Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1382 E. 2021/481 K. 22.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/1382 Esas
KARAR NO : 2021/481

DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/11/2015
KARAR TARİHİ : 22/06/2021

DAVA :
Davacı-karşı davalı vekili Mahkememize sunduğu —– havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirket davalı şirket arasında —— —–” akdedildiğini, yüklenicinin edimi, —-meydana getirmek ve teslim etmek,—- ödemektir olduğunu, — sözleşmelerinde ——yasada da ifade edildiği gibi “—-” unsuru olduğunu, —–getirilen — karşı “—— ödenmesi—– bulunması.” olduğunu, eser sözleşmelerindeki diğer unsur da “taraflar arasında anlaşma” unsuru olduğunu, —— ———tarihinde yapılan ——– —- ile davalı şirkete gönderildiğini, müvekkil şirketin davalı —–sözleşme kapsamında yapılan ve ödenmeden iş bedeli, sözleşme kapsamında olup da fazla yapılan işler ile sözleşme kapsamında yer almayıp da müvekkil —— yapılan diğer —— alacakları bulunduğunu,—–hakediş tebliğ edildiğini, ancak, bugüne kadar müvekkil şirkete ödemede yapılmadığını, izah olunan sebeplerle — düzenlenen kesin hakedişte ve eklerinde belirtilen —- olan fiyat farkı alacağı ile sözleşme kapsamında olup da sözleşmede bildirilen miktar, —– fazla yapılan işler bedeli ile sözleşme kapsamında olmayan ve belirtilmeyen fazla yapılan işler ile iş bedellerinin tespiti ile şimdilik diğer ve tüm talepler yönünden fazlaya dair talep ve dava haklarının saklı kalmak kaydıyla; 15.000 TL fiyat farkı alacağı, 5.000 TL sözleşme kapsamında yapılan ve ödenmeyen iş bedeli, 15.000 TL sözleşme kapsamında olmakla birlikte fazla yapılan işler bedeli ile, 15.000 TL sözleşme kapsamında olmayıp talimatlar doğrultusunda —- alacağı olmak üzere, ——— ile kesin hakedişin tebliğ edildiği tarihten itibaren temerrüt yani en—–birlikte tahsiline, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı-karşı davalı vekili Mahkememize sunduğu 03/03/2016 havale tarihli cevaba cevap dilekçesinde özetle: dava dilekçesini tekrarla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı karşı davacı vekili Mahkememize sunduğu 20/01/2016 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: davacı-karşı davalıdan; fazlaya dair talep ve dava haklarının saklı olduğunu, hak edişten fazla ödenen alacaklarına mahsuben 10.000,00 TL, işin süresinde teslim edilmemesi sebebiyle oluşan gecikme cezası, alacaklarına mahsuben—- sırasında sözleşme ile —-elaman bulundurulmaması sebepleriyle oluşan —-bulundurmama cezası alacaklarına mahsuben 5.000 TL, işin zamanında —- edilmemesi sebebiyle oluşan—- alacağın, —- itibaren hesaplanacak avans faizi nispetindeki ticari temerrüt faizi hesaplanarak bulunacak toplamından, davacı karşı —-davalının muhtemel alacakları ile takas mahsubundan sonra kalan kısmının tahsilini, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı-karşı davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı-karşı davacı vekili Mahkememize sunduğu 29/03/2016 havale tarihli ikinci(2.) cevap dilekçesinde özetle: cevap dilekçesini tekrarla mahkemenin yetkisizliğine, dosyanın——Mahkemesine gönderilmesine, davacı karşı davalının karşı davaya cevap dilekçesinin ve esas davasının, reddine, karşı davanın kabulüne, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı karşı davalıya yükletilmesine karar verilmesini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki — Mahkememizin yetkisi ile —— —- yapılan—- nedeniyle davacının — alacağı bulunup bulunmadığı, sözleşme kapsamında yapılan iş bedellerinin ödenip ödenmediği, sözleşme kapsamında olduğu idda edilip de fazladan yapılan iş olup olmadığı ve bedelinin ödenip ödenmediği, sözleşme kapsamında olmadığı iddia edilip davalı —- talimatları uyarınca yapılan iş olup olmadığı ve bedelinin ödenip ödenmediği, davacıya hakedişinin eksik veya fazla ödenip ödenmediği, işin süresinde teslim edilip edilmediği, bu nedenle gecikme cezasının davacıdan talep edilip edilemeyeceği, davaya konu —- bulundurulup bulundurulmadığı, —————-bulundurulmaması halinde cezai şartın oluşup oluşmayacağı ve bu bedelin davacıdan talep edilip edilemeyeceği, işin süresinde teslim edilmemesi halinde davalının —- kaybı zararının oluşup oluşmadığı, bu zarar oluşmuş ise davacıdan talep edilip edilemeyeceği, bir kısım ———–hesaplamalarda maddi hata yapılıp yapılmadığı, ayrıca işin yapılma süreci ile ilgili bir kısım belgelerdeki imzaların davalı şirket yetkililerine ait olup olmadığı noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği; Dava, eser sözleşmesinden kaynaklı hak ediş alacağının tahsili, davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi; 6098 sayılı TBK’nın 470/1. maddesindeki “Eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi,— bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir. ” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
—– talimat yazılarak——— sayılı dosyasında alınan —- tarihli bilirkişi heyeti raporunda özetle; davacı yetkilisi ————–davalı-karşı davacı —— yer aldığı — birlikte dava konusu olan —–incelendiğini, dava dosyasının içeriğinde yer alan mevcut bilgi ve belgelerin de incelenmesi ve değerlendirilmesi neticesinde; keşif ——-durumda olduğunu,—– olduğunu— etkileyebilecek —- bulunmadığını, ——- dolayı üretime ara verilmiş olduğunu,————-tespit edildiğini, iş bölümünün —- yapılması gereken inceleme adımlarını içerdiğini, dava konusu olan ihtilaflı durumun tüm yönleriyle değerlendirildiğini, saha içindeki ——– yapılması gerektiğini, ——— belirtilen—–edilmesi mümkün değildir.——- uygulamalar ancak —— sağlıklı sonuç vermekte olduğunu, genellikle —-olduğunu, ———- olarak görüntülenebildiğini, ———–çalışmalarında —- durumuna göre anlık karar verilmesi gereken değişikliklerin her zaman olası olduğunu, yapılan — miktarının birçok değişkene bağlı olup kesin olarak ön görülemez olduğunu, her ne kadar yürütülecek çalışma için ——- olsa da yerinde verilen anlık kararların uygulamayı şekillendireceğini, dolayısıyla,— tespiti ancak geçerli tutanaklar, ——— defterleri ve faturalar üzerinden mümkün olduğunu, ancak, dava dosyasında bulunan belgelerin geçerliliği ——- değerlendirilmeye muhtaç olduğu için —-geçerli belge olarak dikkate alınamadığını, ayrıca, ——- konusunu tümüyle el alabilecek — —- bulunmadığını, söz konusu—— yapılan çalışmaların ——- kullanılan —– gibi konuların tespiti ——— mümkün olmadığını, bununla birlikte,—- yapılacak inceleme ——-oluşturduğu gibi ekonomik de olmadığını——- değerlendirmelerin geçerli belge ve tutanaklar üzerinden yapılması gerektiğini———- bakımından ——-yeterliliğinin————- ihtilaflı ——— hakedişin tüm detaylarıyla ortaya konulabilmesi,—- alındığında, mahal yerinde süreklilik arz — gerektirip, —imkanı olan ve çabuk bir araya gelebilen bir ——– olabileceğini, kapsamın anlaşılması neticesinde, daha sonraki tespit ve incelemelerin; özellikle—- konularına—– —–olarak değerlendirebilecek iş kanunu ve eser sözleşmeleri —- tarafından oluşturulmuş—- gerçekleştirilmesini, yukarıda önerilen — tarafından — detaylı bir şekilde değerlendirilebilmesinin, dosyada tümüyle mevcut olmayan, davanın tarafı olan şirketlere ait dava konusu mali defter kayıtlarının dosya içeriğine eksiksiz sunulmasıyla mümkün olabileceğini beyan ve rapor etmişlerdir.
—–havale tarihli bilirkişi heyeti ek raporunda özetle; dosyasında bulunan —- kesin hesap çıkarıldığını, heyetçe — hazırlandığını, dava dilekçelerinde bahsi geçen konular, detaylı bir şekilde incelendiğini,—— teslim tarihinin —– olduğunu—- —- eksiksiz olarak kabul edildiğini, imza altına alındığını, adı geçen iş zamanında bitirildiğinden gecikme cezası ile ilgili işlem yapılması bilirkişi heyetice uygun görülmediğini, ———- hakkedişlerde —— ile ilgili tutanak veya başka bir evrağa rastlanmadığını, hakkedişlerden bu tür bir cezai işlem, —- kesilmediğinin tespit edildiğini, bu işte ——- taraflarınca uygun görülmediğini, — bulundurmama cezası verilemeyeceğini,— bitirilmesi nedeniyle, —-olmadığından– kaybının olması da söz konusu olmadığını, sözleşmede;—— kesin hesapları zamanında tamamlanmasını teminen işin devamı süresince hazırlanması için gerekli —- her—- tamamlanmasını takiben bağımsız——mecburdur. ” hükmünce yapılan—- tutanakların düzenlendiğinin— edildiğini, karşılıklı ————— evraklardan kesin hakedişin çıkarıldığını,—— hakediş alacağı hesaplandığını, —- yüklenici firma—– ve daha —- —- kesilmiş bulunan %2 Nakit teminat tutan olan —— ile birlikte toplam——- tespit edildiğini, bu alacak hesabı geçici kabul tarihinden —-yapıldığını, davalı – karşı davacı ..—– defterlerine yansıyan işlem kayıtlarına göre—- cari bakiye borcu olduğu görüldüğünü beyan ve rapor etmişlerdir.
——talimat yazılarak—- — bilirkişi ek raporunda özetle; davalı -karşı davacı şirketin ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan incelemeler neticesinde; davacı-karşı davalı tarafından——–fatura tanzim edildiği ve bu fatura tutarının —— tanzim edilen bu faturaların davalı – karşı davacının —- kayıtlı olduğunu, dava tarihi itibarı ile hekedişlerden kesilen teminat olarak 401.771,16 TL asıl alacağının olduğunu beyan ve rapor etmiştir.
—– Talimat sayılı dosyasında alınan ——–taraflar arasında yapılan eser sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlık konularının incelenmesi ve değerlendirilmesi sonucu davacı yüklenicinin taahhüdü altındaki inşaatın gecikme — hesaplandığına, davacı yüklenicinin personel bildirimi yükümlülüğüne uymadığı ve personel bulundurmama cezası tutarının da — hesaplandığını beyan ve rapor etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT
Tüm dosya kapsamından;— tarihli eser sözleşmesinin 29. Maddesinde bu sözleşmeden kaynaklı uyuşmazlıklarda — Mahkemelerinin yetkili olacağına ilişkin düzenlemenin yer aldığı tarafların tacir olması nedeniyle düzenlemenin yetki sözleşmesi niteliğinde olduğu ve davalının cevap dilekçesinde yetki sözleşmesinin bulunması nedeniyle yetki ilk itirazında bulunduğu anlaşılmıştır.
Yetki sözleşmesinin 6100 sayılı HMK’nın yürürlüğe girmesinden önce yapıldığı eldeki davanın 6100 sayılı HMK’nın yürürlüğe girmesinden sonra açıldığı anlaşılmıştır.
Sözleşmenin yapıldığı tarihte yürürlükte olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 10. ve 22. maddeleri;
” Madde 10 – Dava, — icra olunacağı —dava zamanında orada bulunmak——– bakılabilir.” ” Madde 22 – Mahkemenin ——– tayin edilmemiş olan hallerde iki taraf bir veya ———- olmıyan mahal mahkemesinde görülmesini–edebilirler. Bu halde işbu mahal mahkemesi o davaya bakmaktan imtina edemez. ” hükmünü içermektedir.
01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun uyuşmazlıkla ilgili “Sözleşmeden doğan davalarda yetki “ başlıklı 10. maddesi ile “yetki sözleşmesi” başlıklı 17. maddesi ise;
“MADDE 10- Sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir”
“MADDE 17- Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.”düzenlemesini haizdir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Zaman bakımından uygulanma” başlıklı 448. maddesi ise ;
“Bu Kanun hükümleri, tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhâl uygulanır.” hükümlerini içermektedir.
Öncelikli olarak çözülmesi gereken husus yetkili mahkemenin belirlenmesinde 6100 sayılı HMK’nın mı yoksa 1086 sayılı HUMK’un mu uygulanacağı yetki sözleşmesinin yapılmakla tamamlanmış usul işlemi olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceği hususudur.
———— sayılı kararında; ” —- —- sözleşmesinin 8. maddesinde sözleşmeden doğan uyuşmazlıklarda ———- yetkili olduğu belirtilmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 17. maddesinde—– aralarında doğmuş veya doğabilecek uyuşmazlıklar hakkında sözleşme ile mahkemeleri yetkili kılabilecekleri aksi kararlaştırılmadıkça davanın sadece sözleşme ile belirtilen mahkemede açılacağı, aynı Kanun’un 448. maddesi gereğince kanun hükümlerinin tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla —–belirtildiğinden Yerel Mahkemece bir tarafın kamu tüzel kişisi diğer tarafın tacir olduğu, sözleşme ile yetkili mahkeme olarak —— mahkemelerini yetkili kıldıkları, genel yetkili mahkemeyi kararlaştırmadıkları gerekçesiyle mahkemenin yetkisizliğine dair verilen kararda isabetsizlik bulunmamaktadır.” ifadelerine yer verilmek suretiyle 6100 sayılı HMK yürürlüğe girmeden yapılan yetki sözleşmelerine davanın 6100 sayılı HMK’nın yürürlüğünden sonra açılması kaydıyla HMK hükümlerinin uygulanması gerektiğine karar verilmiştir.
Tüm dosyanın incelenmesinden; davaya konu eser sözleşmesinin HMK’nın yürürlüğünden önce yapıldığı ve sözleşmede uyuşmazlıklar ——–kılındığı davalının yetki ilk itirazında bulunduğu eldeki uyuşmazlığa dava tarihi itibarıyle HMK hükümlerinin uygulanması gerektiği bu kapsamda davaya bakmaya—- Mahkemelerinin yetkili olduğu mahkememizin yetkisiz olduğu sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak mahkememizin yetkisizliğine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE, bu nedenle davanın usulden REDDİNE,
2-Taraflardan birinin, karar süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde dosyanın yetkil——Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-Yasal süre içinde Mahkememize başvurarak, dava dosyasının yetkili mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde, Mahkememize davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin iş bu kararın tefhim/tebliği ile İHTARINA,
4-Dava dosyasının talep üzerine gönderilmesi halinde yargılama giderlerine yetkili mahkemece hükmedilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.