Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1083 E. 2018/335 K. 27.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİKARAR

ESAS NO : 2016/1083
KARAR NO : 2018/335

DAVA : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 27/03/2018

DAVA :
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 12/10/2016 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin İstanbul ……….. İcra Müdürlüğü ‘nün 2016/12256 Esas sayılı dosyasından davalı borçlu aleyhine icra takibi başlattığını, davalının yetkiye itirazı üzerine takibin durduğunu, yetki itirazının kendilerince kabulü ile dosyanın İstanbul Anadolu ……. İcra Müdürlüğü ‘nün 2016/12631 Esas sayılı dosyası ile yine ödeme emri gönderildiğini, davalının bu kez icra takibine haksız itirazı ile takibin durduğunu, borçlunun itirazında çek üzerindeki imzanın keşideciye ait olmamasını gerekçe gösterdiğini, bu durumun kendilerince de bilinemediğini, çekin ciro yolu ile alındığını, davalı bankanın herhangi bir belge ibraz etmediğini, davalı bankanın keşidecinin imzasını kabul etmeyerek sorumluluktan kurtulamayacağını, mükerrerlik iddiasının davalının kötü niyetinin göstergesi olduğunu, davalının temerrüde düştüğünü, faize yapılan itirazında dayanaksız olduğunu beyanla icra takibine yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın % 20 ‘sinden aşağı olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 26/12/2016 havale tarihli cevaba cevap dilekçesinde özetle: davalı bankanın imzayı araştırma yetkisinin bulunmadığını beyanla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 27/03/2018 tarihli karar celsesindeki esas hakkındaki beyanında; önceki beyanlarını tekrarla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili Mahkememize sunduğu 14/11/2016 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: müvekkiline, ibraz edilen çekin, imzanın gerçek ve içeriğinde tahrifat olup olmadığı açısından kurallara uygun ve itinalı şekilde kontrol etmek borcu yüklendiğini, bankanın kendisine yüklenen görevi kusurlu bir davranışla ihlal ederek sahte veya tahrif olmuş bir çeki ödediği takdirde TTK 812 maddesine göre keşideciye karşı, çek anlaşmasının ihlali sebebiyle sorumlu olacağını ve yapılan ödemeden doğan zararı tazmin borcu altına gireceğini, somut olayda yasal prosedürün işletildiğini, çek üzerindeki imza ile keşideci imzasının uyuşmadığını, davacıya ödenmesi gereken bir borcun bulunmadığını, bu nedenle talep edilen faizinde yerinde olmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili 27/03/2018 tarihli karar celsesindeki esas hakkındaki beyanında; önceki beyanlarını tekrarla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde avalı bankanın kendisine ibraz edilen çekteki keşideci imzasının keşideciye ait olup olmadığının kontrol yükümlülüğünün bulunup bulunmadığı, keşideciye ait olmadığını tespit ettiği imza nedeniyle zorunlu çek bedelini ödemekten imtina edip edemeyeceği noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: İtirazın iptalini düzenleyen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67/1. Maddesindeki “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
Celp ve tetkik edilen İstanbul ………. İcra Müdürlüğü’nün 2016/1225 Esas sayılı dosyasında; davacı takip alacaklısı tarafından 11/04/2016 tarihli takip talebi ile davalı takip borçlusu hakkında ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalı takip borçlusuna 14/04/2016 tarihinde tebliği üzerine davalı takip borçlusunun süresi içerisinde, yetkiye, borca ve ferilerine karşı itiraz ettiği ve bunun üzerine takibin durduğu, itiraz dilekçesinin ve takibin durdurulmasına ilişkin kararın davacı takip alacaklısına tebliğ edilmediği, eldeki davanın 1(bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Dosyada mübrez, …….. Şubesi’ne ait …… çek nolu ………. bedelli çek sureti incelendiğinde, keşidecisinin…….. lehdarı ……., davacı …………..’nin çekte ibrazdan önceki son ciranta, çekin ise 05/04/2016 tarihinde elden bankaya ibrazı sonrası arkasında “çekin üzerindeki imza keşideciye ait değildir” ibaresinin yazılı olduğu görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan deliller, ticaret sicil kayıtları, çek sureti, banka kayıtları, takip dosyası, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı/takip alacaklısının davalı/takip borçlusu hakkında çek zorunlu karşılık bedelinin ödenmesi istemine dayalı olarak takip başlattığı, davalı/takip borçlusunun tebliğ edilen ödeme emri üzerine takibe borca ve fer’ileri yönünden süresinde itiraz ettiği ve takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, taraflar arasındaki ihtilafın muhatap banka şubesinin kendisine ibraz edilen çekteki keşideci imzasının kendi kayıtlarında keşideciye ait imza örnekler ile karşılaştırarak keşideciye ait olmadığını tespit etmesi halinde ödemeden imtina edip edemeyeceği hususundan kaynaklandığı, 6102 sayılı TTK’nın 812. maddesi gereğince sahte veya tahrif edilmiş bir çeki ödemiş olmasından doğan zarar muhataba ait olduğu, bu durum da muhatap bankanın çekteki imzanın keşideciye ait olup olmadığını incelemek yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda da davalı muhatap bankanın, çekin kendisine ibrazı üzerine bu incelemeyi yaptığı ve imzanın keşideciye ait olmadığı gerekçesi ile ödeme yapmadığı, bu nedenle davalı bankanın ödemeden imtina etmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı(Yargıtay 11. HD ‘nin 14/10/2015 tarih ve 2015/4012 Esas – 2015/10481 Karar sayılı ilamı), sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Başlangıçta peşin olarak alınan 29,20 TL harcın, alınması gerekli olan 35,90 TL harçtan mahsubu ile bakiye 6,70 TL karar ve ilam harcının davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yargılama sırasında yapılan masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça tebligat gideri olarak yapılan 11,00 TL yargılama masrafının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5- Davalı yargılama sırasında kendilerini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan……. madde 13/2 uyarınca 1.345,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6- Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi uyarınca artan gider avansının davacıya; artan delil avansının davalıya iadesine,
7-Karar kesinleştiğinde, İstanbul ………. İcra Müdürlüğü ‘nün 2016/1225 Esas sayılı dosyasının merciine iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kesin olarak verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı..