Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/848 E. 2018/575 K. 17.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/848
KARAR NO : 2018/575

DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/10/2015
KARAR TARİHİ : 17/05/2018

DAVA :
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 07/10/2015 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin Türkiye genelinde optik sektöründe faaliyet gösteren bir firma olduğunu, müvekkili şirketin … gözlüğü satışı hususunda kendisi ile aynı iş kolunda faaliyet gösteren….. ile bir bayilik anlaşması yaptığını, anlaşmaya göre müvekkili şirketin ithalatçısı olduğu optik ve güneş gözlüklerinin pazarlama ve satışının davalı bayi tarafından yapılacağını, ….n müvekkili şirketten aldığı gözlüklere karşılık ileri vadeli senetleri verdiğini, müvekkili şirketin bu senetleri ciro ederek çalıştığı bankalara verdiğini, …. ‘in aldığı malların bir kısmını iade ederek iade edilen kısma isabet eden senetleri geri istediğini, müvekkili şirketin bu talebi olumlu karşılayarak malları geri aldığını, senetleri bankalara vermiş olduğundan iade edilinceye kadar teminat amaçlı olarak, dava konusu toplam 60.000,00 TL bedelli senetleri … ‘e verdiğini, daha sonra senetlerin bankadan geri alınarak …. ‘e iade edildiğini, bu suretle …… ‘in elindeki senetlerin bedelsiz kaldığını ancak senetleri iade etmediğini, bunun üzerine Gaziantep…. Asliye Ticaret Mahkemesi ‘nin 2015/589 Esas sayılı dosyası ile icra taibinden önce İİK 72/2 gereğince menfi tespit davası açıldığını, mahkemece tedbir kararı verildiğini,… ‘in menfi tespit davasını ve tedbir kararını dolanmak amacıyla senetleri davalı … ‘e ciro ettiğini ve davalının İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün 2015/16551 Esas sayılı dosyası ile icraya koyduğunu, senetlerin bedelsiz olduğunu, müvekkili şirketin bir borcunun olmadığını, Gaziantep… Asliye Ticaret Mahkemesinde açtıkları davada davalı vekili olarak ….. vekillikten istifa ederek dava konusu icra takibinde … ‘in vekilliğini üstlendiğini, bu durumun aynı zamanda …. ile … ‘in birlikte hareket ettiklerinin göstergesi olduğunu, davalının müvekkili şirkete talepte bulunmadan vadesinden 1 yıl 8 ay sonra ve müvekkilinin …. ‘in aleyhine menfi tespit davası açmasından sonra icraya koyduğunu, cironun kötü niyetli olarak yapıldığını, senetlerin vadeden önce ciro ile alındığının ispat yükünün davalıda olduğunu beyanla müvekkilinin İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün 2015/16551 Esas sayılı dosyasından dolayı borçlu olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafa cevap dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, ancak davacı tarafça cevaba cevap dilekçesi sunulmamıştır.
Davacı vekili 17/05/2018 tarihli karar celsesindeki esas hakkındaki beyanında; celse arasında sunmuş oldukları beyanlarını tekrarla, ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasından dolayı müvekkili tarafından ödenen bedelin avans faizi ile birlikte müvekkiline iadesini talep ettiklerini, davanın istirdat davasına dönüştüğünü, Gaziantep ……. Asliye Ticaret Mahkemesince senetlerin bedelsiz kaldığının kabul edilerek davanın kabulüne karar verildiğini, davalı tarafın muvazaalı işlemlerle senetlere hamil olduğunu, davanın başından beri yalan beyanda bulunduğunu, Yargıtay tarafından belirtilen şartların yerine getirildiğini, senetlerin mahkemeye iade edildikten sonra teminat fonksiyonunun kalmadığını, davalı tarafın yalnızca müvekkiline karşı işlem yaptığını, senedi ciro eden kişiye karşı hiçbir işlem yapmadığını, bu durumun kötü niyetin göstergesi olduğunu, protokolün iki tarafından kabulünde olduğunu, ispatlanan davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili Mahkememize sunduğu 16/11/2015 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: müvekkilinin ciro ile senedi iktisap ettiğini, senetlerin ciro ile iktisap edildikten sonra davacının Gaziantep ….. Asliye Ticaret Mahkemesinde ….e karşı açmış olduğu davayı kazandıktan sonra müvekkilinin kötü niyetli ve ağır kusurlu senedi iktisap ettiğini ileri sürebileceğini, müvekkili … ‘in senetleri kendisine vererek … ve davacı firma hakkında takip yapmasını isteyince bir avukat olarak takipten alacağı vekalet ücretinin cazip gelmesi üzerine vekilliğini yapmaktan vazgeçtiği …. in davasındaki vekilliğinden Avukatlık Kanunu 38/b maddesi gereği çekildiğini, çekilmenin yasal olduğunu, ……. . aleyhine hakkında takip yaparken aynı zamanda bir davada onu savunmanın yasal olmayacağını, davacının, ……… ile davalının birlikte hareket ettiği iddiasının gerçeği yansıtmadığını, müvekkilinin tacir olmadığını, senedi …….. ‘den alacağına karşılık ciro yolu aldığını, yasal olarak da lehdarı veya cirantayı aramak gibi bir yükümlülüğünün bulunmadığını, senedini takip etmesi gerekenin davacı olduğunu, yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre senedin vadesinden sonra ciro edildiğinin ispat yükünün davacıda olduğunu, Gaziantep …… Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmekte olan davanın sonucu belli olmadan müvekkiline karşı bu davanın açılmasının hatalı olduğunu beyanla davanın reddini, haksız ve kötü niyetli dava nedeni ile % 20 oranında tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili 17/05/2018 tarihli karar celsesindeki esas hakkındaki beyanında; celse arasında sunmuş oldukları beyanlarını tekrarla, yalan beyanda bulundukları iddiasının doğru olmadığını, davacının davasını ispatlayamadığını, Gaziantep ….. Asliye Ticaret Mahkemesi kararının henüz kesinleşmediğini, kendilerinin diğer senet borçlusuna da takip yaptıklarını, davacının beyanlarını kabul etmediklerini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde İstanbul Anadolu ….. İcra Müdürlüğü’nün 2015/16551 Esas sayılı dosyasındaki takibe konu bonoların teminat senedi olup olmadığı ve davalı takip alacaklısı tarafından kötü niyetli iktisap edilip edilmediği, davacının bonolar nedeniyle davalı tarafa borçlu olup olmadığı noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, İstanbul Anadolu …… İcra Müdürlüğü’nün 2015/16551 Esas sayılı takibe konu bonolardan dolayı borçlu olmadığının tespiti(menfi tespit) davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: Menfi tespit davasını düzenleyen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 72/1. Maddesindeki ” Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
Celp ve tetkik edilen İstanbul Anadolu …… İcra Müdürlüğü’nün 2015/16551 Esas sayılı dosyasında; davacı/takip borçlusu hakkında davaya konu bonolara dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlatıldığı, davacı/takip borçlusunun süresinde takibe icra mahkemesi nezdinde itiraz etmemesi üzerine takibin kesinleştiği anlaşılmıştır.
İcra dosyasında suretleri bulunan bonolar incelendiğinde; bonoların …….. tarafından …… lehine keşide edildiği, bono vadelerinin sırasıyla ………… vadeli olduğu ve üç bononun 20.000,00 TL bedelli olduğu, bonoların lehdar tarafından cirolandığı anlaşılmıştır.
Davacı şirket ile dava dışı ……… arasında akdedilen 26/06/2013 tarih ve Protokol başlıklı belge incelendiğinde; 26/06/2013 tarihinde mutabık olunan bakiye . ………117.979,00 TL borçlu, davacı şirketin 117.979,00 TL alacaklı olduğu, ………….. ‘in bu bakiye üzerinden daha önce davacı şirketten muhtalif tarihlerde almış olduğu gözlüklerden 75.427,00 TL’lik kısmını iade faturası ile iade edeceğini, kalan 42.452,00 TL’lik bakiye için …….. vadeli 14.170,00 TL’lik çek, …….. vadeli 14.170,00 TL’lik çek, …… vadeli 14.212,00 TL ‘lik çek olmak üzere 42.552,00 TL’lik açık bakiyesinin kalacağı, tarafların daha önce alış verişlerine istinaden davacı şirketin 05/12/2012 tarihli ………. nolu faturasına istinaden ………… ‘den almış olduğu senetlerden bedelleri yazılı çekleri aldıktan sonra …………. vadeli 20.000,00 TL, ……… vadeli, 20.000,00 TL ve ………. vadeli 20.000,00 TL ‘lik üc adet senedi …………… .’e iade edeceğini, davacı şirketin elinde bulunan 3……….. vadeli 20.000,00 TL, ………… vadeli 20.000,00 TL, …….. vadeli 20.000,00 TL,……. vadeli 20.000,00 TL,………. vadeli 20.000,00 TL, ……….. vadeli 20.000,00 TL, ………… vadeli 20.000,00 TL,…….. vadeli 20.000,00 TL, …….. vadeli 20.000,00 TL,…………… vadeli 20.000,00 TL, ……. vadeli 20.000,00 TL, ……….. vadeli 20.000,00 TL,……….. vadeli 20.000,00 TL, ………. vadeli 20.000,00 TL, ……………. vadeli 20.000,00 TL, ………… vadeli 20.000,00 TL bedelli olmak üzere toplam 14 adet 280.000,00 TL tutarlı senetleri imza karşılığı ………… ‘e iade edileceği, davacı şirketin kendisinde kalan 31/10/2013 vadeli 20.000,00 TL, ……. vadeli 20.000,00 TL, ……….. vadeli 20.000,00 TL ‘lik senetlere karşılık bu evrakların vadelerine yakın ve aynı tutarda 2 adet kendi evrakını ………… …….’e vereceğini, tarafların bu evrakları vadesinde ödemeyi ve bir evrak ödenmediğinde kalan evrakların muacceliyet kesbedeceği hususunda tarafların mutabık kaldıkları anlaşılmıştır.
Gaziantep …….. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/589 Esas sayılı sayılı dosyası incelendiğinde; davacısı … tarafından davalısı ……… hakkında davaya konu bonolar nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesinin talep edildiği, mahkemece 13/04/2016 tarihinden davanın kabulüne karar verildiği, davalı vekilince kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay ….. HD’nin 28/09/2017 tarih 2016/20660 Esas ve 2017/6397 Karar sayılı ile ilk derece mahkemesi kararının dava konusu bonoların teminat fonksiyonunun devam ettiği gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekçesi ile kararın bozulduğu, bozma üzerine davanın Gaziantep ….. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/91 Esasına kaydedildiği, yapılan yargılama sonunda bu kez mahkemece bozma ilamından sonra davacı tarafça anılan senetlerin mahkeme kasasına teslim edilmesi nedeniyle senetlerin teminat fonksiyonu kalmadığı gerekçesi ile tekrar davanın kabulüne 20/03/2018 tarihinde karar verdiği, ancak verilen bu kararın henüz kesinleşmediği anlaşılmıştır.
İ………. CBS’nin 2015/143891 Soruşturma sayılı dosyası incelendiğinde; müşteki …. tarafından şüpheliler …………….. ……. ve … hakkında bedelsiz senedi kullanmaktan dolayı şikayeti üzerine soruşturma açıldığı, soruşturma sonunda senedin iade edildiği beyan edilmiş olsa da, senetlerin iadesine ilişkin soyut beyanların dışında maddi delil bulunmadığı gerekçesi ile kovuşturma yapılmasına yer olmadığı kararı verildiği anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Bononun niteliğine aykırı düşmedikçe; Poliçelerin cirosuna ilişkin 681 ilâ 690, (…) maddeler hükümleri bonolar hakkında da geçerlidir. (TTK. md. 778/1-a)
Poliçeden dolayı kendisine başvurulan kişi, düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’ileri başvuran hamile karşı ileri süremez; meğerki, hamil, poliçeyi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun. (TTK. md. 687/1)
Alacağın temliki yoluyla yapılan devirlere ilişkin hükümler saklıdır.(TTK. md. 687/2)
Vadenin geçmesinden sonra yapılan ciro, vadeden önce yapılan bir cironun hükümlerini doğurur; ancak, ödenmeme protestosundan veya bu protestonun düzenlenmesi için öngörülmüş sürenin geçmesinden sonra yapılan ciro, sadece alacağın temliki hükümlerini doğurur.(TTK. md. 690/1)
Aksi sabit oluncaya kadar tarihsiz bir ciro protestonun düzenlenmesi için öngörülen sürenin geçmesinden önce yapılmış sayılır.(TTK. md. 690/2)
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan deliller, ticaret sicil kayıtları, takip dosyası, bono suretleri, protokol, ihtarnameler, Gaziantep …….. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/589 (Bozmadan Sonra …….) Esas sayılı dosyası, İstanbul Anadolu CBS’nin ………..1 Soruşturma sayılı dosyası, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı/senet borçlusu/Keşideci tarafından keşide edilen kambiyo senetlerin davalı/senet alacaklısı/Hamil tarafından iktisap edildiği, menfi tespit davasının icra takibinden sonra açıldığı, genel kuralın aksine senede dayalı borç ilişkilerinde ispat yükünün senet borçlusunda olduğu, kaldı ki davaya konu bonolar “malen” kaydı ihtiva etmekte olup, bu bonoları teminat senedi olduğu hususunun yine senet borçlusu tarafından ispatlanması gerektiği, davacı tarafından dosyaya sunulan protokole göre davaya konu olmayan …………………. vadeli 20.000,00 ‘er TL bedelli 3 adet senet ile ………. vadeli 20.000,00’er TL bedelli 2 adet senet ve 2014 yılının 1’inci ayından 12 ‘nci ayına kadar her ayın son günü vade olarak sıralı halde düzenlenmiş 12 adet 20.000,00 ‘er TL bedelli senetlerin davacı İ………………… Tarafından …………… ‘e iade edileceğinin ve …………..’de kalan …….. vadeli 20.000,00 ‘er TL’lik senetlere karşılık bu senetlerin vadelerine yakın ve aynı tutarda 3 adet evrakın ………… tarafından …………….. ‘e verildiği, bu evrakların herhangi birinin vadesinde ödenmemesi halinde kalan evrakların mucceliyet kesbedeceğinin kararlaştırıldığı, her ne kadar bahsi geçen protokolde davamıza konu …………. vade tarihli bonolara ilişkin doğrudan bir atıf olmasa da protokolün 6 ‘ncı maddesi uyarınca davacı tarafından dava dışı ……………… verilen bonolar olduğu hususunun davacının kabulünde olduğu, davacı tarafça aynı bonolar nedeniyle……………. hakkında açılan davada verilen kararın temyizen incelenmesinde davaya konu bonoların teminat fonksiyonun devam ettiği gerekçesi ile ilk derece mahkemesi kararının 28/09/2017 tarihinde bozulduğu, bozmadan sonra davacı tarafça protokolde bahsi geçen bonoların Gaziantep ………… Asliye Ticaret Mahkemesinin kasasına sunulduğu, davacı tarafça eldeki davada davalının bedelsiz kalan senetleri kötü niyetle iktisap ettiği nedenine dayalı olarak dava açıldığı, davacı tarafça davaya konu bonoların vadeden sonra davalıya ciro edildiğinin ispatlanamadığı, her ne kadar davalı tarafça Gaziantep ………. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/589 Esas sayılı dosyasında görülen dava açıldıktan sonra takibe geçmiş ise de bu durumun davalıya yapılan cironun vadeden sonra yapıldığının ispata yeterli olmadığı, bu kapsamda davalıya yapılan cironun protesto veya protesto için gerekli süreden sonar yapıldığını ispata elverişli herhangi bir şekilde protesto çekildiğine dair belge veya başkaca bir belgenin sunulmadığı, bu nedenle davalıya yapılan cironun vadeden önce yapıldığının kabulünün gerektiği, bu kapsamda davacının davalı tarafça bonolar iktisap edilirken bile bile borçlunun zararına hareket edilmiş olduğunun ispatlanması gerektiği, bunun dışında keşideci ile lehdar arasında olan şahsi def’ilerin hamile karşı ileri sürülemeyeceği, davalı vekilinin farklı dönemlerde bonoların lehdarı ile davalı hamilin avukatlığını yapmış olmasının davalının bonoları bile bile borçlunun zararına iktisap ettiğini ispata elverişli olmadığını, kaldı ki mahkememize açılan dava tarihinden sonra Yargıtay ….. Hukuk Dairesi tarafından davaya konu bonolara ilişkin olarak keşideci ve lehdar arasında görülen davanın 28/09/2017 tarihi itibariyle bonoların teminat vasfının devam ettiği gerekçesi ile ilk derece mahkemesi kararını bozduğu nazara alındığında bonoların mahkememize açılan dava tarihi itibariyle bedelsiz kalmadığı, bu nedenle davalı tarafça bonoların kötü niyetle iktisap edildiğinin kabulünün mümkün olmadığı, bunun yanı sıra her ne kadar Yargıtay 19. Hukuk Dairesi tarafından keşideci ile lehdar arasında görülen davada yine keşideci ile lehdar arasında akdedilmiş protokole göre bonoların teminat için verildiği kabul edilmiş ise de, davaya konu her üç bonoda da “malen” kaydının bulunduğu, bu kapsamda davalı tarafın keşideci ile lehdar arasındaki protokolden haberdar olup senetlerin teminat senedi olduğunu bildiği ve bile bile davacının zararına iktisap edildiği hususunun ispatlanamadığı, ihtiyati tedbir kararı nedeniyle davalı/alacaklı alacağına geç kavuştuğundan davalı yararına kabul edilen alacak üzerinden yüzde yirmi oranında tazminata hükmedilmesi gerektiği(İİK m. 72/4), sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2- Verilen ve uygulanan ihtiyati tedbir nedeni ile alacağın %20 si olan 14.329,88 TL tazminatın İİK 72/4. Maddesi uyarınca davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-Başlangıçta peşin olarak alınan 1.224,45 TL karar ve ilam harcının işin hitamında ödenmesi gereken 35,90 TL harçtan fazla olduğu anlaşıldığından 492 sayılı harçlar kanunun 31. maddesi gereğince fazla alınan 1.188,55 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istem halinde davacıya ödenmesine,
4-Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
5- Davalı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan ,,,,,. uyarınca 8.236,94 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6- Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi uyarınca, artan gider avansının davacıya; artan delil avansının davalıya iadesine,
Dair, hazır olan taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.