Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/578 E. 2018/351 K. 29.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİKARAR

ESAS NO : 2015/578 Esas
KARAR NO : 2018/351

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
KARAR TARİHİ : 29/03/2018

DAVA :
Davacı vekili Mahkememize sunduğu ……. havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle;……. tarihinde, akşam saatlerinde, davacının kasko teminatı altındaki ……… plakalı araç ile davalının işlettiği kafeye gittiğini, davalının çalışanı vale …… aracın anahtarını teslim ettiğini, saat …. da kafeden çıktığında aracın anahtarı ile çalındığının anlaşıldığını ve karakola gidilerek ………. Müracaat tutanağı düzenlendiği, davacının …… tarihinde sigortalısına …. plakalı aracın bedeli karşılığı …………. TL ödediğinı, daha sonra hasarlı olarak bulunan aracın da ihale yoluyla …….. TL ye satıldığını, davacının 28.961 TL zararı olduğunu, BK 66-561 maddeleri gereğince davalının aracın zarar görmeden saklanmasından ve zararın tazmininden sorumlu olduğunu beyanla, fazlaya ilişkin hakları saklı kalması kaydıyla 28.961 TL zararın ödenme tarihi ………. itibariyle avans faizi ile tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili Mahkememize sunduğu …. havale tarihli cevaba cevap dilekçesinde özetle: dava dilekçesini tekrarla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili … tarihli esas hakkındaki beyanında; ek raporda tespit edilen tutara katılmadıklarını, taleplerinde olduğu gibi davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili Mahkememize sunduğu 11/11/2015 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: Davalının çalışanı . ……kafenin önünde yer olmadığı için … plakalı aracı almak istemediği ancak sürücü ……. ısrarı üzerine bilgisi içinde …… plakalı aracı yakındaki sokağa park ettiğini ve anahtarını da dolaba koyduğunu, hırsızın sokakta park halindeki aracın doğru anahtarını dolaptaki diğer anahtarların içinden seçebilmesinin şüpheli olduğunu kendilerinin özen yükümlülüğünü yerine getirdiğini ve sorumluluklarının olmadığını, aracın hasarlı halde bulunduğunun kendilerine bildirilmediğini, talep edilen zararın fahiş olduğunu beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili Mahkememize sunduğu ……. havale tarihli ikinci(2.) cevap dilekçesinde özetle: cevap dilekçesini tekrarla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili ………. tarihli esas hakkındaki beyanında; önceki beyanlarını tekrarla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde davalının valesindeki iken hırsızlanan araç nedeni ile ödenen sigorta bedelinin davalıya rücu edilip edilemeyeceği, davalının kusurunun bulunup bulunmadığı, ayrıca aracın ikinci el değerinin yüksek, sovtaj bedelinin düşün tespit edilip edilmediği noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, davacının sigortalısına ödediği hasar bedelinin rücuen tahsili davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: 6102 sayılı TTK’nın 1481. maddesindeki “Sigortacı, sigorta tazminatını ödedikten sonra hukuken sigortalı yerine geçer. Sigortalının gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel tutarında sigortacıya ait olur. Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacı, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı gereğince, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir. Sigortalı veya zarar gören, birinci fıkra gereğince sigortacıya geçen haklarını ihlal edici şekilde davranırsa, sigortacıya karşı sorumlu olur.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
Dosyaya ibraz edilen…… tarihli oto hırsızlığı müracaat tutanağına göre ……… Ltd. Şti’ne ait park halinde bulunan ……. plakalı aracın 16/11/2014 günü saat 20:30 ile 17/11/2014 günü saat 00:30 arası bir zamanda hırsızlandığı tespit edilmiştir.
Dosyada mübrez ……. tarihinde……. A.Ş. tarafından tanzim edilen ……… Paket Poliçesi incelendiğinde; poliçenin 19/11/2013-2014 tarihleri arasında geçerli olduğu, sigortalısının ………. Ltd. ŞTi., sigortalanan aracın …….. plakalı araç, poliçe limitinin araç hasar tarihi itibari ile rayiç değeriile sınırlı olduğu anlaşılmıştır.
Dosyaya sunulu ……….. Plakalı aracın tescil bilgileri incelendiğinde; ……….. adına kayıtlı olduğu anlaşılmıştır.
Bila tarihli devir ve temlik başlıklı belgeye göre …….. aracının 17/11/2014 tarihinde çalınması nedeni ile poliçe ve araç bedelini tahsil ettiğini, aracın mülkiyet ve tüm haklarını sigorta şirketine devir ve temlik ettiğini beyan ettiği anlaşılmıştır.
Makine Mühendisi bilirkişi ……… havale tarihli raporunda özetle; çalınan aracın güncel kasko değerinin 109.198,00 TL olduğunu, güncel rayiç değerinin ise 98.000,00 TL olduğunu, buna göre otomobilin çalındığı 16/10/2014 tarihindeki kasko değerine oranla rayiç değerinin 94.000,00 TL olduğu, bu miktarı aşan kısmın davalıya rücu edilemeyeceğini, aracın hasarlı olarak bulunduktan sonra noter sözleşmesi ile 75.999,00 TL ‘ye satıldığı buna göre bakiye hasar tutarının 18.001,00 TL olduğu ve ödenme tarihi itibari ile avans faizini talep edebileceği beyan ve rapor edilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
Makine Mühendisi bilirkişi ……. havale tarihli ek raporunda özetle; kök rapordaki tespitleri tekrarla, kök raporda değişiklik yapmayı gerektirecek bir durum olmadığını beyan ve rapor edilmiştir.
Bilirkişi ek raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan deliller, ticaret sicil kayıtları, kasko sigorta poliçesi, Araç sovtaj bedeline ilişkin hesap ekstresi, araç ruhsat kaydı, valenin ifade tutanağı, oto hırsızlığı müracaat tutanağı, devir ve temlik belgesi, ödeme dekontu, aracın hasarlı satışına ilişkin noter sözleşmesi, bilirkişi kök ve ek raporu, aracın değerine ilişkin esnaf odası cevabi yazısı, dosyaya sunulan emsal değere ilişkin belgeler, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; davacının sigortalısı …………. Ltd. Şti’ye ait aracın 16/11/2014 günü saat 20:30 sularında davalı tarafından işletilen …… isimli kafede çalışan vale…. teslim edildiği, aracın valeye teslimi ile 17/11/2014 günü saat 00:30 arası bir zaman diliminde çalındığı, taraflar arasında saklama “……..” sözleşmesi kurulmuş olmasına ve 6098 sayılı TBK 579. Maddesinde sayılan ve işletenin sorumluluğunu ortadan kaldıran hallerden birinin bulunmamasına (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 30/05/2016 tarih, 2016/3609 E, 2016/6541 K sayılı ilamı) göre davalının hasardan sorumlu olduğu, davalı taraf her ne kadar araç malikinin rızası ile valeye teslim ettiği ve eylemlerinden sorumlu olan kişilerin elinde hasara uğrayan hasar için sigortanın rücu hakkının bulunmadığını iddia etmiş ise de TBK’nın 579. Maddesi uyarınca araç maliki ile davalı arasında emanet (vedia) sözleşmesinin bulunduğu, araç malikinin kafe işletmesi çalışanlarına emir ve talimat verme yetkisi bulunmadığı ve aralarında bir bağımlılık ilişkisi de olmadığından araç malikinin valenin eylemlerinden dolayı sorumlu olduğunun kabulünün mümkün olmadığı, davalı tarafın sorumluluğunu ortadan kaldıran başkaca bir neden de bulunmadığı, gerekçeli denetime elverişli ve somut olaya uygun olması nedeni ile hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre çalınan aracın çalındığı tarih itibari ile rayiç bedelinin 94.000,00 TL olduğu, davacının sonradan bulunan aracı hasarlı hali ile 75.999,00 TL ye satarak zararının bir kısmını tazmin ettiği, buna göre bakiye 18.001,00 TL alacağının kaldığı, davacı vekili bilirkişi tarafından tespit edilen rayiç bedele itiraz etmiş ise de bu bedelin esnaf odası tarafından bildirilen bedel ile uyumlu olduğu, bu nedenle aracın rayiç değerine ilişkin itirazın yerinde olmadığı, davalının tacir olması nedeni ile bakiye alacak miktarına ödeme tarihinden itibaren avans faizi uygulanması gerektiği sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
2-14/01/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte 18.001,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3- Başlangıçta peşin olarak alınan 27,7 TL harç ile tamamlama harcı olarak yatırılan 494,59 TL harcın, alınması gerekli olan 1.229,65 TL harçtan mahsubu ile bakiye 707,36 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4- Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu 189,8 TL tebligat ve posta gideri 900 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.089,8 TL yargılama masrafının davacı davasında kısmen haklı çıktığından dava konusunun toplam değerinin kabulle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 677,38 TL yargılama masrafına davacının başlangıçta yatırdığı peşin harç 27,7 TL ilave olunarak toplam 705,08 TL yargılama masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, dava konusunun toplam değerinin redle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 412,42 TL yargılama masrafının davacı üzerinde bırakılmasına,
5- Davacı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürülükte bulunan……. uyarınca 2.180,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6- Davalı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan ….. uyarınca 2.180,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7- Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi uyarınca, artan gider avansının davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı..