Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/473 E. 2018/1138 K. 21.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/473
KARAR NO : 2018/1138
DAVA : Ticari Şirket (Fesih İstemli)
DAVA TARİHİ : 21/09/2015
KARAR TARİHİ : 21/11/2018
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Fesih İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dilekçesinde ; müvekkilinin davalı şirketin %10 hissesine sahip olduğunu, davalı şirketin internet üzerinden domain alımı, hosting alımı, sanal ve kiralık sunucu hizmeti verilmesi ve ———– hizmeti verilmesi ile ilgilendiğini, müvekkilinin marka ve patent departmanı kurucusu ve sorumlusu olarak davalıda faaliyette bulunduğunu, ilerleyen yıllarda ortakları ile arasında anlaşmazlıklar husule geldiğini, müvekkilinin kendi uhdesine düşen hisse bedelinin davalıya devrinin talep edildiğini, taraflar arasında uzlaşma sağlanamadığını, şirketin kuruluş amacına ulaşmasının imkansız hale geldiğini, müvekkilinin keşide ettiği ihtarname ile marka ve patent yetkisinin durdurulduğunun, hissenin şirketçe devralınmasının talep edildiğini, aksi halde şirketin feshi ve tasfiyesinin talep edileceğinin ihtar edildiğini, davalı şirket yetkilisi ———- aleyhinde Savcılık makamınca soruşturma başlatıldığını, şirket organlarının iş yapamaz hale geldiğini ileri sürerek şirket mal varlıklarının kaçırılmasının önlenmesi ve telafisi imkansız zararların önüne geçilmesi için şirketin mal varlıklarının üçüncü şahıslara devrinin önlenmesi hususunda ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davalı banka hesaplarındaki mevcut mevduatın şirket yetkilileri tarafından ele geçirilmesinin önlenmesi amacıyla ihtiyati tedbir kararı verilmesini, şirket banka hesaplarındaki mevduatların üçüncü şahıslara verilmesinin durdurulmasını, davalıya ait ———————-adlı siteye erişimin ihtiyaten engellenmesini, davalı şirketin fesih ve tasfiyesini, tasfiye memuruna devrini, aksi kanaat hasıl olası halinde ise TTK nun 531.maddesi uyarınca müvekkiline ait payın karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerlerinin müvekkiline ödenmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde ; müvekkili şirketin 2010 yılında kurulması aşamasında yürürlükte olan TTK gereğince şirketin en az beş ortaklı olması zorunluluğu sebebiyle ve davacının Türk Patent Enstitüsünde marka işlemi yapılabilmesi için en az % 10 hissesi olması şartı olduğu yönündeki beyanları doğrultusunda davacının müvekkili şirkete % 10 hisse ile ortak edildiğini, TTK değiştikten sonra diğer hissedarların hisselerini devrettiğini, davacının ise devretmediğini, davacının müvekkili şirketin ticari faaliyet alanına giren konularda Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlanan —————ünvanlı şirketi kurduğunu, davacının müvekkili şirketi silahla basarak çalışanları tehdit ve tedirgin ettiğini, soruşturma dosyası ile ilgili olarak ————hakkında adli kontrol hükümlerinin uygulanmasına karar verildiğini, davacının müvekkilinden marka vekilliğinden ayrılıp kendi şirketini kurduktan sonra müvekkili şirketin müşterilerini arayarak veya mail atarak müvekkilinin çalışmalarına engel olmayı çalıştığını ileri sürerek tedbir kararının kaldırılmasını ve davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, 6102 sayılı TTK nun 531.maddesi uyarınca davalı ———– Şirketin haklı nedenlerle fesih ve tasfiyesi , olmadığı taktirde ise şirket ortaklığından pay değeri ödenmek suretiyle çıkarılmasına ilişkindir.
Tarafların tüm delilleri celbolunarak dava dosyası ve davalı şirkete ait tüm ticari defter vedayanak belgeler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak raporlar alınmıştır.
6102 sayılı TTK nun 531.maddesi “Haklı sebeplerin varlığında, sermayenin en az ondabirini ve halka açık şirketlerde yirmidebirini temsil eden payların sahipleri , şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki Asliye Ticaret Mahkemesinden şirketin feshine karar verilmesini isteyebilirler. Mahkeme fesih yerine, davacı pay sahiplerine , paylarının karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerlerinin ödenip davacı pay sahiplerinin şirketten çıkarılmalarına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme karar verebilir.” hükmünü havidir. Anılan hüküm uyarınca sermayenin en az ondabirini ve halka açık şirketlerde yirmidebirini temsil eden pay sahipleri ancak haklı sebeplerin varlığını kanıtlamaları halinde şirketin feshine karar verilmesini isteyebileceklerdir.
TTK nun 531.maddesi uyarınca şirketin haklı sebeplerle feshine veya fesih yerine , davacı pay sahiplerine, paylarının gerçek değerlerinin ödenip şirketten çıkarılmalarına karar verilebilmesi için öncelikle ” haklı sebeplerin” gerçekleşmesi gerekmektedir. Davalı şirketin sermayesinin % 90’lık kısmının dava dışı ———–e , % 10’luk kısmının davacıya ait olduğu , davalı şirkete İstanbul Anadolu 4. Sulh Ceza Hakimliğinin ————- değişik iş sayılı kararı ile 12.08.2016 tarihinde yönetim yetkisini de kapsayacak şekilde , Sulh Ceza HAkimliği tarafından kayyım atandığı, sürecin devamında kayyımlık yetkilerinin resmi gazetede yayınlanan 677 sayılı KHK ile Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devredildiği, dava konusu olayların gerçekleştiği dönemde şirket yönetiminde bulunan şahıslar hakkında Adli soruşturma devam ettiğinden, şirket yöneticilerinin şirketle ilişkilerinin kesildiği, bu dönemden önceki şirket yöneticisi ile davacı arasında birçok çekişme yaşandığı, davalı şirketin davacıya karşı haksız rekabet , hizmet nedeniyle görevini kötüye kullanma, zimmet, dolandırıcılık gibi suçlar isnad edilerek İstanbul C.Başsavcılığına şikayetlerde bulunulduğu hususları hep birlikte nazara alındığında, gerek TTK 531. ve gerekse 529. Maddeleri uyarınca davacının isteminin “Haklı sebepler” yasal koşulunun oluşmadığı anlaşıldığından aşağıdaki şekilde reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yazılı gerekçe ile ;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Yasası uyarınca alınması gereken 35.90 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 27.70 TL harcın mahsubu ile eksik alınan 8.20 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan harç ve giderlerin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan 30.00 TL tebligat giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Hüküm tarihinde yürürlükte olan avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca davalı yararına tayin ve takdir edilen 2.180.00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafça yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve istemi halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/11/2018