Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1012 E. 2023/586 K. 05.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/1012
KARAR NO : 2023/586
BİRLEŞEN DAVADA: (Mahkememizin — Esas)
ASIL VE BİRLŞEN DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHLERİ: 23/09/2016 – 04/01/2017
KARAR TARİHİ : 05/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
ASIL DAVA:DAVA: Davacı vekili 23.09.2016 tevzi tarihli dava dilekçesinde özetle; 25.08.2016 günü karşı taraf sürücüsü —– sevk ve idaresindeki — plakalı aracı ile şerit ihlali yaparak müvekkillerin yakını müteveffa—–çarparak vefatına yol açtığını, kaza tespit tutanağına göre karşı yan sürücüsü ve sigorta şirketi tarafından aracı sigortalanan —- asli ve tam kusurlu olduğunu, vefat edene atfedilebilecek herhangi bir kusur bulunmadığını, davacıların desteği müteveffa —-doğumlu olup, kaza ve ölüm tarihinde 31 yaşında olduğunu, davacı müvekkillerden —–müteveffanın kızları ve —- müteveffanın eşi olduğunu, aile bu acı kazanın sonucu maddi-manevi telafisi olamayacak kayıp içerisinde olduklarını, müteveffanın kızlarına ve eşine iyi bir yaşam düzeyi sağlamakta olduğunu, TBK m. 53/3 uyarınca müvekkillerinin müteveffanın desteği ile hayatlarını idame etmekte olduğunu, ölüm ile müteveffanın desteğinden yoksun kaldıklarını, kazaya karışan — plakalı aracın davalı —- tarafından sigortalandığını, müvekkillerinin mahrum kaldığı destekten kaynaklanan tazminat için sigorta şirketinin sorumlu olacağını, müvekkilleri davacıların üçüncü kişi konumumda olduklarını, müteveffanın—- fabrikasında 8 yıldan uzun süredir çalıştığını ve sigortalı olduğunu, aylık gelirinin 2.000,00 TL olduğunu, müvekkillerinin yakınının vefatından sonra müvekkilinin köye abisinin yanına yerleştiğini, maddi manevi acziyet durumuna düştüğünü davalı tarafın herhangi bir yardımda bulunmadığını belirterek ıslah hakları ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik davacı —— adına 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının, davacı – adına 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının, davacı – adına 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının, davacı -adına 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının yoksun kalınan tazminata haksız fiilin gerçekleştiği tarihten itibaren ticari faiz uygulanarak davalı – şirketinden tahsiline, her bir davacı için ayrı ayrı 40.000’00 ‘er TL ‘den toplamda 160.000,00TL manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalı —– tahsiline, davalı şahsın mallarını devretme ve fesih ihtimaline karşı malları üzerine tedbir konulmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı taraflara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP: Davalı —-vekili 17.11.2016 tarihli cevap dilekçesinde özetle; — plakalı aracın müvekkili sigorta şirketine —– sigortalı bulunduğunu, müvekkilinin müteselsil sorumluluğunun poliçe limitleri ile sınırlı olduğunu, poliçe limitleri üzerindeki zararlardan sorumlu olmadığını, sigortalı araç sürücüsüne raci kusuru ve zararının kanıtlanması gerektiğini, kusurun kanıtlanamaması halinde müvekkili şirkletin de sorumluluğunun bulunmayacağını, davacının öncelikle araç sürücüsünün kusurunu ispatlaması gerektiğini, davacılara trafik sigortası genel şartları uyarınca hesaplanan 248.694,32 TL’lik ödeme yapıldığını, yapılan ödeme ile müvekkili şirket tarafından hukuki sorumluluğun yerine getirilmiş olduğunu belirterek müvekkili aleyhine açılan davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı — vekili 22.11.2016 tarihli cevap dilekçesinde özetle; yetkili mahkemelerin —— tarihinde gece saat 20:00- 21:00 sıralarında müvekkili — sevk ve idaresindeki —- plaka sayılı aracın normal hız sınırlarında seyir halinde iken —- ilçesine 500 metre mesafede bulunan —- barajının sulama kanalı yanına geldiğinde karşıdan gelen ve hız sınırlarının çok üzerinde seyir eden sürücü — sevk ve idaresindeki——müvekkilin şeridini ihlal etmesi ve —— sürücüsünün kendi kusuru ile farlarını kapalı tutması neticesinde maddi hasarlı ölümlü ve yaralanmalı trafik kazası meydana geldiğini, kazada —- plaka sayılı araç sürücüsü —— aracının hızını aracın yük ve teknik özellikleri ile görüş, hava, yol ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmayarak şerit izleme ve değiştirme kuralına uymayarak müvekkilin şeridini ihlal etmek sureti ile kazanın oluşumuna kendi kusuru ile sebebiyet verdiğini, her ne kadar müvekkilinin şerit ihlalinde bulunduğundan bahisle kendisine kusur izafe edilse de müvekkilinin gerekli güvenlik önlemlerini almış olduğunu, kazayı engellemek ve karşıdan gelen araca çarpmamak gayesi ile aracını sol tarafa kırmış olup kazanın oluş biçimi, yolun virajlı olması sebebi ile motosikletin virajı alamayıp müvekkilin şeridini ihlal ettiği ve bu sebeple müvekkilin karşıdan gelen motosiklete çarpmamak ve kazayı engellemeye çalışmak gayesi ile kendi şeridinde seyir halinde iken kendi şeridinden kaçıp diğer şeride doğru aracını kırdığı hususları birlikte değerlendirildiğinde müvekkilinin kazanın oluşumunda kusursuz olduğu gerçeğinin ortaya çıkacağını, kazanın meydana geldiği tarihte saat itibari ile de havanın kararmış olduğu hususu göz önüne alındığında — plaka sayılı araç sürücüsü — aracına ait farları kapalı tuttuğu, kask takmadığı ve —- kullanmaya yetkin ehliyete sahip olmadığı ve kazaya kendi kusuru ile sebebiyet verdiğinin ortada olduğunu, dava konusu kazada müvekkilinin kusursuz olduğunu, davanın müvekkil yönünden reddi gerektiğini, davacıların talep ettiği tazminat miktarının son derece fahiş tutarda olduğunu, tazminat miktarının kabulünün mümkün olmadığını belirterek yetki itirazının kabulü ile dosyanın yetkili —- Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olarak açılan davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

BİRLEŞEN DAVA (Mahkememizin —– Esas):
DAVA: Davacı vekili 04/01/2017 tarihli dava dilekçesinde özetle; 25.08.2016 günü karşı taraf sürücüsü —sevk ve idaresindeki — plakalı aracı ile şerit ihlali yaparak müvekkillerin yakını müteveffa —- plakalı motosiklete çarparak vefatına yol açtığını, kaza tespit tutanağına göre karşı yan sürücüsü ve sigorta şirketi tarafından aracı sigortalanan —- asli ve tam kusurlu olduğunu, vefat edene atfedilebilecek herhangi bir kusur bulunmadığını, davacıların desteği müteveffa — doğumlu olup, kaza ve ölüm tarihinde 31 yaşında olduğunu, davacı müvekkilli ——- müteveffanın annesi olduğunu, oğlunun vefatı ile yaşamını devam ettirmekte zorluğa düştüğünü, TBK m. 53/3 uyarınca müvekkilinin müteveffanın desteği ile hayatlarını idame etmekte olduğunu, ölüm ile müteveffanın desteğinden yoksun kaldıklarını, kazaya karışan —– plakalı aracın davalı —-tarafından sigortalandığını, müvekkillerinin mahrum kaldığı destekten kaynaklanan tazminat için sigorta şirketinin sorumlu olacağını, müvekkilinin üçüncü kişi konumumda olduğunu, müteveffanın Pirinç fabrikasında 8 yıldan uzun süredir çalıştığını ve sigortalı olduğunu, aylık gelirinin 2.000,00 TL olduğunu belirterek davacı —- 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı ile 40.000’00 TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP: Davalı —–vekili 14.02.2017 tarihli cevap dilekçesinde özetle; —- plakalı aracın müvekkili sigorta şirketine —– sigortalı bulunduğunu, müvekkilinin müteselsil sorumluluğunun poliçe limitleri ile sınırlı olduğunu, poliçe limitleri üzerindeki zararlardan sorumlu olmadığını, sigortalı araç sürücüsüne raci kusuru ve zararının kanıtlanması gerektiğini, kusurun kanıtlanamaması halinde müvekkili şirkletin de sorumluluğunun bulunmayacağını, davacının öncelikle araç sürücüsünün kusurunu ispatlaması gerektiğini, davacılara trafik sigortası genel şartları uyarınca hesaplanan 248.694,32 TL’lik ödeme yapıldığını, yapılan ödeme ile müvekkili şirket tarafından hukuki sorumluluğun yerine getirilmiş olduğunu belirterek müvekkili aleyhine açılan davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı —– 21.02.2017 tarihli cevap dilekçesinde özetle; yetkili mahkemelerin—- tarihinde gece saat 20:00- 21:00 sıralarında müvekkili — sevk ve idaresindeki —- plaka sayılı aracın normal hız sınırlarında seyir halinde iken —ilçesine 500 metre mesafede bulunan —–barajının sulama kanalı yanına geldiğinde karşıdan gelen ve hız sınırlarının çok üzerinde seyir eden sürücü — sevk ve idaresindeki —plaka sayılı — müvekkilin şeridini ihlal etmesi ve —- sürücüsünün kendi kusuru ile farlarını kapalı tutması neticesinde maddi hasarlı ölümlü ve yaralanmalı trafik kazası meydana geldiğini, kazada — plaka sayılı araç sürücüsü —- aracının hızını aracın yük ve teknik özellikleri ile görüş, hava, yol ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmayarak şerit izleme ve değiştirme kuralına uymayarak müvekkilin şeridini ihlal etmek sureti ile kazanın oluşumuna kendi kusuru ile sebebiyet verdiğini, her ne kadar müvekkilinin şerit ihlalinde bulunduğundan bahisle kendisine kusur izafe edilse de müvekkilinin gerekli güvenlik önlemlerini almış olduğunu, kazayı engellemek ve karşıdan gelen araca çarpmamak gayesi ile aracını sol tarafa kırmış olup kazanın oluş biçimi, yolun virajlı olması sebebi ile motosikletin virajı alamayıp müvekkilin şeridini ihlal ettiği ve bu sebeple müvekkilin karşıdan gelen motosiklete çarpmamak ve kazayı engellemeye çalışmak gayesi ile kendi şeridinde seyir halinde iken kendi şeridinden kaçıp diğer şeride doğru aracını kırdığı hususları birlikte değerlendirildiğinde müvekkilinin kazanın oluşumunda kusursuz olduğu gerçeğinin ortaya çıkacağını, kazanın meydana geldiği tarihte saat itibari ile de havanın kararmış olduğu hususu göz önüne alındığında —— plaka sayılı araç sürücüsü —– aracına ait farları kapalı tuttuğu, kask takmadığı ve motosiklet kullanmaya yetkin ehliyete sahip olmadığı ve kazaya kendi kusuru ile sebebiyet verdiğinin ortada olduğunu, dava konusu kazada müvekkilinin kusursuz olduğunu, davanın müvekkil yönünden reddi gerektiğini, kabul yerine geçmemek kaydı ile davacının üçüncü şahıs konumunda olduğunu, yasal mirasçı konumunda bulunmadığından müteveffanın desteğinden yararlanmasının da söz konusu olmadığını, müteveffa evli ve çocuklu olarak vefat etmiş ettiğini,bu durumda müteveffanın davacıya destek olmasının gerçek hayatta mümkün olmadığını, davacının hukuken korunan bir hakkının söz konusu olmadığını, davacıların talep ettiği tazminat miktarının son derece fahiş tutarda olduğunu, tazminat miktarının kabulünün mümkün olmadığını belirterek yetki itirazının kabulü ile dosyanın yetkili ——- Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olarak açılan davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 18.08.2022 tarihli dilekçesinde özetle; davalı ——- akdedilen — tarihli “Sulh Protokolü, İbraname, Feragatname ve Makbuz” çerçevesinde sulh olunduğunu, ödemenin 11.04.2022 tarihinde yapılmış olması ile birlikte yalnızca davalı —– yönünden poliçe limiti dahilinde sınırlı olmak üzere feragat ettiklerini, kararın icra takibine konu edilmeyeceğini, davalı —– yönünden reddine karar verilmesini, diğer davalılara karşı limit üstü kısım ve manevi tazminat taleplerinin devam etmekte olduğunu belirtmiştir.
Davalı —– tarihli dilekçesinde özetle; dava konusu kaza nedeniyle davacıların maddi tazminat taleplerine ilişkin olarak alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davacı vekili adına, asıl alacak ve fer’ileriyle birlikte 94.679,18 TL ödeme yapıldığını, dava konusu olay nedeni ile müvekkil şirket aleyhine açılan davadan ve fazlaya ilişkin haklarından feragat edildiğini, yapılan bu ödeme neticesinde müvekkil şirketin başkaca sorumluluğu kalmadığını, masraf ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını beyan etmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:
Uyuşmazlık Konusu : Asıl ve birleşen davada taraflar arasındaki ihtilaf, temelde davaya konu trafik kazası nedeniyle kusur ve davacıların desteklerini kaybedip kaybetmedikleri ile davalı tarafın zararı tazmin yükümlüsü olup olmadığı noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, destekten yoksun kalma tazminatı(maddi tazminat) ve manevi tazminat davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: Haksız fiil sorumluluğuna ilişkin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK)’nun 49. Maddesindeki “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.
Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklindeki düzenlemedir.

DELİLLER:
Celp ve tetkik olunan 25.08.2016 tarihli ölümlü trafik kazası tespit tutanağına göre; sürücü — sevk ve idaresindeki —- ile sürücü — sevk ve idaresindeki —- plakalı aracın çarpışması sonucu ölümlü trafik kazası meydana geldiği anlaşılmıştır.
Dosyada mübrez 15/07/2016 tarihinde davalı —- tarafından tanzim edilen — incelendiğinde; poliçenin —– tarihleri arasında geçerli olduğu, sigortalısının — sigortalanan aracın — plakalı araç, poliçe limitinin ise ölüm kişi başına —– olduğu anlaşılmıştır.Celp ve tetkik olunan tescil bilgileri ile kaza tespit tutanağı incelendiğinde; kaza tarihi itibariyle —–plakalı aracın —– plakalı aracın —— adına kayıtlı olduğu anlaşılmıştır.
——–sayılı dava dosyasında yapılan yargılamada; somut uyuşmazlığa konu trafik kazasının davalı —- sevk ve idaresindeki —— tarihinde saat 20:00 sıralarında yanında yolcu olarak bulunan —- ilçesinden —– seyir halinde bulundukları sırada ——- yolunda viraja gireceği sırada karşı yönden gelen ölen —— ve idaresindeki —-plakala motosiklete çarptığı, kazada yaralanan —– kafa travmasına bağlı beyin kanaması sonucu vefat ettiği, her ne kadar sanık aşamalardaki savunmalarında ölenin şerit ihlali yaptığını beyan etmiş ise de olay sonrasında düzenlenen kaza tespit tutanağında çarpma noktasının ölen —-seyir halinde bulunduğu şerit olduğunun anlaşıldığı, dolayısıyla meydana gelen kazada sanığın şerit ihlali yaptığı, olaya ilişkin düzenlenen adli tıp kurumu raporunda sanığın kazada asli kusurlu olduğunun belirtildiği anlaşılmakla tüm bu hususlar bir arada değerlendirildiğinde sanığın taksirle ölüme neden olma suçunu işlediği—- alt sınırdan uzaklaşılarak mahkumiyet kararı verildiği kararın ——-Karar sayılı istinaf kararı ile kesinleştiği görülmüştür. Makine mühendisi ve aktüerya uzmanı bilirkişisi 25/07/2022 tarihli raporunda özetle; 25/08/2016 tarihinde meydana gelen olayda; davalı tarafa sigortalı — plaka sayılı araç sürücüsü belgesiz dava dışı — % 100 oranında kusurlu olduğu, davacı taraf sürücüsü —–plaka sayılı motosiklet sürücüsü —– kazanın oluşumunda kusursuz olduğu, ödeme tarihindeki verilere göre yapılan incelemede; davacılara yapılan ödemelerin yetersiz olduğunun tespit edildiği, davacı —- nihai maddi zararının 1.041.684,68 TL olduğu, davacı —- nihai maddi zararının 150.371,53 TL olduğu, davacı —nihai maddi zararının 119.876,29 TL olduğu, davacı —nihai maddi zararının 95.217,72 TL olduğu, davacı—– nihai maddi zararının 80.340,65 TL olduğu, temerrüt başlangıcının davalı … yönünden 24.10.2016 kısmi ödeme tarihi; davalı sürücü ve işleten yönünden 25.08.2016 kaza tarihi ve faiz nev’inin yasal faiz olduğu belirtilmiştir.
Aktüerya uzmanı bilirkişisi 03/03/2023 tarihli ek raporunda özetle; ödeme tarihindeki verilere göre yapılan incelemede; davacılara yapılan ödemelerin yetersiz olduğunun tespit edildiği, davacı —- nihai maddi zararının 1.667.597,76 TL olduğu, davacı — nihai maddi zararının 230.656,77 TL olduğu, davacı —nihai maddi zararının 182.788,81 TL olduğu, davacı —- nihai maddi zararının 143.683,86 TL olduğu, davacı — nihai maddi zararının 105.163,06 TL olduğu, temerrüt başlangıcının davalı —-yönünden 24.10.2016 kısmi ödeme tarihi; davalı sürücü ve işleten yönünden 25.08.2016 kaza tarihi ve faiz nev’inin yasal faiz olduğu belirtilmiştir.
TALEP ARTIRIM: Davacılar vekili 18.05.2023 tarihli dilekçesinde özetle; dava, bedel arttırımı hakkımız ve fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla: davacı müvekkili ——- destekten yoksun kalma tazminatı talebini 996.943,85 TL arttırarak 997.993,85 TL ‘ye, davacı müvekkili —- taleplerini 143.206,37 TL arttırarak144.206,37 TL ‘ye, davacı müvekkili —- taleplerini 113.875,28 TL arttırarak 114.875,28 TL ‘ye, davacı —- taleplerini 90.186,84 TL arttırarak 91.186,84 TL’ye, davacı müvekkili —-taleplerini 76.972,84 TL arttırarak 77.972,84 TL ‘ye artırdıklarını belirterek davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Kusur ve aktüer raporları ile talep artırım dilekçesi taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler(TBK m. 51).
Maddi Tazminat
Haksız fiil sonucunda ölüm gerçekleşmişse; cenaze giderleri, ölüm hemen gerçekleşmemişse tedavi giderleri ile çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar, ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıplar uğranılan zararlar olarak kabul edilir.(TBK Madde: 53)
Destekten yoksun kalma zararları, Borçlar Kanunu hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez. Hesaplanan tazminat, miktar esas alınarak hakkaniyet düşüncesi ile artırılamaz veya azaltılamaz.(TBK Madde: 55/1)
Manevi Tazminat
Ölüm hâlinde, ölenin yakınlarına manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.(TBK Madde: 56/2)

UYGULANACAK MEVZUAT
Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır(KTK m. 90).
—- tarihinde yürürlüğe giren —— yayımlanarak yayım tarihinde yürürlüğe giren —— Maddesi ile eklenen ve —- tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe gireceği düzenlenen “genel şartların uygulanacağı sözleşmeler” başlıklı —-yürürlük tarihinden sonra akdedilmiş sözleşmelere uygulanır.” şeklindedir.
Yeni genel şartlar —- maddesine göre genel şartlar yürürlük tarihi olan —- tarihinden sonra akdedilmiş sözleşmelere uygulanacaktır. Bunun doğal sonucu olarak artık eski genel şartların yeni genel şartların yürürlük tarihinden sonra düzenlenen poliçelerde uygulanma imkanı bulunmamaktadır———-
Kaza tarihinin ve sigorta poliçe tarihinin genel şartlarının yürürlüğe girdiği —- tarihinden sonra olması dikkate alındığında, açılan davalar —- tarihinde yürürlüğe giren —- uyarınca değerlendirme yapılarak hüküm kurulması gerekir——–
SORUMLULUK VE SİGORTA TEMİNATI
Müteselsil Sorumluluk
TBK’nın 61. Maddesine göre; birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır.
Aynı şekilde 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu(KTK)’nıun 88. Maddesine göre de bir motorlu aracın katıldığı bir kazada, bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlar müteselsil olarak sorumlu tutulur.
Araç Malikinin Sorumluluğu
2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu(KTK)’nıun 85. Maddesi; “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” şeklindedir. Ancak, işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bir bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın, kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulur. Sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilir.(KTK Madde 86)
İşleten; araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır.(KTK Madde 3)
Sigortanın Sorumluluğu
Zarar görenin, —– öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.(KTK Madde 97)
Sigorta şirketinin sorumluluğu, kaza tarihinde geçerli olan poliçe limitlerle sınırlıdır.(KTK Madde:93)
Sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran haller zarar görene karşı ileri sürülemez(KTK Madde:95/1).
Davacı tarafın, ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açtıklarına, ölüm nedeniyle doğrudan davacılar üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusurun davacılara yansıtılamayacağına; dolayısıyla araç sürücüsünün veya işletenin tam kusurlu olmaları halinde, desteğinden yoksun kalan davacıları etkilemeyeceğine; —- göre, aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı davalı —-işletenin üçüncü kişilere verdiği zararları teminat altına aldığına ve olayda işleten veya sürücü tam kusurlu olsalar bile, destekten yoksun kalan davacılar da zarar gören üçüncü kişi konumunda bulunduğundan, davalı —- sorumlu olacağına karar vermek gerekir.——-
MÜTERAFİK KUSUR İNDİRİMİ
6098 sayılı TBK’nın 52. Maddesine göre; Zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hâkim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir. Zarara hafif kusuruyla sebep olan tazminat yükümlüsü, tazminatı ödediğinde yoksulluğa düşecek olur ve hakkaniyet de gerektirirse hâkim, tazminatı indirebilir.
Somut uyuşmazlığa ilişkin trafik kazası tespit tutanağının ikinci sayfasında; koruyucu tertibatlardan motosiklet yönünden kaskın olup olmadığının tespit edilemediği yazılı iken üçüncü sayfasında kazanın özeti başlıklı kısımda; —– plakalı motosikleti ile (kask takılı değil) Kavlaklı köyü istikametinden—- şeklinde yazılı olduğu, yukarıda incelemesi yapılan —– dava dosyasında dinlenen tanık beyanlarında davacıların murisi —- kaza sırasında kaskının takılı olmadığını beyan ettikleri ve olay yerinde kask bulunduğuna ilişkin de ceza dosyasında herhangi bir bilgi bulunmadığı gibi davacıların murisinin vefat nedeninin kafa travmasına bağlı beyin kanaması olması hususları birlikte değerlendirildiğinde davacıların murisinin kaza esnasında kask takmadığı ve ölüm sebebi de dikkate alındığında can güvenliğini tehlikeye attığı sonucuna varılarak davacıların murisinin müterafik kusuru nedeniyle belirlenen tazminattan % 20 oranında indirim yapmak gerekmiştir. Borçlar Kanunu hükümlerine göre tazminatın hesaplanması için öncelikle zararın belirlenmesi gerekir. Bu nedenle ilk olarak zararla ilgili indirim sebepleri uygulanarak gerçek zarar belirlenecek sonra da tazminatın belirlenmesi için indirim nedenleri olan 6098 sayılı TBK.nun 52 ‘nci maddesinde düzenlenen müterafik kusur indirimi uygulanması gereklidir. Yani öncelikle davalı tarafından yapılan ödeme miktarların güncellenmiş tutarının davacı için hesaplanan destek tazminatı miktarından mahsup edilmesi, daha sonra belirlenen bedel üzerinden % 20 oranında müterafik kusur indirimi yapılması suretiyle sonuç tazminatı belirlenmesi yönünde—- kararı esas alınarak mahkememizce bu yöntem uygulanmıştır. Her ne kadar —– tarihli kararında tazminat tutarının belirlenmesinde tazminattan önce müterafik kusur-hatır taşıması indirimi yapıldıktan sonra sigorta şirketinin ödemesi mahsup edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği yönünde kararı bulunmakta ise de — tarihli kararı mahkememizce esas alınmıştır.
TEMERRÜT VE FAİZ
Sürücü ve araç maliki, haksız fiilin işlendiği tarihte temerrüde düşmüş olur.(TBK Madde: 117/2)
Sigortacılar, hak sahibinin zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarıyla belirlenen belgeleri, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde —— sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar.(KTK Madde 99)
3095 sayılı yasanın 2. Maddesine göre; Bir miktar paranın ödenmesinde temerrüde düşen borçlu, sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça, geçmiş günler için aynı Kanunun 1. maddesinde belirlenen orana göre(yasal faiz) temerrüt faizi ödemeye mecburdur.
Yargı yetkisini,—- adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda—- toplanan/sunulan deliller, Nüfus Kaydı,Trafik Kazası Tespit Tutanağı, —- müzekkeresi, Araç Tescil Bilgileri, Sigorta Poliçesi ve Hasar Dosyası,Kusur Tespiti, Ceza/Soruşturma Dosyası, Sosyal ve Ekonomik Durum Araştırması, Hesap/Aktüer Raporu, Islah/Talep Arttırım, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; 25.08.2016 tarihinde davalı —- sevk ve idaresindeki — plakalı araç ile davacıların murisi … sevk ve idaresindeki —-plakalı —- karıştığı ölümlü trafik kazası meydana geldiği, kazada — öldüğü, kazanın meydana gelmesinde davalı sürücü —– % 100 oranında, müteveffa sürücünün kusurunun bulunmadığı, ancak kaza sırasında müteveffanın kask takmaması ve ölüm sebebinin kafa travmasına bağlı beyin kanaması olması nedeniyle % 20 oranında müterafik kusurlu olduğu, asıl davacılardan —- müteveffa/desteğin eşi olduğu, diğer asıl davacıların müteveffa desteğin çocukları, birleşen davacı —- müteveffa/desteğin annesi olduğu, davada —- poliçesini düzenleyen sigorta şirketinin de taraf olması nedeni ile poliçe tarihi itibariyle 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren —–uygulanması gerektiği, davalı birleşen davalı ——- asıl ve birleşen davada poliçe limiti kapsamında davacılara ve birleşen davacıya ödeme yaptığı, bu nedenle asıl davacılar ile birleşen davacının sigorta şirketi yönünden asıl ve birleşen davadan feragat ettikleri, hazırlanan gerekçeli, denetime elverişli ve somut olaya uygun olması nedeniyle hükme esas alınan hesap bilirkişisi raporuna göre ve davalı —- yaptığı ödemeler düşülmesi sonucunda davacılardan —yönünden 997.943,85 TL, —-yönünden 144.206,37 TL, —– yönünden 114.875,28 TL, —- yönünden 91.186,84 TL destekten yoksun kalması nedeniyle zarara uğradığı, birleşen davada —- yönünden 77.972,84 TL destekten yoksun kalması nedeniyle zarara uğradığı, asıl ve birleşen davacı tarafın desteklerini kaybetmiş olmanın verdiği üzüntü, duyulan acı, elem ve ızdırap ile desteğe hısımlık ve yakınlık derecesi, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, ihlal edilen şahsi hakkın niteliği, olayın oluş şekli, zararın ağırlık derecesi, kusur durumu nazara alınarak hakkaniyet ilkesi gereğince asıl ve birleşen davacı taraf lehine uygun bir miktar manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği, davalı sürücünün KTK’nın 97. Maddesine göre, davalı işleten/malik’in ise davacı tarafın maddi ve manevi zararından, sürücü kusuru ve araçtaki bir bozukluğun birlikte kazaya neden olmuş olmaları ve kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini iddia ve ispat edilmediğinden KTK 85/1-4 ve 86. maddelerine göre işleten olarak kusursuz sorumluluk esaslarına göre müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları, zararın haksız fiilden doğmuş olması ve bir ticari işletmeyi ilgilendirmemesi nedeni tazminat alacağına yasal faiz uygulanması gerektiği, davalı sürücü ve işleten/araç maliki yönünden temerrütün haksız fiil tarihi itibari ile gerçekleştiği sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın destekten yoksun kalma tazminatı yönünden kabulüne, manevi tazminat yönünden kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis etmek gerekmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
ASIL DAVADA;
1-Davacıların destekten yoksun kalma tazminat talebine ilişkin davalarının ayrı ayrı kabulü ile;
Davacı —- yönünden 997.943,85 TL destekten yoksun kalma tazminatının
Davacı—-yönünden 144.206,37 TL destekten yoksun kalma tazminatının
Davacı— yönünden 114.875,28 TL destekten yoksun kalma tazminatının
Davacı — yönünden 91.186,84 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı .— 25/08/2016 tarihinden itibaren işleyecek yıllık %9 yasal faizi ile birlikte tahsili ile ayrı ayrı davacılara ödenmesine
2-Davacıların manevi tazminat talebine ilişkin davalarının ayrı ayrı KISMEN KABULÜ ile;
Davacı — yönünden 25.000,00 TL manevi tazminatın
Davacı —yönünden 10.000,00 TL manevi tazminatın
Davacı – yönünden 10.000,00 TL manevi tazminatın
Davacı – yönünden 10.000,00 TL manevi tazminatın davalı .—-tarihinden itibaren işleyecek yıllık %9 yasal faizi ile birlikte tahsili ile ayrı ayrı davacılara ödenmesine
3-Asıl davada fazlaya ilişkin manevi tazminat isteminin reddine
4-Asıl davanın davalı —yönünden feragat nedeni ile reddine
5-Başlangıçta peşin olarak alınan 560,15 TL harcın ıslah/tamamlama harcı 5.000,00 TL ile birlikte, alınması gerekli olan 95.853,43 TL harçtan mahsubu ile bakiye 90.293,28 TL karar ve ilam harcının davalı …’dan alınarak hazineye irat kaydına,
6-Davacı tarafın yargılama sırasında yapmış olduğu başvuru harcı 29,20 TL, posta ve tebligat gideri 541,75 TL, bilirkişi ücretleri 2.700,00 TL olmak üzere toplam 3.270,95 TL yargılama masrafının, davacı yan davasında kısmen haklı çıktığından dava konusunun toplam değerinin kabulle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 3.043,23 TL yargılama masrafına, peşin harç 560,15 TL, ıslah/tamamlama harcı 5.000,00 TL ile birlikte eklenerek sonuç olarak 8.603,38 TL’nin davalı …’dan alınarak davacı tarafa verilmesine, dava konusunun toplam değerinin redle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 227,72 TL yargılama masrafının davacı yan üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı tarafın davalı —–yönünden yapmış olduğu tebligat gideri 109,00 TL yargılama masrafının kendi üzerlerinde bırakılmasına,
8-Davalı — yargılama sırasında posta gideri olarak yapmış olduğu 12,50 TL yargılama masrafının davanın reddedilen kısma oranı sonucu bulunan 0,87 TL’sinin davacılardan alınarak davalı — verilmesine, bakiye 11,63 TL’sinin davalı — üzerinde bırakılmasına,
9-Maddi tazminat davası yönünden davacı taraf yargılama sırasında kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca davacı –127.773,82 TL, davacı — 22.630,96 TL, davacı – 18.231,29 TL, davacı — 14.589,89 TL olmak üzere toplam 183.225,96‬ TL avukatlık ücretinin davalı —- alınarak davacılara verilmesine,
10-Manevi tazminat davası yönünden davacı taraf yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca davacı —için 9.200,00 TL, davacı — 9.200,00 TL, davacı — için 9.200,00 TL, davacı —– 9.200,00 TL olmak üzere toplam 36.800,00 TL avukatlık ücretinin davalı —- alınarak davacılara verilmesine,
11-Davacı —- tarafından açılan manevi tazminat davası yönünden davalı— yargılama sırasında kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’nin 10/2 maddesi uyarınca 9.200,00 TL avukatlık ücretinin davacı —- alınarak davalı— verilmesine,
12-Davacı —tarafından açılan manevi tazminat davası yönünden davalı — yargılama sırasında kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’nin 10/2 maddesi uyarınca 9.200,00 TL avukatlık ücretinin davacı — alınarak davalı —-verilmesine,
13-Davacı — tarafından açılan manevi tazminat davası yönünden davalı —- yargılama sırasında kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’nin 10/2 maddesi uyarınca 9.200,00 TL avukatlık ücretinin davacı — alınarak davalı —verilmesine,
14-Davacı —— tarafından açılan manevi tazminat davası yönünden davalı — yargılama sırasında kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’nin 10/2 maddesi uyarınca 9.200,00 TL avukatlık ücretinin davacı — alınarak davalı —- verilmesine,
BİRLEŞEN DAVADA
1-Davacı —– destekten yoksun kalma tazminat talebine ilişkin davanın KABULÜ ile; 77.972,84 TL destekten yoksun kalma tazminatının 25.08.2016 tarihinden itibaren işleyecek yıllık %9 yasal faizi ile birlikte birleşen davalı —- tahsili ile birleşen davacıya ödenmesine
2-Birleşen davanın davalı ——-yönünden feragat nedeni ile reddine
3-Birleşen davada manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile 10.000,00 TL manevi tazminatın birleşen davalı —- 25/08/2016 tarihinden itibaren işleyecek yıllık %9 yasal faizi ile birlikte tahsili ile birleşen davacıya ödenmesine
4-Birleşen davada fazlaya ilişkin manevi tazminat isteminin reddine
5-Başlangıçta peşin olarak alınan 140,14 TL harcın alınması gerekli olan 6.009,42 TL harçtan mahsubu ile bakiye 5.869,28 TL karar ve ilam harcının davalı —–alınarak hazineye irat kaydına,
6-Davacı tarafın yargılama sırasında yapmış olduğu başvuru harcı 31,40 TL, posta ve tebligat gideri 178,60 TL olmak üzere toplam 210,00 TL yargılama masrafının, davacı yan davasında kısmen haklı çıktığından dava konusunun toplam değerinin kabulle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 156,60 TL yargılama masrafına, peşin harç 140,14 TL, eklenerek sonuç olarak 296,74 TL’nin davalı davalı … ‘dan alınarak birleşen davacıya verilmesine, dava konusunun toplam değerinin redle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 53,40 TL yargılama masrafının davacı yan üzerinde bırakılmasına,
7-Maddi tazminat davası yönünden davacı taraf yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 12.475,65 TL avukatlık ücretinin davalı —- alınarak birleşen davacıya verilmesine,
8-Manevi tazminat davası yönünden davacı taraf yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 9.200,00 TL avukatlık ücretinin davalı —- alınarak birleşen davacıya verilmesine,
9-Manevi tazminat davası yönünden davalı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 9.200,00 TL avukatlık ücretinin birleşen davacıdan alınarak birleşen davalı —— verilmesine,
10-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacı tarafa iadesine,
Dair, asıl davacılar ve birleşen davacı vekilinin yüzüne karşı, diğer davalılar ve vekillerinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile ——– Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 05/07/2023