Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/498 E. 2020/432 K. 24.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2015/498 Esas
KARAR NO: 2020/432
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/09/2015
KARAR TARİHİ : 24/09/2020
DAVA:Davacı vekili Mahkememize sunduğu —— havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı şirket arasında —— marka bir ürünün araştırması için müvekkili şirketin çalıştırdığı —- tarafından dağıtım hizmeti verilmek üzere ticari hizmet ilişkisi kurulduğunu, mevcut işin davalı şirket tarafından başka bir şirkete hizmet vermek için yapılacakken, davalı şirketin bu işi yapamayacağını düşünerek, işi müvekkili şirketten yapmasını istediğini, kurulan bu hizmet ilişkisinin görüşme aşamasında davalı şirketin mevcut işin ivedi olarak yapılabilmesi için her ne şartta olursa olsun işin bir an önce yapılmasını istediğini, müşterisine mahcup olmak istemediğini, bu işin müvekkili şirketin üstlenmesini belirterek müvekkili şirket ile anlaştığını, Müvekkili şirketin, davalı şirketin istediği şekilde hizmeti verdiğini ve mevcut hizmetin karşılığı bedeli de aşama-aşama davalıya bildirdiğini, yapılan işlerin neticesinde son faturayı da davalı şirkete gönderen müvekkili şirketin faturanın iade edildiğini, ödeme yapılmadığını gördüğünü, yapılan görüşmeler neticesinde de bir sonuç alamadığını,———– no.lu fatura bedeli ödenmeyince alacağın tahsili için davalı aleyhine takibe geçtiğini, ancak davalının takibe itirazı üzerine takibin durduğunu, ticari ilişkinin ve müvekkilinin alacaklı olduğunu ikrar eden davalı şirketin her nedense borca itiraz ederek takibi durduğunu, fatura bedeline konu hizmeti bizzat yürüten ———– bu süreçteki tüm görüşmelerde ve gelişmelerde yer aldıklarını, bu şahısların tanıklığının müvekkili şirketin haklılığını ortaya koyacağını, ayrıca iki şirket arasında yapılan e-mail yazışmalarının da delilleri arasında olup dosya için aydınlatıcı olacağını, müvekkili şirketin muhasebe kayıtlarında davalı şirketin müvekkili şirkete ——- borçlu olduğunun görüldüğünü, bu durumun defterlerinin incelenmesi ile netlik kazanacağını, açıklanan nedenlerle davalının ———— sayılı dosyasına vaki itirazının iptali ile, takibin devamına ve davalının %20 den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili Mahkememize sunduğu —- havale tarihli cevaba cevap dilekçesinde özetle: dava dilekçesini tekrarla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili ————- tarihli duruşmada/esas hakkındaki beyanında; önceki beyanlarını tekrarla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili Mahkememize sunduğu ———- havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: Müvekkili şirket ile davacı şirket arasında bir süre öncesinde iki ayrı müşterisi için piyasa araştırmaları hizmetlerine dayalı bir ticari ilişki yani veri toplama hizmeti ilişkisi kurulduğunu, bu ticari ilişkiye istinaden davacı şirketin ilgili işlerde eksiksiz ve yeterli seviyede olacak şekilde verimlilik açısından, normal ticari teamüllere ve TTK kapsamında düzenlenen örf ve adetlere uygun vasıfta ve derecede aynı zamanda da müvekkili şirketin beklentisini karşılayacak ölçüde bir çalışma ve hizmet sunacağı konusunda taahhütte bulunduğunu, ancak bu taahhüdünü yerine getirmediğini, müvekkiline sunduğu hizmetlerin hem mutabık olunan süre zarfında teslim edilmediğini, hem de verimlilik ve yeterlilikten son derece uzak olduğunu, müvekkili şirketin beklentilerini karşılamadığını, müvekkili şirketin, davacı şirketin hizmetinden memnun kalmadığı için karşı tarafı uyarmak zorunda kaldığını, davacı şirketin çalışma sonucunda müvekkili şirkete sunduğu rapordaki eksikliği giderebilmek için müvekkili şirketin fazladan eleman çalıştırmak ve masrafa girmek zorunda kaldığını, ayrıca müvekkili şirketin bu verimsiz çalışma sonucu kendi müşterilerine mahcup olduğunu, müvekkili şirketin kendisine sağlanan hizmeti TTK kapsamında ayıplı ve eksik bulduğundan ve memnun kalmadığından, gerçeği yansıtmayan bedeli haklı olarak ödemediğini, davacı şirketin aleyhlerine başlattığı icra takibinin haksız ve kötü niyetli olduğunu, zira dava konusu uyuşmazlığı sulh yolu ile çözmek isteyen müvekkilinin bu girişimlerinin karşılıksız kaldığını, açıklanan nedenlerle davacı şirketin ——— başlattığı icra takibine dayanak olan —- tarihli—–no.lu faturanın hukuki dayanaktan yoksun ve geçersiz olduğunun tespitini ve itirazlarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili Mahkememize sunduğu —- havale tarihli ikinci(2.) cevap dilekçesinde özetle: cevap dilekçesini tekrarla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili ———- tarihli duruşmada/esas hakkındaki beyanında; önceki beyanlarını tekrarla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilafın, temelde ———– sayılı dosyasındaki icra takibine yapılan itiraz üzerine açılan itirazın iptali davası olduğu belirlendi.
DELİLLER :
————-sayılı dosyası,
-Mali müşavir bilirkişinin ——tarihli raporu,
-Bilgisayar Yüksek Mühendisi ve Bilgisayar Mühendisi bilirkişi heyetinin —– tarihli raporu,
—— tarihli müzekkere cevabı,
——- tarihli müzekkere cevabı,
———– tarihli raporu,
—— tarihli müzekkere cevabı,
-Mali Müşavir bilirkişinin——– tarihli ek raporu,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Dava, ticari nitelikli hizmet sözleşmesinden kaynaklanan faturaya dayalı alacak nedeni ile başlatılan icra takibine vaki itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.
Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde ———- sayılı dosyasındaki icra takibine yapılan itiraz üzerine açılan itirazın iptali davası olduğu noktasındadır.
Tarafların dilekçelerinde bildirdikleri delilleri toplanmıştır.
Celp ve tetkik edilen —— sayılı dosyasında; davacı takip alacaklısı tarafından — tarihli takip talebi ile davalı takip borçlusu hakkında ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalı takip borçlusuna ——-Tarihinde tebliği üzerine davalı takip borçlusunun süresi içerisinde, borca ve ferilerine karşı itiraz ettiği ve bunun üzerine takibin durduğu, itiraz dilekçesinin ve/veya takibin durdurulmasına ilişkin kararın davacı takip alacaklısına tebliğ edilmediği, eldeki davanın 1(bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mali müşavir bilirkişinin ——– tarihli raporunda özetle; Dava ve icra takip dosyası, dosyaya sunulan bilgi ve belgeler ile her iki tarafın —– yılı ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu, sayın Mahkemenin kabulü halinde, dava tarafları arasında ihtilaf konusu fatura öncesinde ticari ilişki başladığı, davacının ilk iki faturası konusunda bir ihtilafın olmadığı, davalının ilk iki fatura bedelini davacı yana aynen ödediği, ihtilafın davacının takip ve dava konusu ——- tarihli —- no.lu —- bedelli faturasından kaynaklandığı, söz konusu faturanın davacı defterlerinde davalı tarafın borcuna kaydedilmiş olduğu, bu faturanın davalı defterlerinde kayıtlı olmadığı, davalı tarafın söz konusu faturayı noter ihtarı ile davacı tarafa iade ettiği, davacının asıl alacağının Sayın Mahkeme tarafından görevlendirilen ikinci teknik heyet tarafından belirleneceğini, davacının alacaklı olduğu sonucuna varılırsa, belirlenecek asıl alacağa takip tarihinden itibaren —— ve değişen oranlarda kademeli olarak avans faizi yürütülebileceğini beyan ve rapor etmiştir.
Bilirkişi heyeti ——– tarihli raporunda özetle; Yazılı olmayan bir sözleşmeye dayanan ve ispat kaynağı ——– elektronik postalar olan bir İşle ilgili olarak, Davalı’nın kendisine fatura kesilinceye kadar sözleşmeyi feshetmeyen, hatta ödenecek ücretin bir kısmı hariç kalanı için İtirazda bulunmaması göz önüne alındığında, işin tamamen veya esaslı/önemli ölçüde ayıplı olmadığı, ayıbın miktarı konusunda kesin bir oran vermek mümkün değilse de; davalı’nın kendisi tarafından dahi tespit edilerek ve mesai harcanarak düzeltilmesinin mümkün olduğu hataların proje toplamının ———- tarafından kolaylıkla tespit edilebileceği —– halde verinin doğru alınmaması veya doğru alınması ancak hatalı bir şekilde sisteme girişinin yapılması nedeniyle oluşan hataların proje toplamının——- kadar, oranda ayıplı olduğu kabul edilebileceği, işin gecikmesi hususunda her ne kadar davacı’nın kusuru varsa da, davalının uzun süre geçmesine rağmen buna dayanarak sözleşmeyi feshetmediği göz önüne alındığında, eğer diğer sorunlar çıkmasaydı bunun Davalı tarafından öne sürulmeyeceği, bu nedenle bir ifa ayıbı olarak sayılmasının doğru olmayacağını beyan ve rapor etmiştir.
Araştırmacı sosyolog bilirkişi ——— tarihli raporunda özetle; Araştırma sektöründe yapılan işin kontrolü hem işi yapan hem de işi yaptıran firma tarafından yapılmaktadır. Davalı şirketin beyanında bulunan ayıplı iş tanımında ki hatalar kolaylıkla edit kontrollerinde tespit edilip düzeltilebilecek minör hata olarak kabul edilen hatalardır. Kaldı ki araştırmanın spesifik noktalarda yapıldığı göz önünde bulundurulduğunda müşteri konumunda ki şirketin anketörlerin sahada ki hatalarını minimize etmek için detaylı bir eğitim vermesi gerekmektedir. mahkemenize verilen deliller içerisinde bu konular hakkında eğitim verildiğine dair bir belgeye rastlanamamıştır, yönergelerin bu tür spesifik çalışmalarda yeterli olmadığı Araştırma Sektöründe bilinen bir durumdur, sektörümüzde ki genel teamül iki şirket arasında yazılı bir sözleşme bulunmadığı durumlarda ———— bir anket verisi içerisindeki hatalar o verinin kul lam! a ma m a sına yol açıyorsa sadece o anketin veya anketlerin iptal edilmesi ve ücretinin ödenmemesi yönündedir, Ancak edit aşamasında hatalar düzeltilebiliyorsa ve o veri rapor aşamasında kullanılmışsa o anketin bedelinin ödenmesi gerekmektedir. İki şirket arasında çalışmanın başında gerçekleştirilmesi kararlaştırılan toplam anket sayısının tamamlanamaması gibi durumlarda öncesinde anlaşılan bir oran yok ise, ya yapılan geçerli anket sayısı kadar ödeme yapılmakta ya da toplam hak ediş üzerinden oranlar değişmekle birlikte ——- arasında alacaklı tarafa cezai yaptırım uygulanmaktadır. davalı tarafın bazı işlere itiraz etmesi, davacı tarafın açtığı takipte dayanak yapılan fatura bedelinin tamamına itiraz etmesini gerektirmemelidir. Bu nedenle davalı tarafın ayıplı iş yaptığına dair bir tespit ve kanaatin oluşmadığını beyan ve rapor etmiştir.
Mahkememizin —– tarihli celsesinde dosyanın daha önce rapor sunan bilirkişiye tevdii edilerek, daha önce rapor sunan sektör bilirkişisi —— tarihli raporunun değerlendirilerek ek rapor hazırlanmasının istenilmesine karar verilmiş, dosya mali müşavir——- tevdii edilmiştir.
Mali Müşavir bilirkişi —– Tarihli ek raporunda sonuç olarak; Davacının —- bedelli faturasına en düşük cezai yaptırım olan— oranının uygulanması halinde davacının talep edebileceği tutarın ——- davacının —- bedelli faturasına ortalama cezai yaptırım olan —- oranının uygulanması halinde davacının talep edebileceği tutarın ———- davacının —- bedelli faturasına en yüksek cezai yaptırım olan —– oranının uygulanması halinde davacının talep edebileceği tutarın ———– olabileceğini beyan ve rapor etmiştir.
Dosyada mevcut tüm delillerin incelenerek değerlendirilmesinde; Hükme esas olarak alınan —- tarihli sektör bilirkişisi —- tarafından düzenlenen rapor ile Mali Müşavir bilirkişi ———- Tarihli ek raporu dayanak yapılarak; taraflar arasında piyasa araştırmaları hizmetine dayalı ticari ilişki noktasında ihtilaf bulunmadığı, mali müşavir bilirkişi tarafından incelenen tarafların —– yılı ticari defterlerine göre davacı tarafından davalı tarafın — adet fatura düzenlendiği, davalı tarafından ilk iki faturanın ödendiği, ihtilafın takip ve dava konusu ———— bedelli faturadan kaynaklandığı, söz konusu faturanın davacı defterlerinde davalı borcuna kaydedilmiş olduğu ancak bu faturanın davalı defterlerinde kayıtlı olmadığı, davalı tarafın söz konusu faturayı noter ihtarı ile davacı tarafa iade ettiği, mahkememizce sektör bilirkişisinden aldırılan ———- tarihli rapora göre taraflar arasında yazılı bir sözleşmenin olmadığı, sektördeki genel teamüle göre her iki şirket arasında yazılı bir sözleşmenin bulunmadığı durumlarda bir anket verisi içerisindeki hataların o verinin kullanılmamasına yol açıyorsa sadece o anketin veya anketlerin iptal edilmesi ve ücretinin ödenmemesi yönünde olduğu, ancak edit aşamasında hatalar düzeltiliyorsa ve o veri rapor aşamasında kullanılmış ise o anketin bedelinin ödenmesi gerektiği, iki şirket arasında çalışmanın başında gerçekleştirilmesi kararlaştırılan toplam anket sayısının tamamlanamaması gibi durumlarda öncesinde anlaşılan bir oran yok ise ya yapılan geçerli anket sayısı kadar ödeme yapıldığı, ya da toplam hakediş üzerinden oranların değişmekle birlikte —- arasında alacaklı tarafa cezai yaptırım uygulanabileceği, sektör bilirkişisinin raporuna istinaden mali müşavir bilirkişinin—– tarihli ek raporuna göre sektör bilirkişisi tarafından belirlenen ——— aritmatik ortalaması ———– olarak hesaplanmak sureti ile davacının ———— bedelli hakediş faturasına en düşük, en yüksek ve aritmatik ortalama olarak 3 ayrı cezai yaptırım hesaplandığı, mahkememizce takdiren aritmatik ortalama hesabı olan ——- kabul edildiği, tarafların tacir olmaları nedeni ile takip tarihinden itibaren işleyecek faizin avans faiz olduğu, davaya konu alacağın yargılamayı gerektirmesi nedeni ile icra inkar tazminatı koşullarının oluşmadığı anlaşılmakla; Davanın Kısmen Kabulü ile ——– sayılı dosyasına vaki itirazın iptaline, takibin ——– üzerinden takip tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte devamına, fazlaya dair talebin reddine, alacağın yargılamayı gerektirdiği anlaşılmakla icra inkar talebinin reddine dair karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile;
——-sayılı dosyasına vaki itirazın iptaline, takibin —- üzerinden takip tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte devamına,
2-Fazlaya dair talebin reddine,
3-Alacağın yargılamayı gerektirdiği anlaşılmakla icra inkar talebinin reddine,
4-Başlangıçta peşin olarak alınan 1.110,85 TL harç ile icra dosyasına yatırılan 328,65 TL harcın, alınması gerekli olan 4.154,57 TL harçtan mahsubu ile bakiye 2.715,07 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına
5-Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu 909,60 TL tebligat ve posta gideri 700,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.609,60 TL yargılama masrafının davacı davasında kısmen haklı çıktığından dava konusunun toplam değerinin kabulle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 1.504,98 TL yargılama masrafından davalının 1.650,00 TL bilirkişi ücretinden davacıya isabet eden 107,25 TL’nin mahsubu ile kalan 1.397,73 TL ‘ye davacının başlangıçta yatırdığı peşin harç 1.110,85 TL ilave olunarak toplam 2.508,58 TL yargılama masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, dava konusunun toplam değerinin redle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 104,62 TL yargılama masrafının davacı üzerinde bırakılmasına, davalının yapmış olduğu yargılama masrafından kalan 1.542,75 TL ‘nin kendi üzerinde bırakılmasına,
6- Davacı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürülükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca 8.706,52 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7- Davalı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca 3.400,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi uyarınca, artan gider avansının davacıya; delil avansının davalıya iadesine,
9-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde ————- sayılı dosyasının merciine iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile ————- Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, istinaf yoluna başvurulmasının İİK’nın 36. maddesi saklı kalmak kaydıyla kararın icrasını durdurmayacağı, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesin hüküm ve kesin delil oluşturacağı açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.. 24/09/2020