak sigortalısının meydana gelen zarardan dolayı üçüncü kişilere karşı dava hakkı varsa bu hakka ödediği bedel oranında halef olacaktır.
Dosyanın bir bütün olarak değerlendirilmesi neticesinde;Davacı sigortanın genişletilmiş kasko sigortalısı …. plaka sayılı aracın 30/03/2016 tarihinde sigortalının ikamet ettiği sitede çalınması üzerine sigortalının hırsızlık olayı ile ilgili ….. Başsavcılığına şikayette bulunduğu suçun failinin bulunmaması nedeniyle daimi arama kararı verildiği,sigortalının sigortacısına başvuru üzerine davacı sigortanın sigortalısına 36.000,00 TL sigortalı araç için 27/05/2016 tarihinde ödeme yaptığı, sigortalının bu hasarla ilgili haklarını davacı … şirketine temlik ettiği, davacı sigortanın sigortalısına yapmış olduğu bu ödemenin sigorta poliçesi teminatı kapsamında olduğu, (yapılan ödemenin sigorta poliçesi teminatı kapsamında olmasa dahi sigortalıdan alınacak temlikname ile sigortanın zarar verene rücu edebileceğini yönelik Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin kararları da mevcuttur), hırsızlık olayının meydana geldiği sitede güvenlik hizmetinin davalı şirket tarafından verildiği olay günü; siteye giren bir aracın ardından henüz bariyer kapanmadan giriş yapan ….. marka aracın bariyerin 0 noktasına yaklaşarak bariyerin açılması ile içeri girmesine rağmen davalı güvenlik şirketi tarafından bu aracın site girişinde durdurulmaması, aracı ve içerisindeki kişileri kayıt altına almaması ve gidecekleri yerden teyit almadan siteye girişine izin vermesi ve bu aracın site içerisindeki şüpheli hareketlerini tespit edememesi nedeniyle meydana gelen olayda davalının %80 oranında kusurlu olduğu, her ne kadar davalı şirket vekili sigortalı ile müvekkili arasında güvenlik sözleşmesi bulunmadığı bu nedenle öncelikle davanın site yönetimine karşı açılması ve site yönetiminin bir zarar ödemesi halinde müvekkiline rücu edilmesi gerektiğini belirtmiş ise de, dava dışı site yönetimi ile davalı güvenlik şirketi arasında imzalanan güvenlik sözleşmesinin 4. Maddesinin Teminatlar başlıklı bendinde yüklenici davalının güvenlik hizmetlerini ifa ederken güvenlik zafiyetinin olduğunun tespit edilmesi halinde sitede bulunan dairelerde ortak alanlarda veya genel olarak site dahilinde vuku bulacak hırsızlık, gasp ve benzeri suçların işlenmesi nedeniyle meydana gelecek zararların kat maliki veya site yönetiminin talebi üzerine ödemekle yükümlü olduğuna yönelik yapılan düzenleme ve alt işveren niteliğindeki davalının vermiş olduğu hizmet nedeniyle meydana gelen zararlardan sorumlu olacağı hususları nazara alındığında bu yöndeki savunmasına itibar edilmemiş ve sigortalının meydana gelen bu hırsızlık olayı nedeniyle davalıya dava açma hakkı olduğu ve davacı … tarafından sigortalısına yapılan ödemenin davalıya rücu şartı oluştuğu kanaatine varılarak davalı şirketin kusur durumu ve sigortalı aracın ilk tescil tarihi ile son tescil arasındaki süreye istinaden %25 oranında muafiyet uygulaması neticesinde 21.600,00 TL zararın ödeme tarihi 27/05/2016 tarihinden itibaren tarafların tacir olması ve Yargıtay 11. Hukuk Dairesi ‘nin 2008/10498 Esas 2010/1096 Karar sayılı bu yöndeki ilamı da nazara alınarak işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE
2-21.600 TL zarar bedelinin ödeme tarihi 27/05/2016 tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte olan Harçlar Kanunu ‘na göre alınması gerekli 1.475,50 TL karar ilam harcından dava açılırken yatırılan 614,79 TL peşin harcın mahsubu ile 860,71 TL bakiye ilam harcının davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı taraf kendini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan ……. ‘ye göre 2.592,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya yada ahzu kabza yetkisi olan vekiline verilmesine,
5-Davalı taraf kendini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen miktar üzerinden karar tarihinde yürürlükte olan …. ‘ye göre 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya yada ahzu kabza yetkisi olan vekiline verilmesine,
6-Davacı tarafça yapılan 3.000,00 TL bilirkişi ücreti, 128,10 TL tebligat zarf gideri olmak üzere toplam 3.128,10 TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre (%60 kabul) 1.876,86 TL nin davalıdan alınarak davacıya yada ahzu kabza yetkisi olan vekiline verilmesine, fazlaya ilişkin kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı tarafça dava açılırken yatırılan 614,79 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya yada ahzu kabza yetkisi olan vekiline verilmesine,
8-HMK 120 maddesi gereğince davacı tarafça yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştikten sonra HMK 333 maddesi gereğince davacı tarafa ya da ahzu kabza yetkili vekillerine iadesine,
Karar verildi.
Taraf vekillerinin yüzüne karşı , Gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren HMK 345 maddesi uyarınca yasal iki haftalık süre içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu usulen anlatıldı.