Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1065 E. 2021/507 K. 30.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1065 Esas
KARAR NO : 2021/507

DAVA : Alacak (Sözleşme uyarınca rücuen alacak)
DAVA TARİHİ : 07/10/2016
KARAR TARİHİ : 30/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; işbu davanın —— tarafından onanmış kararlar gereği müvekkili şirket tarafından iş mahkemelerindeki davacılar vekilin—– tazmini için açıldığını, davalılardan … müvekkili şirketin açtığı ————–tarihinde sözleşmesi sona erdiğini, sözleşmesi sona erdikten sonra davalı —– işçiler tarafından açılan alacak davaları, müvekkili şirket ve— sonuçlandığını—– ettiği için tebligatların T.K m 35 e göre yapıldığını, şirkete ulaşılamadığını ve alacakların tamamından müteselsilen sorumlu olduğundan müvekkili şirket —– tarafından ödendiğini, davalılardan —— şirket ortakları —yılında—- tarafından müvekkili şirket aleyhine davalar açılmaya başladığında —- erişim tarihinde ——– çalıştırdıkları————bu iki —– düşünülemeyeceğini, —–aynı olduğu, hatta — incelendiğinde bu ortakların baba oğul olduğunun da görüleceğini belirtmiş olduğunu, açıklanan nedenlerle davalılar ..—– durdurulmasına, davalıların —–mallarına teminatsız olarak tedbir konulmasına, müvekkili —- ödendiği tarihten itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, fazlaya ilişkin talep haklarının saklı tutulmasına, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin de davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı —- tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından diğer davalı— edilen ve de davacının da müşterek ve müteselsilen sorumlu olduğu alacaklara yönelik yapmış olduğu ödemelerin rücuen tahsili talebiyle ikame edilen işbu davanın her ne kadar müvekkili firma ile davalı —olduğu iddiası ile müvekkili firmaya da yöneltilmiş ise de davacının bu iddiasının somut gerçeğe ve hukuka aykırı olduğunu, müvekkili — ——-bağımsız bir faaliyet alanı ile kurulduğunu, davalı— bu —— alımlarında ihaleye girdiğini, faaliyet gösterdiğini ve de kar etmiş bir şirket iken— şartlarının —- nedeni ile maddi anlamda zora girmiş bir firma olduğunu, müvekkili şirket ise davalı — şirketi aleyhine açılan davaların ikamesinden yaklaşık — yılında kurulduğunu, davacı tarafından davalı — kurucularının — oldukları ileri sürülmüş ise de işbu husus iki şirket arasında — olduğunun kabulüne yeter sağlamadığını, nitekim aksinin kabulü halinde ortakları aynı olan sayısız firmaların birbirlerinin borçlarında sorumluluğu gündeme gelir ki söz konusu husus açıkça hakkaniyete hukuka aykırı olduğunu, müvekkili firmanın davalı —ve de uzun süredir faaliyet göstermesi, kuruluş adreslerinin ve fiili adreslerinin farklı olması, ortaklarının resmiyette ve fiiliyatta aynı olmaması —— bulunmadığının açıkça kanıtı olduğunu, davanın müvekkili şirkete rücu edilmesi açıkça hakkaniyete hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin bu davaya ehliyeti olmadığını belirtmiş olup açıklanan nedenlerle davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, davalı tasfiye halindeki—–nedeni ile gerçekleşen—- uyarınca davacının dava dışı üçüncü kişilere işçilik haklarından kaynaklı ödemelerin rücuen davalılardan tahsili istemine ilişkindir.
Tarafların tüm delilleri celp olunarak dava dosyası ve taraf şirketlere ait ticari defter kayıt ve dayanakları belgeler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak kök ve ek raporlar alınmıştır, alınan raporların birbiri ile uyumlu, dosyadaki verilere uygun ve denetime açık bulunduğu anlaşılmakla hükme esas alınmıştır.
Somut uyuşmazlık davacı şirketin davalılardan tasfiye halindeki —- tevdi edilen —— sırasında çalıştırılan işçiler için yapılan ödemelerin daval——-bulunduğundan bahisle alacaktan sorumlu olup olmadığı istemlerine ilişkindir.
Dosya kapsamına sunulan delillerden;
Davacı ile davalı—- imzalanan hizmet sözleşmeleri olduğu, sözleşmelerin incelenmesinde, davacı — dahilinde belirlenecek—–sağlanması hizmetinin konu edildiği, sözleşmenin 9. Maddesinin Yüklenicinin (davalı —- başlıklı olduğu, 9.16. Maddesinin “İstihdam edeceği —- sorumluluğu olmadığını, sözleşme konusunun ifası için çalıştıracağı personelin tüm yasal ve özlük haklarından sorumlu olmayı ve bu konularda —— herhangi bir talepte bulunulmamayı,” 9.17.maddesinin “…istihtam edeceği personel ile ilgili —-yönetmeliklerle ilgili yönergelerde belirtilen — hüküm sorumlulukların zamanında yerine getirilmesinden sorumlu olmayı, tüm haklarını eksiksiz ödemeyi, tüm personelin— olmasını sağlamayı — mevzuatına uygun—- — etmeyi, her ay faturası ile birlikte istihdam ettiği personelinin—–yatırıldığına dair belgeleri, gelir vergisini yatırdığına — beyanname tahaakuku ve ödeme makbuzunu —- teslim etmeyi, ödemelere ilişkin aylık ücret bordrosunu, ibranameleri, işin bitiminde —- alınacak ilişik– belgelerini işlem tarihinden en geç üç iş günü sonra —– kontrolüne sunmayı, her türlü maddi ve manevi zararların/giderlerin tümünü karşılamayı,”—- sözleşmenin eki olarak —- — çalışma koşulları değişikliği ve sözleşmedeki kişi sayısının % 100 ‘e yakın bir oranında artması sebebiyle 6.3 ‘ncü maddesi…. Şekilde değiştirilmiştir. 6.3 sözleşmeye konu olan — hizmeti için yüklenici —— edecek olup, — için — tarafından madde 6.1 ‘de belirtilen kişi başı –prim bedeli % 50 artırmak suretiyle — için ise yine madde 6.1 ‘de belirtilen —birim bedeli % 100 artırılarak ödeme yapılacaktır, iş bu protokol 0107/2012 tarihinden itibaren geçerlidir.” şeklinde düzenlendikleri görülmüştür.
Davalı şirketlerin celbolunan— tarihinde tasfiye sürecine girdiği, ..— olarak atandığı,— ile ilgili olarak — ile şirketi temsil ve ilzam etmesine karar verildiği tespit edilmiş olmakla, — usulüne uygun tebligatlar yapılarak taraf teşkili sağlanmıştır.
—– ile aralarında —- bulunduğundan bahisle tüzel — aralanması suretiyle bu şirket ile birlikte sorumlu olduğu iddia edilen diğer davalı şirketin celbolunan — dosyasının incelenmesinde—..—şirketin son tescilini — tarihinde yaptırdığı tespit edilmiştir.
Yukarıda incelemesi yapılan– hizmet sözleşmesi nedeniyle davacı ile davalılardan —-arasında — işveren ilişkisi gündeme gelmektedir. İş kanunu’nun 2/6 .maddesinde; tanımlanan asıl işveren – alt işveren ilişkisinde, asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o iş yeri ile ilgili olarak iş kanunundan, iş sözleşmesinden veya —-olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işverenle birlikte sorumlu tutulmuştur. Ayrıca — tarafından gönderilen yazı cevapları ile 5510 sayılı kanunun ilgili maddeleri birlikte değerlendirildiğinde asıl işverenin işçilik haklarının yerine getirilmemesi nedeniyle alt işverenin sorumlu olduğu prim, ceza ve yaptırımlardan müteselsil olarak sorumlu olacağı anlaşılmaktadır. İş bu müteselsil sorumluluk dış ilişkiye yöneliktir ve kamu ve işçilik alacakları açısından sonuç doğurmaktadır. Yani asıl işveren ile alt işveren– alacakları açısından müteselsilen sorumludurlar. Bu sorumluluk çerçevesinde asıl işverenin yapmış olduğu ödemelere ilişkin olarak alt işverene rücu etmesi taraflar arasındaki iş ilişki kapsamında kalmaktadır. Bu açıdan davacının rücu talebi iş kanununa göre değil TBK.nun yasal düzenlemesine göre değerlendirilmesi gerekir. Asıl işveren ile alt işveren arasındaki ilişki akdi bir ilişki olup, rücu talebi de aralarındaki akde dayanmaktadır. TBK.nun 167.maddesi; “Aksi kararlaştırılmadıkça veya borçlular arasındaki hukuki ilişkinin niteliğinden anlaşılmadıkça, borçlulardan her biri, alacaklıya yapılan ifadan, birbirlerine karşı eşit paylarla sorumludurlar. Kendisine düşen paydan fazla ifada bulunan borçlunun, ödediği fazla miktarı diğer borçlulardan isteme hakkı vardır. Bu durumda borçlu her bir borçluya ancak payı oranında rücu edebilir…” şeklinde düzenlenmiştir. Bu yasal düzenlemeye göre rücu talebinin öncelikle taraflar arasındaki iç ilişkide sözleşme uyarınca düzenlenip düzenlenmediğine bakılarak; düzenlenmiş ise sözleşme uyarınca düzenlenmemiş ise yasal düzenlemeye göre sorumluluk tespitinin yapılması gerekmektedir. Bu konuda—kararlarında da; “..—- işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak iş kanunundan kaynaklanan yükümlülükler nedeniyle alt işverenle birlikte müteselsilen sorumlu olduğu, burada kanundan kaynaklanan bir teselsül halinin söz konusu olduğu, asıl ve alt işverenin dış ilişkide dava dışı işçiye karşı müteselsilen sorumlu oldukları, iç ilişkide yani birbirlerine karşı ise nihai sorumluluğun hangi tarafa ait olduğunun aralarında varsa düzenlenmiş sözleşmeye bakılacağı, tarafların serbest iradeleri ile düzenlemiş oldukları sözleşme hükümlerinin kendilerine bağlayacağını, dış ilişkide kanundan —– gereğince borcu ödemiş olan müteselsil borçlunun ödediği miktarı iç ilişkide borcun nihai yükümlüsü olan diğer borçludan rücuen tahsilini talep edebileceği…” şeklinde belirtilmiştir (——– Karar sayılı ve—– tarihli ve daha bir çok kararında olduğu gibi).
Taraflar arasındaki dayanak —- hizmeti sözleşmesinde taraflar arasındaki iç ilişkinin şekli ve kapsamı düzenlenmiş olup, iç ilişkide tüm sorumluluğu davalı yüklenici——üstlenmiştir. Bu kapsamda davacı —– müteselsil sorumluluğu gereği yapmış olduğu tüm ödemeleri davalıdan rücuen talep edebilecektir. Davacı tarafın dış ilişkide müteselsil sorumluluğu doğrultusunda yapmış olduğu ödemelerle ilgili tüm icra takip dosyaları, ödeme belgeleri uzman bilirkişi heyeti aracılığı ile incelenmiş, davacının yapmış olduğu ödemeler 10/06/2020 tarihli bilirkişi ek raporunda detaylı olarak tespit edilmiştir. Davacının;
——– Esas sayılı dava dosyasından —– Esas sayılı takip dosyasından—-sayılı dava dosyasından——
——-Esas sayılı dava dosyasından ———- Esas sayılı takip dosyasından —– Esas sayılı dava dosyasından —- Esas sayılı takip dosyasından 31.143,00 TL,
—– Esas sayılı dava dosyasından —–Esas sayılı takip dosyasından 15.995,00 TL,
—– Esas sayılı dava dosyasından —- Esas sayılı takip dosyasından 31.670,56 TL,
—- Esas sayılı dava dosyasından —– Esas sayılı takip dosyasından 26.295,20 TL,
—- Esas sayılı dava dosyasından —- Esas sayılı takip dosyasından 10.799,91 TL,
—- sayılı dava dosyasından—–Esas sayılı takip dosyasından 19.983,39 TL,
—– sayılı dava dosyasından —–Esas sayılı takip dosyasından —- sayılı dava dosyasından —-
—— İcra Müdürlüğünün —-
—— ödeme yaptığı tespit edilmiştir. Davacının yapmış olduğu bu ödemenin tamamını taraflar arasındaki sözleşmedeki hükümler uyarınca davalıdan ödeme tarihlerinden itibaren davacının talebi doğrultusunda yıllık % 9 yasal faizi ile birlikte talep edebileceği vicdani kanaatine varılmıştır. Davacı taraf sözleşmenin tarafı olan şirket dışındaki diğer davalı—– sorumlu olduğunu iddia etmiş ise de, davalı şirketlerin ortaklarının aynı kişiler olması, aynı borçtan sorumlu olacakları anlamına gelmeyip, aksi yönde davacı tarafça başkaca yazılı delil de sunulmadığından davanın davalı —–. yönünden reddi gerekmiştir.
Yapılan yargılama sonucunda dosya kapsamında ki tüm deliller alınan bilirkişi raporları birlikte değerlendirildiğinde davacı ile davalılardan ——arasındaki süre gelen —- sözleşmesi uyarınca ticari ilişki nedeniyle davacının—- müteselsil sorumlu olduğu, işçilere ödediği bedelleri akdi ilişki uyarınca davalı —– tarihinden itibaren işleyecek yasal faizleri ile birlikte tamamını talep edebileceği, diğer davalının sözleşmesel yükümlülüğü olmadığı, ayrıca sorumluluğunu gerektirir başkaca bir nedende bulunmadığından onun yönünden davanın reddi gerekmiş aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere
1-Davanın davalı —— yönünden KABULÜ ile ; 845.857,54 TL alacağın;
—– tarihinden itibaren işleyecek yıllık %9 yasal faizleri ile birlikte davalı —— tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-Davanın davalı ———— reddine,
3-Başlangıçta peşin olarak alınan 14.447,75 TL harcın alınması gerekli olan 57.780,52 TL harçtan mahsubu ile bakiye 43.332,77 TL karar ve ilam harcının davalı ——— tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu başvuru harcı 29,20 TL, peşin harç 14.447,75 TL posta ve tebligat gideri 313,30 TL, bilirkişi ücretleri toplamı 4.000,00 TL olmak üzere toplam 18.978,25 TL yargılama masrafının davalı———alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacının davalı——- tebligat ve posta gideri olarak yapmış olduğu 188,00 TL yargılama masrafının kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı taraf yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan ——- uyarınca —– alınarak davacı tarafa verilmesine,
7-Davalı—— sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan — avukatlık ücretinin davacıdan alınarak daval—— verilmesine,
8-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalıların ve vekillerinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.