Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/749 E. 2019/500 K. 16.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2015/749 Esas
KARAR NO: 2019/500 Karar
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/07/2015
KARAR TARİHİ : 16/05/2019
Davacı şirket vekili mahkemeye sunduğu ———– tarihli dava dilekçesinde özetle; ——— içerisinde uçak bakım faaliyeti yürüten müvekkili olduğu şirket ile davalı şirket/ arasında EPDK tarafından belirlenen tarifelere göre elektrik enerjisi sağlanması konusunda 3/06/2008 tarihli elektrik satışına ilişkin perakende satış sözleşmesi imzalandığını, davalı şirket tarafından düzenlenen ve müvekkil şirket tarafından düzenli ödenen faturalarda haksız olarak kullanım bedeli dışında kayıp kaçak bedelinin de tahakkuk ettirildiğini, müvekkili şirketin sözleşme gereği kendisine sağlanacak enerjinin devamı ve enerji kesilmesi halinde ticari faaliyetlerinin aksamasına mahal vermemek için davalı şirketin her ay kendisine haksız olarak fatura ettiği bu bu hukuka aykırı bedelleri de ödemek zorunda kaldığını, davacı şirketin elektrik enerjisi kullanıcısı olarak tüketici kapsamında olduğunu, elektrik tüketen aboneler tarafından tüketici hakem heyetlerine yapılan bir çok başvuruda elektrik şirketlerinin elektrik faturalarına yansıttığı kayıp kaçak bedeli adı altındaki bedellerin dağıtım şirketleri tarafından haksız olarak tahsil edildiği ve abonelere iade edilmesi gerektiği şeklinde kararlar verildiği ve bu kararların Yargıtay tarafından onandığının bilindiğini, tüketici kapsamında bulunmayan bir ticari işletme olan müvekkil şirket açısından da anılan bedellerin tahsilinin hukuka aykırı olduğunu ve iadesinin gerektiğini, dava konusu talep hakkında önceleri yerel mahkemelerce verilen ve Yargıtay tarafından benimsenen görüş uyarınca elektrik faturalarına yansıtılan kayıp kaçak bedellerinin hukuka aykırı olduğu ancak bu bedellerin tahsilinin EPDK’nın denetim ve gözetiminde bulunduğu ve EPDK tarafından verilen yetki ve tarife yönetmeliği kapsamında iş bu tahsilatların yapıldığı hususunun dayanak gösterilerek iade taleplerinin reddedildiğini, bu nedenle ticari işletmeler tarafından idari yargıya başvurularak EPDK aleyhine dava açılmak zorunda kalındığını, bu davalarda tarife yönetmelikleri ile kayıp kaçak bedelinin tahsiline yönelik herhangi bir düzenleme yapmadığı ve elektrik dağıtım şirketlerinin denetlemekle görevli iken bu görevini yeterince ve gereği gibi yerine getirmediği hususlarının ileri sürüldüğünü, ancak faturalarda kullanım bedeli dışında haksız alacak kalemleri ilave edilerek bunu abonelerden tahsil eden elektrik dağıtım şirketlerinin edindiği haksız kazançların ve fatura bedellerinin iadesi talebinin muhatabının EPDK olmadığının açık olduğunu, bu nedenle Asliye Hukuk Mahkemeleri ve Yargıtay tarafından yerinde olarak verilen son kararlarda bu bedellerin haksız ve hukuka aykırı olarak tahakkuk ettirildiği EPDK’nın belirleme yetkisinin sınırsız olmadığı ve anılan bedellerin son kullanıcıya iadesi yönünde karar verildiğini, kararların Yargıtay tarafından da onanıp kesinleştiğini, Yargıtay’ın son görüş ve kararları ışığında davanın Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülmesinin gerektiğini, davalı şirketin haksız olarak tahsil ettiği kayıp kaçak bedelinin müvekkili şirkete geri ödenmesi gerektiğini, davalı şirket tarafından ihaleye başvurulurken kayıp kaçak bedelinin bilindiğini, bu nedenle bu riskin ve ticari kaybın son kullanıcıya yüklenmesinin mümkün olmadığını, davalı tarafından faturalara yansıtılan kayıp kaçak bedelinin ne miktarda olduğunun ve bedelinin tespit usulünün denetlenmesinin mümkün olmadığını, elektriğin kaçak kullanılmasından oluşan maliyetlerin serbest olan ve serbest olmayan tüketici faturalarına fatura tutarının %15’ine ulaşacak şekilde eklenerek kayıp kaçak bedelialtında tahsil edildiğini, böylelikle esasen davalı dağıtım şirketi tarafından ödenmesi gereken bu bedellerin tüketicilerden tahsil edildiğini, bu bedelin afaki olarak bazen %10 bazen de %15 oranında uygulandığını, ancak bu bedelin ne kadarının kayıp ne kadarının kaçak bedeli olduğunun faturada belirtilmediğini belirterek, davalı şirketin kendi risk ve zararlarından oluşan ve müvekkili şirkete yansıtılan bedeller toplamı olan 44.750,86 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili mahkemeye sunduğu 18/02/2015 tarihli cevaba cevap dilekçesinde özetle; Dava dilekçesini tekrarla davanın kabulüne karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yan üzerine yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava dilekçesi ve cevaba cevap dilekçesi davalı tarafa usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili mahkemeye sunduğu 28/01/2015 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; İadesi istenen fatura tahakkuklarının Elektrik Piyasası Kanunu, Elektrik Piyasası Tarifeler Yönetmeliği, Elektrik Piyasası Perakende Satış Hizmet Geliri ile Perakende Enerji Satış Fiyatlarının Düzenlenmesi Hakkında Tebliği ve tarifelere ilişkin tebliğler kapsamında belirlendiğini, bu yönüyle EPDK kararları ve ilgili mevzuattan kaynaklanan tarifelerin uygulanmasının lisans sahibi şirketler bakımından yasal bir zorunluluk olduğunu, perakende satış lisansı sahibi dağıtım şirketlerinin tarifeleri uygulayıp uygulamama ve bu bedelleri tahsil edip etmeme gibi bir tercihinin bulunmadığını, bu nedenle iadesi istenen kayıp kaçak bedelinin faturalarda yer aldığını, açıklanan hususun Yargıtay içtihatlarında kendisini “EPDK kararı iptal edilmedikçe tüm tüketicileri bağlar.” ifadesi ile gösterdiğini, hukuken müvekkili ile bağlantısı bulunmayan iade talebinin reddedilmesi gere-ktiğini, Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin ——–tarih, ——- esas ve ——- kararı ile— tarih, ————— esas ve ——-karar sayılı kararlarından da görüleceği üzere davaya ilişkin olarak verilen cevapların doğrulandığını, ayrıca————– tarihinde imzalandığı belirtilen elektrik satışına ilişkin sözleşmenin her iki tarafının da tacir olduğunu, bu nedenle huzurdaki davanın Asliye Ticaret Mahkemeleri’nde görülmesinin gerektiğini ve görevsizlik kararının verilmesi gerektiğini, Elektrik Piyasası Kanunu’nun 3. maddesi uyarınca dağıtım ve perakende satış faaliyetlerini ayrı tüzel kişiler altında yürütmesi zorunlu kılınmış olduğundan müvekkili dağıtım şirketindeki perakende faaliyetlere ilişkin her türlü alacak, borç, hak ve yükümlülüğün ——— geçtiğini, bu nedenle talebi istenen bedellerin müvekkili şirketten talep edilmesinin hukuken mümkün olmadığını, davacı yanın TTK kapsamında bir tüzel kişi olduğunu, Ticaret Kanunu’nun tüzel kişiler için öngördüğü tüm yükümlülüklerin davacı için de geçerli olduğunu, dava dilekçesinde iadesi talep edilen kayıp kaçak bedellerinin nasıl belirlendiğinin dahi belirsiz olduğunun ve keyfi bir uygulama olduğuna dair ifadeler olduğunu, muhatabı olan şirket tarafından kanun ve mevzuat doğrultusunda EPDK tarafından alınan karara binaen tahsil edilen hesaplanması ve usulü de yine bu şekilde belirlenmiş olan bir tahakkukun keyfi olarak değerlendirilmesinin anlaşılmaz olduğunu, kayıp kaçak bedelinin ilgili kurum olan EPDK tarafından alınması zorunlu bir kalem olarak belirlendiğini belirterek davacı taleplerinin EPDK kararlarının iptali ile mümkün olacağının kabulüne, EPDK kararlarının idari kararlar olması sebebi ile ve iptallerinin idari yargının konusunu oluşturması nedeniyle yargı yolu uyuşmazlığından dolayı mahkemenin görevsizliğine, aksi halinde 6102 sayılı TTK’nın 3. ve 4. maddeleri gereğince davaya bakmakla görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olması nedeni ile mahkemenin görevsizliğine, belirtilen nedenlerle mevzuattan kaynaklanan ayrıştırma ve TTK anlamında kısmi bölünme sebebiyle müvekkili şirketin davanın tarafı olmadığının kabulü ile davanın müvekkili şirket yönünden husumet yokluğu nedeni ile reddine, tacir olan davacının itiraz etmediği, herhangi bir ihtirazi kayıt olmaksızın ödediği fatura tahakkuklarının iadesini talep edemeyeceğinin kabulü ile davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
-Taraflar arasında imzalanan 03/06/2008 tarihli elektrik enerjisi satışına ilişkin sözleşme,
-Davacı tarafından sunulan faturalar,
———– tarafından gönderilen 08/06/2016 tarihli müzekkere cevabı,
-Elektrik Mühendisi bilirkişi —— tarafından sunulan 26/01/2016 tarihli kök rapor,
-Elektrik Mühendisi bilirki ——— tarafından sunulan 31/10/2016 tarihli ek rapor,
-Elektrik Mühendisi bilirkişi ——- tarafından sunulan 25/07/2018 tarihli kök rapor,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, KABUL VE GEREKÇE :
Dava, yüksek gerilim elektrik enerjisi satışına ilişkin perakende satış sözleşmesinden kaynaklı istirdat davasıdır.
Taraflar arasında 03/06/2008 tarihinde elektrik enerjisi satışına ilişkin perakende satış sözleşmesi imzalanmıştır. Davacı, 2010-2013 yılları arasında elektrik tüketim faturalarına davalı tarafından yansıtılan kayıp-kaçak bedeli olarak ödediği bedelin iadesini talep etmektedir.
Davalı enerji şirketine yazılan müzekkereye verilen 08/06/2016 tarihli cevapta, davacı ile akdedilen abonelik sözleşmesi, faturalar ve ödeme belgeleri gönderilmiş olup, davacıya tahakkük ettirilen faturaların davacı tarafça ödendiği hususunda ihtilaf bulunmamaktadır.
Elektrik Mühendisi bilirkişi ———— tarafından sunulan —–tarihli kök raporda; Davacı tarafından sunulan faturaların incelenmesinde faturalardan tespit edilen kayıp-kaçak bedelinin ——TL olduğu, davalı ——– tarafından tahakkuk ettirilen tüm fatura dökümlerinin ayrıntılı olarak dosyaya sunulduğu, 4 adet fatura üzerinde kayıp kaçak bedelinin faturaların fotokopisi olması nedeniyle okunamadığı, davacı tarafça fatura bedellerinin ödenip ödenmediğinin anlaşılamadığı rapor edilmiştir.
Elektrik Mühendisi bilirkişiden —- alınan 31/10/2016 tarihli ek raporda; Davacı tarafın tahakkuk eden faturaların ödeme dekontlarını sunduğu, ödemelerin daıvacı tarafça yapıldığı, 4 adet okunamayan faturaların okunaklı suretlerinin sunulması üzerine yapılan incelemede 4 adet fatura için kayıp-kaçak tahakkuku yapılmadığı, 2010-2013 yıllarına ait tahakkuk eden faturalardan davacının davalıya kayıp-kaçak bedeli olarak 31.525,16 TL ödediği rapor edilmiştir.
Elektrik Mühendisi bilirkişi ——— tarafından sunulan 25/07/2018 tarihli raporda ise; davacının davalı nezdindeki tüm aboneliklerine ait sunduğu tahakkuk eden faturalardan davalı tarafından kayıp-kaçak bedeli olarak tahsil edilen bedelin 35.715,54 TL olduğu, 17/06/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6719 sayılı torba yasanın geçici 20. Maddesi ile 6446 sayılı kanunun 17. Maddesinin uygulanacağı, torba yasayla değişiklik yapılan 6446 sayılı kanunun 17. Maddesinin geçmişe uygulanması halinde dava konusu kayıp-kaçak bedeli tutarlarının hukuka uygun olarak alındığı sonucuna varılacağı rapor edilmiştir.
Davalı perakende enerji satışı yapan enerji şirketi ihale ile aldığı bölgedeki üretilen enerji ile tüketim endeksini, arada kayıp olan enerji ile kaçak kullanım miktarını bilerek ve görerek ihaleye girmektedir. Enerjinin üretimi ile tüketimi arasında kaybını önlemek ya da en aza indirmek dağıtıcı ya da perakende enerji satışını yapan enerji şirketlerinin görev ve sorumluluğundadır. Üretiminden tüketim aşamasına kadar hiçbir safhasında bulunmayan tüketicilerin kayıp enerjiden sorumlu tutulmaları hak ve nezaket kurallarına açıkça aykırılık teşkil eden yine enerji satışı yaptığı bölgede enerjiyi kaçak, usulsüz kullananların bedelini diğer tüketicilerin üstlenmesi de doğru değildir. Enerji satışını yapan şirketlerin usulünce kaçak enerji kullananları tespit etmek, kayıtlı hale getirmek, usulsüz kullanımları önlemek görevleridir. Tüketicilerin kaçak ve usulsüz enerji kullanımını engellemek, azaltmak, tespit etmek yükümlülüğü bulunmamaktadır. Kullanımdaki enerjinin kaybından, kaçak ve usulsüz kullanımından sorumlu olmayan, kusur sorumluluğu ve kusursuz sorumluluğu olmayan tüketiciye kayıp-kaçak bedelinin yansıtılması hukuka aykırılık teşkil etmektedir.
Dosyada mevcut tüm delillerin incelenerek değerlendirilmesinde; taraflar arasında 03/06/2008 tarihinde elektrik enerji satışına ilişkin perakende satış sözleşmesi ile ticari ilşkinin başladığı, davacının adına tahsis edilen tahakkuk ettirilmiş fatura bedellerini ödediği, tahakkuk eden dava konusu 2010-2013 yıllarına ait faturalardan borcunun bulunmadığı, 25/07/2018 tarihli bilirkişi raporuna göre davacının tahakkuk eden faturalarda davalıya ödediği kayıp-kaçak bedelinin 35.715,54 TL olduğu, davacının dava tarihinin 19/12/2014 tarihi olduğu, 6719 sayılı Torba Yasanın Geçici 20. Maddesi ile 6446 sayılı kanunun 17. Maddesinin 17/06/2016 tarihinde yürürlüğe girdiği, kanunların geçmişe yürümezliği ilkesi dikkate alındığında dava tarihinde yürürlükte bulunmayan Torba Yasayla değişik 6446 Sayılı Kanunun 17. Maddesinin davacı aleyhine değerlendirilemeyeceğini, dava tarihinde yürürlükte bulunan mevzuat ve 26/01/2016 tarihinde alınan ilk raporda da davacı lehine kayıp-kaçak bedelinin tespit edildiği, kayıp-kaçak bedelinin oluşumunda davacı tüketicinin sorumluluğu bulunmadığı, hukukumuzda da yazılı kusursuz sorumluluk hallerinden de olmadığı anlaşıldığından davacının davasının kısmen kabulü ile 35.715,54 TL’nin dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle davacıdan alınarak davalıya verilmesine dair karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur..
HÜKÜM; Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile 35.715,54 TL’nin dava tarihinden işleyecek yasal faiz ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Fazlaya dair talebin reddine,
3-Başlangıçta peşin olarak alınan 764,25 TL harcın alınması gerekli olan 2.439,73 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.675,48 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4- Davacı tarafın yargılama sırasında yapmış olduğu posta ve tebligat gideri291,00 TL, bilirkişi ücreti 1.500,00 TL olmak üzere toplam 1.791,00 TL yargılama masrafının, davacı yan davasında kısmen haklı çıktığından dava konusunun toplam değerinin kabulle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 1.429,00 TL yargılama masrafına, peşin harç 764,25 TL eklenerek sonuç olarak 2.193,25 TL’nin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, dava konusunun toplam değerinin redle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 362,00 TL yargılama masrafının davacı yan üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı taraf yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 4.278,71 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
6-Davalı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 2.725,00 TL avukatlık ücretinin davacı taraftan alınarak davalıya verilmesine,
7-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacı tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.16/05/2019