Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/100 E. 2018/107 K. 30.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİKARAR

ESAS NO : 2016/100 Esas
KARAR NO : 2018/107

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ : 30/01/2018

DAVA :

Davacı vekili Mahkememize sunduğu 27/01/2016 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; 26/10/2014 tarihinde davalı ……….sevk ve idaresindeki …….. plakalı aracın davacı …….. sevk ve idaresindeki …….. plakalı araca sol arka kısımdan çarpması sonucu ağır yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, davacı …………. kaza nedeni ile hayati tehlike geçirdiği, kaza anında aşırı alkollü olan davalı sürücünün tam kusurlu olduğu davalı sürücü…………. hakkında ceza kovuşturmasının bulunduğunu, ………. %55 oranında malül kalarak bakıma muhtaç hale geldiği, davacı …………. geçici iş göremezlik, sürekli iş göremezlik, tedavi masrafları, fatura edilemeyen masraflar, bakıcı gideri, kira bedeli, yol ve beslenme giderleri şeklinde maddi tazminat talebinin bulunduğu, ayrıca davacı………. ile eş çocukları ve annesinin yaşadıkları manevi çöküntüleri hafifletebilmek amacıyla manevi tazminat talebi bulunduğunu beyanla, maddi ve manevi tazminatın davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 02/11/2015 havale tarihli davalılardan ……….i tarafından cevap dilekçesine karşı cevaba cevap dilekçesinde özetle: dava dilekçesini tekrarla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 05/06/2017 havalı tarihli beyanında özetle; maddi tazminat açısından tüm davalılar yönünden davadan feragat ettiklerini, manevi tazminat açısından ise taleplerinin devam ettiğini beyanla manevi tazminat davasının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 30/01/2018 tarihli celsedeki beyanında; “Önceki beyanlarımızı tekrar ederiz, davacının maluliyet oranının yüksek oluşu nazara alınarak müvekkilin çektiği elem ve keder dikkate alınarak tarafların sosyal ekonomik durumları da nazara alınarak davamızın kabulüne karar verilsin” şeklinde beyanda bulunmuştur.
SAVUNMA :
Davalılar…………vekili Mahkememize sunduğu 12/10/2015 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: davaya konu trafik kazasının meydana gelmesinde davalı ……….. kusur izafe edilmesinin mümkün olmadığını, kusur oranının Atk trafik ihtisas dairesine gönderilerek tespit edilmesi gerektiğini, davacı …… ……… yaralanmasının nedeninin kaza esnasında emniyet kemeri kullanmamış olması olduğunu, davacının iş göremezlik oranının adli tıp tarafından tespit edilmesi gerektiğini, Beykoz ……… Asliye ceza mahkemesinin 2015/381 e sayılı doyasının bekletici mesele yapılması gerektiğini, talep edilen manevi tazminatın haksız ve fahiş olduğunu, ayrıca talep edilen avans faizinin kabulünün mümkün olmadığını, davalı ………. hiç bir kusuru olmamasına rağmen iyi niyetle davacı ……….. maddi anlamda toplam 8.100,00 TL ödeme yaptığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekiline cevaba cevap dilekçesinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş ancak 2. Cevap dilekçesi sunulmamıştır.
Davalılar ………. vekili 30/01/2018 tarihli esas hakkındaki beyanında; “Önceki beyanlarımızı aynen tekrar ederiz, kazalı emniyet kemerini takmayarak araçtan fırlamasına ve zararın artmasına kendisi neden olmuştur, bu husus ceza dosyası ve ceza dosyasında alınan rapor ile sabittir, bu hususlar nazara alınarak davanın reddine karar verilmesini talep ediyoruz” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalılar………… Sigorta vekili Mahkememize sunduğu 09/12/2015 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: 6111 sayılı kanun uyarınca davalı sigorta şirketinin geçici iş göremezlik tazminatından sorumlu olmadığını, geçici iş göremezlik tazminatının tedavi teminatı içerisinde değerlendirilmesi gerektiğini, kusur ve maluliyet raporlarının adli tıp kurulundan alınması gerektiğini, davacı tarafın ulaşım bakım kira gideri gibi dolaylı giderler niteliğinde olan taleplerinin teminat kapsamında olmadığını, davacının avans faizi isteminin yasaya aykırı olduğunu, uygulanacak faizin başlangıç tarihinin başvuru tarihinden itibaren 8 gün sonrası olduğunu, davalı sigorta şirketinin dava açılmasına sebebiyet vermemiş olması nedeni ile yargılama masrafı ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmaması gerektiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar ……….. Sigorta vekili Mahkememize sunduğu 08/06/2017 havale tarihli dilekçesinde özetle: Davacı vekili ile sulh olduklarını, davacı taraftan yargılama masrafı ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığını beyan ederek, feragat beyanı doğrultusunda gereğinin yapılmasını talep etmiştir.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde davaya konu trafik kazası nedeniyle kusur ve maluliyet oranları ile davalı tarafın zararı tazmin yükümlüsü olup olmadığı noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, geçici ve/veya daimi iş göremezlik, tedavi ve bakıcı giderleri tazminatı(maddi tazminat) ve manevi tazminat davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: Haksız fiil sorumluluğuna ilişkin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK)’nun 49. Maddesindeki “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.
Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
Celp ve tetkik edilen trafik kazası tespit tutanağına göre 26/10/2014 tarihinde …….. sevk ve idaresindeki ……. plakalı araç ile ……k sevk ve idaresindeki ……… ……….. plakalı aracın karıştığı yaralamalı trafik kazası meydana geldiği, davacı……… emniyet kemeri takmadığı, davalı………n ise %1,63 oranında alkollü olduğu anlaşılmıştır.
…………. Eğitim Araştırma hastanesinin 26/10/2014 tarih ve …….. rapor nolu genel adli muayene raporuna göre Davacı……..”araçtan fırlama öyküsü ile GKS5 bilinç kapalı” hastaneye getirildiği anlaşılmıştır.
Dosyada mübrez 14/02/2014 tarihli …….. Sigorta A.Ş tarafından tanzim edilen ………….tarihleri arasında geçerli olan karayolları ZMMS ye göre sigortalı aracın ………. plakalı ………….. araç olduğu sigortalısının ise davalı …………. olduğu, sigorta teminatının kişi başına 268.000,00 TL olduğu anlaşılmıştır.
Beykoz ……….. Asliye ceza mahkemesinin 2015/381 e sayılı dosyasında alınan trafik bilirkişisi raporuna göre trafik kazasının meydana gelmesinden……… asli ve tam kusurlu olduğunun tespit edildiği anlaşılmıştır.
İstanbul Atk trafik ihtisas dairesinin 13/02/2017 tarih ve ………… sayılı kusur raporunda sürücü ………. asli derecede kusurlu olduğu,……….. ise emniyet kemeri takmaması nedeni ile alt düzeyde tali derecede kusurlu olduğu rapor edilmiştir.
3. Adli tıp ihtisas kurulunun 27/02/2017 tarih ve ……. sayılı raporuna göre davacı……….n %48 oranında meslekte kazanma gücünü kaybetmiş olduğu rapor edilmiştir.
3. Adli tıp ihtisas kurulunun 25/09/2017 tarih ve ………. sayılı raporuna göre davacı ……… başka birinin sürekli yardımına muhtaç olmadığı rapor edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler(TBK m. 51).
Maddi Tazminat
Haksız fiil sonucunda ölüm gerçekleşmemişse 6098 sayılı TBK’nın 54. Maddesine göre; tedavi giderleri, kazanç kaybı, çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar, ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar bedensel zararlar olarak kabul edilir.
Aynı Kanunun tazminatın belirlenmesine ilişkin 55/1. Maddesine göre ise; bedensel zararlar, Borçlar Kanunu hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez. Hesaplanan tazminat, miktar esas alınarak hakkaniyet düşüncesi ile artırılamaz veya azaltılamaz.
Manevi Tazminat
Anılan Kanunun 56/1. Maddesine göre, Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.
UYGULANACAK MEVZUAT
Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır(KTK m. 90).
14/05/2015 tarih ve 29355 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’na, 2/02/2016 Tarih ve 29612 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yayım tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında Değişiklik Yapılmasına Dair Genel Şartlar’ın 4. Maddesi ile eklenen ve 01/06/2015 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe gireceği düzenlenen “genel şartların uygulanacağı sözleşmeler” başlıklı C.11. Maddesi “Bu Genel Şartlar yürürlük tarihinden sonra akdedilmiş sözleşmelere uygulanır.” şeklindedir.
Yeni genel şartlar C.11 maddesine göre genel şartlar yürürlük tarihi olan 01.06.2015 tarihinden sonra akdedilmiş sözleşmelere uygulanacaktır. Bunun doğal sonucu olarak artık eski genel şartların yeni genel şartların yürürlük tarihinden sonra düzenlenen poliçelerde uygulanma imkanı bulunmamaktadır(Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 29/05/2017 Tarih, 2016/14573 Esas ve 2017/6035 Karar Sayılı İlamı).
Kaza tarihinin ve sigorta poliçe tarihinin genel şartlarının yürürlüğe girdiği 01/06/2015 tarihinden sonra olması dikkate alındığında, açılan davalar 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları uyarınca değerlendirme yapılarak hüküm kurulması gerekir(İstanbul BAM 9. Hukuk Dairesi’nin 12/07/2017 Tarih, 2017/426 Esas ve 2017/506 Karar Sayılı İlamı).
SORUMLULUK VE SİGORTA TEMİNATI
Müteselsil Sorumluluk
TBK’nın 61. Maddesine göre; birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır.
Aynı şekilde 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu(KTK)’nıun 88. Maddesine göre de Bir motorlu aracın katıldığı bir kazada, bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlar müteselsil olarak sorumlu tutulur.
Araç Malikinin Sorumluluğu
2918 Karayolları Trafik Kanunu(KTK)’nıun 85. Maddesi; “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.é şeklindedir. Ancak, işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bir bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın, kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulur. Sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilir.(KTK Madde 86)
İşleten; araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır.(KTK Madde 3)
Sigortanın Sorumluluğu
Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.(KTK Madde 97)
Sigorta şirketinin sorumluluğu, kaza tarihinde geçerli olan poliçe limitlerle sınırlıdır.(KTK Madde:93)
Sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran haller zarar görene karşı ileri sürülemez(KTK Madde:95/1).
MÜTERAFİK KUSUR İNDİRİMİ
6098 sayılı TBK’nın 52. Maddesine göre; Zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hâkim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir. Zarara hafif kusuruyla sebep olan tazminat yükümlüsü, tazminatı ödediğinde yoksulluğa düşecek olur ve hakkaniyet de gerektirirse hâkim, tazminatı indirebilir.
TEMERRÜT VE FAİZ
Sürücü ve araç maliki, haksız fiilin işlendiği tarihte temerrüde düşmüş olur.(TBK Madde: 117/2)
Sigortacılar, hak sahibinin zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarıyla belirlenen belgeleri, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar.(KTK Madde 99)
3095 sayılı yasanın 2. Maddesine göre; Bir miktar paranın ödenmesinde temerrüde düşen borçlu, sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça, geçmiş günler için aynı Kanunun 1. maddesinde belirlenen orana göre(yasal faiz) temerrüt faizi ödemeye mecburdur.
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan deliller, Nüfus Kaydı,Trafik Kazası Tespit Tutanağı, SGK müzekkeresi, Araç Tescil Bilgileri, Sigorta Poliçesi ve Hasar Dosyası,Kusur Tespiti, Ceza/Soruşturma Dosyası, Sosyal ve Ekonomik Durum Araştırması, maluliyet raporu, hastane kayıtları, feragat, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; 26/10/2014 tarihinde davalı……… sevk ve idaresindeki ……….. plakalı araç ile davacı…………. sevk ve idaresindeki ………. plakalı aracın karıştığı yaralamalı trafik kazası meydana geldiği, kazanın meydana gelmesinde davalı sürücü ………. asli derecede kusurlu olduğu, davacı sürücü ……….. ise emniyet kemeri takmaması nedeni ile alt derece tali kusurlu olduğu, trafik kazası-haksız fiilin gerçekleştiği tarih itibariyle geçerli mevzuat hükümlerine göre kaza nedeniyle davacı …………….%48 oranında sürekli malul kaldığı ve iyileşme süresinin kaza tarihinden itibaren 4 aya kadar uzayabileceği, kaza nedeniyle davacı ……….. bilinci kapalı olarak hastaneye sevk edildiği, ilk muayenesinde kafa travması sağ bacak prekdibial bölgede abrazyon flasi sağ temponol ve frontal bölgede abrazyon bulunduğu, davacı ………. üst rektus ve alt rektus felci geçirdiği, sol gözde görme kaybı ve kranial sinir tutulumu ve diplopi bulunduğu ayrıca kas koordinasyonunun bozuk tandemde hafif güçlük bulunduğu, hafif ataksik yürüyüş bulunduğu, davacı ……….n İstanbul Eğitim araştırma hastanesinde beyin ameliyatı geçirdiği, davacının sosyal ve ekonomik durumu, kaza anında yaşadıkları, yaralanma nedeni ile ağır bir tedavi süreci geçirmesi, yaralanma nedeniyle duyulan acı, elem ve ızdırap ile tedavisi mümkün olmayacak şekilde sürekli malül kalınmış olması karşısında tarafların sosyal ve ekonomik durumları, ihlal edilen şahsi hakkın niteliği, kaza anı ve olayın oluş şekli, zararın ağırlık derecesi, kusur durumu nazara alınarak hakkaniyet ilkesi gereğince davacı ………… lehine uygun bir miktar manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği, ağır bedensel yaralanmalar halinde zarar görenin yakınlarına da uygun bir miktar manevi tazminat ödenmesi (TBK m 56/2) gerektiği, diğer davacıların davacı…….. eş ve çocukları ile annesi olduğu, davacıların yakınlıkları nazara alınarak onların yararına uygun bir manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği, ancak davacı ……….emniyet kemeri takmaması nedeniyle araçtan fırlaması nedeniyle zararın artmasında müterafik kusurunun bulunduğu, müterafik kusurun zarara etkisine göre davacılar yararına belirlenecek manevi tazminatın takdir ve tayin edildiği, davacının tüm davalılar yönünden maddi tazminat taleplerinden feragat etmesi nedeni ile maddi tazminat isteminin reddi gerektiği, davalı sürücü ………. davacı tarafın manevi zararından haksız fiil hükümlerine göre, davalı ………. ise davacı tarafın manevi zararından, sürücü kusuru ve araçtaki bir bozukluğun birlikte kazaya neden olmuş olmaları ve kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini iddia ve ispat edilmediğinden KTK 85/1-4 ve 86. maddelerine göre işleten olarak kusursuz sorumluluk esaslarına göre müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları, zararın haksız fiilden doğmuş olması ve bir ticari işletmeyi ilgilendirmemesi nedeni tazminat alacağına yasal faiz uygulanması gerektiği, davalı sürücü ………. yönünden temerrütün haksız fiil tarihi itibari ile gerçekleştiği sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak maddi tazminat istemi yönünden feragat nedeni ile reddine, manevi tazminat istemi yönünden kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis etmek gerekmiştir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Maddi Tazminat Davasının feragat nedeniyle REDDİNE, Manevi Tazminat davasının KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
2-Tarafların sosyal ekonomik durumları, kusur durumu, ihlal edilen şahsi hakkın niteliği, olayın oluş şekli ve hakkaniyet ilkesi nazara alınarak davacı ……….. yararına 30.000,00 TL, davacı ………… yararına 6.000,00 TL, davacı ……… yararına 8.000,00 TL, davacı …….yararına 4.000,00 TL, ………. yararına 5.000,00 TL olmak üzere toplam 53.000,00 TL ‘nin manevi tazminat namı ile kaza tarihi olan 26.10.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizleri ile birlikte davalılar ………… ‘den alınarak müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
3-Davanın adli yardım talepli olarak açılması nedeni ile 3.620,43 TL karar ve ilam harcının davalılar …………….’den alınarak hazineye irat kaydına,
4- Davacının yargılama sırasında………….. Sigorta A.Ş yönünden yapmış olduğu yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı tarafın davalılar………… yönünden yargılama sırasında yapmış olduğu 333,6 TL tebligat ve posta giderinden ibaret yargılama masrafının davacı davasında kısmen haklı çıktığından dava konusunun toplam değerinin kabulle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 70,72 TL yargılama masrafının davalılar ………….n alınarak davacıya verilmesine, dava konusunun toplam değerinin redle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 262,88 TL yargılama masrafının davacı üzerinde bırakılmasına,
6- Maddi tazminat davası yönünden taraf vekilleri lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7- Manevi Tazminat davası yönünden davacı taraf yargılama sırasında kendilerini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T. uyarınca 6.180 TL avukatlık ücretinin davalılar …………’den alınarak davacı tarafa verilmesine,
8- Manevi Tazminat davası yönünden davalılar ……… yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T. uyarınca 6.180 TL avukatlık ücretinin davacı taraftan alınarak davalılar ………..verilmesine,
9-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi uyarınca, artan gider avansının davacıya iadesine,
Dair, davacı vekili ile hazır bulunan davalılar vekilinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.