Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/104 E. 2018/1115 K. 13.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/104 Esas
KARAR NO : 2018/1115
DAVA : Sigorta (Kaza Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 27/01/2016
KARAR TARİHİ : 13/11/2018
Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (Kaza Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil banka ili ———arasında Genel Kredi ve Teminat sözleşmesinin imzalandığını ve ——- plakalı BMC marka, 2011 model aracın kaydına rehin şerhinin işlendiğini ve aynı zamanda kredi borçlusunun söz konusu aracı davalı sigorta şirketine sigorta ettirdiği belirtildiğini, kredi borçlusunun sözleşmenin gereklerini yerine getirmemesi nedeniyle İstanbul Anadolu 18. İcra Müdürlüğü’nün———–Esas sayılı dosyası ile rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takibe geçildiği açıkladığını, icra takibi işlemlerinin devamı sırasında 03/02/2015 tarihinde aracın çalındığı tespit edilmiş ve sigorta şirketi tarafından da konuyla ilgili olarak kredi borçlusu ile aralarında meydana getirilen ———- poliçe numaralı sigorta poliçesi kapsamında ——– numaralı hasar dosyasının açıldığını, açılan bu hasar dosyasına istinaden yapılacak ödemenin Dain ve mürtehin sıfatına haiz olmamız nedeniyle fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak üzere mahkemece tespit edilecek kasko sigorta teminat bedelinin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte taraflarına ödenmesini, davanın kabulüne karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
CEVAP : Davalı banka vekili tarafından verilen cevap dilekçesinde özetle; müvekkil şirket nezdinde ———— nolu Genişletilmiş Kasko Sigorta Poliçesi sigortalı olduğu beyan edilen ———- plakalı aracın, kasko muhatarlarına karşı teminat altına alınması amacıyla, ———-tarihinde Sigorta akdedilmiş sigorta akdi çerçevesinde poliçe tanizam edilmiş ise de, dava dışı sigortalı ———–tarafından primlerin ödenmemiş olması ve poliçe şartları uyarınca, söz konusu poliçe farklı dönemlerde feshedildiği, poliçenin bazı dönemlerde iptal edildiği, daha sonra tekrar farklı dönemler için yürürlüğe alındığı ve yürürlüğe alınan dönemlerde de istisna altına alınan dönemler olduğu ve bu istisna dönemlerini poliçenin kaspamadığı belirtildiğini, dava konusu olarak belirtilen hırsızlık olayının———- tarihinde gerçekleştiği beyan edilmiş olup,————– nolu genişletilmiş kasko sigorta poliçesinin sunulmuş bulunan 6 nolu zeyilnamesinin 2. Sayfasında “————tarihlerinde meydana gelen hasarlar teminata dahil edildir ” ifadelerine yer verilmiş bulunmakta olup, bu nedenle hırsızlık olayına ilişkin hasarlar teminata dahil olmadığını, bu nedenle sigortalıya herhangi bir ödemede bulunulmamış ve bulunulmayacağını, davanın kabulü cihetine gidilecek olur ise, dava konusu alacak, haksız fiil kaynaklı olduğu için hükmolunacak miktara ancak dava tarihinden itibaren yasal faiz uygulanabileceği kanaatinde olunduğunu ve davanın reddine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Taraflar arasındaki ihtilaf özetle; dava dışı ——- aleyhine başlatılan İstanbul Anadolu 18. İcra dairesinin ———- Esas sayılı icra dosyasındaki takibe konu alacağın dayanağı, davalı sigortanın genişletilmiş kask sigortalısı ve davacı bankanın kullandırdığı genel kredi ve teminat sözleşmesi nedeniyle dain-i mürtehin hakkına sahip olduğu, ————plakalı sayılı aracın çalınması nedeniyle davalı kasko şirketi tarafından dain-i mürtehin olan davacı bankanın muvafakati olmaksızın dava dışı araç malikine ödeme yapılıp yapılamayacağı, hırsızlık olayının gerçekleştiği tarih itibariyle geçerli bir kasko poliçesinin bulunup bulunmadığı ve davacının kasko teminat bedelini, davalıdan tahsiline ilişkin tazminat davası olduğu, belirlenmiştir.
Celp ve tetkik olunan İstanbul Anadolu 18. İcra müdürlüğünün ———— Esas sayılı takip dosyası incelendiğinde davacı banka tarafından dava dışı ———–aleyhine toplam 91.120,20 TL tutarlı taşınır rehninin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatıldığı görüldü.
Celp ve tetkik olunan Beyşehir C. Başsavcılığı zaman aşımı bürosunun ————– soruşturma nolu dosyasında özetle, 03/02/2015 tarihinde, ———– plakalı ——-marka çekicinin kimliği belli olmayan şüpheliler tarafından çalındığı, 5237 sayılı TCK’nın 66/1-D maddesinde tanımlanan 15 yıllık zaman aşımı süresine tabi olduğu, bu nedenle —— tarihine kadar DAİMİ ARAMAYA ALINMASINA karar verildiği görüldü.
Celp ve tetkik olunan ———- Noterliğinin ——— tarih ve ———- yevmiye nolu davacı tarafından davalıya gönderilen ihtarnamede özetle müvekkili banka ile dava dışı ——– arasında genel kredi ve teminat sözleşmesi imzalandığı, ——-plakalı ——- marka 2011 model aracın kaydına rehin şerhi işlendiği, söz konusu aracın muhattap sigorta şirketine sigortalandığı, kredi borçlusu hakkında yasal takibe geçildiği, ancak 03/02/2015 tarihinde sözle konusu aracın çalındığı, sigorta poliçesi kapsamında ———— numarası hasar dosyası açıldığı, hasar dosyasına binaen yapılacak ödemenin rehin alacaklısı olarak dain ve mürtehin sıfatına haiz olunması nedeniyle taraflarına ödeme yapılması gerektiğini, içeren ihtarnamenin davalı —–Sigortaya 30/12/2015 tarihinde tebliğ edildiği, ———- Sigortanın 07/01/2016 tarihinde ihtarnameye cevaben özetle, sigortalı tarafından hazırlanması gereken evrakların şirketlerine iletilmesine ve araç üzerindeki tüm hacizlerin kaldırılmasına müteakip, ödeme aşamasına kadar sigortalı araçla ilgili şirkete gönderilen başka bir haciz ihbarnamesi bulunmaması halinde sigortalıya veya poliçede dain-i mürtehin olarak hareket eden şubenize gönderilmiş olduğunuz yazıya istinaden ödeme yapılacağı belirtildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce, Isparta 2. Asliye Hukuk Mahkemesinden talimat yoluyla bir makine mühendisi, bir mali müşavir ve bir bankacı bilirkişiden oluşan heyetten uyuşmazlık konusu hakkında bilirkişi raporu alınmış, raporda özetle, genişletilmiş kasko sigortası bilgilendirme formunun 15. Maddesinde “sigorta priminin tamamının, primin taksitle ödenmesi kararlaştırılmışsa peşinatın (ilk taksit) sözleşme yapılır yapılmaz ve poliçenin teslimi karşılığında ödenmesi gerekir. Sigorta primi veya peşinat, ödenmediği takdirde poliçe teslim edilmiş olsa dahi, sigortacının sorumluluğu başlamaz ve 3 ay içinde s özleşmeden cayabilir. İzleyen primlerden herhangi biri zamanında ödenmezse sigortacı, sigorta ettirene, noter aracılığıyla veya taahhütlü mektupla 10 süre vererek borcunu yerine getirmesini aksi halde süre sonunda sözleşmenin feshedilmiş sayılacağını ihtar eder. Bu sürenin bitiminde borç ödenmemiş ise sigorta sözleşmesi fesh edilmiş olur.” denilmektedir. ——— Sigorta A.Ş. Şirketine dava dışı———- tarafından dain-i mürtehin —–Bankası A.ş. —— Şubesi olmak üzere 30/04/2014 başlangıç tarihli, genişletilmiş kasko sigorta paket poliçesi tanzim edildiği, kasko ödeme planının ilk taksitinin zamanında ödendiği, diğer taksit ödemelerinde zaman zaman geç yatırılmalar meydana geldiği ancak, son taksitin bir ay önceden yatırıldığı, geç yatırmalar nedeniyle sigortacının sigorta ettirene noter aracılığıyla veya taahhütlü mektupla 10 günlük süre vererek borcunu yerine getirmesine ilişkin bir ihtarname göndermediği, bu nedenle rizikonun sigorta kapsamında olduğu, —— Sigortalar Birliği sitesinden alınan bilgiye göre, söz konusu aracın kasko değerinin 97.977,00 TL olduğu rapor edilmiş, rapor taraflara tebliğ edilmiştir.
Davalı vekili rapora karşı 21/06/2017 tarihinde rapora karşı itirazda bulunarak, sigorta uzmanı bir bilirkişinin de yer alacağı bir heyetten yeni bir bilirkişi raporu alınmasını talep etmiştir. Davacı vekili ise rapor doğrultusunda ıslah dilekçesi sunmuş ve dava dilekçesindeki talep sonuç kısmını 87.977,00 TL arttırarak toplam 97.977,00 TLnin hasar tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir. Mahkememizce yapılan yargılama sırasında 4 nolu celsede 3 nolu ara karar ile davalı vekilinin itirazlarının karşılanması ve mali müşavir yerine sigortacı bilirkişinin atanmasına yeniden rapor alınmasına karar verilmiş ve bilirkişi heyetinden yeni bir rapor alınmıştır. Dosyaya 27/08/2018 tarihinde sunulan bilirkişi heyeti raporunda özetle, davacı bankadan dava dışı kredi borçlusundan dava tarihi itibariyle toplam 109.740,57 TL alacaklı olduğunu, sigorta poliçesinin hırsızlık hasarının gerçekleştiği tarih itibariyle geçerli olduğu, TTK nın 1409 maddesi uyarınca sözleşmede ön görülen rizikolarda herhangi birinin veya bazılarının sigorta teminatı dışında kaldığını, ispat yükü sigortacıya ait olması nedeniyle çalınma fiilinin gerçekleşmediğinin ispatının sigortacıya ait olduğu, 34 LY 885 plakalı aracın dava tarihindeki piyasa raiç değerinin rizikonun gerçekleştiği, 03/02/2015 tarihinde 93.000,00 TL olduğunu rapor etmiştir. Rapor usulüne uygun olarak taraflara tebliğ edilmiştir.
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan deliller, poliçe, bilirkişi raporu, araç kaydı, hasar dosyası, ıslah dilekçesi, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı tarafından, dava dışı ——– kredi borcuna istinaden ———- plakalı araç için rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatıldığı, söz konusu aracın 03/02/2015 tarihinde çalındığı, aracın davalı sigorta şirketi tarafından kasko poliçesiyle sigortalandığı, hırsızlık olayı nedeniyle dain-i mürtehin sıfatıyla ödenmesi gereken poliçe limitindeki tutarın davalıdan tahsiline ilişkin olduğu, davacının dain-i mürtehin sıfatına haiz olduğu tespit edilmiştir.
TTK 1456/1 Sınırlı ayni hak ile takyit edilmiş bir mal üzerindeki ,malike ait menfaat sigortalandığı takdirde, kanunda aksi öngörülmemişse, sınırlı ayni hak sahibinin hakkı sigorta üzerinde de devam eder.
TTK 1456/2 sigortacıya, mal üzerinde sınırlı ayni hak bulunduğu bildirildiği takdirde ayni hak sahiplerinin izni bulunmadıkça, sigortacı sigorta tazminatını sigortalıya ödeyemez,
TTK 1456/4 Sigortacı, sigorta ettirenin prim ödeme borcunda temerrüde düştüğünü ve prim farkı istemi dolayısıyla sigorta ettirene ihtarda bulunduğunu, ayni hakkını kendisine bildirmiş olan ve kendisi tarafından bilinen ayni hak sahiplerine de bildirir.
TTK 1409/1 sigortacı, sözleşmede ön görülen rizikonun gerçekleşmesinden doğan zarardan veya bedelden sorumludur.
TTK 1409/2 sözleşmede ön görülen rizikolardan herhangi birinin veya bazılarının sigorta teminatı dışında kaldığını ispat yükü sigortacıya aittir.
Davalı her ne kadar savunmalarında sigorta primlerinin eksik ödendiğini ve hırsızlık olayının ——tarihinde gerçekleştiğini, kasko poliçesinin 6 nolu zeyilnamesinin 2. Sayfasında ——-tarihlerinde meydana gelen hasar tazminata dahil değildir.” bu nedenle hırsızlık hasarının, hasar tarihi itibariyle poliçe kapsamında olmadığını iddia etmiş ise de sigorta poliçesinden ve alınan bilirkişi raporundan kasko ödeme planının ilk taksiti olan peşinatın zamanında ödendiği, poliçe tutarının tamamının hırsızlık hasarının gerekleşmesinden önce ödendiği, geciken prim ödemelerine ilişkin dosyada davalı sigorta şirketi tarafından sigortalıya gönderilmiş herhangi bir ihtarname bulunmadığı anlaşılmakla, davalı sigorta şirketinin dava dışı sigortalının başvurusuna ret talebine ilişkin gerekçelerinin ve dava dışı sigortalının ödemeler açısından temerrüte düşürülmemesi ve dain-i mürtehin sıfatına haiz, davacı —- —–i Bankasını bilgilendirerek yapılacak işlemler hususunda onayının alınmaması nedeniyle davalı sigortacının ödeme yapmaması yerinde görülmemekle, davacının davalıya kaskolu —–plakalı araç üzerinden dain-i mürtehin sıfatına haiz olduğu, söz konusu aracın hırsızlık olayının meydana geldiği —– tarihleri arasında davalı sigorta şirketi tarafından kasko poliçesi ile sigortalandığı, davacı sigorta tarafından, davalı sigorta şirketine karşı —tarihinde ihtarda bulunulduğu, davalının —– tarihinde ihtarnameye cevap verildiği, ancak davacıya herhangi bir ödeme yapılmadığı, TTK 1427/2 maddesi uyarınca ihbardan 45 gün sonra alacağın muaccel olacağına dair düzenleme karşısında davalının ihtar tarihinden 45 sonrası olan 15/02/2016 tarihinde temerrüte düştüğü anlaşılmakla, bilirkişi marifetiyle tespit edilen araç rayiç değeri, 93.000,00 TL yönünden davacının dava açmakta haklı olduğu, kasko poliçesi limitleriyle sınırlı olmak üzere davalının bu bedelden sorumlu olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır. Her ne kadar mahkememiz hüküm duruşmasında kısa kararda “davanın kısmen kabulü ile 93.000,00 TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ticari faiz uygulanmasına” şeklinde hüküm kurulmuş ve temerrüt tarihi maddi hata sonucu belirtilmemiş ise de maddi hataya ilişkin yazım hatalarının gerekçeli kararın taraflara tebliğinden önce her zaman düzeltilebileceğinden , kısmen kabul edilen 93.000,00 TL nin temerrüt tarihi olan 15/02/2016 tarihinden itibaren ticari faiz uygulanmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda belirtildiği gibi;
1.Davanın KISMEN KABULÜ İLE, 93.000,00TL ‘nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,15.02.2016 temerrüt tarihinden itibaren ticari faiz uygulamasına,
2.Fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-Başlangıçta peşin olarak alınan 170,78 TL harcın ve icra takibi peşin harcı 455,6 TL’nin, ıslah harcı 1502,43 TL ile birlikte, alınması gerekli olan 6352,83 TL harçtan mahsubu ile bakiye 4224,02 TL karar ve ilam harcının davalı taraftan alınarak hazineye irat kaydına,
4- Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu posta ve tebligat gideri 118,75 TL, bilirkişi ücreti 5.000,00 TL, olmak üzere toplam 5.118,75 TL yargılama masrafının, davacı davasında kısmen haklı çıktığından dava konusunun toplam değerinin kabulle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 4.858,72 TL yargılama masrafından, davalı tarafından yargılama sırasında yapılan bilirkişi ücreti 1.000,00 TL, olmak üzere toplam 1.000,00 TL’den, kabul-ret oranına göre davacıya isabet eden 50,79 TL’nin mahsubu ile kalan 4.807,93 TL’ye peşin harç 170,28 TL, ıslah harcı 1.502,43 TL ile birlikte, eklenerek sonuç olarak 6.480,641 TL’nin davalı taraftan alınarak davacıya verilmesine, dava konusunun toplam değerinin redle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 260,02 TL yargılama masrafının davacı üzerinde bırakılmasına, davalının yapmış olduğu yargılama masrafından kalan 949,20 TL’nin davalı taraf üzerinde bırakılmasına,
5- Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu posta ve tebligat gideri 273,75 TL, bilirkişi ücreti 5.000,00 TL, olmak üzere toplam 5.273,75 TL yargılama masrafının, davacı davasında kısmen haklı çıktığından dava konusunun toplam değerinin kabulle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 5.005,85 TL yargılama masrafına, peşin harç 170,78 TL, ıslah harcı 1.502,43 TL ile birlikte, eklenerek sonuç olarak 6.679,06 TL’nin davalı taraftan alınarak davacıya verilmesine, dava konusunun toplam değerinin redle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 267,89 TL yargılama masrafının davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 2.180,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 10.190,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacıya; artan delil avansının davalıya iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/11/2018