Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/519 E. 2023/484 K. 31.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2015/519
KARAR NO:2023/484
DAVA:İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:28/09/2015
KARAR TARİHİ:31/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili 28.09.2015 tevzi tarihli dava dilekçesinde özetle; tarafların 18.08.2014 tarihinde davalının müteahhidi olduğu ——– yapılan inşaatın temel, perde ve döşeme kalıp, donatı, betonarme işlerinin malzeme dahil yapımına ilişkin taşeron sözleşmesini akdettiklerini, ——–işçilik ve malzeme dahil birim fiyatlarının belirlendiğini, bu koşullar çerçevesinde davacının —— malzemesini tedarik ederek gerekli işleri yerine getirdiğini, bir yandan da kalıp işlerine de devam ettiğini, tarafların —— tarihinde ek bir protokol yaptığını, —– tarihli taşeron sözleşmesinin koşullarını değiştirdiklerini, yeni koşullar uyarınca daha evvel beton ve demir alımı taşeron olan davacıda iken demir ve beton alımını—— tarihinden itibaren davalının üstlendiğini, demir ve beton işçiliğini ise müvekkilinin birim başı 55,00 TL + KDV olarak üstlendiğini, ek protokol uyarınca o ana kadar davacı tarafından 4306 m3 beton ve 319,12 ton demir alınarak bunların işçiliğinin yapıldığını, ayrıca davalı şirketin — başka bir şantiyesinde kullanması için davacının davalıya iyi niyet çerçevesinde —–tutarında betonu alış fiyatından verdiğini, davacının sözleşme ve ek protokolünden doğan bütün edimlerini yerine getirerek kaba inşaat işini bitirdiğini, neticesinde davacının ———- demir işi, ayrıca müvekkili şirketin davalı şirkete alış fiyatından vermiş olduğu —— ek beton bedeli olmak üzere toplamda — alacağı doğduğunu, davalı şirket tarafından ise müvekkiline toplamda —- ödeme yapıldığından dolayı müvekkili şirketin toplam bakiye alacağının — olduğunu, davacının haklı olarak yaptığı işleri faturalandırdığını ve karşı tarafa yolladığını, buna mukabil davalı tarafın davacının yollamış olduğu —— bedelli faturalarını ——- nolu ihtarnamesi ile iade ettiğini, söz konusu ihtarnamede davalı şirketin, açık bir şekilde müvekkilinin sözleşme konusu edimini ifa ettiğini ikrar ettiğini, metrajlar hesaplanamadığı ve dolayısıyla ödeme yapamayacağı şeklindeki bahanelerle faturaları haksız olarak iade ettiğini, davacının —- sayılı dosyası üzerinden delil tespiti talebinde bulunduklarını, söz konusu bilirkişi raporunda ——– imalatın olduğunun tespit edildiğini, 920,70 m2 alanlı bina temel dolgu döşemesinin 1/2 ‘sinin müvekkiline ödenmesi kanaatine hatalı olarak varılarak toplamda 14.816,76 m2 olarak davacının edimini ifa ettiğinin kaleme alındığını, ayrıca taraflarca imza altına alınan —- tarihli ——- hakediş raporlarında müvekkili şirketin o tarihlere kadar yapmış olduğu işlerin de imza altına alındığını, bu hususta müvekkilinin söz konusu edimlerini yerine getirdiğini göstermekte olduğunu, bütün yapılan tespitlere ve müvekkilinin çabalarına rağmen ödemenin davalı tarafça yapılmadığını, ayrıca ——— Esas sayılı dosyası üzerinden davacının alacağı olan 959.358,71TL’lik asıl alacak ve işlemiş faiz olan 42.343,20 TL üzerinden 1.001.701,91TL üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalının kötü niyetli olarak haksız bir şekilde borca ve faize itiraz ettiğini belirterek dayanın kabulü ile itirazın iptaline ve takibin devamına, alacağın % 20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesi talep ve dava etmiştir.

CEVAP:Davalı vekili 16.11.2015 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacının taleplerinin haksızlığının —– noktada toplanmakta olduğunu, fazla metraj talep edilmekte olduğunu,— hesap yapılması gerekirken işin tamamının 55,00 TL üzerinden talep edildiğini, davacının beton satıcısı olmayıp kaba inşaat taşeronu iken nedeni anlaşılamayan ve belgelendirilmeyen 199.000,00 TL tutarı ek beton bedeli talep etmekte olduğunu, müvekkilinin çok sayıdaki ödemelerinin davacı kayıtlarına işlenmediğini, netice itibariyle de müvekkilinin davacı tarafa bugün itibariyle herhangi bir borcu da bulunmadığını, davacı tarafın dava konusu kaba inşaat işinin 15.277,11 m2 olduğunu iddia ettiğini, davacı tarafın talebi ve müracaatı sonucunda——- Asliye —- sayılı dosyasının bilirkişi raporunda metraj 14.816,76 m2 olarak belirlendiğini, bu hesaplama yapılırken, davacının taleplerinin ve beyanlarının dikkate alındığı raporda açıkça görülebileceğini, raporda “ taraf beyanlarına göre 15 cm kalınlığında 10’luk demirli beton ile 2.bir döşeme yapılmış olduğunun anlaşılmıştır” denilmekte olduğunu, bilirkişilerin, teknik kişiler olup, beyan yada hissiyat ile bir katıya varamayacaklarını, üzerinde bina inşa edilmiş bir temele bakarak da bu kanıya varamayacaklarını, herhangi bir karot kazı vb. yapılmadan yani teknik bir inceleme yapılmadan afaki beyan ile hesap yapılmasının kabulü mümkün olmadığını, üstelik raporun tamamıyla davacı taraf talepleri ve yönlendirmelerine dayalı olarak düzenlendiği bunun sonucu olarak da en basitinden temel metrajının ikiye katlanmış olduğu ardından kişisel yorumla nesafet uygulandığının görülmekte olduğunu,—– sayılı delil tespiti dosyası raporunda; —-ölçüm sonucu çıktığını, delil tespiti dava dilekçesine bakıldığında ise bilirkişileri yönlendirmeye yönelik hiçbir ifade olmadığının görüleceğini, zira taleplerinin açık olduğunu, inşaatın halihazır durumunun tespitinin istenildiğini, gelinen bu noktada Mahkemece dosyadaki sözleşme kapsamında dava konusu inşaat alanın metraj ölçümünün yaptırılması gerekmekte olduğunu, davalı tarafın 06.01.2015 tarihli ek protokolü kendine uygun hale getirecek bir yorumla baştan itibaren tüm işçilik bedelinin —-hesap edileceğini iddia etmekte olduğunu, oysa 18.08.2014 tarihli taşeron sözleşmesinin —— olarak ücret belirlendiğini, yani davacının, malzeme + işçilik içinde olacak şekilde kaba inşaat işini yapacağını, daha sonra, davacının işin tamamını kendi finansmanı ile değil de sadece müvekkilinin çeklerini kullanmak suretiyle yürüttüğünü, bunun üzerine de yani davacının işi itebilecek finansmana sahip olmaması sebebiyle malzemenin müvekkili tarafından karşılanması ve işçiliğin davacı tarafça yürütülmesi kararlaştırıldığını, davacının, sözleşmedeki işçilik fiyatını belirlerken, inşaatta kullanmak üzere alacağı demir ve betona kendi karını da ekleyerek fiyatlama yaptığını, bunların sözleşmeden ayrılması halinde m2 / 32 TL işçiliğin kendisini kurtaramayacağını ve işçilik fiyatının yükselmesi gerektiğini söylediğini ve bundan sonraki süreçte işçilik 55 TL’ye yükseldiğini, örneğin davacı inşaat kullandığı demir tonunu 1470-1680 TL + KDV aralığında satın almış iken bu demiri sözleşme kapsamında 1.980 TL olarak belirlediğini, 319,20 ton demirde kendisine 111.880 TL + KDV kalmakta olduğunu, betonda da benzer şekilde kar ettiğini, tüm bunların detayları, demir ve beton tedarikçilerinin dava konusu inşaata gönderdikleri malzemeler için düzenledikleri faturalardaki fiyatlamadan açıkça anlaşılacağını, protokolde açıkça “06.01.2015 tarihi itibariyle aşağıdaki koşullar geçerlidir” denilerek artık beton ve demir alımının müvekkili tarafından yapılacağı ve bundan sonra işçilik bedelinin 55 TL olacağının kararlaştırıldığını, yoksa işçilik fiyatının makable şamil değiştirildiğine dair mutabakat söz konusu olmadığını, protokolün imzalandığı 06.01.2015 tarihinde zemin + 8 kattan ibaret binanın 4. kat tavan betonu da atılmış olduğuna göre davacı taraf zemin + 4 kat için demir + beton + m2/32 TL işçilik hak edebileceğini, 5,6,7,8. Katlar için ise sadece m2/55 TL işçilik talep edebileceğini, davacının beton santrali olmadığını ve beton satan bir tacir de olmadığını, davacının kaba inşaat işçiliği taşeronu olduğunu, müvekkiline bizzat satmış olduğu bir betonda bulunmadığını, dava dilekçesinde bahsi geçen nedeni izah edilmeyen ve belgelendirilmeyen 199,000,00.-TL’lik beton satımı iddiasının gerçek dışı olduğunu, bu yöndeki ispat külfetinin davacıya ait olduğunu davanın reddine, davacının alacağın % 20 ‘sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasındaki 18.08.2014 tarihli davalının müteahhidi olduğu,——— taşınmazda yapılan inşaatın temeli, demir, perde ve döşeme kalıp, donatı, betonarme işlerinin malzeme dahil yapımına ilişkin düzenlenen taşeron sözleşmesi uyarınca alacağın tahsili için girişilen icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup, İİK 67 vd.maddelerine dayanmaktadır.
Davaya konu ———- dosyasının celbolunarak yapılan incelenmesinde; dosyamız davacısı tarafından dosyamız davalısı aleyhine cari hesap alacağı açıklaması ile 959.358,71 TL asıl alacak, 42.343,20 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 1.001.701,91 TL alacağın tahsili için genel haciz yolu ile icra takibi yapıldığı, davalının yasal süresi içerisinde takibe, asıl alacağa ve sair tüm ferilerine itirazı üzerine takibin durduğu görülmüştür. Tarafların tüm delilleri celbolunarak dava dosyası, taraf şirketlere ait ticari defter kayıt ve dayanak belgeler üzerinde bilirkişi incelemeleri yaptırılarak kök ve ek raporlar alınmıştır. İlk ve ikinci alınan kök rapor ve ek raporlar arasında çelişki bulunması nedeniyle çelişkinin giderilmesi için alınan üçüncü bilirkişi heyeti raporu ve ek raporun dosyadaki verilere uygun, gerekçeli ve denetime açık bulunduğu anlaşılmakla hükme esas alınmıştır. Taraflar arasındaki ticari ilişkinin dayanağı olup, adi yazılı olmakla birlikte Eser Sözleşmesi niteliğindeki TBK.nun 12.maddesi uyarınca geçerli olan ——– incelenmesinde; taraflarının iş veren sıfatı ile davalı, yüklenici sıfatı ile davacının olduğu, sözleşmenin konusunun ikinci maddesinde; “işverenin taahhüdü altında;——– işlerinin yüklenici tarafından imalatını, proje uygulaması ile diğer idari, teknik, mali ve hukuki sorumluluklarını yerine getirilmesini içerir” şeklinde belirtildiği, işin süresinin üçüncü maddede düzenlendiği, sözleşmenin 30.06.2015 tarihine kadar geçerli olacağının belirtildiği, işin birim fiyatının dördüncü maddesinde; ———-olup, kesin projelere ve bunlara ilişkin mahal listeleri ile birim fiyat tariflerine dayalı olarak, İŞVERENCE belirlenmiş her bir iş kaleminin miktarı ile bu iş kalemleri için YÜKLENİCİ tarafından teklif edilen birim fiyatlarının çarpımı sonucu iş bu sözleşmenin bedeli tespit edilecektir. 4.6- Ölçüm Şekli- Hakedişlerin düzenlenmesinde; Proje üzerinden yatay düzlemdeki Döşeme Alanı hesaplanacak, bulunan döşeme alanına ———–tek yüzlü çarpımı sonucu bulunan alan, döşeme alanına eklenerek 1 katın imalat alanı bulunur. Sözleşme Bedeline Dahil Giderler: Taahhüdün Proje ve Şartnameye uygun olarak yerine getirilmesine ilişkin özellikle ——dahildir. ” şeklinde düzenlendiği görülmüştür. Taraflar arasında taşeron sözleşmesine ait olmak üzere 06.01.2015 tarihinde revize edilmek suretiyle ek protokol düzenlendiği, protokolün 06.01.2015 tarihinden itibaren geçerli olacağının belirlenerek protokolde; ———- satın almış olduğu —-toplam fiyatı——Haricinde Ödenecektir. ——– olarak anlaşma sağlanmıştır.” şeklinde düzenleme yapıldığı görülmüştür. İncelemesi yapılan taraflar arasındaki taşeron sözleşmesi ve ek protokol ile;——- olmak üzere iki bloktan oluşan yapının, kaba inşaat, temel perde ve döşeme, kalıp donatı, betonarme işlerinin (malzeme + işçilik) yapımı, demir ve beton satın alınması dahil işlerin yapılmasının konu edildiği, akde bağlanan işlerin keşif bedelinin 3.000.000,00 TL olarak tespit edildiği, taraflarca delil olarak sunulan iki hakediş tutanağı sunulduğu görülmüştür. İnşaatın başlamasından sonra 31.10.2014 tarihinde 1 nolu Hakedişin düzenlendiği, bu hakediş tutanağına göre; 31.10.2014 Tarihli Hakedişe giren İmalatların Bedeli, 18.08.2014 Tarihinde akdedilmiş “Taşeron Sözleşmesi” ‘nde hükme bağlanan Birim Fiyatlara göre hazırlandığı teknik bilirkişiler tarafından tespit edilmiştir. Kalıp İşleri Bu Hakedişe göre; 1 nolu Hakedişte: —-zerinden hesaplanmış ve yapılan imalatın tutarı 510.840-TL olarak hesaplanmıştır. —- Döküm İşleri imalatları yapılmış, Taşeron Sözleşmesindeki B.Fiyat olan 145- TL/m3 üzerinden hesap edilmiş ve 333.500-TL Beton İmalatı hesaplanmıştır. İnşaatta kullanılan Kalıp miktarı 4.545,55m2 olarak ölçülmüş ve Taşeron Sözleşmesinde akde bağlanan 32-TL/m2, bedelle 148.689,60 TL Kalıp İmalat tutarı hesap edilmiştir. Anılan 31.10.2014 Tarihli Hakedişin taraflarca (İşveren-Taşeron) imzalandığı ve huzurdaki davanın Davalısı —— vurduğu görülmüştür. —- nolu Hakediş, 01.12.2014 tarihinde de iki nolu hakedişin düzenlendiği, bu hakedişde 18.08.2014 tarihli —— Fiyatlara göre tanzim edildiği, hususu teknik bilirkişi tarafından tespit edilmiştir. ———- olduğu görülmüştür. Bunların dışında başkaca hakediş tutanağı sunulmamıştır. Taraflarca dosya kapsamına sunulan delillerden; ——-sayılı dosyasında; davalı tarafça, davaya konu yapılardaki halen inşaa edilmiş kaba inşaat alanı tespit talebinde bulunulduğu, mahkemece tayin edilen bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen raporda; yapılan kaba inşaa alanının 13.940,02 m2 olduğunun hesap edildiği, ——– sayılı dosyasında; dosyamız davacısı tarafından sözleşme uyarınca yaptığı işlerin neler olduğunun ve bu işlerin m2 cinsinden oranının ve davaya konu yapılardaki halen inşaa edilmiş kaba inşaa alanının tespiti talebinde bulunulduğu, mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen raporda; yapılan kaba inşaat alanın 14.816,76 m2 olup, toplam bedelinin 814.921,80 TL olduğunun hesap edildiği, bilirkişi heyetinin bu hesabı ek protokol deki Birim fiyat —- üzerinden yapıldığı anlaşılmıştır. Davacı taraf somut uyuşmazlıkta; toplamda 2.672.831,00 TL’lik alacaklı olmasına rağmen davalının sadece 1.713.472,29 TL ödeme yaptığını iddia ederek 959.358,71 TL bakiye alacağının tahsilini talep etmektedir. Davalı taraf ise davacı tarafın fazla metraj talep ettiğini, 06.01.2015 tarihine kadar m2 değeri 32 TL’den hesaplanması gereken işin tamamının ek protokolde belirlenen 55 TL’den talep edildiğini, davacının beton satıcısı olmayıp belgelendirilmeyen 199.000,00 TL’lik ek beton bedelinin talep edildiğini, yapılan ödemelerin davacı defterinde kayıtlanmadığını, sunulan hakedişlerin imzasız olduğunu, gerçekten kullanılan malzemenin miktarının ispata muhtaç olduğu gibi yapılan ödemelerin, verilen kambiyo senetlerinin davacı hesaplarına yansıtılmadığını savunmuştur.
Taraf şirketlere ait ticari defter, kayıt ve dayanak belgelerinin mali bilirkişi aracılığı ile yaptırılan incelemesi sonunda; davacı şirketin —— yıllarına ilişkin ticari defterlerinin noter açılış onamaları ile kapanış onamalarının süresinde yapıldığı, defterlerin usulüne tutulduğu, birbirini teyit ettiği anlaşılmakla ticari defterlerinde davalı ile olan ticari ilişkisi uyarınca ——- tarihleri arasında davalı şirkete 4 adet satış faturası düzenlediği, satış faturaları toplamının 1.171.774,94 TL olduğu, karşılığında banka, nakit ve çek olarak toplam 1.230.731,00 TL tahsilat yapıldığı ve 20.11.2014 tarihi itibariyle davalı şirkete 58.956,06 TL borçlu olduğu, 20.11.2014 tarihinden sonra davalı şirkete 3 adet ve toplam 183.187,92 TL tutarında satış faturası düzenlendiği, 7 adet ve toplamda 525.000,00 TL tutarında çeklerin davalıya iade edildiği, karşılığında banka nakit ve çek olarak toplam 413.191,29 TL tahsilat yapıldığı, —- yılı sonunda davacının 236.040,57 TL alacaklı olduğu (kapanış yevmiye maddesinde görüldüğü), bu miktarın —— tarihleri arasında davalı şirkete 9 adet satış faturası düzenlediği, satış faturaları toplamının 1.317.868,14 TL olduğu, karşılığında banka, nakit ve çek olarak toplam 760.924,00 TL tahsilat yapıldığı, 2015 yılı sonunda davacının 792.984,71 TL alacaklı olduğu ——– yıllarına ilişkin ticari defterlerinin noter açılış onamaları ile kapanış onamalarının süresi içerisinde yapıldığı, defterlerin usulüne uygun tutulduğu ve birbirini teyit ettiği anlaşılmakla ticari defterlerinde davacı ile olan ticari ilişkisi uyarınca, davalı şirketin ——- tarihleri arasında davacının düzenlediği 6 adet ve toplam 1.326.962,64 TL tutarında alış faturasının davacı cari hesabına kaydedildiği, karşılığında 1.643.922,29 TL ödeme yapıldığı ve —– tutarında alacaklı olduğu ve bu alacağa verilen sipariş avansları hesabına devrettiği, davalı şirketin ——- tutarında alış faturasının davacı cari hesabına kaydedildiği, karşılığında banka, nakit ve çek olarak toplam —— alacaklı olduğu, bu alacağın —– sonu itibariyle verilen sipariş avansları hesabına devredildiği, Tespit edilmiştir. Tarafların karşılıklı olan cari hesap ilişkileri karşılaştırıldığında davacı tarafın —– tarihi itibariyle davalı taraftan 792.984,71 TL alacaklı durumda olduğu, davalı tarafın ise 10.06.2015 tarihi itibariyle davacı taraftan 789.862,79 TL alacaklı olduğu, bu halde aradaki farkın 1.582.847,50 TL olduğu görülmektedir.
Taraflar arasındaki alacak – borç kaydının farklı olmasının ve uyuşmazlık konusu olan hususun davacı tarafça davalının ödediğini iddia ettiği ———ait ———- çeke ilişkin olduğu görülmüştür. Davacı taraf bu çekleri davalı şirket ortağına ıslak imza ile iade edildiğini beyanla çeklerin teslim alma imza örneklerini dosya kapsamına sunmuştur. Davacı taraf ticari defter kayıtlarında—– tarihinde önce, davalı alacağına kaydedip, —– tarihinde ise bu kez iade açıklaması ile davalı borcuna kaydettiği, davalının ticari defter kayıtlarından ise söz konusu çeklerin—– tarihinde davacı borcuna kaydedildiği, iade kaydının ise yapılmadığı görülmüştür. Mahkememizce —- uyuşmazlığa konu çeklerin tahsil edilip edilmediği sorulmuş, yazılan cevapta iş bu çeklerin asıllarının çek sahibi banka müşterisi davalı—— tarafından bankaya teslim edildiği, çeklerin herhangi bir hamil tarafından bankaya ibraz edilmediği, çeklerin banka tarafından iptal edildiği bildirilmiştir. Kural olarak çekin ödeme vasıtası olması nedeniyle davalının elinde olup, iptal edilmiş olması bu çekin ödendiğine yasal karine oluşturmaktadır. Bu durumda söz konusu çeklerin davalı tarafından taşeron sözleşmesi ve ek protokol uyarınca keşide edilmiş olması ve çeklerin davacı tarafından davalıya iade edilerek iptal edilmiş olması bedeli ödenmeksizin davalıya iade edildiğine dair yazılı bir delil de ibraz edilmediğinden yasal karinenin aksinin ispatı için yemin deliline başvurup başvurmayacağı davacı tarafa sorulmuş, davacı taraf yemin deliline dayanmayacağını bildirdiğinden toplam 7 adet çek bedeli 525.000,00 TL’nin davalı tarafından davacıya ödendiği mahkememizce kabul edilmesi gerekmiştir. Mahkememizce alınan 22.09.2016 tarihli bilirkişi kök ve ek raporu ile çelişkilerin giderilmesi maksadıyla alınan ve hükme esas tutulan 12.04.2022 ve 14.112022 tarihli kök ve ek raporda teknik bilirkişilerin birbiri ile örtüşen raporlarda özetle; sözleşmenin 4.2-maddesine göre, betonun m3 bedeli 145,00 TL + KDV olarak hesaplandığı (davalı taraf her ne kadar hakediş tutanaklarındaki imzalara itiraz etmiş ise de yapılan hesaplama irsaliye üzerinden yapılmıştır), 25.08.2014 tarihinden 17.02.2015 tarihine kadar toplam 4.470,50 m3 hazır beton satışı yapıldığı, bedelinin 648.222,50 TL + % 18 KVD olup, 764.902,55 TL tuttuğu, dava dosyasında iş programına rastlanılmadığından hangi tarihlerde ne kadar kalıp kullanıldığı anlaşılamadığı, çünkü 18.04.2014 tarihli taşeron sözleşmesinde m2 kalıp bedeli 32,00 TL/m2 iken 06.01.2015 tarihinden itibaren yürürlükte olacağı akde bağlanan fiyatın 55,00 TL/m2 olarak belirlendiği, ancak dava dosyasındaki beton irsaliyelerine göre kullanılan beton tarihleri göz önüne alındığında yapıda kullanılan kalıbın % 15 kadarının 06.01.2015 tarihinden sonra yapıldığının tespit edildiği, toplam kalıp imalatının 14.816,76 m2 olarak tespit edildiği, iş bu tespite göre 14.816,76 m2 x 0,85 x 32,00TL/m2 = 403.015,90 TL ‘lik kısmın 06.01.2015 tarihinden önceki döneme ilişkin olduğu, 14.816,76 m2 x 0,15 x 55TL/m2 = 122.238,30 TL’lik kısmın 06.01.2015 tarihinden sonraki döneme ilişkin olduğu, toplamda kalıp bedelinin 525.254,20 TL olarak hesaplandığı, sözleşmenin 4.1 maddesine göre demir tonunun 1.980,00 TL + KVD (yine irsaliye üzerinden metrajlandırıldığı) olup, irsaliyeler üzerinden çıkartılan demir metrajına göre toplam 319.120 ton demir kullanıldığı, buna göre bedelinin de 631.857,60 TL olarak hesaplandığı, buna göre toplamda sözleşme uyarınca yapılan iş bedelinin 1.805.334,30 TL + % 18 KDV = 2.130.294,50 TL olduğu bildirilmiştir. Teknik bilirkişi raporunda yapılan tespitler uyarınca taraflar arasında görülen bu davaya konu olan somut uyuşmazlıkları değerlendiğimizde; Davacı taraf, teknik bilirkişi tarafından tespit edilen 4.470,50 m3 hazır beton hesabını doğru yapılmadığını, 1.201,00 m3 betonun daha davalı şirketin sözleşme haricinde diğer şantiyelerine gönderdiğini iddia ederek bu kısmın da dahil edilmesini talep etmiş ise de, teknik bilirkişi tarafından yapılan incelemede dikkate alındığında davalının başka bir şantiyesine gönderilmiş olan beton birim fiyatını belirtir herhangi bir belge, sözleşme veya protokol bulunmadığından hesaba katılması talep edilen betonların hangi şantiyeye gönderildiği belirlenemediğinden bu kısma ilişkin ödemeye mahkememizce itibar edilmeyerek hesaba dahil edilmemiştir. Teknik bilirkişi tarafından tespit edilen sözleşmeye konu işlerde kullanıldığı belirlenen 319,20 ton demirin 66,89 tonluk kısmının bedelinin davalı taraf kendisi tarafından satın alınan üçüncü kişiye doğrudan ödediğini savunmaktadır. Bu yönden dava dışı ——-celbolunan cari hesap ekstresi ve taraf şirketlere ait ticari defter, kayıt ve belgelerin mali bilirkişi aracılığı ile incelemesi sonucunda davalı şirketin 66,89 ton demir bedeli olan 98.336,00 TL ‘nin dava dışı ——- ödendiği tespit edildiğinden davacı tarafça davaya ancak 252,31 ton demir bedelinin alacak konusu edebileceği tespit edilmiştir.
Taraflar arasında uyuşmazlık konularından bir diğeri de, kalıp miktarı ve işçilik bedeline ilişkindir. Mahkememizce alınan teknik bilirkişi raporlarındaki hesap edilen miktarın ——- sayılı dosyasında teknik bilirkişi tarafından hesaplanan miktarın birbiri ile örtüştüğü görülmekle tespit edilen 14.816,76 m2 kalıp imalatı mahkememizce esas alınmıştır. Davacı tarafın yapılan bu kalıp imalatının m2 ‘sinin 55,00 TL’den hesaplanmasını talep ettiği, davalının ise ek protokol tarihi olan 06.01.2015 tarihinden sonraki kısım için 55,00 TL’den hesap yapılması gerektiği, önceki dönemin m2 ‘sinin 32,00 TL ‘den yapılması gerektiğini savunduğu görülmüştür. İşin başlama tarihinden bir yıl sonra yapılan protokol kapsamında teknik bilirkişi tarafından da hesaplandığı üzere işin % 85 ‘lik kısmının yapılmış olduğu değerlendirildiğinde geriye dönük yeni bir fiyatın protokol konusu edilmesinin inşaat sistemin doğasına aykırı olduğu, fiyat artışlarının yapılan işe, yapılan protokol ya da anlaşma sonrasında eklendiği herkesçe bilinen bir gerçektir. Her ne kadar protokol de fiyatın protokol tarihinden öncesini mi sonrasını mı ya da tamamını mı kapsadığı ile ilgili net bir ifade olmadığı yönünde davacı taraf iddiada bulunmuş ise de yıllara sari olarak yapılan inşaatlarda fiyat artışları yapılan işe artışın kabul edildiği tarihten itibaren yansıtılmakta olduğu bilinen bir inşaat uygulamasıdır. Bu nedenle kalıp işçiliği bedeli hesaplanırken toplam kalıp metrajının % 85 ‘lik kısmı esas sözleşmede belirlenen birim fiyatı 32,00 TL/m2 üzerinden % 15 ‘lik kısmı ise taraflar arasında düzenlenerek imzalanan ek protokoldeki birim fiyatı % 55,00 TL/m2 üzerinden hesaplama yapılmasının somut uyuşmazlığa daha uygun olacağı değerlendirilmiştir. Dolayısıyla,
Beton miktar ve bedeli; 4.470,50 m3 x 145,00 TL/m3= 648.222,50 TL + % 18 KDV =764.902,55 TL,
Demir miktar ve bedeli; 252,23 ton x 1.980,00 TL/ton=499.415,40 TL + % 18 KDV= 589.310,17 TL
Kalıp miktar ve bedeli; 14.816,76 m2 x 0,85 x 32,00 TL/m2=403.015,87 TL + % 18 KDV = 475.558,72 TL ve 14.816,76 m2 x 0,15 x 55,00/m2= 122.238,27+ % 18 KDV = 144.241,15 TL olmak üzere toplam 1.974.012,42 TL olduğu mahkememizce kabul edilmiştir.
Yapılan yargılama sonucunda dosya kapsamındaki tüm deliller ile alınan teknik ve mali bilirkişi raporları kül halinde değerlendirildiğinde; mahkememizce tespit edilen toplam iş bedelinin 1.974.012,42 TL olduğu, bu miktara karşılık davacı taraf davalıdan 1.713.472,29 TL ödeme aldığını ikrar ettiği hususu ve davalı tarafça borç ödeme amacıyla davacı tarafa verdiği toplam 525.000,00 TL tutarlı 7 adet çekin davalının elinde olup, iptal edilmiş olması bu çeklerin ödendiğine yasal karine oluşturduğu, aksini ispat için davacı tarafça yazılı delil sunulmadığı gibi yemin deliline de dayanılmayacağı bildirildiğinden davacının davalıdan talep edebileceği bir alacak kalmadığı sonucuna varılarak aşağıdaki şekilde davanın reddine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
1.Davanın REDDİNE,
2-Davalı tarafın kötü niyet tazminat isteminin yasal koşulları oluşmadığından reddine,
3-Başlangıçta peşin olarak alınan 9.159,96 TL harcın alınması gerekli olan 179,90 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 8.980,06 TL’nin karar kesinleştiğinde ve istem halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafın yargılama sırasında yapmış olduğu masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafın yargılama sırasında tebligat ve müzekkere gideri olarak yapmış olduğu 150,00TL yargılama masrafının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davalı taraf yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 109.666,07 TL avukatlık ücretinin davacı taraftan alınarak davalıya verilmesine,
7-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacı tarafa; artan delil avansının davalıya iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile ——— Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 31/05/2023