Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1334 E. 2018/192 K. 22.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2015/1334 Esas
KARAR NO : 2018/192

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 22/02/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle;Müvekkili ile davalı kooferatif…… tarihinde imzaladıkları sözleşme ile …………. parsellerdeki konutların……….. sayılı kentsel dönüşüm plamı kapsamında yıkılıp yeniden yapılması konusunda anlaşmaya vardıklarını, bununla ilgili olarak Kartal ………. Noterliğinin 26/05/2015 tarih ve ………. yevmiye nolu ve yine Kartal …… Noterliğinin 30/04/2015 tarih ve ……. yevmiye nolu vekalatnemeleri düzenlediğin, bu sözleşme kapsabında müvekkilinin tanıtım projelerinin yapılması, Belediyeden imar çalışmalarının ve ön çalışmaların yapılması yine sözleşmenin 8. Maddesinde mütehahit plan proje etüd işlerini yapabilecek bu işler için gerekli görvlendirmeleri yapıp görevlendirdiği kişilerle protokollerini yapabilecek ve site adına ödemelerini yapacağını, davalı kooperatif yönetimi yetkiler vile müvekkil firmaya anlaşmaya vardığını, bunun üzerine müvekkil firma sözleşme gereği yapması gereken işlemlere başladıktan sonra yetkili mimarın müvekkilini arayarak site sakinlerinin işlemlere engel olduğunu, bildirdiğini, müvekkilinin Kartal ……… noterliğinin 13/08/2015 tarih 11179 yevmiye nolu ihtarnamesi ile davalı yönetime ihtar çekildiğeini, süresinde işlemlerin bitirilmesi için bu durumlara engel olunmasını talep ettiğini, ancak bu konuda müvekkiline hiç bir dönüş yapılmadığını,müvekkilinin tüm bunları yaptından sonra 21/08/2015 tarihinde kooperatif yötenimi olağanüstü genel kurul toplantısı düzenlendiğini, bu toplantada Kentsel dönüşümle ilgili komisyon kurulması konuları görüşelecek iken gündemde olmadığı halde yeni bir seçim için tekli verildiğini ve yapılan bu seçim ile yönetim kurulunun değiştiğini, yeni yönetim bir şekilde sözleşmeyi tanım kayarak ve müvekkini azledirek müvekkilini büyük bir zarara uğrattığını, bu konu ile ilgili olarak sözleşmenin 5. Maddesinde belirtildiği üzere parsan konut yapı kooperatindan kaynaklanan bir sorun sebebbi ile sözleşme konusu inşaatların yapımı ile ilgili bir sorun yaşandığı taktirde kooperatif …… ………reklim ve ajanslık hizmetlerine 500.000 TL ödemesi gerektiğini, kooperatif kanunu gereği eski yönetimin usulüne uygun olarak aldığı tüm kararlar yeni yötemide bağlar davalı kooperatifin yeni yönetimi bu şekilde davarnarak hukukusz bir işlem yaptığını, sonuç olarak müvekkilinin gerek sözleşme ile belirlenmiş olan cezai şart tutarını gerekse de yapmış olduu tüm harcamalar ile kaybetmiş olduğu kazanç kaybını ve bununla beraber uğranılan hukuksuz ve yolsuz muameleyi telfi bakımından iş bu davayı açtığını, şimdilik 100.000 TL davalı kooperatiften tahsili talep ettiklerini beyan etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Bu sözleşmenin ilk paragrafının son satırında ”ön sözleşme şartları aşağıdaki şekildedir” denilmek suretiyle dayanak sözleşmenin ön sözleşme olduğu belirtilmiştir. Keza adı geçen sözleşmede birinci maddesinde sözleşme konusu yerde her dairesi ……. yapılacağı ve 56 dairenin müteahhide ait olacağı belirtilmiştir. Adı geçen sözleşmenin 2. Maddesinde kat karşılığı inşaat sözleşmesinin noterde yapılacağı yazılıdır. 3. Maddesinde de tüm detayların noterde yapılacak ana sözleşmede belirtileceği hükme bağlandığını, Kat Karşılığı İnşaat sözleşmeleri, resmi şekil şartı aranan bir sözleşmedir. İlgili mevzuat hükümlerine (Türk Borçlar Kanunu m.237, T.M.K.m:706, Tapu Kanunu m:26, Noterlik Kanunu m:60/3), Doktrin, Yargıtay uygulamasına göre, resmi şekil şartına bağlı sözleşmeler resmi şekilde yapılmadıkça muteber olmaz. Resmi şekil şartına bağlı olan sözleşmelerin ön sözleşmeleri de resmi şekil şartına uyulmaz ise muteber olmadığını, Muteber olmayan sözleşmeye dayalı olarak cezai şart istenemeyeceği gibi, tazminat dahi istenemeyeceğini Davacı taraf her ne kadar şahıs firması ise de ünvanından anlaşıldığına göre inşaat, reklam ve ajanslık hizmetleri ile meşgul olmaktadır. Bu itibarla davacı tacir sayılır ve tacir olan kimsenin basiretli davranması gerekir. Basiretli davranmayan tacir kanuna aykırı davranışlarından doğan zararlara katlanmak zorundadır. Bu itibarla davacının hiç bir şekilde tazminat taleplerini kabul etme olanağı olmadığını, Öte yandan davacının söz konusu sözleşmeye göre kayda değer yaptığı birşeyde olmadıağını, Müvekkilimizin beyanına göre davacı taraf başlangıçta kaçak inşaat yapıldığını, Davalı kooperatif 2011 yılında belediye tarafından emsal artışı verilmesi sayesinde proje tadilatı yaparak imara aykırı inşaatı yasal hale getirmişlerdir. Keza, dava dilekçesinin 2. sayfası ilk paragrafında ikrar edildiği gibi davacının muteahhitliğini yaptığı eski binalarda beton kalitesi çok düşük olup aslında çok da eski olmayan binaların çürümüş olduğu belirtilmektedir. Bu nedenle kooperatif üyeleri, davacı ile bundan sonra artık inşaat işi yapmamak konusunda kararlı olduğunu,Arz ve izah olunan ve muhakeme sırasında ortaya çıkacak sebeplerle Haksız ve dayanaksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Dava yazılı yargılama usulüne tabii olup, usulünce taraf teşkili sağlanmış , dilekçeler aşaması tamamlanmış , HMK 140 maddesi uyarınca ön inceleme duruşmalı yapılıp uyuşmazlıklar tesbit edildikten sonra tahkikat aşamasında deliller toplanıp, tahkikat sonlandırılarak karar verilmiştir.
Uyuşmazlık ; Davacı ile davalı arasında ihtilafsız olan sözleşmenin geçerli olup olmadığı , feshinin hak olup olmadığı davacının sözleşmeyi feshi nedeni ile cezai şart talep edip edemeyeceği , davacının bu sözleşme nedeni ile masraf yapıp yapmadığı kazanç kaybı olup olmadığı ve bu zararlardan davalıdan talep edip edemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Mahkememizce tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirimesi yönünden uyuşmazlık konusunda resen seçilen bilirkişi heyeti aracılığı ile dosya üzerinden bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi heyeti 03/11/2017 havale tarihli raporunu dosyaya sunmuştur.
Mahkeme dava şartlarının bulunup bulunmadığını davanın her aşamasında resen araştırır. (HMK 115 maddesi)
Görev mahkemeye ilişkin olumlu Dava şartıdır. (HMK 114/1-c maddesi ).
Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir.(HMK 1 maddesi)
Ticari davalar TTK.4.maddesinde sayılmıştır.
TTK nun 5. maddesine göre; Asliye ticaret mahkemeleri tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri ile özel kanunlardan doğan özel hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek diğer dava ve işlere asliye ticaret mahkemesinde bakmakla görevlidir.
26.06.2012 tarihli 6335 sayılı Yasanın 2.maddesiyle değiştirilen TTK.5.maddesinin 3.fıkrası uyarınca, Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer mahkemeler arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunun’un 1. maddesinde kooperatifler “Tüzel kişiliği haiz olmak üzere ortaklarının belirli ekonomik menfaatlerini ve özellikle meslek veya geçimlerine ait ihtiyaçlarını iş gücü ve parasal katkılarıyla karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet suretiyle sağlayıp korumak amacıyla gerçek ve tüzel kişiler tarafından kurulan değişir ortaklı ve değişir sermayeli ortaklıklar” olarak tarif edilmiştir. Maddede kooperatifin ortaklık (şirket) olduğu belirtilmiş ise de, bu ortaklığın “ticari nitelikte bir ortaklık” olduğu yönünde bir açıklama ve belirleme yapılmamıştır.
Maddedeki tariften anlaşılacağı üzere kooperatiflerde amaç, diğer ticaret şirketlerinden farklı olarak kazanç elde etmek ve bunu ortakları arasında paylaşmak olmayıp, ortakların ekonomik menfaatlerini, özellikle meslek veya geçimlerine ait ihtiyaçlarını iş gücü ve parasal katkılarıyla karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet suretiyle sağlayıp korumak ve gidermektir. Kooperatifler, kâr zarar amacından ziyade sosyal yönü ağır basan ortaklıklardır. Bu tanıma göre yapı kooperatiflerini tacir kabul edip, tacir sıfatının sonuçlarıyla sorumlu tutmak mümkün değildir.
6102 sayılı TTK’nın 124/1 maddesinde “kooperatifler” ticaret şirketleri arasında sayılmış ise de, aynı maddenin 2. bendinde kooperatifler “şahıs şirketleri” ve “sermaye şirketleri” arasında gösterilmemiştir. TTK’nın 124. maddesinin 1 ve 2. bentleri ile 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 1. maddesi birlikte değerlendirildiğinde yapı kooperatiflerinin “ticaret şirketi” olmadığı, sosyal niteliği ağır basan kendine özgü bir ortaklık olduğu anlaşılmaktadır. Benzer hükümler, 6762 sayılı eski TTK’da da bulunmasına rağmen (md 18, 136), Yargıtay’ın kararlılık kazanan uygulamasında yapı kooperatifleri tacir olarak kabul edilmemiştir. (Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 11/02/2014 tarihli 2014/483 Esas -2014/844 Karar sayılı kararı )
Dosyanın bir bütün olarak değerlendirilmesi neticesinde; Somut olayda uyuşmazlık kooperatif üyesi olmayan davacı ile davalı kooperatif arasında kentsel dönüşüm kapsamında binanın yıkılıp yeniden yapılması konusnda yapılan sözleşmenin feshin haksız olup olmadığı ile davacının sözleşmenin feshi nedeni ile cezai – şart ve kazanç kaybı zararını davalıdan talep edip edemeyeceği noktasında toplanmakta olup, davalı … tacir niteliği taşımadığı, bu nedenle davanın nispi ticari dava niteliği bulunmadığı gibi dava konusunun da TTK 4/1 maddesinde düzenlenen tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın ticari dava sayılan mutlak ticari dava niteliği bulunmadığı, ( İstanbul BAM …… Hukuk Dairesinin 2017/351 esas 2017/222 karar sayılı ilamı ) bu nedenle mahkememiz görevli olmayıp Asliye Hukuk Mahkemesi görevli olduğu anlaşıldığından , dava nın HMK.nun 114/1-c ve HMK.nun 20. maddeleri uyarınca görev dava şartı yokluğundan usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- HMK 4. ve HMK.114/1-c maddeleri uyarınca mahkememizin GÖREVSİZ olması nedeniyle davanın GÖREV DAVA ŞARTI YOKLUĞU nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-HMK.’nun 20.maddesi uyarınca, iş bu kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki haftalık süre içinde başvuru halinde, dava dosyasının görevli İstanbul Anadolu Nöbetçi ASLİYE HUKUK Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK.’nun 331/2 maddesi uyarınca harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
4-HMK.20.maddesi uyarınca işbu kararın kesinleştiği tarihten itibaren 2 haftalık kesin süre içinde kararı veren mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmediği takdirde, mahkememizce DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verileceğinin ihtarına (tebliğ ile beraber),
5-6100 sayılı HMK.nun 331/2 maddesi gereğince görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi hâlinde, yargılama giderlerine o mahkemece hükmedilmesine,
6-6100 sayılı HMK.nun 331/2 maddesi gereğince görevsizlikkararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise, talep halinde mahkememizce verilecek ek kararla dosya üzerinden bu durumun tespiti ile davacıların yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edilmesine,
Davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren HMK 345 Maddesi uyarınca yasal 2 haftalık süre içinde İstanbul BAM ‘a İstinaf yolu açık olmak üzere, verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.