Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1096 E. 2021/19 K. 12.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2015/1096 Esas
KARAR NO: 2021/19
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 14/10/2015
KARAR TARİHİ: 12/01/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin —-tarihinde —-istikametine doğru seyreden — idaresinde ki— plaka sayılı aracın yolun sağında park halinde olan — plaka sayılı araca çarpmış olduğunu, — plakalı aracında çarpmanın etkisiyle— plakalı araca çarpmış olduğunu ve bu sırada ——– istikametine doğru kaldırımda yaya olarak yürüyen müvekkili —–çarpan araçların arasına sıkışarak yaralanmış olduğunu ve neticede maddi hasarlı ve yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini, olay yerinde —–tarafından,—- plaka sayılı aracın sürücüsü —– trafik kurallarını ihlal ederek maddi hasarlı ve yaralamalı trafik kazasına sebebiyet verdiğine dair trafik kaza tutanağı düzenlendiğini, kazada yaralanan müvekkili—- müdahalenin——–yapılmış olduğunu ardından — tarihinde —- sevk edildiğini, aynı gün — süren bir operasyon geçirmiş olduğunu — günde bir pansuman,—gün ara İle hastane kontrolü yapılmak üzere — tarihinde taburcu edildiğini, müvekkili ——–hâlihazırda evde yatalak durumda olduğunu, tüm İhtiyaçlarının eşi ve çocukları tarafından karşılanmakta olduğunu, kişisel bakımını tek başına ifa edemediğini, müvekkilin yurt içi nakliye şoförlüğü yaparak kazancını sağlamakta iken bu kazanın meydana geldiğini, müvekkilinin ruhsat sahibi —– ve fakat esasen kendisine ait olan—–plaka sayılı kamyonla genel olarak —–taşıma işi yapmakta iken ve iş bu kazanın yaşandığı tarihte aylık ortalama —— kazanç sağlarken , halihazırda yatalak olması ve aynı zamanda tedavilerinin devam etmesi nedeni ile çalışmamakta olduğunu, kaza neticesinde oluşan maluliyet nedeni ile büyük bir ihtimalle uzun yol şoförlüğü yapamayacağını, vücudunda plakalar olması nedeni ile uzun süreli araç kullanma imkanı olmayacağını, belirtilen nedenle müvekkilin iş gücü kaybının tespitinden sonra maddi tazminat taleblerinin de belirtilen ücret üzerinden hesaplanmasını, — nolu davalılar yönünden —-manevi tazminat talebinin müştereken ve müteselsilen kabulüne, tüm davalılar yönünden şimdilik — ——– iş gücü kaybı ve meslekte kazanma kaybına dayalı maddi tazminat, —- bakıcı giderlerinin tamamının müşterek ve müteselsilen kaza tarihinden (sigorta şirketi yönünden poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydıyla, ihtarnamenin davalıya tebliğ edildiği tarihten itibaren işleyecek) itibaren işleyecek yasal faizi ile kabulünü, kazaya sebebiyet veren —–plakalı araç kaydına , aracın satılmış olması halinde araç malikinin muadil bir başka aracının kaydına teminatsız tedbir konulmasını yargılama giderleri ile ücret-i vekaletin de davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı — vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı dava dilekçesinde —— müvekkilimin kullandığı aracın park halinde bulunan bir araca çarpması sonucu araçlar arasında sıkışarak yaralandığını belirterek huzurdaki davayı açtığını, müvekkil aleyhine ikame edilen huzurdaki dava, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olup reddi gerektiğini, davalı müvekkilin —— kaza tarihinde diğer davalılardan——— olarak personel taşıma işi yaptığını, müvekkilin emniyet ifadesindeki beyanlarında belirttiği üzere kar yağışı mevcutken kendi yolunda trafikte ilerlediği esnada önüne çıkan bir köpeği ezmemek isterken direksiyon hakimiyetini kaybederek park halinde araca çarpması üzerinde kaza meydana geldiğini, davacı, müvekkilin kusuru ile dava konusu kazanın gerçekleştiğini belirtmişse de söz konusu kazada müvekkilin tazmin yükümlülüğünü doğuracak herhangi bir kusuru bulunmadığını, kazanın gerçekleştiği tarihte İstanbul’da hava sıcaklığı sıfırın altında ——- seyretmekte olup yoğun kar yağışı mevcut olduğunu, müvekkilin elinden gelen gayreti göstermesine rağmen kendisini de üzen bu kaza vuku bulduğunu, müvekkilin yüksek hızla böyle bir kazaya sebebiyet verdiği iddiası da yerinde olmadığını, davalı müvekkilin yolunda ortalama bir hızla ilerlemekte iken bahsedilen olaylar neticesinde kontrolünü kaybettiğini,—– hiçbir yerinde, hele ki —– en yoğun trafiğe maruz noktalarından olan——- yüksek hız yaparak kural ihlali gerçekleştirilmesi hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, tüm bunların dışında davacının da ifadesinde çarpma sesini duyduğunu belirtmesi nedeniyle kendisini koruyabilme ve kazadan kaçabilme ihtimalinin var olup olmadığının da ayrıca araştırılması gerektiğini, davacının gerek maddi tazminat ve bakıcı giderleri, gerekse de manevi tazminat talepleri, kabul etmemekle birlikte fahiş ve karşılanabilmesinin mümkün olmadığını, zenginleşme ve mamelekini artırma neticesini doğuracak mahiyette ve haksız iktisap niteliği de oluşturabilecek vasıfta olduğunu, müvekkilin zaten cüzi bir maaşla çalışmakta olup anca kendi iaşesini sağlayabilmekte ve hayatını idame ettirebildiğini, tüm bu sebeplerle huzurdaki davanın reddini talep etmiştir.
Davalı ——– cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde bahsi geçen — plaka sayılı aracın — tarihleri arasında ——sigortalı olduğunu, bu poliçeden sorumluluğun sigortalının kusuru oranında olmak üzere bedeni zararlarda kişi başına azami —— sınırlı olduğunu, manevi tazminat poliçe teminatına dahil olmadığını, davacı tarafından —- tarihinde şirkete başvuru yapıldığını ve —-numaralı hasar dosyasının açıldığını, ancak konu hasar dosyasından tazminat hesabının yapılabilmesi için gerekli olan evrakın tamamı müvekkil şirkete ibraz edilmediği için herhangi bir hesaplama yapılamadığından ödeme yapılmadığını, bilindiği üzere kaza sonucu üçüncü kişinin yaralanması ve/veya malul kalması söz konusu olduğu takdirde, sigortacı sigorta poliçesinde belirtilen azami limitlerle ve sigortalının kusuru oranında yaralanan/malul kalanlara veya vekiline tazminat ödemekle yükümlü olduğunu, ancak tazminatın ödenebilmesi için davacıların tedavi gideri olarak yapmış oldukları harcamaların uygun olup olmadığı, maluliyet oranı, çalışabilecek durumda olup olmadığı, bir maluliyet söz konusu ise bu zararlarının uzman bilirkişilerce ayrı ayrı hesap ettirildikten sonra sonucu göre karar verilmesi gerektiğini, müvekkil şirket dava açılmasına sebebiyet vermesi söz konusu olmadığından davanın reddini, yargılama masrafları ve vekalet ücretinden sorumlu olmadıklarını beyan etmiştir.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde meydana gelen kaza nedeniyle kusur ve maluliyet oranları ile davalının zararı tazmin yükümlüsü olup olmadığı noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, geçici ve daimi iş göremezlik ve bakıcı gideri tazminatı (maddi ve manevi tazminat) davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: Haksız fiil sorumluluğuna ilişkin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK)’nun 49. Maddesindeki “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.
Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklindeki düzenlemedir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Celp ve tetkik olunan kaza tespit tutanağında —– plakalı araç sürücüsü davalı—- İstikametine seyir halinde —– geldiği esnada yolun sağında park halinde bulunan — plakalı araca çarpmış,—araçta çarpmanın etkisi ile —plakalı araca çarpmış ve daha sonra yaya kaldırımı üzerinde bulunan davacı yaya —– çarpması sonucu yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, kazanın oluşumunda —-plakalı araç sürücüsü ——- 2918 Sayılı KTK’nun 52/1b maddesini ihlal ettiği yönünde kaza tespit tutanağı tutulduğu görülmüştür.
Davacı vekili tarafından kaza sonrası —–tarihli ihtarname ile davalı—- kaza nedeniyle oluşan zararın tazmini için başvuruda bulunulduğu, ihtarnamenin davalı —– tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Celp ve tetkik olunan — poliçesinin incelenmesinde; —– tarihleri arasını kapsayacak şekilde davalı sigorta şirketine sigortalandığı, şahıs başına bedeni zarar tutarının—- olduğu tespit edildi.
Celp ve tetkik olunan araç tescil bilgilerine göre —plakalı aracın kaza tarihinde davalı —- adına kayıtlı olduğu görülmüştür.
Celp ve tetkik olunan — göre kaza nedeniyle davacıya herhangi bir iş göremezlik ödemesi yapılmadığı anlaşılmıştır.
Davacı —— sosyo ekonomik durum tespiti sonucu mesleğinin şoför olduğu, ilkokul mezunu ve —-yaşında olduğu tespit edilmiştir.
Davalı —— vekili tarafından davacıya kaza nedeniyle tedavi giderleri yönünden maddi destekte bulunulduğuna ilişkin beyanda bulunulmuş ve davacının kızı olduğu anlaşılan —– tarihinde — ve son olarak — tarihinde —olmak üzere toplam —— tutarında ödeme yapıldığına ilişkin dekontlar dosyaya ibraz edilmiştir.
Davacı vekili tarafından müvekkilinin ağır vasıta şoförü olduğu beyan edilmiş olmakla ağır vasıta şoförünün aylık gelirinin tespiti için ücret araştırması yapılmış ve celp olunan müzekkere cevaplarından şehir içi ve şehirler arası kara taşımacılığı işinde çalışan bir şoförün —- yılında aylık net ücretinin —— yönünde olduğuna yönelik cevap verilmiştir.
Dava konusu kaza nedeniyle açılan ——– sayılı ceza dosyasından gerekçeli karar ve kusur raporlarının bir örneği mahkememizce celp edilmiş olup, incelenmesinde ———-dava konusu kaza nedeniyle kusur raporu alındığı, alınan kusur raporuna göre davalı—— asli kusurlu olduğu ve davacı———— ise kusurunun bulunmadığı yönünde rapor alındığı ve mahkemece yapılan yargılama sonucunda davalı araç sürücüsü —– hakkında taksirle yaralamaya sebep olma suçunu işlediğinden adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, kararın kesinleştiği görülmüştür.
—– karar nolu maluliyet raporuna göre; dava konusu kaza nedeniyle davacı ——- çalışma gücü ve meslekte kazanma gücü kaybı oranı tespit işlemleri yönetmeliğinden yararlanılarak ve meslek grup numarası bildirilmemekle grup 1 kabul olunarak E cetveline göre % 15 oranında meslekte kazanma gücünü kaybetmiş sayılacağı ve iyileşme süresinin ise 6 ay olduğu yönünde rapor tanzim edilmiştir.
Davacı vekili tarafından müvekkilinin ağır vasıta şoförü olduğu bildirmiş, davacıya ait —- —-dosyaya ibraz etmiş olup, maluliyet raporunun ağır vasıta şoförü meslek kodunun belirlenmesi ile yeniden maluliyet raporu alınması yönünden itirazı sonrası yeniden davacının mesleği de bildirilmek suretiyle maluliyet raporu alınmasına karar verilmiştir.
—–karar nolu maluliyet raporuna göre; davacının—– tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanması nedeniyle çalışma gücü ve meslekte kazanma gücü kaybı oranı tespit işlemleri yönetmeliğine göre ve meslek grup numarası—– olarak bildirilmekle — cetveline göre —– oranında meslekte kazanma gücünü kaybetmiş sayılacağı, iyileşme süresinin ise olay tarihinden itibaren — ay olduğu yönünde rapor düzenlenmiştir.
Aktüer bilirkişiden alınan —-tarihli raporda özetle; dava konusu trafik kazasının —-tarihli yasal değişiklikten önce olması ve davaya konu sigorta poliçesinin tanzim tarihinin —-tarihindeki poliçe genel şartları değişikliğinden önce olması sebebiyle —– tablosuna göre de teknik faiz indirimi yapılmaksızın hesaplama yapılması gerektiği, — yaşam tablosuna göre davacının muhtemel bakiye ömrünün—-raporuna göre davacının — oranında malul olduğu —– geçici iş göremezlik dönemine ilişkin maddi zarar hesabı yapılacağı, davacının yurt içi nakliye şoförlüğü yaparak kazancını sağladığı, —— göre davacının işletmiş olduğu işletme gelirine göre kazanç tespitinin mümkün olmadığı, davacının fiili, fikri ve bedeni çalışması karşılığı aylık ele geçen net ücretine göre kazanç tespitinin yapılması gerektiğini, mahkemece yapılan emsal ücret araştırmasına göre — yılında bir şoförün aylık ücret ortalamasının —-arasında olabileceğinin tespit edildiğini ve hesaplamanın iki seçenekli yapılacağını, birinci seçenekte davacının kazançlarının yasal asgari ücret seviyesinde olduğu durumuna göre yapılacağı, ikinci seçenekte ise davacının şoför olduğu ve bu çalışması karşılığı kazancının ilgili meslek kuruluşlarından tespit edilen gelir durumuna göre değerlendirme yapılacağını rapor etmiş olup, yapılan hesaplama sonucu davacının —— geçici iş göremezlik süresi boyunca bakıcı giderinin de hesaplanması gerektiği, bu nedenle davacının bakıcı gideri ve maddi tazminat hesabına göre davacının —— bakıcı gideri tazminatı talep edebileceği, maluliyet derecesine göre sürekli ve geçici iş göremezlik zararının tespiti yönünden birinci seçeneğe göre davacının — geçici iş göremezlik zararının — sürekli iş göremezlik sebebiyle zararının — olduğu, ikinci seçeneğe göre — davacının — aylık iş göremezlik zararının — oranındaki sürekli iş göremezlik sebebiyle zararının —- olduğu yönünde rapor tanzim edilmiş, rapor usulüne uygun olarak taraflara tebliğ edilmiştir.
Davacı vekili aktüer bilirkişi raporu doğrultusunda ıslah dilekçesi sunmuş ve ıslah usulüne uygun olarak taraflara tebliğ edilmiştir.
Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler(TBK m. 51).
Maddi Tazminat
Haksız fiil sonucunda ölüm gerçekleşmemişse 6098 sayılı TBK’nın 54. Maddesine göre; tedavi giderleri, kazanç kaybı, çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar, ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar bedensel zararlar olarak kabul edilir.
Aynı Kanunun tazminatın belirlenmesine ilişkin 55/1. Maddesine göre ise; bedensel zararlar, Borçlar Kanunu hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez. Hesaplanan tazminat, miktar esas alınarak hakkaniyet düşüncesi ile artırılamaz veya azaltılamaz.
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan/sunulan deliller, —– mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde;— tarihinde sürücüsü —– plakalı araç ile park halinde bulunan —- plakalı araca çarptığı, — plakalı aracında çarpmanın etkisi ile —- plakalı araca çarptığı ve daha sonra yaya kaldırımı üzerinde bulunan davacı yaya —– çarpması sonucu yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, kaza sonrası düzenlenen gerek kaza tespit tutanağına göre gerek ise kaza nedeniyle —- yapılan yargılama sırasında alınan kusur raporlarına göre kazanın meydana gelmesinde — plakalı araç sürücüsü davalı —— asli kusurlu olduğu, yaya olarak kaldırımda bulunan davacının ise bir kusurunun bulunmadığı ve yapılan ceza yargılaması sonucu davalı—— adli para cezası ile cezalandırıldığı ve verilen kararın kesinleştiği anlaşılmakla usul ekonomisi gereğince mahkememizce yeniden kusur raporu alınmasına gerek görülmemiştir.
Dava konusu kaza sonrası davalının yaralandığı anlaşılmış olup, mahkememizce maluliyetinin tespiti yönünden rapor alınmış ve davacının ağır vasıta şoförü olduğu, —– dosyaya ibraz edildiği sabit olmakla, meslek grup numarası —– olarak kabul edilerek alınan maluliyet raporunda belirtilen —-sürekli iş göremezlik ve —- iş göremezlik zararının oluştuğu mahkememizce kabul edilmiş ve bu maluliyet oranı üzerinden aktüer bilirkişiden rapor alınmıştır. Kazaya sebebiyet veren aracın kaza tarihinde davalı —- adına kayıtlı olduğu ve sürücüsünün davalı —– olduğu ve kaza tarihini kapsayacak şekilde davalı —- düzenlendiği, dolayısıyla davacının maluliyeti nedeniyle oluşan maddi zarardan davalıların birlikte sorumlu oldukları, kaza sonrası davacı tarafından KTK 97. Maddesi uyarınca davalı sigorta şirketine Noter vasıtasıyla ihtarname gönderildiği, ihtarnamenin davalı sigorta şirketine tebliğ edildiği, ancak başvuru sonrası davalı sigorta tarafından davacıya bir ödeme yapılmadığı, davalı —–tarafından kaza nedeniyle davacıya tedavi giderleri yönünden ödeme yapıldığı, buna ilişkin dekontların dosyaya ibraz edildiği ve yapılan ödemenin tazminattan mahsubunu talep ettiği, toplam ödemenin —– olduğu, davalının da beyan dilekçesinde belirttiği gibi bu ödemelerin tedavi giderlerine ilişkin olduğu, ancak davacının dava dilekçesi ile talebinin geçici/sürekli iş göremezlik zararı ve bakıcı giderine ilişkin olduğu, davacının tedavi giderine ilişkin bir talebinin bulunmadığı, dolayısıyla yapılan tedavi giderine ilişkin ödemelerin tazminattan mahsubu talebinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Aktüer bilirkişiden alınan raporda bilirkişi iki seçenekli hesaplama yapmış olup ilk seçeneği asgari ücret üzerinden, ikinci seçenekte ise davacının ağır vasıta şoförü olması nedeniyle ve yapılan emsal ücret araştırması sonucu tespit edilen gelir üzerinden hesaplama yapmış olup, mahkememizce davacının ağır vasıta şoförü olması sebebiyle ikinci seçenekteki hesaplamaya itibar edilmiştir. Davacı vekili her ne kadar müvekkilinin aylık gelirinin —- olduğunu ve bu tutar üzerinden hesaplama yapılması gerektiğini iddia etmiş ise de ——– kararı doğrultusunda kazalının işletmiş olduğu işletme gelirine göre kazanç tespitinin mümkün olmadığı, kazalının fiili, fikri ve bedeni çalışması karşılığı aylık ele geçen net ücretine göre kazanç tespitinin yapılması gerektiği belirtilmiş olup, ağır vasıta şoförünün aylık gelirinin tespiti için emsal odalardan yapılan araştırma sonucu kaza tarihinde bir şoförün ortalama ——- geliri olduğu tespit edilmiş olup, aktüer bilirkişi tarafından da bu tutar ve sonraki yıllara ilişkin tutarlar üzerinden —- kararlarına uygun şekilde hesaplama yapılmış olduğundan davacının —– üzerinden hesaplama yapılması talebinin yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Sonuç olarak dava konusu kaza nedeniyle yaralanan davacının geçici sürekli iş göremezlik zararı ve bakıcı giderlerini davalılardan talep edebileceği, zararın haksız fiilden doğmuş olması ve bir ticari işletmeyi ilgilendirmemesi nedeni tazminat alacağına yasal faiz uygulanması gerektiği, davalı sigorta şirketine noter vasıtasıyla başvuru yapıldığı ve davalı sigortanın temerrütünün ihtarnamenin tebliğinden —- sonrası olan —tarihinde gerçekleştiği, diğer davalılar yönünden ise dava tarihinden itibaren gerçekleştiği, alınan aktüer bilirkişi raporuna göre davacının geçici iş göremezlik zararının — sürekli iş göremezlik zararının — olduğu, bakıcı gideri zararının ise —– olduğu, zararın poliçe limitleri dahilinde olduğu anlaşılmakla bu tutarlar üzerinden davanın maddi tazminat yönünden kısmen kabulüne kısmen reddine karar vermek gerektiği sonuç ve vicdani kanaatine varılmıştır.
Manevi tazminat yönünden ise; kaza nedeniyle davacının yaralanması nedeniyle kaza anında yaşadıkları, yaralanma nedeniyle duyulan acı, elem ve ızdırap ile davacının geçici iş göremezlik ve sürekli maluliyet oranı ve bir süre bakıcıya ihtiyaç duyması, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, ihlal edilen şahsi hakkın niteliği, kaza anı ve olayın oluş şekli, zararın ağırlık derecesi, kusur durumu nazara alınarak hakkaniyet ilkesi gereğince davacının manevi zararının oluştuğu ve davalı sürücü — ve araç işleteni diğer davalı —-şirketinin TBK ‘nın 56. Maddesi uyarınca manevi zararlardan sorumlu olduğu ve davacı lehine uygun bir miktar manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak manevi tazminat yönünden davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis etmek gerekmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda belirtildiği gibi;
1-Maddi tazminat yönünden davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile;
2—- geçici iş göremezlik tazminatı, — sürekli iş göremezlik ve— bakıcı gideri tazminatı olmak üzere toplam, —- tazminatın davalı sigorta yönünden — tarihinden, diğer davalılar yönünden ise kaza tarihi olan — tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen (davalı Sigortanın sorumluluğu poliçe limitleriyle sınırlı olmak kaydıyla ) tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Manevi tazminat yönünden davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile,
4—- manevi tazminatın davalılar ———- kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiliyle davacıya verilmesine,
5-Başlangıçta peşin olarak alınan — harcın ıslah harcı — birlikte, alınması gerekli olan — harçtan mahsubu ile bakiye —-karar ve ilam harcının davalı taraftan alınarak hazineye irat kaydına,
6- Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu posta ve tebligat gideri 851,70 TL, bilirkişi ücreti 800,00 TL, olmak üzere toplam 1.651,7 TL yargılama masrafının, davacı davasında kısmen haklı çıktığından dava konusunun toplam değerinin kabulle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 1.439,82 TL yargılama masrafına, peşin harç 358,63 TL, ıslah harcı 785,00 TL ile birlikte, eklenerek sonuç olarak 2.583,45 TL’nin davalı taraftan alınarak davacıya verilmesine, dava konusunun toplam değerinin redle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 211,87 TL yargılama masrafının davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Maddi tazminat davası yönünden davacı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 26.346,90 TL avukatlık ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
8- Manevi tazminat davası yönünden davacı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 5.250,00 TL avukatlık ücretinin davalılar———- alınarak davacıya verilmesine,
9-Maddi tazminat davası yönünden davalılar yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 2.774,20 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
10-Manevi tazminat davası yönünden davalılar ———— yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T ‘nin 10/2 Maddesi uyarınca 5.250,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak bu davalılara verilmesine,
11-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacıya iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı ——-vekilinin yüzüne karşı, diğer davalıların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile ———- Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 12/01/2021