Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2023/674 Esas
KARAR NO: 2023/696 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ: 15/06/2021
KARAR TARİHİ: 27/09/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili —–18/01/2020 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu ağır yaralandığını, yatağa bağımlı hale geldiğini, müvekkilinin akli melekeleri ve bilincinin yerinde olmadığını, müvekkilinin 18 yaşında olduğunu, kazadan dolayı kalıcı olarak sakat kaldığını, müvekkilinin tüm masrafları ve tedavi giderlerinin akraba çevresi tarafından karşılandığını, müvekkilinin ailesinin maddi durumunun kazadan sonra akraba ve çevreden aldığı borçlardan dolayı oldukça kötüleştiğini, müvekkilinin—– oğlu —-sürücüsü olduğu —– plakalı araç içinde 18/01/2020 tarihinde trafik kazası geçirerek ağır yaralandığını, araç sürücüsü —– kaza anında vefat ettiğini, trafik kazasının—- meydana geldiğini, trafik kazasından dolayı —– soruşturma nolu dosyası ile soruşturma açıldığını, işbu dosyada alınan bilirkişi raporuna göre müvekkilinin içinde bulunduğu —-plakalı araç sürücüsü —- kusurlu bulunduğunu, aracın —— tarafından sigortalandığını, sigorta şirketine yapılan başvurunun yanıtsız kaldığını, aracın malikinin davalı ——görüşmelerinde anlaşma sağlanamadığını, müvekkilinin geçirdiği trafik kazasından dolayı sürekli tam——– göremezlik nedeniyle çalışma ve beden gücü kaybına, efor kaybına uğradığını, trafik kazasından dolayı tedavi masrafları yapıldığını, açıklanan nedenlerle fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere kalıcı sakatlık nedeniyle sürekli —— göremezlik çalışma ve beden gücü kaybı tazminatı için 6.000,00 TL, geçici ——— göremezlik nedeniyle 1.000,00 TL, ekonomik geleceğinin sarsılmasından dolayı 1.000,00 TL, bakıcı gideri için 1.000,00 TL olmak üzere toplam 10.000,00 TL maddi tazminat, 1.000.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın yetkili mahkemede açılmadığını, yetkili mahkemenin ——– Adliyesi olduğunu, husumetin müvekkili şirkete yöneltilmemesi gerektiğini, husumetin kazaya sebebiyet veren aracın işleteni sıfatına haiz olan kişilere yöneltilmesi gerektiğini, bu sebeple müvekkili şirket yönünden davanın reddi gerektiğini, husumetin —- yöneltilmesi gerektiğini, müvekkilinin — plakalı aracı —– numaralı finansal kiralama sözleşmesi kapsamında satın alarak kiracı ——- kiraladığını, kiralama nedeniyle 3. kişiler nezdinde doğacak her türlü zarardan ve ödenmesi gereken bedelden kiracının sorumlu olacağını, müvekkili şirketin dava tarihi itibariyle işbu davaya konu aracın maliki konumunda olmadığını, açıklanan nedenlerle davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:Dava, hukuki niteliği itibari ile trafik kazasından doğan maddi ve manevi tazminat taleplerine ilişkindir. Dava mahkememizin —–kayıtlı olarak açılmıştır. Davalı—- sıra kazaya karışan araç sürücüsünün mirasçıları, aracın —- düzenleyen sigorta şirketi de davalı olarak gösterilmiştir. Davalı —– vekili tarafından öncelikle mahkememizin yetkisine itiraz edilmiş ve yetkili mahkemenin—— Adliyesi mahkemeleri olduğu ileri sürülmüştür. HMK 16. Maddesi gereği haksız fiilinin meydana geldiği yer mahkemesi de davaya bakmaya yetkili olduğundan davalı yanın yetki itirazı reddedilerek yargılamaya devam olunmuştur.Davalı—-ekilinin bir diğer itirazı da husumete ilişkin olup müvekkilinin kazaya karışan aracın işleteni sıfatını taşımadığını , bu yüzden müvekkili hakkında açılan davanın husumet yokluğundan reddi gerektiğini savunmuştur. Dosyaya sunulan finansal kiralama sözleşmesi incelendiğinde —- plaka sayılı aracın —– arasında imzalanan —-sözleşme numaralı, —– tarafından finansal kiralama yolu ile kiralandığı, ve aracın kiracıya teslim edildiği, aracın—– adına düzenlendiği anlaşılmıştır. Davaya ihbar olunan olarak katılan —- vekili de taraflar arasındaki kira ilişkisini kabul etmiş olup olay esnasında aracın sürücü —- kiralama yolu ile teslim edildiğini beyan etmiştir. — sözleşmesi hükümleri uyarınca aracın —-devrinin yapıldığı dosyaya gelen kayıtlardan anlaşılmaktadır. Mahkememizce ——- ticari defter ve dayanak kayıtlarında inceleme yaptırılmış alınan rapor ile finansal kiralama sözleşmesi uyarınca düzenlenen kiralama faturalarının taraf defterlerinde kayıtlı olduğu ve kazaya karışan aracın —– tarafından araç sürücüsüne kiralandığı tespit edilmiştir.2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun hükümlerine göre, trafik kaydı işleteni kesin olarak gösteren bir karine değilse de onun kim olduğunu belirleyen güçlü bir kanıt niteliğindedir. Ancak, trafik kaydına rağmen işletenliğin 3. kişi üzerinde bulunmasını engelleyen bir yasa hükmü yoktur. Aynı yasanın 3. maddesinde “işleten; araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse bu kimse işleten sayılır.” şeklinde tanımlanmıştır. Aynı Kanunun 85. maddesinde ise “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” hükmüne yer verilmiştir.Bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, araçların malikleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılması için bir başka kimseye devredilmesi halinde (kısa bir süre için kiralanmaması kaydıyla) artık üzerindeki fiili hakimiyeti kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalkması nedeniyle, o aracı kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekir. Bunun sonucu olarak da araç malikinin sorumlu tutulmaması gerekir. Gerek doktrinde, gerekse — uygulamalarında, kiracının işleten sıfatının belirlenmesinde, kira sözleşmesinin uzun süreli olması, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması gerekmektedir.Mahkememizde açılan davada da davalı —– tarafından aracın —- sözleşme numaralı, —– tarafından finansal kiralama yolu ile uzun süreli olarak kiralandığı, ve aracın kiracıya teslim edildiği, —- tarihi itibariyle de aracın finansal kiracı—- devrinin gerçekleştiği, olay tarihinde aracın sürücü —– kiralandığı, dolayısıyla davalı—– yönünden işleten sıfatının bulunmadığı anlaşılmakla, mahkememiz —- sayılı dosyasının—– nolu ara kararı gereği davalı ——-yönünden dosyanın tefrikine karar verilerek husumete ve geçici ödeme ara kararından rücu talebine ilişkin taleplerin işbu tefrik edilen dosyada değerlendirilmesine karar verilmiş, yukarıda açıklanan nedenlerle davalı —– yönünden davanın pasif husumet yokluğundan reddine kara verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın davalı —— yönünden pasif husumet yokluğundan REDDİNE,
2-Mahkememizin —– sayılı dosyasında verilen geçici ödemeye ilişkin kararından bu davalı yönünden sarfınazar edilmesine, geçici ödeme kararından bu davalının muaf tutulmasına,
3- Karar harcı 269,85 TL’nin davacı taraftan tahsili ile Hazine adına irad kaydına,
4-Davalı tarafından sarf edilen 106,20 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5- Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli AAÜT 7/2 maddesi uyarınca 17.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davalı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davalı tarafa iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 27/09/2023