Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1174 E. 2023/311 K. 05.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/1174
KARAR NO : 2023/311

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 16/10/2015
KARAR TARİHİ : 05/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacılar vekili 16/10/2015 tevzi tarihli dava dilekçesinde özetle; davalılardan —- diğer davalı —–çalışmakta olduğunu, davalı şirkete ait —-plaklı araç ile —– üzerinde seyir halinde iken 11/07/2015 tarihli trafik kazasında davalılardan davacılardan 4 yaşındaki —– çarpması sonucu ölüm tehlikesi ile ağır yaralandığını ve kaza sonucu felç kaldığını, sürücünün aşırı süratli ve dikkatsiz olduğunu, görüş alanı açık olduğu halde yayaya dikkat etmediğini, araç sürücüsü —–kazada %100 kusurlu olduğunu, küçüğün felçli olarak bitkisel hayat sürdüğünü, ömrünü kaza yüzünden felçli olarak geçireceğini, maddi zararının tespiti maluliyet oranının tam olarak tespiti ve yapılacak bilirkişi incelemesi ile tam olarak belirleneceğini, davacının kazanç kaybının yanında artık bir başkasının bakımına muhtaç olacağı ve bu nedenle de maddi zararının olacağının açık olduğunu, başkasının yardımına muhtaç olması nedeniyle uğranılacak zararın da maddi zarar hesaplamasına dahil edilmesi gerektiğini, davacının —–yaşadığı ve ömrünün kalan kısmında okuyup üniversite mezunu olma ihtimalinin yüksek olduğu kazancının da bu nedenle asgari ücretin üstünde olacağı maddi zarar hesaplamasında gözetilmesi gerektiğini, davacının manevi kaybının rakamlarla telafisi mümkün olmadığını, davacı küçük —– manevi zararının bir nebze olsun giderilmesi için tazminat talep zorunluluğu doğduğunu, davacı kardeş ile anne ve babanın kaza nedeniyle manevi zarara uğradıklarını, destekten yoksun kalma tazminatının söz konusu olduğunu, çocuklarının mevcut hali ile tümüyle malul kaldığını, davalı şirket ve sürücü müvekkili ve yakınlarından asgari ilgiyi esirgediğini, maddi manevi hiçbir yardımda bulunmadığını, kaza nedeniyle davalılardan sürücü —- ile —–kazaya neden olan aracın asıl işleteni olması sıfatıyla, davalı —–manevi tazminat hariç aracın sigortalandığı şirket olması nedeniyle müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, davacıların zararı tazmininin gerektiğini, davacıların ekonomik açıdan yeterli durumda olmaması nedeniyle HMK 336 maddeleri gereğince adli müzaheretten yararlanması gerektiğini, dava nedeniyle harç ve masrafları ödeyebilecek durumda olmadıklarını belirterek adli müzaheret talebimizin kabulüne, fazlaya dair her türlü dava ve talep artırma hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik davacı —–için 750.000,00 TL manevi tazminat ile tüm maddi zararının tazmini için 100.000,00 TL tazminatın, kardeş;—– için 100.000,00 TL manevi tazminatın, baba; —– için 200.000,00TL manevi tazminatın, 1000,00TL maddi tazminatın, Anne —–200.000,00TL manevi tazminatın, 100,00 TL maddi tazminatın, davalılardan kaza tarihinden itibaren işleyecek en yüksek faizi ile birlikte sigorta şirketinin poliçe limiti ile sınırlı ve yalnızca maddi tazminattan sorumlu tutulmak suretiyle müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacılar vekili 20/10/2020 tarihli dilekçesinde; “A-) —– karşı olan tüm maddi tazminat taleplerimizden feragat ediyoruz. B-) Diğer davalılar —– ve —–için ise 290.000,00-TL’ye kadar olabilecek bakıcı gideri alacağımız açısından (Sigorta teminatı kapsamında kalan kısım için) feragat ediyoruz. Sigorta teminatı kapsamı dışında kalan ve 290.000,00-TL’nin üzerinde olabilecek bakıcı gideri taleplerimiz açısından davamız ve talebimiz devam etmektedir. C-) Diğer davalılar —— için 290.000,00-TL’ye kadar olabilecek bakıcı gideri alacağımız haricindeki tüm maddi tazminat taleplerimizden feragat ediyoruz. D-) Diğer davalılar —— için manevi tazminat taleplerimiz açısından davamız ve taleplerimiz devam etmektedir.” şeklinde beyanda bulunarak davalı —– Şirketi ile sulh protokolü yapıldığını, poliçe kapsamında sorumlu olunan miktar açısından sigorta şirketince ibra edildiğini, bakıcı gideri için 290.000,00 TL’nin üzerinde kalan kısım için diğer davalılar açısından maddi tazminat taleplerinin devam ettiğini belirterek poliçesi kapsamı dışında kalan 290.000,00TL’nin üzerinde olabilecek bakıcı gideri taleplerinin ve manevi tazminat talepleri açısından davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
ISLAH/DAVA DEĞERİ ARTIRIMI: bilirkişi raporunda bakıcı giderleri zararları olarak 1.262.023,71 TL hesaplama yapıldığını, maddi tazminat taleplerini 1.262.023,71 TL olarak ıslah ettiklerini belirterek talep ettiklerin manevi tazminat ile birlikte maddi tazminat için bakıcı giderleri zararları 1.262.023,71 TL ‘nin, zarar tarihinden itibaren işleyecek en yüksek faizi ile birlikte davalılar ——müşterek ve müteselsil olarak tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı—– Şirketi vekili 10/11/2015 tarihli davaya karşı beyan konulu dilekçesinde özetle; kazaya karışan —–plakalı aracın müvekkili şirkete 27.11.2014-2015 tarihleri arasında —– numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk Trafik Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, sorumluluklarının sigortalısının kusuru oranında olmak üzere bedeni zararlarda azami 290.000,00TL ile sınırlı olduğunu, teminatın bildirilmesinin davayı kabul anlamına gelmediğini, manevi tazminat taleplerinin poliçe limiti dışında olduğunu, maddi tazminat taleplerinin belirlenebilmesi için kusur ve maluliyet oranlarının belirlenmesi gerektiğini, müvekkili şirketin sigortalısının kusurlu olması halinde sorumlu tutulabileceğini, olay tarihinden itibaren faiz talep edilmesinin yasaya aykırı olduğunu, müvekkili şirkete müracaat edilmediğini belirterek davacının geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı talebine ilişkin talebinin reddine, delilerin toplanması sonrası —– kusur ve maluliyet raporu alınmasına, aktüer sıfatın sahip bir bilirkişi aracılığı sürekli ile iş göremezlik tazminatının hesaplanmasına, müvekkili şirketin sigortalısının kusurlu bulunması durumunda sorumluğun bakiye poliçe limiti sınırlı olacağına, davanın kabulü halinde dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesine, müvekkil şirketin dava açılmasına sebebiyet vermediği için yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı —–Şirketi vekili 02/11/2020 tarihli dilekçesinde özetle; davacı ile kaza konusu sorumlu oldukları maddi tazminat yönünden sulh olunması sebebiyle, davacı tarafça 20.10.2020 tarihli beyan dilekçesi ile—– karşı maddi tazminat talebi yönünden feragat ettiğini belirterek yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını beyan etmiştir.
Davalılar —–Vekili 04/12/2015 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın iddialarını kabul etmediklerini, davanın reddini talep ettiklerini, trafik kazası nedeniyle davalı müvekkil —-hakkında —–Asliye Ceza Mahkemesi’nin——-Esas sayılı dosya ile yargılamanın devam ettiğini, olayın meydana geldiği yerin araç trafiğine açık olduğu nazara alındığında 4 yaşındaki bir çocuğun tek başına korumasız bir şekilde araç trafiğine açık yola bırakılması davacı anne ve babanın sorumluluklarını yerine getirmediklerini gösterdiğini, kaza tespit tutanağından kazanın müvekkili —– çocuğa çarpmasından ziyade davacı —– yola fırlamasından ve kontrolsüz geçişinden kaynaklandığının açık olduğunu, çocuğun tek başına araç trafiği olan caddeye bırakmalarının ciddi oranda kusurlu olduklarını gösterdiğini, 4 yaşında olan davacı küçüğün kendi başına hareket etmesinin beklenemeyeceği gibi trafik kurallarını da bilmesinin beklenemeyeceğini, kazada anne babanın kusurlu olduğunu, tarafların kusur oranının —–Asliye Ceza Mahkemesi’nin —— Esas sayılı dosyası ile yaptırılacak bilirkişi incelemesi ile de ayrıca belirleneceğini, kazanın meydana gelmesinde —–kusursuz olduğunu, kazanın meydana geliş şekli incelendiğinde müvekkilinin ihlal ettiği herhangi bir trafik kuralı olmadığı, davacı iddiasının aksine hızının çok düşük olduğu, kaza tutanağı ve hız raporu ile sabit olduğunu, araç kullanım hızının yasal sınırın da altında olduğunu, mahkemece davalı müvekkili —— kusurlu bulunması halinde, tazminat miktarının kusur oranına göre tespit edileceğini, davacı küçüğün felçli olduğu iddiasının araştırılması ve ispatlanması gerektiğini, hayatı boyunca yatalak kalıp kalmayacağı, maluliyetinin oluşup oluşmayacağı —— tarafından alınacak rapor ile ispatlanacağını, müvekkilinin kusurlu olması halinde maddi tazminat hesabında kriterin asgari ücret olacağını, talep edilen 1.250.000 TL manevi tazminat miktarın fahiş tutarda olduğunu, sebepsiz manevi tazminatın sebepsiz zenginleşmeye aracılık edemeyeceğini, davacıların sosyo ekonomik durumlarının araştırılması gerektiğini, müvekkiline ait—– plakalı aracın—– tarafından —— poliçe numarası ile kasko poliçesi ile sigortalandığını, dava neticesinin sigorta şirketini de ilgilendireceğini, davanın —– ihbar edilmesini talep ettiklerini, kaza tarihinden itibaren en yüksek faizi talep edildiğini, müvekkili aleyhine bir tazminata hükmedilmesi halinde davalı müvekkiller temerrüde düşürülmediği için ancak dava tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsili yönünde hüküm kurulabileceğini belirterek davanın reddine yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde davaya konu trafik kazası nedeniyle kusur ve maluliyet oranları ile davalı tarafın zararı tazmin yükümlüsü olup olmadığı noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, daimi iş göremezlik, bakıcı giderleri tazminatı(maddi tazminat) ve manevi tazminat davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: Haksız fiil sorumluluğuna ilişkin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK)’nun 49. Maddesindeki “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER:
Celp ve tetkik olunan 11/07/2015 tarihli Görgü Tespit Tutanağı incelendiğinde; 11/07/2015 günü saat 13:00 sıralarında — durağına 15 metre kala meydana gelen kaza ile ilgili —— plakalı kamyonet üzerinde yapılan görgü ve tespitte aracın herhangi bir yerinde eğilme, çökmeye rastlanılmadığı, boydan boya sürtme izine benzer iz olduğunun belirtildiği anlaşılmıştır.Davalı Sigorta Şirketi ‘nin davaya karşı beyan dilekçesinde;—– plakalı aracın davalı sigorta şirketine 27.11.2014-2015 tarihleri arasında—— numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğu beyan edilmiştir.
—– plakalı aracın tescil kaydına göre kaza tarihinde davalı——adına kayıtlı olduğu anlaşılmıştır.—– Asliye Ceza Mahkemesinin —–Esas sayılı dava dosyasının celbolunarak yapılan incelenmesinde; —— Soruşturma ——Esas —— İddianame sayılı iddianamesi ile sanık —– …mağdura çarparak mağdurun —– Şube Müdürlüğünün 06/10/2015 tarih ve —– sayılı adli raporuna göre, hayati tehlike geçirilecek şekilde yaralanmasına sebebiyet verdiği, dosyadaki tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde, şüphelinin trafik kurallarının gerektirdiği dikkat ve özeni göstermeyerek, mağdurun yaralanmasına sebebiyet vermek suretiyle üzerine atılı suçu işlediğinden taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma suçundan TCK’ nın 89/1,89/2-e maddeleri gereğince cezalandırılması istemli kamu davası açıldığı, yapılan yargılama sonucunda mahkemece; ” dosyadaki tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde 11.07.2015 tarihinde öğlen saatlerinde sanığın sevk ve idaresindeki —– plakalı aracı ile —— Caddesi üzerinde seyir halinde iken çocuk parkı önüne geldiğinde aracın sol tarafından koşarak gelen yaya —– çarptığı ve ——raporunda tespit edildiği üzere küçüğün yaralandığı, küçük çocuğun yola kontrolsüz ve ani bir şekilde girmesi nedeniyle kazanın meydana geldiği, —– 4 yaşında olması nedeniyle tek başına caddeden karşı karşıya geçme kurallarını bilemeyeceğinden yalnız bırakılmaması gerektiği, sanığın seyir halinde iken koşarak kontrolsüz şekilde yola giren ve karşıya geçmeye çalışan çocuğa çarptığı, kazada kusuru bulunmadığı, —–Trafik İhtisas Dairesi ‘nin 29.03.2017 ve 14.12.2017 tarihli raporlarının içerik itibariyle yerinde olduğu, her ne kadar bilirkişi —— düzenlenen raporda sanığın tali olduğu kusurlu olduğu belirtilmiş ise de mahkememizce olay yerinde yapılan keşif sırasındaki gözlem ve—– raporlarının olaya uygun olması dikkate alındığında sanığın kazanın oluşunda kusuru bulunmadığı kanaatine varıldığından beraatine karar vermek gerekmiştir.” gerekçesi ile berat kararı verildiği, kararın—–Ceza Dairesi ‘nin —– Esas —— sayılı 01.10.2018 tarihli kararı ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmek suretiyle 01/10/2018 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
Asliye ceza mahkemesi tarafından her ne kadar somut uyuşmazlığa konu trafik kazasında sürücü ——hakkında kusuru olmadığından bahisle beraat kararı verilmiş ise de Türk Borçlar Kanunu ‘nun 74.maddesindeki; ” Hâkim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hâkimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir. Aynı şekilde, ceza hâkiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da, hukuk hâkimini bağlamaz.” şeklindeki hüküm dikkate alınarak gerek Asliye ceza mahkemesinde yapılan yargılama sırasında alınan bilirkişi raporları, gerekse mahkememizce yaptırılan kusura ilişkin bilirkişi incelemeleri sonucunda düzenlenen raporlar dikkate alınarak mahkememizce Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen beraat kararı ile bağlı kalmayarak hukuki anlamda sorumluluğun tespiti yoluna gidilmiştir.—— Trafik Kürsüsünden bildirilen üç makine mühendisi tarafından tanzim edilen 16/04/2019 tarihli raporda özetle; olayda yaya —– ve bakımı/gözetiminden sorumlu olan birinci derecede ve % 80 (yüzde seksen) oranında kusuru bulunduğu, sürücü —— ise ikinci derecede ve % 20 (yüzde yirmi) oranında kusuru bulunduğu rapor edilmiştir.
Kazanın meydana geldiği 11.07.2015 tarihi nazara alınarak 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe geren ZMMS Genel Şartlarına, 02.08.2016 tarihli —– yayımlanarak yürürlüğe giren değişiklikle eklenen EK:6 uyarınca, 30.03.2013 tarihli —— yayımlanan Özürlülük Ölçütü ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenen ——karar sayılı maluliyet raporuna göre; —– 11/07/2015 tarihinde maruz kaldığı trafik kazası ile illiyetli organik beyin hasarı, kranioektomi defekti ve hafif düzeyde solunum sıkıntısı arızası nedeniyle;
A-) 30/03/2013 tarih, —— yayımlanan Özürlülük Ölçütü ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre:
I. Zihinsel, Ruhsal, Davranışsal Bozukluklar, Geçici Fonksiyon Kaybına Neden Olan Hastalıklar, B- Beyin Hasarı, Beyin İşlev Bozukluğuna Bağlı Davranış Bozuklukları (Organik Kişilik Bozukluğu-Frontal Lob Sendromunu İçerir-Beyin sarsılması sonrası-postkontüzyonel sendrom) 3-Tedavi ile İşlevselliği düzelmeyen- %70
II. Göğüs Hasatalıkları ve Göğüs Cerrahisi 1-Doğuştan veya kazanılmış akciğer, plevra ve göğüs kafesi hastalıkları veya akciğeri tutan diğer bütün hastalıklarda, solunum ve dolaşım fonksiyonunda bozukluk yapmış; Solunum Fonsiyon Testlerine göre değerlendirmede a-) Az etkilenme %20
Balthazard formülüne göre %76
Özürlülük durumuna göre tüm vücut fonksiyon kaybı oranının %76(yüzdeyetmişaltı) olduğu…
C-) Aynı yönetmelik çerçevesinde başka birisinin sürekli bakımına muhtaç durumda olduğu,
D-) Küçüğün henüz gelişim çağında olduğu, erişkin döneme ulaştığında klinik durumunda değişiklik meydana gelebileceği, bu durumda engel durumunun da değişebileceği yönünde görüş bildirildiği görülmüştür. —– iş bu raporu kaza tarihi itibariyle uygulanması gereken yönetmelik uyarınca bilimsel gerekçeli olduğu görülmekle hükme esas alınmıştır.
Hükme esas alınan —– maluliyet raporu uyarınca; aktüerya bilirkişisinden alınan 05.01.2023 tarihli ek raporda; ” ——raporunda küçük—– başkasının bakımına sürekli muhtaç olduğu yönündeki belirleme dikkate alınarak davalıların kusur oranına isabet eden bakıcı gideri zararının toplamda 1.552.023,71 TL olduğu, davalı sigorta şirketi tarafından 290.000,00 TL’lik kısmının ödenmiş olması da dikkate alındığında neticeten davacının 1.262.023,71 TL bakıcı gideri zararını talep edebileceği…” belirtilmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler(TBK m. 51).
Maddi Tazminat
Haksız fiil sonucunda ölüm gerçekleşmemişse 6098 sayılı TBK’nın 54. Maddesine göre; tedavi giderleri, kazanç kaybı, çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar, ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar bedensel zararlar olarak kabul edilir.
Aynı Kanunun tazminatın belirlenmesine ilişkin 55/1. Maddesine göre ise; bedensel zararlar, Borçlar Kanunu hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez. Hesaplanan tazminat, miktar esas alınarak hakkaniyet düşüncesi ile artırılamaz veya azaltılamaz.
Manevi Tazminat
Anılan Kanunun 56/1-2. Maddesine göre, Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.
UYGULANACAK MEVZUAT
Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır(KTK m. 90).14/05/2015 tarih ve—— yayımlanarak 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’na, 2/02/2016 Tarih ve —–yayımlanarak yayım tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında Değişiklik Yapılmasına Dair Genel Şartlar’ın 4. Maddesi ile eklenen ve 01/06/2015 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe gireceği düzenlenen “genel şartların uygulanacağı sözleşmeler” başlıklı C.11. Maddesi “Bu Genel Şartlar yürürlük tarihinden sonra akdedilmiş sözleşmelere uygulanır.” şeklindedir. Yeni genel şartlar C.11 maddesine göre genel şartlar yürürlük tarihi olan 01.06.2015 tarihinden sonra akdedilmiş sözleşmelere uygulanacaktır. Bunun doğal sonucu olarak artık eski genel şartların yeni genel şartların yürürlük tarihinden sonra düzenlenen poliçelerde uygulanma imkanı bulunmamaktadır(Yargıtay —–. Hukuk Dairesi’nin 29/05/2017 Tarih,—–Esas ve ——-Karar Sayılı İlamı).
Kaza tarihinin ve sigorta poliçe tarihinin genel şartlarının yürürlüğe girdiği 01/06/2015 tarihinden sonra olması dikkate alındığında, açılan davalar 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları uyarınca değerlendirme yapılarak hüküm kurulması gerekir(—-. Hukuk Dairesi’nin 12/07/2017 Tarih, —– Esas ve——Karar Sayılı İlamı).

SORUMLULUK VE SİGORTA TEMİNATI
Müteselsil Sorumluluk
TBK’nın 61. Maddesine göre; birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır.Aynı şekilde 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu(KTK)’nıun 88. Maddesine göre de Bir motorlu aracın katıldığı bir kazada, bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlar müteselsil olarak sorumlu tutulur.
Araç Malikinin Sorumluluğu
2918 Karayolları Trafik Kanunu(KTK)’nıun 85. Maddesi; “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.é şeklindedir. Ancak, işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bir bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın, kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulur. Sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilir.(KTK Madde 86) İşleten; araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır.(KTK Madde 3)
Sigortanın Sorumluluğu
Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.(KTK Madde 97)
Sigorta şirketinin sorumluluğu, kaza tarihinde geçerli olan poliçe limitlerle sınırlıdır.(KTK Madde:93)
Sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran haller zarar görene karşı ileri sürülemez(KTK Madde:95/1).
MALULİYET/İŞ GÖREMEZLİK ORANININ TESPİTİ
Maluliyet/iş göremezlik/çalışma gücü kaybı oranının, kazalının şikayetleri dikkate alınarak trafik kazası-haksız fiilin gerçekleştiği tarihe göre 11.10.2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında ise Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013 tarihinden sonra ise Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğine uygun olarak düzenlenmesi gerekir(Yargıtay —–. Hukuk Dairesi’nin 30/10/2017 tarih,—- Esas ve —— Karar Sayılı İlamı).
14/05/2015 tarih ve —– sayılı ——- yayımlanarak 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’na, 2/08/2016 Tarih ve —– sayılı ——-yayımlanarak yayım tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında Değişiklik Yapılmasına Dair Genel Şartlar’ın Ek:6 Tazminat Ödemelerinde İstenilecek Belgeler Maddesi ile eklenen düzenlemeye göre bedeni zararlardan sürekli sakatlık tazminatına esas sağlık kurulu raporunun 30/3/2013 tarihli ve —- sayılı —– yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik çerçevesinde düzenlenmesi gereklidir.Buna göre trafik kazası-haksız fiilin gerçekleştiği tarih itibariyle 01.06.2015-20.02.2019 tarihleri arası Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik ‘in uygulanması gereklidir.

TEDAVİ-BAKICI GİDERLERİ
Trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmeti geri ödeme usul ve esasları çerçevesinde —– tarafından karşılanır. (KTK Madde: 98) —– sorumlu olduğu tedavi giderleri dışında kalan tedavi harcamalarından ise sigortacı sorumludur.(Yargıtay —–. Hukuk Dairesi 05/11/2015 Tarih,—–Esas ve—— Karar Sayılı İlamı)14/05/2015 tarih ve —–sayılı—— yayımlanarak 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın 5/b maddesi “Sağlık Giderleri Teminatı: Üçüncü kişinin trafik kazası dolayısıyla bedenen eski haline dönmesini teminen protez organ bedelleri de dahil olmak üzere yapılan tüm tedavi giderlerini içeren teminattır. Kaza nedeniyle mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı giderleri, tedaviyle ilgili diğer giderler ile trafik kazası nedeniyle çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler sağlık gideri teminatı kapsamındadır. Sağlık giderleri teminatı —-sorumluluğunda olup ilgili teminat dolayısıyla sigorta şirketinin ve Güvence Hesabının sorumluluğu 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 98 inci maddesi hükmü gereğince sona ermiştir.” şeklindedir.

TEMERRÜT VE FAİZ
Sürücü ve araç maliki, haksız fiilin işlendiği tarihte temerrüde düşmüş olur.(TBK Madde: 117/2)Sigortacılar, hak sahibinin zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarıyla belirlenen belgeleri, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar.(KTK Madde 99)3095 sayılı yasanın 2. Maddesine göre; Bir miktar paranın ödenmesinde temerrüde düşen borçlu, sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça, geçmiş günler için aynı Kanunun 1. maddesinde belirlenen orana göre(yasal faiz) temerrüt faizi ödemeye mecburdur.Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan/sunulan deliller, Nüfus Kaydı,Trafik Kazası Tespit Tutanağı, —– Kayıtları, Araç Tescil Bilgileri, Sigorta Poliçesi ve Hasar Dosyası, Kusur Tespiti Raporu, Hastane Belgeleri, Maluliyet Raporu, Ceza/Soruşturma Dosyası, Sosyal ve Ekonomik Durum Araştırması, Hesap/Aktüer Raporu, Islah/Talep Arttırım, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; 11.07.2015 tarihinde davalılardan —– ait olup, diğer davalı davalı —–sevk ve idaresindeki —– plakalı araç davacı küçük —– çarpması şeklinde yaralamalı trafik kazası meydana geldiği, kazada davacı —-yaralandığı, kazanın meydana gelmesinde davalı sürücü —– % 20 oranında kusurlu olduğu, davacı küçük —–% 80 oranında kusurlu olduğu, trafik kazası-haksız fiilin gerçekleştiği tarih itibariyle geçerli mevzuat hükümlerine göre kaza nedeniyle davacı küçük —— % 76 oranında sürekli malul kaldığı, davada trafik(ZMMS) poliçesini düzenleyen sigorta şirketinin de taraf olması nedeni ile poliçe tarihi itibariyle 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Genel Şartların uygulanması gerektiği, bu doğrultuda hazırlanan gerekçeli, denetime elverişli ve somut olaya uygun olması nedeniyle hükme esas alınan hesap bilirkişisi raporuna göre davacı küçük —–karşılanmayan bakiye 1.262.023,72 TL bakıcı gideri zararı oluştuğu, davacıların karşılanmayan bakıcı gideri zararı dışında diğer maddi zararlara ilişkin tazminat istemlerinden feragat ettikleri hususu da dikkate alınarak karşılanmayan bakıcı gideri zararından davalılar —— sorumlu olduğu, kaza nedeniyle davacı küçük ——yaralanması nedeniyle oluşan maluliyet oranı, yaşı ve üçüncü kişilerin yardım ve bakımına muhtaç hale gelecek olmanın verdiği üzüntü, yaralanma nedeniyle duyulan acı, elem ve ızdırap ile tedavisi mümkün olmayacak şekilde sürekli malul kalınmış olması karşısında tarafların sosyal ve ekonomik durumları, ihlal edilen şahsi hakkın niteliği, kaza anı ve olayın oluş şekli, zararın ağırlık derecesi, kusur durumu nazara alınarak hakkaniyet ilkesi gereğince davacılar lehine uygun bir miktar manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği, davalı sürücü’nün davacı tarafın maddi ve manevi zararından haksız fiil hükümlerine göre—— plakalı aracı kaza tarihini kapsar şekilde KTK Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası ile sigortalayan davalı sigorta şirketinin davacı tarafın maddi zararından kaza tarihindeki poliçe limitleri içinde kalmak kaydıyla KTK’nın 97. Maddesine göre, davalı işleten/malik’in ise davacı tarafın maddi ve manevi zararından, sürücü kusuru ve araçtaki bir bozukluğun birlikte kazaya neden olmuş olmaları ve kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini iddia ve ispat edilmediğinden KTK 85/1-4 ve 86. maddelerine göre işleten olarak kusursuz sorumluluk esaslarına göre müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları, zararın haksız fiilden doğmuş olması ve bir ticari işletmeyi ilgilendirmemesi nedeni tazminat alacağına yasal faiz uygulanması gerektiği, davalı sürücü ve işleten/araç maliki yönünden temerrütün haksız fiil tarihi itibari ile gerçekleştiği, davalı sigorta şirketi yönünden maddi tazminat istemlerinden feragat edildiği, diğer davalılar yönünden karşılanmayan bakıcı gideri zararı dışındaki maddi tazminat istemlerinden de feragat edildiği hususları birlikte dikkate alındığında aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerektiği sonuç ve vicdani varılmıştır.

HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
1.A)MADDİ TAZMİNATA İLİŞKİN DAVADA
1-Davalı —— yönünden davanın FERAGAT NEDENİ İLE REDDİNE,
2-Davalılar —— Şirketi yönünden bakıcı gideri tazminatına ilişkin davanın kabulü ile 1.262.023,71 TL tazminatın 11.07.2015 tarihinden itibaren işleyecek yıllık %9 yasal faizi ile birlikte davalılar —-Şirketi’nden müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-Davacılar ——yönünden maddi tazminat istemlerinin FERAGAT NEDENİ İLE REDDİNE,
B)MANEVİ TAZMİNATA İLİŞKİN DAVADA
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile;
Davacı —— yönünden 40.000,00 TL manevi tazminatın
Davacı —– yönünden 25.000,00 TL manevi tazminatın
Davacı —– yönünden 25.000,00 TL manevi tazminatın
Davacı ——yönünden 10.000,00 TL manevi tazminatın
11.07.2015 tarihinden itibaren işleyecek yıllık %9 yasal faizleri ile birlikte davalılar —— müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ayrı ayrı ödenmesine,
2-Fazla istemin reddine,
-Başlangıçta peşin olarak alınan 27,70 TL harcın ıslah harcı 4.310,45 TL ile birlikte alınması gerekli olan 93.108,15 TL harçtan mahsubu ile bakiye 88.770,00 TL karar ve ilam harcının davalılar —— müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye irat kaydına,
– Davacı tarafın yargılama sırasında yapmış olduğu başvuru harcı 27,70 TL, posta ve tebligat gideri 794,03 TL, bilirkişi ücretleri 4.400,00 TL olmak üzere toplam 5.221,73 TL yargılama masrafının, davacı yan davasında kısmen haklı çıktığından dava konusunun toplam değerinin kabulle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 2.831,95 TL yargılama masrafına, peşin harç 27,70 TL, ıslah harcı 4.310,45 TL ile birlikte eklenerek sonuç olarak 7.170,10 TL’nin davalılar —— Şirketi’nden müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine, dava konusunun toplam değerinin redle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 2.389,78 TL yargılama masrafının davacı yan üzerinde bırakılmasına,
– Davacı tarafın davalı ——.yönünden yapmış olduğu 192,50 TL yargılama masrafının kendi üzerinde bırakılmasına,
– Maddi tazminat davası yönünden davacı taraf yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 148.961,90 TL avukatlık ücretinin davalılar —— müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine,
-Davacı —— tarafından açılan maddi tazminat davası yönünden davalılar——-Şirketi yargılama sırasında kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’nin 13/2 maddesi uyarınca 100,00 TL avukatlık ücretinin davacı —– alınarak bu davalılara verilmesine,
-Davacı —– tarafından açılan maddi tazminat davası yönünden davalılar——yargılama sırasında kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’nin 13/2 maddesi uyarınca 100,00 TL avukatlık ücretinin davacı—— alınarak bu davalılara verilmesine,
– Manevi tazminat davası yönünden davacı taraf yargılama sırasında kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca davacı —–lehine 9.200,00 TL, davacı —– lehine 9.200,00 TL, davacı —– lehine 9.200,00 TL ve davacı—– lehine 9.200,00 TL olmak üzere toplam 36.800‬,00 TL avukatlık ücretinin davalılar —— müştereken ve müteselsilen davacılara ayrı ayrı verilmesine,
-Davacı —-tarafından açılan manevi tazminat davası yönünden davalılar ——yargılama sırasında kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. ‘nin 10/2 maddesi uyarınca 9.200,00 TL avukatlık ücretinin davacı —–alınarak bu davalılara verilmesine,
– Davacı —– tarafından açılan manevi tazminat davası yönünden davalılar —- Şirketi yargılama sırasında kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. ‘nin 10/2 maddesi uyarınca 9.200,00 TL avukatlık ücretinin davacı —— alınarak bu davalılara verilmesine,
– Davacı —- tarafından açılan manevi tazminat davası yönünden davalılar ——yargılama sırasında kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. ‘nin 10/2 maddesi uyarınca 9.200,00 TL avukatlık ücretinin davacı—— alınarak bu davalılara verilmesine,
– Davacı —–tarafından açılan manevi tazminat davası yönünden davalılar —— Şirketi yargılama sırasında kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. ‘nin 10/2 maddesi uyarınca 9.200,00 TL avukatlık ücretinin davacı —— alınarak bu davalılara verilmesine,
– Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacı tarafa iadesine, artan delil avansının yatıran davalıya iadesine,
Dair, davacı ——ve davacılar vekilinin yüzüne karşı davalılar ve vekillerinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile —— Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.