Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/12 E. 2020/658 K. 26.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/12 Esas
KARAR NO: 2020/658
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/09/2015
KARAR TARİHİ : 26/11/2020
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline ait —- plakalı — marka— aracın sahibi bulunduğunu, müvekkilinin araçların —- ve idaresinde iken davalıya ait aracın —- sevk ve idaresinde bulunan araç ile davalı sürücüsünün % 100 kusuru ile meydana gelen kazada müvekkili şirket çalışanı —- kazada vefat ettiğini, – hasar meydana geldiğini, — aracın ise —tarihinde hasarın giderildiğini ve müvekkiline teslim edildiğini, müvekkiline ait araçların nakliye hizmetinde kullanıldığını, günlük — elde edildiğini, – plakalı aracın- kaza tarihi ile aracın teslim edildiği — tarihi arasında —– ödeme tarihi olan —- boyunca kazanç kaybına uğradığını, —- plakalı araçta meydana gelen hasar sebebi ile değer kaybının meydana geldiğini, sigorta şirketi nezdinde tespit edilen araç bedelinin — olduğunu ileri sürerek her iki aracın kar kaybı yönünden —- plakalı araç için değer kaybı yönünden —- kaza tarihi itibariyle avans faizi üzerinden davalının ödemesine karar verilmesini talep etmiştir. karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin personelinin kazada tam kusurlu olduğu iddiasını kabul etmediklerini, ceza davası sonuçlanmadığından kesinleşmiş bir kusur miktarından bahsetmenin mümkün olmadığını, davacının maddi tazminat taleplerinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, geç müracaat edilmesi veya sigortanın geç ödeme bulunması sebebi ile kaza tarihi ile ödeme tarihi arasında geçen süre için kazanç kaybı talebinde bulunulmasının mümkün olmadığını, davacının hem müspet hem de menfi zararlarının tazminini talep ettiğini, iki talebin bir arada yer almasının mümkün olmadığını, çekici vasfı olmayan römorkta bir değer azalmasının mümkün olmadığını ileri sürerek haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini mahkememizden talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazası nedeni ile araçta meydana gelen değer kaybı ve aracın kullanılamamasından kaynaklanan kazanç kaybının tazmini istemine ilişkin olup, davanın hukuki sebebi Haksız fiil sorumluluğuna ilişkin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK)’nun 49. Maddesindeki “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür” şeklindeki hükmüne dayanmaktadır . Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklindeki düzenlemedir.
Dava konusu uyuşmazlık, taraflar arasındaki ihtilaf, temelde davaya konu trafik kazası nedeniyle davalılara ait aracın davacıya ait araca çarpması iddiasıyla oluşan değer kaybının ve kazanç kaybının davacı tarafından davalıdan tahsilini talep edip edemeyeceğine ilişkindir.
Celp ve tetkik olunan — tarihli kaza tespit tutanağında kazanın bu tarihte 11:20 sıralarında meydana geldiği, kazanın meydana gelmesinde davalıya ait — plakalı araç sürücüsünün 2918 Sayılı KTK’nun 52/1-b maddesini ihlal ettiği ve birinci derecede kusurlu olduğu, kaza krokisinin incelenmesinde davalı araç sürücüsünün bölünmüş yol orta kısmındaki araçları geçerek karşı yönden gelen araçların kullandığı yol bölümüne geçtiği, bu sırada karşı yönden gelen ve seyir istikametine göre yolun en sağ şeridinde seyir halinde olduğu anlaşılan davacıya ait araç sürücüsü —- sevk ve idaresindeki araca çarptığı anlaşılmıştır.
Dava konusu kaza nedeniyle —– sayılı dosyadan yapılan yargılama sonucu kazanın meydana gelmesinde davalı araç sürücüsünün asli ve tamamen kusurlu olduğu ve 3 yıllık cezalandırılmasına karar verildiği görülmüştür.
Mahkememizce tarafların kusur durumunun tespiti için 3 kişilik bilirkişi heyetinden rapor alınmasına karar verilmiş olup, bilirkişi dosyaya sunmuş olduğu —-tarihli raporunda tüm dosyadaki deliller değerlendirilmek suretiyle yapmış olduğu inceleme sonucu dava konusu kazanın meydana gelmesinde davalıya ait — plakalı araç şoförü —- meydana gelmesinde % 100 oranında kusurlu olduğu, davalının ise araç işleteni olarak şoförün kusurundan kendi kusuru gibi sorumlu olduğu, davacıya ait —- plakalı çekici şoförü olan ve kazada hayatını kaybeden sürücü —- kusurunun bulunmadığı yönünde rapor tanzim edilmiş ve rapor usulüne uygun olarak taraflara tebliğ edilmiştir.
Davalı taraf kusur raporuna itiraz etmiş ise de gerek mahkememizce alınan kusur raporu gerekse —– yapılan yargılama da alınan kusur raporu dikkate alındığında her iki raporunda olayın oluş şekline uygun olduğu, her iki raporda da davalıya ait araç sürücüsünün asli ve tam kusurlu olduğu anlaşılmış , davalının kusur raporuna itirazları yerinde görülmemiştir.
Mahkememizce tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi yönünden bir mali müşavir ve bir makine mühendisi bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş olup, bilirkişi dosyaya sunmuş olduğu —- tarihli raporunda özetle, bilirkişi davacının ticari defter ve kayıtlarında yapılan inceleme sonucu davacının — plakalı aracıyla—- tarihleri arasında —-gelir elde ettiği, bir günlük giderler hariç gelir ortalamasının —– olduğu, bu gelirin elde edilmesi için ne miktarda harcama yapılmış olabileceğinin belirlenmesinin mümkün olmadığını, davacının gelirlerinden giderlerinin düşülmesi neticesinde günlük karının teknik bilirkişi tarafından belirleneceğini, teknik yönden yapılan incelemede davacıya ait —- plakalı yarı römorkun piyasa soruşturmasına göre değerinin —- arasında değiştiği, olay tarihinde yaklaşık 4 yaşında olduğu, yarı römorkun değer kaybının model yılı, kilometresi, kullanma durumu, hasar miktarı , piyasa rayiç ve hasarlı durumdaki durumu dikkate alındığında — değer kaybına uğramış olduğu, — plakalı çekici yönünden ise davacının ortalama geliri — tespit edilmiş ise de bu bedelin içinde sürücü ücreti, yakıt bedeli, hızlı aşınan lastik bedeli, amortisman, bakım gideri ve diğer genel giderler değerlendirildiğinde günlük ortalama net karının — olduğu, dava konusu kazanın — tarihinde meydana geldiği ve davacıya ait çekicinin kazada pert total olduğunun tespit edildiği rapor tarihinin — olduğu dikkate alındığında bu tarihler arasında davacının -gün çalışmadığı, bu süre içerisinde— kazanç kaybına uğrayacağı, şayet kaza tarihi ile davacıya pert bedelinin ödendiği — tarihi arasında — gün çalışmadığı kabul edilir ise —— değer kaybı olabileceği yönünde iki seçenekli rapor düzenlenmiş ve rapor usulüne uygun olarak taraflara tebliğ edilmiştir.
Tarafların rapora beyan ve itirazlarda bulunması üzerine mahkememizce farklı bir makine mühendisi bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş olup, tarafların rapora karşı itirazlarını somut ve gerekçeli olarak karşılayan ve hükme esas alınan—– tarihli bilirkişi raporunda özetle; kusur yönünden yaptığı değerlendirmede davalıya ait araç sürücüsünün % 100 kusurlu olduğunu, davacıya ait araç sürücüsünün ise kazanın meydana gelmesinde bir kusurunun olmadığını, davacıya ait —- plakalı çekici yönünden değer kaybının miktarı bakımından yapılan değerlendirmede kasko ekspertiz raporuna göre hasar tarihinin -olduğu, aracın—- model olduğu, kilometresinin — olduğu, eksper tarihinin — olduğu, hasar onarım süresinin 30 iş günü olduğu, piyasa değerinin — hariç hasar bedelinin ——– olduğu, aracın ağır hasarlı olarak değerlendirilmesinin talep edildiği, sigorta şirketince detay soltaj çalışması yapılması gerektiğinden sürecin uzadığı ve aracın tamirinin ekonomik olmadığının anlaşılmakla pert total kabul edilebileceği, bu nedenle değer kaybı hesaplaması yapılmasının teknik olarak mümkün olmadığını, —- plakalı —yönünden yapılan değerlendirmede römorkun— olduğu, sigorta bedeli ve piyasa değerinin — olduğu, aracın hasar onarım süresinin 7 iş günü olduğu, onarımı yapan servisin anlaşmalı ve yetkili olduğu, toplam hasar tutarının — olduğu, yapılan incelemede — hasar kaydının bulunmadığı, söz konusu — rayiç değerinin tespitinde eksper tespiti ve aynı model ve aynı teknik özelliğe sahip araçların değerlendirilmesinin yapıldığı, römorkun ikinci el piyasa değerinin —– civarında olabileceği, ikinci el kazalı rayiç değerinin ise yapılan incelemeler ve araştırmalar sonucu — olabileceği ve kaza tarihi itibariyle dava konusu —- sonuç olarak — değer kaybı oluştuğu tespit edilmiş olup, kazanç kaybı yönünden yapılan değerlendirmede —– plakalı çekiciye kasko şirketince hazırlanan ekspertiz raporuna göre araca pert işlemi uygulandığı ve ortalama pert total işlemleri – ödeme süresinin 30 gün olabileceği, bu süre zarfında davacının aracından faydalanamamış olması nedeniyle araçtan yoksun kalabileceği, dava konusu kazanın— olduğu ve davacıya aracın —- nedeniyle ödemenin yapıldığı —–gün olduğu, dosyada mevcut delil niteliğindeki ekspertiz raporuyla dosya kapsamına göre ödeme tarihindeki gecikmenin evrakların geç ulaştırılması ve aracın rayiç/soltaj değer tespitinden kaynaklandığı, bu hususta davalı tarafın bilgisi ve katkısı olmadığı, eksper raporundaki tespitlere göre araç onarılsaydı aracın onarım süresinin 30 iş günü olduğu, bu sürenin aynı zamanda aynı model ve özellikte yeni bir araç alması için gerekli makul süre olup eksperin ilk tespit tarihinin — olduğu dikkate alındığında davalının toplamda 33 günden sorumlu olabileceği, dava konusu çekici ve bağlı römork tipi araçların serbest piyasa koşullarında günlük kiralama bedelinin ortalama — günlük onarım süresince kazanç kaybının — olabileceği yönünde rapor tanzim edilmiş ve rapor usulüne uygun olarak taraflara tebliğ edilmiştir.
Davacı vekili —- tarihli dilekçesi ile davasını bilirkişi raporu doğrultusunda ıslah etmiş olup ıslah dilekçesi usulüne uygun olarak davalıya tebliğ edilmiş olup davalı vekili süresi içerisinde ıslah dilekçesine karşı davanın kısmi dava olduğunu, ıslahın zamanaşımına uğradığını ve davanın haksız fiilden kaynaklı olmasından dolayı alacağa yasal faiz uygulanması gerektiği yönünde itirazda bulunmuştur.
HMK 107. Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarına yahut değerine tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkansız olduğu hallerde alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir.
Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini arttırabilir.
Yapılan yargılama sonucunda dosyadaki tüm deliller , ekspertiz raporu, kaza tespit tutanağı, ceza dosyası, bilirkişi raporları, iddia ve savunmalar hep birlikte değerlendirildiğinde;—tarihinde davalıya ait — plakalı çekici ve çekiciye bağlı —- plakalı —- plakalı çekici ve çekiciye bağlı — arasında maddi hasarlı ve ölümlü trafik kazası meydana geldiği, alınan kusur bilirkişi raporlarına göre kazanın meydana gelmesinde davalıya ait —- plakalı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde % 100 oranında kusurlu olduğu, davacıya ait—- plakalı araç sürücüsünün ise kazanın meydana gelmesinde bir kusurunun olmadığı, kaza nedeniyle davacının talebinin kazanç kaybı ve değer kaybının tazmini olduğu, alınan bilirkişi raporlarına göre davacıya ait —- plakalı —değer kaybı oluştuğu, davacıya ait —- plakalı çekiciye ise dava dışı kasko şirketi tarafından pert total işlemi uygulandığı, bu nedenle araçta değer kaybı hesaplamasının mümkün olmadığı, kazanç kaybı yönünden ise davacı her ne kadar aracın —gün kullanılamadığını beyan etmiş ise de eksper raporunda aracın onarım süresinin 30 iş günü olarak tespit edildiği, ancak kaza tarihinden — gün sonra davacıya dava dışı kasko şirketince yapılan ödemedeki gecikmenin evrakların geç ulaştırılması ve aracın rayiç/soltaj değer tespitinden kaynaklandığı, bu gecikmeden dolayı davalının bir kusurunun bulunmadığı, davalının eksper raporunda ilk tespit tarihinin — olduğu dikkate alındığında kazanç kaybından toplam — ile sorumlu olduğu, bilirkişi raporlarına göre davacıya ait çekicinin günlük kiralama bedelinin ortalama —- onarım süresi dikkate alındığında toplam kazanç kaybının— olduğu, sonuç olarak davalının — kazanç kaybından dolayı—- iş günü içerisinde tamir edilen römorktan dolayı da — değer kaybı zararından sorumlu olduğu, davalı her ne kadar alacağa haksız fiilden dolayı yasal faiz uygulanmasını gerektiğini iddia etmiş ise de
dava konusu karşı aracın kamyon olması, aracın ruhsatında ticari araç olduğu yazılı olması dikkate alındığında, TTK 3. maddesi ve 3095 SK 1. ve 2/1 maddesi uyarınca davalılar bakımından avans faizine hükmedilmesi gerektiği——- davalı davanın kısmi dava olduğunu ve ıslah tarihi itibariyle davanın zamanaşımına uğramış olduğunu iddia etmiş ise de, dava dilekçesinde fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydı ile dava açıldığı, davacının yapılan yargılama sonrasında dava değerini tam ve belirlenebilir olduğu anda ıslah dilekçesi ile davasını bilirkişi raporu doğrultusunda ıslah ettiği anlaşılmakla açılan davanın HMK 107. Maddesi uyarınca belirsiz alacak davası olduğu, davalının davanın kısmi dava olması nedeniyle ıslah tarihi itibariyle davanın zamanaşımına uğradığı iddiasının yerinde olmadığı sonuç ve vicdani kanaatine varılarak davanın haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline ilişkin davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda belirtildiği gibi;
1.Davanın KABULÜ ile; — değer kaybı tazminatı ve – kazanç kaybı tazminatının kaza tarihi olan —- tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Başlangıçta peşin olarak alınan 68,31 TL harcın alınması gerekli olan 751,41 TL harçtan mahsubu ile bakiye 683,1 TL karar ve ilam harcının davalı ‘dan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu peşin harç 68,31 TL, posta ve tebligat gideri 212,4 TL, bilirkişi ücreti 6000 TL, olmak üzere toplam 6280,71 TL yargılama masrafının davalı ‘dan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı taraf yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 4.080,00 TL avukatlık ücretinin davalı ‘dan alınarak davacı tarafa verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile ——Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 26/11/2020