Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1028 E. 2018/629 K. 24.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİKARAR
ESAS NO : 2015/1028
KARAR NO : 2018/629

DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 12/10/2015
KARAR TARİHİ : 24/05/2018

DAVA :
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 12/10/2015 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin…. sipariş etmiş olduğu ürünlerin ….. nakliye edilmesi işini davalının üstlendiğini, davalının müvekkiline göndermiş olduğu proforma fatura üzerine davalıya …. Euro ödeme yapıldığını, davalının üstlendiği yükümlülüğü yerine getirmediği gibi, müvekkilinden tahsil ettiği söz konusu ödemeyi de iade etmediğini, bunun üzerine davalının aleyhine İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğü’nün 2015/11118 Esas sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu beyanla icra takibine yapılan haksız itirazın iplali ile takibin devamına alacağın % 20 ‘den aşağı olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 08/01/2018 havale tarihli cevaba cevap dilekçesinde özetle: davalının müvekkiline göndermiş olduğu faturanın düzenleyeni ve meblağın tahsil eden şirketin davalı şirket olması nedeniyle muhatabın davalı şirket olduğunu, borcun naklinin sadece alacaklının onayıyla mümkün olduğunu, tek muhatabın davalı oluğunu, davalının borcun nakline onay verdiğine ilişkin herhangi bir belge sunmadığını, davalının…. firmasıyla olan ilişkisinin iş bu davanın konusu olmadığını, davalının söz konusu bedele ilişkin ürünleri teslim etmediğini de reddetmediğini, davalı vekilinin dilekçesinde bahsettiği ödeme dekontunun davaya konu tutarla bir ilgisinin bulunmadığını beyanla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 24/05/2016 tarihli duruşmada/esas hakkındaki beyanında; davacı vekilinin, karar celsesine bildirdiği mazeretinin kabulüne karar verilerek tefhimle açık yargılamaya devam olunmuştur.
SAVUNMA :
Davalı vekili Mahkememize sunduğu … havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: icra takibine itiraz dilekçesinde de belirtildiği üzere dava konusu alacağın ana firması olan ….. ‘ye müvekkili şirket tarafından ödendiğini, herhangi bir borcun bulunmadığını, müvekkili şirketin ….. Firmasının ….distribütörü olduğunu, bu bölgelerde tek satıcılık yetkisinin bulunduğunu, davacının ise müvekkili şirketin … bayisi olmakla ana firma olan … ‘ye ati malları müvekkili şirkete komisyon ödemek suretiyle şirket aracılığı ile temin ettiğini, davacı şirket tarafından 26/02/2014 tarihinde yapılan sevkiyat için dava konusu ürün bedellerinin müvekkili şirkete gönderdiğini, müvekkili şirketin ürünlerin bedeli olarak 12.000,00 Euroyu 21/03/2014 tarihinde ….. A.Ş. vasıtasıyla ana firma olan … ödediğini, davacı şirketin tek satıcılık sözleşmesinin aksine dava konusu miktara ilişkin ürünlerin komisyon ücretini ödememek amacıyla doğrudan ana firma olan …. şirketinden temin etmeye başladığını, davacı şirketin bedelin iadesini ana firmadan istemek yerine müvekkili şirketten talep ettiğini, davacı şirketin bayilik sözleşmesini ihlal ederek ana firma olan… ile doğrudan alım ve satım yaparak sözleşmeye muhalefet ettiği halde ana firmaya ödenen bir alacak için müvekkili şirket aleyhine icra takibi başlatmasının kötü niyetli olduğunun göstergesi olduğunu beyanla davanın reddine, kötü niyetli icra takibi başlatılması nedeniyle % 20 oranından az olmamak kaydı ile tazminata hükmedilmesini talep talep etmiştir.
Davalı vekili 24/05/2018 tarihli duruşmada/esas hakkındaki beyanında; davanın usulden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde davalının nakliye işini gerçekleştirip gerçekleştirmediği, davalıya husumet yöneltilip yöneltilmeyeceği noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: İtirazın iptalini düzenleyen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67/1. Maddesindeki “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
Celp ve tetkik edilen İstanbul Anadolu…. İcra Müdürlüğü’nün 2015/11118 Esas sayılı dosyasında; davacı takip alacaklısı tarafından 19/04/2015 tarihli takip talebi ile davalı takip borçlusu hakkında ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalı takip borçlusuna 12/06/2015 tarihinde tebliği üzerine davalı takip borçlusunun süresi içerisinde, borca, faize ferilerine ve icra dairesinin yetkisine karşı itiraz ettiği ve bunun üzerine takibin durduğu, itiraz dilekçesinin ve takibin durdurulmasına ilişkin kararın davacı takip alacaklısına tebliğ edilmediği, eldeki davanın 1(bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Dosyada mübrez …. A.Ş. ‘nin 21/03/2014 tarihli hesaptan hesaba havale başlıklı dekont incelendiğinde; 21/03/2014 tarihinde …. Şubesi hesabından … Gıda …… ‘nin hesabına 12.000,00 Euro havale işlemi yapıldığı anlaşılmıştır.
…..Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü ‘nün 01/03/2018 tarihli cevabi yazısı incelendiğinde, …. ülkesi ile Türkiye arasında teminattan muafiyete ilişkin mütekabiliyet bulunmadığı bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Teminat gösterilmesine ilişkin kararın gereğinin yerine getirilmesi (…) dava şartıdır. (HMK md.114/1-ğ)
Türk mahkemesinde dava açan, davaya katılan veya icra takibinde bulunan yabancı gerçek ve tüzel kişiler, yargılama ve takip giderleriyle karşı tarafın zarar ve ziyanını karşılamak üzere mahkemenin belirleyeceği teminatı göstermek zorundadır. (MÖHUK md.48/1)
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan/sunulan deliller, ticaret sicil kayıtları, proforma fatura, dekont, … Yazı cevabı, takip dosyası, bilirkişi raporu, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; davacının ….Cumhuriyetinde tabiyetinde olduğu, Kosova Cumhuriyeti ile Türkiye arasında …. Cumhuriyetine tabi kişilerin Türkiye ‘de açacakları davalarda teminattan muaf olduklarına ilişkin herhangi bir düzenleme bulunmadığı, ayrıca ….Cumhuriyetinde Türk Vatandaşlarından teminat alınmamasına ilişkin fiili bir uygulamanın da bulunmadığı, bu nedenle davacının MÖHUK 48/1 ‘inci maddesine göre teminat yatırmasının zorunlu olduğu, davacı vekiline, 26/10/2017 tarihli celsede davanın değeri nazara alınarak davalı tarafın uğrayabileceği zararların temini amacıyla takdiren 15.000,00 TL teminatın yatırılması için verilen ve sonuçları da ihtar edilen kesin süreye rağmen teminatın yatırılmadığı, yabancıların açtıkları davalarda teminat göstermelerinin HMK 114/1 maddesi uyarınca dava şartlarından olduğu, eldeki davada dava şartı noksanlığının giderilmediği, dava şartı noksanlığının yargılama her aşamasında resen nazara alınabileceği sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden REDDİNE,
2-Başlangıçta peşin olarak alınan 732,27 TL karar ve ilam harcının işin hitamında ödenmesi gereken 35,90 TL harçtan fazla olduğu anlaşıldığından 492 sayılı harçlar kanunun 31. maddesi gereğince fazla alınan 696,37 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istem halinde davacıya ödenmesine,
3- Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4- Davalı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan… uyarınca 2.180,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi uyarınca davacıya; artan delil avansının davalıya iadesine,
6-Karar kesinleştiğinde, İstanbul Anadolu …… İcra Müdürlüğü’nün 2015/11118 Esas sayılı dosyasının merciine iadesine,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.