Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1322 E. 2018/1231 K. 18.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/1322
KARAR NO : 2018/1231
DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/11/2015
KARAR TARİHİ : 18/12/2018
DAVA :
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 02/11/2015 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin 5015 sy kanun ve ilgili mevzuat kapsamında EPDK.nun tanzim ettiği———— kapsamında akaryakıt sektöründe faaliyet gösterdiğini, bu faaliyet çerçevesinde belirlediği noktalarda kendi marka ve logosu altında —–ve madeni yağ satış faaliyeti gerçekleştirdiğini, faaliyet kapsamında 06/06/2012 tarihli Protokol ve —— Akaryakıt Bayilik Sözleşmesi imzalamak suretiyle davalıya 5 yıl süreli bayilik hakkı tesis edildiğini, bayilik sözleşmesi ile birlikte ek olarak imzalanmış olan 06/06/2015 tarihli taahhütname uyarınca, yıl esasına göre——Bayilik Sözleşmesinin devamı müddetince her yıl için 450 m3 benzin ve 2.550 m3 motorin ve türevleri olmak üzere toplam 3.000 m3 müvekkili şirketçe dağıtımı yapılan beyaz ürün, 1 ton madeni yağ satmayı davalı tarafın kabul ve taahhüt ettiğini, davalı bayinin taahhütlerini yerine getirmeyerek müvekkili şirketi zarara uğrattığını, davalı şirket ile imza altına alınan taahhütname ile belirtilen yıl esasına dayalı satış miktarlarına ilişkin bayilik sözleşmesi süresince satışı yapılmayan eksik beher m3 beyaz ürün için her yıl eksik alınan ürün beelinin son cari hesap üzerinden hesaplanacak tutarın % 4 ‘ü oranında müvekkili şirketin satılayamayan üründen dolayı % 4 oranında mahrum kaldığı karı cezai şart olarak ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğini, davalının taahhüt ettiği ürünler isatamadığı, belirtilen miktar üzerinden beyaz ürün, madeni yağı almamak suretiyle sözleşme hükümlerine aykırı davranmak suretiyle müvekkili şirketi zarara uğrattığını, davalı yana ihtarname keşide edilerek taahhütlerini yerine getirmesi gerektiğinin bildirildiği, ihtara rağmen gereğinin yerine getirilmediğini, bayilik sözleşmesinin başlangıç tarihi olan 06/06/2012 tarihinden 06/06/2013 tarihine kadar ki döneme tekabül eden tarih aralığında eksik çektiği litre beyaz ürün ve madeni yağ taahhüdüne bağlı olarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 20.000,00 TL şartı ceza alacağın tahsili için İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi ‘nin ————- esas sayılı dosyası ile talepte bulunulduğunu, diğer yandan bir yıllık sürenin dolması ile birlikte bu defa 06/06/2013 tarihinden 06/06/2014 tarihe kadar olan dönem yönünden tonaj ihlalinden kaynaklı şartı ceza alacağın tahsili için İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi ‘nin ——- esas sayılı dosyasının İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi dosyası ile birleştirilmesine karar verildiğini beyanla tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile sözleşmeden ve kanundan kaynaklanan her türlü zararın tazmini hakları saklı kalmak kaydı ile fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile kar mahrumiyeti zararından kaynaklı cezai şarttan doğan alacağın 06/06/2014 tarihinden 06/06/2015 tarihine kadar ki dönem için 25.000,00 TL’lik kısmının bayilik sözleşmesi ve satış taahhütnamesine bağlı olarak %4 akdi faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 18/12/2018 tarihli duruşmada/esas hakkındaki beyanında; önceki beyanlarını tekrarla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalıya dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalı cevap dilekçesi sunmamıştır.
Davalı vekili Mahkememize sunduğu 30/07/2017 havale tarihli bilirkişi raporuna yönelik beyan ve itirazlar ile 31/10/2017 tarihli duruşma için mazeret dilekçemiz konulu dilekçesinde özetle; davacı tarafın taahhüt edilen miktarları ve alınan miktarları dilekçesinde belirtiğini ancak 25.000,00 TL ceza-i şart üzerinden iş bu davayı kısmi dava olarak açtığını, cezai şart yönünden talebin netleştirilmesi gerektiğini, kar mahrumiyeti alacağının belirsiz olduğunu, taleplerin sözleşme hükümleri göre açıkça belirlendiğini, buna rağmen kısmi dava açılmasının usule aykırı olduğunu, taraflar arasında 21.10.2014 tarihinde yeniden Bayilik Sözleşmesi imzalandığını, 06.06.2012 tarihli Protokol’ün 21.10.2014 tarihli yeni Bayilik Sözleşmesi’nin de eki olarak kabul etmenin ve buradaki taahhütleri ve ceza-i şartları dikkate almanın hukuken mümkün olmadığını, 06.06.2012 tarihli bayilik sözleşmesine ek protokolün 21.10.2014 tarihli yeni Bayilik Sözleşmesi’nin eki olduğu yönünde herhangi bir maddenin davacı tarafça ileri sürülmediğini, taraflar arasındaki bayilik dikey ilişkisi 06.06.2012 tarihinde başladığını, davacı tarafın asgari mal alım taahhütnamesine aykırı hareket ettiği uyarınca ceza-i şart talep etme hakkı olduğunu iddia ediyor olsa da ilgili dönem için bu hakkını kullanmaksızın ve ihtirazi kayıt koymaksızın müvekkilimle yeni bayilik sözleşmesi imzaladığını, bayilik sözleşmesi kapsamında müvekkilime mal vermeye devam ettiğini, cezai şart istemeyeceği yönünde müvekkilim nezdinde güven oluşturduğunu, bu durumun aynı zamanda davacı yanın cezai şart talebinden feragati anlamına geldiğini, asgari mal alım taahhüdünün ihlali nedeniyle istediği ceza-i şart bedeli yönünden davanın reddinin gerektiğini, dava konusu döneme ilişkin müvekkilinin temerrüde düşürüldüğüne dair usulüne uygun bir ihtarname olmadığını, bu nedenle de davanın reddi gerektiğini, Rekabet Mevzuatı gereği 10 yıllık sözleşme imzalanamayacağını, davacı tarafın davasını tam dava olarak devam ettirmesi ve harcı tamamlatması ve taleplerinin haklı görülmesi halinde bir yıllık dönem için 257.007,78TL cezai şart ve aylık %4 oranında akdi faiz müvekkilimizin ticari hayatının bitmesine neden olacağını, miktarın fahiş olduğunu, müvekkilinin davacıya herhangi bir ceza-i şart borcu borcu bulunmadığını, bilirkişi raporlarında aleyhe olan hususları kabul etmediklerini davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekilinin yokluğunda karar verilmesi talepli mazeretinin kabulüne karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde taraflar arasında yapılan bayilik sözleşmesi, protokol ve taahhütname gereğince 06/06/2014 -2015 döneminde eksik alınan ürün bedelinin son cari hesap üzerinden %4’ü oranında mahrum kalma karın cezai şart olarak tahsili istenilip istenilmeyeceği olup olmadığı noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, sözleşmenin gereği gibi ifa edilmemesi nedeniyle ceza-i şartın tahsili davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: Türk Borçlar Kanunu(TBK)’nun179/1 maddesindeki; ” Bir sözleşmenin hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi durumu için bir ceza kararlaştırılmışsa, aksi sözleşmeden anlaşılmadıkça alacaklı, ya borcun ya da cezanın ifasını isteyebilir.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
Dosyada mübrez, 06/06/2012 tarihli —— Bayilik Sözleşmesi incelendiğinde, taraflarının ——-. Ve ——- olduğu, sözleşme konusunun ise —— ‘de bulunan Tapu Sicil Müdürlüğünden —– pafta,—- ada, —– parselde kayıtlı 2.190,84 m2 alanlı taşınaz üzerinde 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanununa ve ilgili mevzuat hükümleri uyarınca —–tanımı kapsamında tanımlanmış her türlü ürünün ve madeni yağ ürünlerinin ve oto gaz Lpg ürünlerinin satışı için —— kurumsal kimliği altında “——-verilmesine ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Dosyada mübrez 06/06/2012 tarihli Taahhütname başlıklı belge incelendiğinde; her bir yıl için eksik alınan ürün bedelinin son cari fiyat üzerinden hesaplanacak tutarın % 4 ‘ü oranındaki karı şartı ceza olarak davacı … ‘e ödeneceğinin kararlaştığı anlaşılmıştır.
Dosyada mübrez, —– Noterliği’nin —– tarih ve —–yevmiye sayılı ihtarname sureti incelendiğinde, davacı şirket tarafından satış taahhütnamesi belirtilen beyaz ürün yıllık satış taahhütleri göz önüne alındığında beyaz ürün satışının gerçekleştirilmediği, taahhüt edilen beyaz ürün çekişi yapılması gerekirken eksik çekiş yapılmak suretiyle eksik alım yapıldığı, taahhüdün yerine getirilmediği, taahhütname de taahhüt edilen beyaz ürünün şirketten alınmaması halinde eksik alınan ürün bedelinin son cari fiyat üzerinden hesaplanacak tutarın % 5 ‘nin cezai şart olarak ödemesinin kabul ve beyan edildiği, bu nedenle ihtarın tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde belirtilen süreyi kapsayan döneme ilişkin çekiş eksikliğinin tamamlanması aksi takdirde kar mahrumiyeti zarar bedeli olan tutarın tahsili için hukuki yollara başvurulacağının davalı tarafa ihtar edildiği, ihtarnamenin 02/01/2014 tarihinde davalı şirkete tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Davacı … Petrol…A.Ş.tarafından davalı ..—– aleyhine İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde açılan davada verilen —– tarih ve —- Esas —sayılı karar incelendiğinde, asıl davada ceza-i şart alacağı 20.000,00 TL ‘nin dava tarihi olan 24/03/2014 tarihinden itibaren aylık %4 akdi faizi ile davalıdan tahsiline karar verildiği, birleşen davanın ise reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Davalı tarafın ticari defterlerinin incelenmesi için —– Asliye Hukuk Mahkemesi’ne yazılan talimatın davalı tarafa çıkartılan davetiye ile verilen kesin süreye rağmen defter ve kayıtların ibraz edilmediğinden bahisle bila ikmal iade edildiği anlaşılmıştır.
Davacı tarafın ticari defterlerinin incelenmesi için —-Asliye Ticaret Mahkemesi ‘ne yazılan talimat sonucu alınan 21/08/2017 tarihli bilirkişi raporu incelendiğinde; davacı şirketin 06/06/2014 ile 06/06/2015 tarihleri arasında taahhüt ettiği ürün tutarlarından eksik çektiği miktarların, bu döneme ilişkin son birim fiyatlarla bulunan eksik taahhüt tutarı üzerinden %4 kar mahrumiyeti hesaplaması sonucu mahrum kaldığı kar tutarının 257.007,78 TL olduğunu beyan ve rapor etmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141), toplanan/sunulan deliller, ticaret sicil kayıtları, sözleşme, taahhütname, noter ihtarı, İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi ‘nin ——-Esas sayılı dosyasında verilen gerekçeli karar, bilirkişi raporu, iddia ve beyanlar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında 06/06/2012 tarihinde yürürlüğe girmek üzere bayilik sözleşmesi imzalandığı, ayrıca 06/06/2012 tarihli taahhütname ile bayilik dönemi boyunca alınacak akaryakıt ürünlerinin asgari limitlerinin belirlenerek her bir yıl için eksik alınan ürün bedeli olması halinde cari fiyat üzerinden hesaplanacak tutarın % 4 ‘ü oranında ceza-i şart kararlaştırıldığı, taraflar arasında İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi ‘nde görülen davada davalı yanın ilk mal alım tarihi olan 23/05/2013 tarihinden itibaren ilk yılın bitim tarihi olan 06/06/2013 tarihine kadar eksik alım yapılması nedeniyle çekilen—- Noterliği’nin —- tarih ve—–yevmiye nolu ihtarnamesi de nazara alınarak bu döneme ilişkin davanın kabulüne karar verildiği, buna karşın ikinci döneme tekabül eden—– dönemine ilişkin birleşen dava yönünden ise davanın herhangi bir çekince koymadan edimini ifa etmeye devam etmiş olması ve ayrıca bayiye Noter’den çekilmiş ihtarname göndermemesi nedeniyle birleşen davanın reddine karar verildiği, mahkememiz de görülen dava yönünden davacı vekiline niza konusu döneme ilişkin ihtirazı kayıt konulduğuna ilişkin belgenin veya noter ihtarının sunulması için süre verildiği, davacı vekilince 06/11/2017 tarihli beyan dilekçesinde davaya konu dönem yönünden davalıya keşide edilmiş bir ihtarname veya ihtirazı kayıt konulduğuna dair herhangi bir belge bulunmadığının bildirildiği, buna göre mahkememizde görülen davaya konu isteme ilişkin olarak ——- tarihleri arasında davalının eksik alım yapması nedeniyle bir sonraki döneme geçilmeden önce ceza-i şart alacağı hakkının saklı tutulduğuna ilişkin herhangi bir noter ihtarı çekilmediği gibi gerek dönemin ilk faturasına gerekse başka bir belge ile ihtirazı kayıt da konulmadığı, ayrıca 06/06/2015 tarihinden sonra yeni döneme ilişkin olarak da davalıya ürün verilmeye devam edildiği, davacı ile davalı bayi arasında düzenlenen taahhütname başlıklı sözleşme asgari alım taahhüdüne ilişkin olup, bu sözleşmelere göre kar mahrumiyeti (cezai şart) istenilebilmesi için taahhüdünün ihlal edildiği dönemden sonra ihtirazi kayıt konulması ve bundan sonra mal verilmeye devam olunmasının gerektiği, somut olayda davacı ihtirazi kayıt koymadan mal vermeye devam ettiğinden dava konusu dönem için ceza-i şart talep etmesinin mümkün olmadığı (Yargıtay 19. HD’nin 22/02/2018 tarih ve 2016/725 E – 2018/913 sayılı ilamı), sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2- Başlangıçta peşin olarak alınan 426,94 TL karar ve ilam harcının işin hitamında ödenmesi gereken 35,90 TL harçtan fazla olduğu anlaşıldığından 492 sayılı harçlar kanunun 31. maddesi gereğince fazla alınan 391,04 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istem halinde davacıya ödenmesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca 3.000,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi uyarınca, artan gider avansının davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/12/2018