Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/587 E. 2018/367 K. 03.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2015/587 Esas
KARAR NO : 2018/367

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan
Tazminat)
KARAR TARİHİ : 03/04/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili …………… 22/03/2015 tarihinde kullandığı motorsikletle trafikte seyrederken kaza sonucu yaşamını yitirdiğini, bununla ilgili ………… motorsiklet aracı için yaptırdığı zorunlu trafik sigortasının poliçesini ………….. Şirketi’ne yaptırdığından ilk önce bu durumu kendilerine bildirilen …..tarihli Kartal ……….. Noterliği’nden yevmiye numarası……… olan ihtarnameyi aps ile çekildiğini, ilgili sigorta şirketinin durumdan haberi olmasından sonra eksik evraklar olduğunu belirttiği ve bunlarda tamamlandıktan sonra sigorta şirketi epeyce bir süre geçmesine rağmen olumlu bir cvap taraflarına resmi olarak iletmediğini, sigorta şirketlerinin cevap vermemesi veya ret cevap vermesi halinde sigorta şirketi hakkında dava açılabileceğini, bu nedenle davayı kendilerine açma durumunun zaruri hale geldiğini belirterek davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;………… Plaka sayılı aracın müvekkili şirket nezdinde …… no.lu, 09/03/2016 vadeli Zorunlu Mali Mesuliyet(Trafik) Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, kaza tarihi itibariyle azami ölüm teminatının kişi başına; 290.000,00 TL olduğunu ,müvekkili şirketin poliçeden kaynaklanan sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusur oranında ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, 5510 Sayılı yasa gereği……….. Kurumu’ nun müvekkili şirkete rücu hakkı bulunup bulunmadığının irdelenmesi ve buna göre belirlenmesi gerektiğini, ………… tarafından rücuya tabi aylık bağlanmış ise bu tutarın destekten yoksun kalma tazminatından indirilmesi gerekeceğini, davaya kabu anlamına gelmemek üzere, davacı tarafın gelir durumunu gösterir hiçbir belge bulunmadığını, salt zabıta araştırması ile davacının gelirinin tespiti hukuken mümkün olmadığı ve davacının gelir durumunun usulüne uygun bir şekilde araştırılmak sureti ile gerçek gelir durumunun tespitinin ve davacının gelir durumu belirlenirken……. kayıtlarının esas alınması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, davalı sigorta şirketine Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası ile sigortalanan aracın ( motorsikletin ) sürücüsü olan davacının desteğinin ölümü nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Somut uyuşmazlığa konu trafik kazasının 22/03/2015 günü saat 20:00 sıralarında sürücüsü ve plakası belirlenemeyen bir aracın İ………….. Köprüsü istikametinden ……. …………. doğru seyir halinde iken aynı şeritte seyir eden davacının murisi ……… kullandığı ……….. plakalı motorsikletin sol yan kısımlarına, aracının sağ arka kısımlarıyla sürttürmesi ya da motorsikletin sevk ve idare hatası sonucu direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu motorsikletin önünde sağ şeritte aynı yöne seyir halinde olan ……………. plakalı özel amaçlı ( vinç monteli kamyonun ) sol arka lastik ve kasa demir kısımlarına çarpması neticesinde meydana geldiği ve bu kazada davacının murisi ………… vefat ettiği anlaşılmıştır.
İstanbul Anadolu …………. Soruşturma sayılı dosyasının UYAP üzerinden celp olunarak yapılan incelenmesinde; davaya konu trafik kazası nedeniyle açılan soruşturmanın halen devam ettiği, çift taraflı trafik kazasında plakası tespit edilemeyen ancak tanık beyanlarına göre gri renkli ……… marka olduğu belirlenen araç sürücüsünün tespitine ilişkin araştırmaların devam ettiği tespit edilmiştir.
Mahkememizce kusur durumunun belirlenmesi için dava dosyası tüm halinde …………….. Başkanlığı’na gönderilmiştir. ……..Kurumu İstanbul Trafik İhtisas Dairesi’ nin ………… tarihli raporunda ; tüm dosya kapsamı dava dilekçesi, kaza tespit tutanağı, kaza yeri krokisi, tüm beyanlar, ………..Dairesi tarafından ………..Cumhuriyet Başsavcılığı’na sunulmak üzere tanzim edilen…………… tarihli rapor,………… içeriği incelendiğinde olayın ; plakası ve sürücüsü belirlenemeyen bir aracın müteveffa sürücü ……………. sevk ve idaresindeki ……………….. plakalı motosiklete sürtmesi ile mi meydana geldiği, veyahut müteveffa sürücü ……….. sevk ve idare hatası ile direksiyon hakimiyetini kaybetmesi neticesi mi meydana geldiği hususunda kesin bir kanaat hasıl olmadığından, takdir mahkemenize bırakılarak alternatifli şekilde rapor tanzim edilmiştir. Mevcut verilere göre; birinci durum, olayın sürücüsü ve plakası belirlenemeyen …………… marka aracın aynı şeritte seyreden müteveffa sürücü ………..sevk ve idaresindeki ………………. plakalı motosikletin sol yan kısımlarına, aracının sağ arka kısımlarıyla sürttürkmesi şeklinde kazanın meydana gelmesi; A) sürücüsü ve plakası belirlenemeyen ……………marka araç sürücüsü yola gereken dikkati vermeyerek aynı istikamette seyreden motosikletin yanından geçtiği esnada kontrolsüz şekilde manevra yaparak aracının sağ arka kısımlarıyla motosikletin sol yan kısmına çarpması ile motosikletin seyrini bozduğu kazada kusurludur. B) Müteveffa sürücü ………. sevk ve idaresindek …………. plakalı motosikleti ile seyri sırasında plakası belirlenemeyen aracın kendisine yakın mesafeden seyrederek motosiklete sürtmesi ile motosikletin hakimiyetini kaybettiği kazada atfı kabil kusuru bulunmamaktadır. C) Sürücü ………….n ( ………. plakalı araç sürücüsü) meydana gelen olayda atfı kabil bir kusuru bulunmamaktadır. İkinci durum; olayın, müteveffa sürücü ………… sevk ve idare hatası sonucu direksiyon hakimiyetini kaybetmesi ile meydana gelmesi durumunda; A) Sürücüsü ve plakası belirlenemeyen ………. marka araç sürücüsünün meydana gelen olayda atfı kabil bir kusuru bulunmamaktadır. B) Müteveffa sürücü ……….. sevk ve idaresindeki motosiklet ile olay mahalline geldiği esnada sevk ve idare hatası ile direksiyon hakimiyetini kaybederek önünde aynı istikamette seyreden ……. plakalı araca çarptığı olayda kusurludur. C) Sürücü………. meydana gelen olayda atfı kabil bir kusuru bulunmamaktadır. Sonuç; yukarıdaki hususlar muvacehesinde olayda ; birinci durumda ; A) sürücüsü ve plakası belirlenemeyen………..marka araç sürücüsünün % 100 oranında kusurlu olduğu, B) müteveffa sürücü ……. kusursuz olduğu, C) sürücü ……….. kusursuz olduğu, İkinci durumda; A) sürücüsü ve plakası belirlenemeyen ………… marka araç sürücüsünün kusursuz, B) müteveffa sürücü ……..n % 100 ( yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu, C) sürücü ………. kusursuz olduğu kanaatini bildirir müşterek rapordur.” şeklinde görüş bildirilmiştir.
Davacı taraf alınan Adli Tıp Kurumunun raporunda yazılan terditli kusur oran tespitinde; ” birinci durum olayın ; sürücüsü ve plakası belirlenemeyen ……. marka aracın aynı şeritte seyreden müteveffa sürücü …………sevk ve idaresindeki ……………… plakalı motosikletin sol yan kısımlarına aracının sağ arka kısımlarıyla sürttürmesi şeklinde kazanın meydana gelmesi; sürücüsü ve plakası belirlenemeyen ……….. marka araç sürücüsü yola gereken dikkati vermeyerek aynı istikatte seyreden motosikletin yanından geçtiği esnada kontrolsüz şekilde manevra yaparak aracımın sol yan kısmına çarpması ile motosikletin seyrini bozduğu kazada …. Sürücüsü ve plakası belirlenemeye ……… marka araç sürücüsünün % 100 oranında kusurlu olduğu, müteveffa sürücü ……… kusursuz olduğu, sürücü ………… kusursuz olduğu… ” şeklindeki tespiti kabul etmiş ve mahkememizce de davacının murisi ………… somut uyuşmazlığa konu trafik kazasında kusursuz olduğu yönündeki tespitin esas alınmasını talep etmiştir. Mahkememizce taleple bağlılık ilkesi uyarınca davacının işbu beyanı esas alınmıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91. Maddesi delaletiyle 85. Maddesi; ” İşleten Ve Araç İşleticisinin Bağlı Olduğu Teşebbüs Sahibinin Hukuki Sorumluluğu ” başlıklı söz konusu maddenin birinci fıkrasında; ” bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut birşeyin zarara uğramasına sebep olursa motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” hükmü, aynı maddenin son fıkrasında işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur. Şeklinde düzenlenmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 86. Maddesinde ise bu kanun’un 85. Maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiştir.
Bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulanmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir. Burada kanun koyucu zarar görenin kusuru nispetinde indirim yapılabileceğini öngörmüş ve indirimi zorunlu tutmayarak hakimin takdirine bırakmıştır. Kanun koyucu açıklanan düzenlemeler yanında 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91. maddesiyle de; işleteni aynı kanun’un 85. Maddesinin 1. Fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırma zorunluluğunu getirmiştir. İşletenin sorumluluğu hukuki nitelikçe tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunmakla birlikte, işletenin hukuki sorumluluğunu üstlenen zorunlu sigortacının 91. Madde de düzenlenen sorumluluğu ise, akdi ( sözleşmesel ) niteliktedir. Söz konusu akdi ilişki, işleten ile onun hukuki sorumluluğunu üzerine alan zorunlu (trafik) sigortacısı arasındadır. Karayolları Trafik Kanunu’n da zorunlu trafik sigortasına ilişkin olarak, sorumluluğun kapsamı yanında, bu kapsam dışında kalan hallerde açıkça düzenlenmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun ” Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Dışında Kalan Hususlar” başlıklı 92. Maddesin de; ” aşağıdaki hususlar, zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışındadırlar. a) İşletenin; bu kanun uyarınca eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere karşı yöneltebileceği talepler, b) işletenin; eşinin, usül ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararlar nedeniyle ileri sürebilecekleri talepler, c) işletenin; bu kanun uyarınca sorumlu tutulmadığı şeye gelen zararlara ilişkin talepler, d) bu kanun’un 105. maddesinin 3. fıkrasına göre zorunlu mali sorumluluk sigortasının teminatı altında yapılacak motorlu araç yarışlarındaki veya yarış denemelerindeki kazalardan doğan talepler, e) motorlu araçta taşınan eşyanın uğrayacağı zararlar, f) manevi tazminata ilişkin talepler, ” hükmü ile zorunlu trafik sigortacısının hangi zararlardan sorumlu olmadığı düzenleme altına alınmış; burada örnekseme yoluna gidilmeyip; tek tek ve tahdidi olarak sorumlu olunmayan haller sıralanmıştır. Öte yandan, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 92/a maddesinde yer alan ” işletenin; bu kanun uyarınca eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere karşı yöneltebileceği taleplerin zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışında olduğuna ” ilişkin hükmü üzerinde de durmak gerekir. Bu hüküm işletenin eyleminden sorumlu olduğu kişileri yönelik kendi zararına dayalı talepleri noktasında önemlidir. Salt sigorta sigorta şirketinin dava edildiği ve üçüncü kişinin zararının söz konusu olduğu durumlarda bu hükmün uygulama alanı bulamayacağı açıktır. Neticeten; araç işleteni, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir müzbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabileceğine göre, işletenin ve dolayısıyla onun hukuki sorumluluğunu üstlenen zorunlu mali sorumluluk sigortacısının sorumluluğuna gidilemeyecektir. ( Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2013/17-72 E, 2013/1558 Karar, 13/11/2013 tarihli Kararı ile 15/06/2011 gün 2011/17-142 Esas 411 Karar, 22/02/2012 gün 2011/17-787 Esas, 2012/92 Karar, 27/06/2012 gün 2012/17-215 Esas 413 Karar sayılı Kararları )
Yukarıda yapılan ayrıntılı açıklamalara göre somut uyuşmazlık değerlendirildiğinde, davacının desteğinin sürücüsü olduğu araç ile dava dışı bir kişinin idaresindeki bir aracın çarpışması sonucu meydana gelen kazada aracın işleteni olan ve ölen davacının desteği eşi olduğu, davacı desteğinin sürücüsü olduğu motosikletin trafik sigortacısının ise davalı sigorta şirketi olduğu, eldeki bu dava ile davacının trafik kazasında desteğin ölümü sonucu uğradığı zararın davalı sigortadan tazminini talep ettiği, mahkememizce kusur durumunun belirlenmesi için alınan raporda davacı tarafın desteğin kusursuz olduğu, sürücüsü ve plakası belirlenemeyen …… marka aracın kontrolsüz şekilde manevra yaparak aracının sağ arka kısımlarıyla motosikletin sol yan kısmına çarpması suretiyle tam kusurlu olduğuna ilişkin tespiti kabul ederek mahkememizce de bu tespitin esas alınmasını talep ettiği, taleple bağlılık ilkesi uyarınca mahkememizce de davacının murisi sürücüsünün kusursuz olduğu tam kusurun plakası ve sürücüsü belirlenemeyen ………….. marka araç sürücüsünde olduğunun kabulü gerektiği, araç işleteni, kendisinin veya eylemlerinde sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabileceğine göre meydana gelen olayda davacının desteği sürücünün kusursuz dava dışı araç sürücüsünün tam kusurlu olması nedeniyle, işletenin destek zararının tazmini bakımından hukuki bir sorumluluğu bulunmadığı, buna göre trafik sigortacısı davalının işletenin zarardan sorumlu tutulabildiği hallerde zararı gidermekle yükümlü olduğundan, somut olayda işletenin sorumluluğunun bulunmaması karşısında davalı sigorta şirketinin de sorumluluğu bulunmadığı sonuçlarına varılarak aşağıdaki şekilde davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Yasası uyarınca alınması gereken 35,90 TL karar ve ilam harcının peşin olarak alınan 1.007,58 TL’den mahsubu ile fazla yatırılan 971,68 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istemi halinde davacıya yada ahzu kabza vekiline iadesine,
3-Davalı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan …………… .uyarınca 2.180,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Yapılan yargılama giderlerin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider/delil avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştikten sonra ve talep edilmesi halinde taraflara iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. .