Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1372 E. 2019/531 K. 23.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2015/1372
KARAR NO : 2019/531

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 13/11/2015
KARAR TARİHİ : 23/05/2019

DAVA :
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 13/11/2015 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; dava dışı —- davalı şirketlerdeki çalışmaları sebebiyle açtığı İstanbul Anadolu—. İş Mahkemesi ‘ndeki 2012/209 Esas sayılı dosyasından açılan alacak davasının kısmen kabulüne karar verildiğini, kararın kesinleştiğini, bu işçinin müvekkilleri kurumun işçi, memur veya sözleşmeli personeli olarak çalışmadığını, davalı şirketlerin elemanı olduğunu, şahsın İstanbul —-. İcra Müdürlüğü’nün 2013/16031 Esas sayılı dosyasından ilamlı icra takibi başlattığını, müvekkiline haciz ihbarnameleri gönderildiğini, 41.088,77 TL bedelli tüm dosya borcunun müvekkili tarafından 05/08/2013 tarihinde ödenmek zorunda kaldığını belirterek müvekkili kurumdan tahsil edilen 41.088,77 TL’nin ödeme tarihi olan 05/08/2013 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 23/05/2019 tarihli duruşmada/esas hakkındaki beyanında; ek bilirkişi raporuna karşı beyanlarını aynen tekrarla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalılar ————- yetkilisi vekili Mahkememize sunduğu 28/12/2015 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: davacı idarenin asıl işveren, davalıların ise alt işveren olduğunu, asıl işveren ile alt işverenler arasında müşterek ve müteselsilen sorumluluk olduğunu, İş Mahkemesi kararının isabetli olduğunu, davacının ödediği miktarın tamamının davalılardan talebinin hukuksuz olduğunu, tazminat bedeli ve ferilerinin % 50 ‘sinin asıl işveren olması sebebiyle davacı idarenin sorumluluğunda olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı —————-‘ye dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalı cevap dilekçesi sunmamıştır.
Davalılar adına karar celsesine katılan olmamıştır.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde alt işverenin işçisine İş Mahkemesi kararı uyarınca davacı kurum tarafından ödenen işçilik alacaklarının davalı alt işverenlere rucü edilip edilemeyeceği noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, davacı tarafından alt işverenin işçisine ödenen işçilik alacaklarının diğer müteselsil sorumlulardan rücuen tahsili, davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu(TBK)’nun 167. Maddesindeki; “Aksi kararlaştırılmadıkça veya borçlular arasındaki hukuki ilişkinin niteliğinden anlaşılmadıkça, borçlulardan her biri, alacaklıya yapılan ifadan, birbirlerine karşı eşit paylarla sorumludurlar. Kendisine düşen paydan fazla ifada bulunan borçlunun, ödediği fazla miktarı diğer borçlulardan isteme hakkı vardır. Bu durumda borçlu, her bir borçluya ancak payı oranında rücu edebilir. Borçlulardan birinden alınamayan miktarı, diğer borçlular eşit olarak üstlenmekle yükümlüdürler” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
Dosyaya celbedilen İstanbul Anadolu—-. İş Mahkemesi’nin 2012/209 Esas sayılı dosyası incelendiğinde, davacısının —, davalılarının ——————-olduğu, yargılama sonucu — tarih ve — sayılı karar ile davanın kısmen kabulü ile 11.606,81 TL kıdem tazminatı, 9.541,92 TL fazla mesai ücreti, 795,23 TL hafta tatili ücretinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine karar verildiği, kararın —– tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Dosyada mübrez — tarihli —–dekontu incelendiğinde; — Esas sayılı dosyaya ——————-ödemesi açıklaması ile 41.088,77 TL ödendiği anlaşılmıştır.
Hesap bilirkişisi 20/02/2018 Havale tarihli raporunda özetle; taraflar arasında dava dışı işçiye karşı İş Kanunu m.2 gereği asıl işveren – alt işveren ilişkisinin tespit edildiğini, İstanbul Anadolu —-. İş Mahkemesi ‘nin 30/05/2013 tarihli —————– Karar sayılı kararı ile ——–. Arasında organik bağ bulunduğu, bu sebeple — tüm alacaklarından müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarının kabul edildiği, davacının rücuen alacak meblağının 20.544,39 TL olarak tespit edildiğini beyan ve rapor etmiştir.
Hesap bilirkişisi 26/02/2019 Havale tarihli raporunda özetle; dava dışı ————————– gün,—-istihdam edildiği, davacı asıl işverenin dava dışı işçiye yaptığı ödeme tutarının TBK 167 maddesi gereğince yarısı oranında alt işverenlere rücu edilebileceğinin kabulü halinde — 14.046,03 TL,– ‘a 5.771,20 TL,——- 727,15 TL olmak üzere toplam 20.544,39 TL, hizmet sözleşmeleri doğrultusunda tamamının rücu edilebileceğinin kabulü halinde— 28.092,05 TL, —- 11.542,41 TL,— 1.454,31 TL olmak üzere 40.088,77 TL olduğunu beyan ve rapor etmiştir.
Bilirkişi raporları taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir. Bu ilişkide asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur(4857 s. İş.K. m. 2/6).
Diğerlerine rücu hakkına sahip olan borçlulardan her biri, ifa ettiği miktar oranında alacaklının haklarına halef olur(TBK m. 168/1).
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan/sunulan deliller, İstanbul Anadolu — İş Mahkemesi ‘nin 2012/209 Esas sayılı dosyası, ödeme dekontu, ihale sözleşmesi ve dökümanları, bilirkişi raporları, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında 4857 sayılı İş Kanunu Anlamında asıl-alt işveren ilişkisinin bulunduğu, davalı şirket işçisi—– işçilik alacaklarının tahsili için—ve davalı şirketleri hasım göstererek İstanbul Anadolu —-. İş Mahkemesinde açmış olduğu davanın kısmen kabulü ile işçilik alacaklarından davalı tarafın sorumlu tutulduğu ve bu kararın temyiz incelemesinden geçerek 13/01/2014 tarihinde kesinleştiği, ilamın takibe konulması sonucunda —- tarafından 05/08/2013 tarihinde İstanbul —-. İcra Müdürlüğü’nün 2013/16031 Esas sayılı dosyasına 41.088,77 TL ödediği eldeki davanın ise ödenen bu bedelin davalı alt işverene rücusuna ilişkin olduğu, taraflar arasında imzalanan hizmet alımları tip sözleşmesi, hizmet işleri genel şartnamesi, genel hizmet şartnamesi ve ekleri incelendiğinde,(…) taraflar arasındaki sözleşme hükümlerinde, işçilerin iş akitlerinden doğacak dava konusu alacaklardan hangi tarafın ne oranda sorumlu olduğu hususunda bir düzenlemenin bulunmadığı, hal böyle olunca tacir olan davalıların çalıştırdıkları işçilerin fiili işçilik dışında sair tazminat haklarından sorumlu olacaklarını bilebilecek durumda oldukları ancak, davacının da asıl işveren durumunu muhafaza etmesi nazara alındığında doğan zararlardan tarafların yarı yarıya sorumlu olacağı(Yargıtay —. Hukuk Dairesi’nin 25/01/2018 Tarih, 2017/7337 Esas ve 2018/602 Karar sayılı İlamı), somut uyuşmazlıkta müteselsil sorumlu olanlardan; davacı asıl işveren ile davalı alt işveren arasındaki hukuki ilişki hizmet akdine dayanmakta iken davacı asıl işverenin ile dava dışı işçi arasındaki hukuki ilişki 4857 sayılı İş Kanunu’nun 2. maddesinde düzenlenen “birlikte (müteselsil) sorumluluktan” kaynaklandığı, bu itibarla dava dışı işçiye icra takibi sonucu işçilik alacaklarına ilişkin ödemede bulunan davacı kurumun davalı şirketten talep edebileceği rücuan tazminattan davalı alt işverenin %50’lik kısım için sorumlu tutulması gerektiği(Yargıtay H.G.K.’nın 24/06/2015 Tarih, 2014/13-19 Esas ve 2015/1743 Karar sayılı İlamı), İş Mahkemesi tarafından davalı şirketler hakkında organik bağ olduğuna karar verilip, bu kararın Yargıtay tarafından onanarak kesinleştiği nazara alındığında davalı şirketlerin kabul edilen organik bağ nedeniyle tek bir şirket gibi kabul edilerek alacaktan sorumlu tutulmaları gerektiği, ayrıca davacı İski ‘nin alacaklarına halef olması karşısında davalı şirketlerin iç ilişki de davacıya karşı sözleşmelerde aksi bir düzenleme bulunmadığından eşitlik prensibine göre işçilik alacakları ve bu işçilik alacaklarına istinaden oluşan takip giderlerinden yarı oranında sorumluluklarının bulunduğu, buna göre davalı tarafın 20.544,39 TL üzerinden davacı — karşı sorumluluğunun bulunduğu, işçi yönünden bir düzenleme olan 6552 sayılı yasanın 8. Maddesi ile değiştirilen 4857 sayılı yasanın 112. maddesindeki düzenlemenin eldeki davada uygulanma olanağı bulunmadığı, zira anılan yasanın bu hükmü işçiyi güvence altına almak amacıyla konulmuş bir hüküm olup, emredici nitelikte bulunmadığı(Yargıtay —- Hukuk Dairesi’nin 03/07/2018 Tarih, 2016/15019 Esas ve 2018/7581 Karar sayılı İlamı) bu nedenle davalı tarafın bilirkişi raporuna yaptığı itirazın yerinde olmadığı,— tarafından yapılan ödeme ile ilgili olarak ödeme tarihinden itibaren, davalı tarafın tacir olması nazara alındığında, alacağa ticari faiz uygulanması gerektiği, sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; 20.544,39 TL’ nin 05/08/2013 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair taleplerin reddine,
2-Davacı tarafın harçtan muaf olması nedeniyle alınması gerekli olan 1.403,39 TL karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafın yargılama sırasında yapmış olduğu posta ve tebligat gideri 255,00 TL, bilirkişi ücretleri 1.400,00 TL olmak üzere toplam 1.655,00 TL yargılama masrafının, davacı yan davasında kısmen haklı çıktığından dava konusunun toplam değerinin kabulle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 828,00 TL yargılama masrafından, davalı ——-. tarafından yargılama sırasında yapılan posta ve tebligat gideri 52,50 TL olmak üzere toplam 52,50 TL’den, kabul-ret oranına göre davacıya isabet eden 26,00 TL’nin mahsubu ile kalan 802,00 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine, dava konusunun toplam değerinin redle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 827,00 TL yargılama masrafının davacı yan üzerinde bırakılmasına, davalı ‘ın yapmış olduğu yargılama masrafından kalan 26 TL’nin davalı ————— kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı taraf yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan — uyarınca 2.725,00 TL avukatlık ücretinin davalılar ‘dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacı tarafa; artan delil avansının davalı —— iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.