Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/130 E. 2018/1219 K. 12.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/130
KARAR NO : 2018/1219

DAVA : Tazminat (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/01/2015
KARAR TARİHİ : 12/12/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacılar vekili dilekçesinde özetle ;müvekkillerinin mütevaffa oğulları ——— davalı şoför — yönetiminde maliki —— adına kayıtlı —- plaka sayılı aracın çarpması sonucu vefat ettiğini, davalı tarafın kazanın oluşumunda tam ve asli kusurlu olduğunun tespit edildiği, oğullarının ölümü sebebiyle müvekkillerinin tarifi ve telafisi imkansız acılar içinde olduklarından sigorta şirketi dışında kalan davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilmek üzere manevi tazminat talep ettiklerini kazaya sebebiyet veren 3. kişilere aracın devrinin engellenmesi için takdiren ve tensipte teminatsız ihtiyati tedbir kararı verilerek aracın trafik kaydına karar kesinleşinceye kadar ihtiyati tedbir konulmasını müvekkilleri için ayrı ayrı 10.000’ar -TL maddi tazminat ile ayrı ayrı 200.000’er TL manevi tazminatın kaza tarihi itibariyle 03/04/2014 tarihinden itibaren sigorta şirketi dışındaki davalılardan, 15/05/2014 tarihinden itibaren de sigorta şirketinden yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı ———–Sigorta Şirketi vekili cevap dilekçesinde ; —————— plakalı aracın, müvekkili şirket tarafından tanzim edilen mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, davaya konu talebin zamanaşımına uğradığından davanın zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini, davacının müteveffanın polis olduğunu iddia ettiğini, bu çerçevede —- Bakanlığından davacılara aylık bağlanıp bağlanmadığının müvekkili şirketin mükerrer tazminatla yükümlü kılınmaması için sorulması gerektiğini, ayrıca davanın———— Bakanlığına da ihbarı gerektiğini, Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası meblağ sigortası olmayıp zarar sigortası olduğundan davacı tarafın uğradığını iddia ettiği zararlarını aynı zamanda ispat etmesi gerektiğini, davacıların sosyal ve ekonomik
durumları ile hangi sigorta güvenlik kuruluşuna tabi olduklarının mahkemece tespit edilmesi gerektiğini, müvekkili şirketin davacıların dışında ——- Kuruluşlarının da aynı kazadan dolayı aynı rücu talepleriyle karşı karşıya kalmaması için bu konuda araştırmaların yapılması gerektiğini belirterek, müvekkili aleyhine açılan haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini aksi halde davanın—— Bakanlığı ve —-ya ihbarını istemiştir.
Diğer davalılar———–vekilleri ise cevap dilekçelerinde ; kazanın oluşumunda müvekkilinin kusuru olmadığını, müteveffanın bekar ve çocuksuz olarak öldüğünü, arkasında bakıma muhtaç olan ve kendi baktığı bir kimsesinin bulunmadığını, davacıların müteveffanın anne ve babası olup kendi geçimlerini kendilerinin sağladığını, geçim için desteğe muhtaç olmadıklarını belirterek maddi tazminat isteminin reddi gerektiğini,manevi tazminat taleplerine karşı cevaplarında da, manevi tazminat talep eden tarafın olayda tamamen kusursuz olmasının zorunlu olduğunu, azda olsa kusurla olan taraf lehine manevi tazminata hükmolunamayacağını, talep edilen miktarın fahiş bir miktar olduğunu, manevi tazminatın taraflardan birini yıkmayacak diğerini de zengin etmeyecek şekilde ölçülü olmasının esas olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
İhbar olunan ———– vekili cevap dilekçesinde ; dava konusu trafik kazası nedeniyle müvekkili kurum tarafından tedavi giderlerine ilişkin ödeme yapılıp yapılmadığının sorulmasını ve yapıldı ise ilgili belgelerin gönderilmesi için müvekkili kurum ilgili birimi ———- Sosyal Güvenlik Merkezine müzekkere yazılmasını, müvekkili kuruma yapılan ihbar yersiz ve mesnetsiz olduğundan davaya müdahil olmayacaklarından müvekkili aleyhine sonuç doğuracak hüküm tesis edilmemesini istemiştir.
İhbar olunan—— Genel Müdürlüğü vekili ise cevap dilekçesinde ; dava konusu olayda hayatını kaybeden şahsın polis memuru olduğunu, kanun hükümleri ile bu kanuna dayalı olarak çıkarılan yönetmelik çerçevesinde hayatını kaybeden polis memurunun aile fertlerine kanun kapsamında tazminat verilebileceğinin hüküm altına alınmış olduğunu , herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığının Emniyet Genel Müdürlüğü Personel Daire Başkanlığından müzekkere ile sorulması gerektiğini, ayrıca polis memurunu çarpan aracın sigortalı bir araç olduğu için araç hakkındaki kaza nedenli maddi hasarların poliçe kapsamında olduğunu ve sigorta şirketi tarafından karşılanması gerektiğini , vefat eden polis memuruna 2330 sayılı yasa gereği herhangi bir tazminat ödemesi yapılmış olsa dahi bu durumun müvekkili idarenin herhangi bir sorumluluğunu doğurmayacağını bu sebeple de davanın müvekkili idareye ihbarının kabulünün mümkün olmadığını beyan etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, destekten yoksun kalma tazminatı(maddi tazminat) ve manevi tazminat davasıdır, haksız fiil sorumluluğuna ilişkin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK)’nun 49. Maddesindeki “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklindeki hükme dayanmaktadır.
Celp ve tetkik edilen sigorta poliçesine göre ——— plakalı aracın —————- A.Ş. nezdinde trafik poliçesinin bulunduğu, trafik sigortasının başlangıç tarihinin 04/12/2013, bitiş tarihinin 04/12/2014 olduğu, ölüm-sakatlık şahıs başına poliçe limitinin 250.000,00 TL , kaza başına 1.250.000.00 TL olduğu anlaşılmıştır.
imzalanmıştır.
Celp ve tetkik olunan İstanbul Anadolu —–.Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/1645 esas 2015/865 karar sayılı karara göre ; sanık ———— hakkında taksirle bir kişinin ölümüne neden olma suçunu işlediğinden bahisle TCK nın 85/1, 53/6 maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açıldığı yapılan yargılama sonucunda sanık hakkında TCK 85/1, TCK 53/6 maddeleri uyarınca cezalandırılmasına karar verildiği, kararın 16/06/2017 tarihinde kesinleşmiş olduğu, ceza dosyasında Adli Tıp Trafik İhtisas dairesinden alınan 11.08.2014 tarihli kusur raporunda; meydana gelen kazada müteveffa yaya görevi gereği trafik düzenini sağlamak adına kaplama içerisinde bulunduğu sırada başka bir vasıta ile çarpışma neticesi ani ve kontrolsüzce savrularak üzerine gelen vasıtaya karşı kendi can güvenliği için tedbir alabilmesi mümkün olmadığından kusursuz olduğuna , şüpheli sürücü (dosyamız davalısı) ———— asli derecede tamamen kusurlu olduğu, kazaya karışan diğer dava dışı araç sürücüsü ——– ———— de kusursuz olduğunun tespit edildiği görülmüştür.
Aktüer uzmanı bilirkişisi aracılığıyla destekten yoksun kalma tazminat istemine ilişkin talepler yönünden rapor alındıktan sonra davacılar vekili ile davalı sigorta şirketi arasında 20/09/2018 tarihli feragatname ve temlik anlaşması başlıklı sulh sözleşmesi yapıldığı bildirilerek davacılar vekili sulh sözleşmesi uyarınca maddi tazminat yönünden davanın konusu kalmadığından esas hakkında karar verilmesine yerolmadığına dair karar verilmesini talep etmiştir.
Davacıların manevi tazminat istemleri yönünden uyuşmazlığın esasına girilmiştir.Ölüm hâlinde, ölenin yakınlarına manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.(TBK Madde: 56/2) TBK nun 117. Maddesi uyarınca haksız fiilde , fiilin işlendiği tarihte borçlu temerrüde düşmüş olur. Haksız fiil sonucunda ölümün meydana gelmesi halinde ölenin yakınlarında oluşan acı ve ızdıraplar manevi zarar kapsamındadır. Ölüm ile uyuşmazlığa konu edilen trafik kazası arasında illiyet bağının bulunması zorunludur. Ki, dosya kapsamında davacıların manevi tazminat talep ettikleri müteveffanın ölümü davaya konu edilen ve davalılar————- araç maliki,———- araç sürücüsü olduğu ve ölümün araç sürücüsünün kusurlu eylemi sonucunda meydana gelen trafik kazası nedeniyle oluştuğu anlaşılmaktadır .
Manevi zararın takdirinde Hakim, Medeni Kanu’ndaki hakkaniyet kuralları, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, davacıların bozulan ruhi huzurlarının kısmen veya imkan nispetinde iadesini temin etmek durumu, tazminat yükümlüsünün aşırı yük altına sokulmaması, tazminatın zenginleşme vasıtası kılınmaması, ceza niteliğine bürünmemesi, duyulan manevi acıyı bir derece yumuşatacak, bozulan manevi dengeyi onarıp düzeltecek teselli ve ruhi tatmini sağlayacak, yalnız olay sırasında değil bütün hayat boyu duyulacak ve çekilecek elem ve acıya karşılık gelmesi hususları nazara alınarak takdir olunur.
Yapılan yargılama sonucunda; dosyadaki tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde, davalı sigorta şirketinin ZMSS sigortalısı olup davalı —————— maliki , ——- sürücüsü olduğu —- plaka sayılı aracın dava dışı olan —– plakalı araca çarpması ve çarpmanın eksenine bağlı olarak hakimiyetini kaybedip otomobil ile sola savrularak sol şeritte görevi nedeniyle bulunan polis memuru yaya müteveffa ——— çarpması sonucunda kazanın meydana gelişinde dosyaya celbolunan nüfus kaydından davacıların oğlu olduğu anlaşılan müteveffanın kusurlu olmadığı, davalı sürücünün asli ve tamamen kusurlu olduğu , tarafların ekonomik ve sosyal durumu, tazminat yükümlüsünün aşırı yük altına sokulmaması, tazminatın zenginleşme aracı kılınmaması, ceza niteliğine bürünmemesi, duyulan manevi acıyı ve bozulan manevi dengeyi düzeltecek teselli ve ruhi tatmini sağlayacak ve hayat boyu duyulacak ve çekilecek elem ve acıya karşılık gelecek elem ve hususları nazara alınarak takdiren müteveffa ———- ölümü nedeniyle davacılar anne ve baba için ayrı ayrı 50.000.00 er TL manevi tazminat istemlerinin kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar————————– yönünden kabulü gerektiğinden aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yazılı gerekçe ile ,
1-Davacıların Maddi tazminat talepleri yönünden konu kalmadığından ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Manevi tazminat yönünden davanın KISMEN KABULÜ ile;
Davacı —————– yönünden 50.000 TL manevi tazminatın
Davacı —————yönünden 50.000 TL manevi tazminatın 03/04/2014 tarihinden itibaren işleyecek yıllık %9 yasal faizi ile birlikte davalılar————— müştereken ve müteselsilen tahsiline,
3- Fazla istemin reddine ,
4-Harçlar Yasası uyarınca; maddi tazminat talebi ile ilgili olarak alınması gereken 35.90 TL karar ve ilam harcının dava açılırken davacı taraf adli müzaharet talebinde bulunarak harç yatırmamış olduğundan , taraflar arasında akdedilen sulh anlaşması doğrultusunda davacılardan alınarak hazineye gelir kaydına,
Manevi tazminat talebi ile ilgili olarak da kabul edilen kısım üzerinden alınması gereken 6.831.00 TL nispi harcın dava açılırken davacılar adli müzaharet talebinde bulunarak harç yatırmamış olduğundan tümünün davalılar ———– alınarak hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafça yapılan 1.000.00 TL bilirkişi ücreti ile 570.00 TL tebligat ve müzekkere giderinin ve 8.20 TL vekaletname harcının toplamı olan 1.578,20 TL yargılama giderinin manevi tazminat davasının kabul edilen kısmına isabet eden 394.55 TL sinin davalılar ——————- alınarak davacıya verilmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı tarafından ve davalı —————– Şirketi tarafından yapılan yargılama giderlerinin bu taraflar arasında akdedilen sulh anlaşması doğrultusunda üzerlerinde bırakılmasına,
————— tarafından yapılan 100.00 TL tebligat ve müzekkere giderinin manevi tazminat davasının reddedilen miktarına isabet eden 75.00 TL sinin davacılardan alınarak bu davalılara verilmesine, bakiye giderin bu davalılar üzerinde bırakılmasına,
7-Hüküm tarihinde yürürlükte olan avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca , maddi tazminat talebi yönünden taraflar arasındaki sulh anlaşması doğrultusunda taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yerolmadığına,
Aynı tarifenin 10. Madde hükmü uyarınca manevi tazminat davası ile ilgili olarak , davanın kabul edilen miktarı üzerinden davacı yararına tayin ve takdir edilen 10.750,00 TL nispi vekalet ücretinin davalılar ————- alınarak davacılara verilmesine,
Manevi tazminat davasının reddedilen miktarı üzerinden aynı tarifenin 10/2 madde hükmü uyarınca davalılar ————- ve —————– yararına tayin ve taktir edilen 10.750.00 TL nispi vekalet ücretinin davacılardan alınarak bu davalılara verilmesine,
Dair, davacılar vekili ve davalılar —————– vekilinin yüzüne karşı, diğer davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle oybirliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.