Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/6 E. 2023/809 K. 01.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2023/6 Esas
KARAR NO:2023/809 Karar
DAVA:Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:24/07/2018
KARAR TARİHİ:01/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalı —– tarihleri arasında —– tarihleri arasında —–vekaleten ——- tarihleri arasında—— tarihleri arasında —– tarihleri arasında ——-olarak görev yaptığını, hizmeti karşılığında her sene düzenli olarak prim ödendiğini, —- yılı için ödenmesi gereken primin eksik ödendiğini,——yılında 7 aylık çalışması olmasına rağmen bu dönem bakımından hiç prim ödenmediğini, —– tarihleri arasında vekaleten genel müdürlük görevini de yürütmesine rağmen bu dönem için kendisine bir fark ücret ödenmediğini, kullanmadığı yıllık izin süresi bulunduğunu, jestiyon primlerinin bankanın bir önceki yıl gerçekleşen gelir tablosuna göre hesap edilerek bir sonraki yılın ilk üç ayı içerisinde ödendiğini,—— yılında banka hedefleri tutmasına ve yüksek karlılık olmasına rağmen önceki dönemlere nazaran makul bir sebep bulunmaksızın düşük ödeme yapıldığını, eksik tutarın faizi ile birlikte ödenmesi talep ettiklerini, müvekkilinin —- yılında yapılması gereken prim ödemesinin —- yılında çalışılan 7 aylık kısım kıstelyevm usulüne göre hesap edilerek faizi ile birlikte ödenmesini talep ettiklerini, ——- tarihleri arasında vekaleten genel müdür olarak görev yaptığını ve bu görevin çalışma şartlarını ağırlaştırdığını, bankacılık mevzuatı dolayısıyla müvekkiline yüklenen hukuki ve cezai sorumlulukların arttığını, vekaleten genel müdür olarak çalıştığı döneme ilişkin fark ücret alacağının belirlenerek faizi ile ödenmesini talep ettiklerini, davacının Bankadaki görev süresince kullanmadığı yıllık izin hakkı bulunduğunu ve faizi ile ödenmesini talep ettiklerini, fazlaya ilişkin dava ve talep haklarını saklı tutarak toplam 15.000 TL’nin alacakların muacceliyet tarihinden fiili ödeme tarihine kadar mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı üzerinden hesaplanacak faizi ile birlikte müvekkile ödenmesini talep ettiklerini ifade etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının müvekkili ——üyesi olarak adeta bir yönetim organı olarak çalıştığını, davacının işçi sıfatına sahip olmadığını, davacının —— olup istifa ettiği dönemde —– görevini de vekaleten yürütürken Şirketi temsil ve yönetime yetkili kişi-organ sıfatını taşıdığını, iş mahkemesinin görevli olmadığını, davacının —– arasında —–tarihleri arasında ——-olarak görev yaptığını, bu çalışma süresinde davacının tüm yasal haklarının ödendiğini, hesabına yapılmış olan ödemelere ilişkin olarak herhangi bir itiraz veya ihtirazi kaydın ileri sürülmediğini, murahhas üyelik sıfatının sadece — tarihleri arasında taşındığını, davacıya—– için prim ödemesinin tam ve eksiksiz olarak yapıldığını, önceki dönemlere ait ——-dağıtılmasının eleştirildiğini, bunun üzerine primin alt kadrolara dağıtıldığını ve davacının bu sebeple önceki dönemlere göre daha az prim aldığını, bunun kararını verenlerden birinin de davacının kendisi olduğunu, ——- ilişkin eksik prim ödemesi bulunmadığını ve hesabına yapılmış ödemelere ilişkin davacı tarafından herhangi bir itiraz veya ihtirazi kaydın ileri sürülmediğini,——–huzur hakkı verildiğini, görev üstlenen üyelere bu görevleri sebebiyle yapılacak ödemelerin Ücretlendirme Komitesi tarafından tespitine karar verildiğini, davacının Ücretlendirme Komitesi Üyesi olup bizzat ödenecek ücret ve primlere kendisinin karar verdiğini, davacının ——- yılında ödemesi yapılan prim ödemesinin dava dilekçesinde hatalı şekilde yer aldığını, —— yılına ilişkin prim alacağının çalıştığı 7 aylık süre dikkate alınarak 400.000 TLolarak —- tarihinde ödendiğini, 123 günlük izin alacağının karşılığında ——— brüt ödemenin —– tarihinde yapıldığını, davacının Genel Müdür vekili olarak ayrıca bir ücrete hak kazanmadığını, Banka Anasözleşmesi’nin Yönetim Kurulu Üyelerinin Ücretleri Başlıklı 23. maddesinde; “Yönetim Kurulu üyelerinin ücretleri, aylık veya yıllık ücret ya da her toplantı için olmak üzere Genel Kurul tarafından kararlaştırılır. Kredi Komitesi Üyelerine bu görevleri nedeniyle verilecek ek ücretlerin şekli ve oranları da Genel Kurul tarafından tespit edilir. Ancak murahhas üyeler, vazifeli üyeler, Genel Müdür veya Genel Müdür Vekili’nin ücretleri Yönetim Kurulu’nca belirlenir.” şeklinde düzenleme bulunduğunu, davacının asıl görevinin Yönetim Kurulu Başkan Vekilliği olup kendisinin de üyesi olduğu Yönetim Kurulu tarafından Genel Müdür atanıncaya kadar Genel Müdür vekilliği görevini de üstlendiğini, bu görev nedeniyle kendisinin üyesi olduğu Yönetim Kurulu tarafından herhangi bir ücret takdiri yapılmadığını, 29.11.2002-20.09.2004 döneminde Yönetim Kurulu Başkan Vekilliği görevinin yanında asaleten Genel Müdür olarak görev yapmasına rağmen kendisine ayrı bir ücret ödenmediğini, Genel Müdür vekili olarak da ayrıca bir ücrete hak kazanmadığının ortada olduğunu, davacının bu yöndeki taleplerinin yasal dayanağı bulunmadığını, davanın reddini talep ettiklerini ifade etmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle alacak davası olup davacı tarafça ——– tarihleri arasında yönetim kurulu başkan vekili – murahhas üye -vekaleten genel müdür olarak görev yaptığı belirtilerek, bu döneme ilişkin prim ve ücret alacağı ile kalan yıllık izin alacağı talep edilmektedir. Dava ——açılmış mahkeme yargılama neticesinde —– Sayılı karar ile davanın kabulüne karar vermiştir. Davacı ve davalı tarafça kararın istinaf edilmesi üzerine dosya —– tarafından incelenerek —–Yerel Mahkemece davalı şirkette çalışmaya ilişkin davacının görev ve yetkilerinin kapsamı bu görev ve yetkilerin hangi belgelere dayanarak aldığın gösterir her türlü bilgi ve belgeler davalı şirketten getirtilmeli, tüm dönemi kapsar şekilde ilk tesis tarihinden itibaren ——- getirtilmeli davacının davalı şirketin hissedarı, ortağı, murahhas üye olup olmadığı, hangi dönemlerde maaş, huzur hakkı ve sair ne tür ödemelerin yapıldığı ortaya konmalı, davacının iş sözleşmesi kapsamında çalışıp çalışmadığı tespit edilmelidir. Yerel Mahkemenin görev hususunda söz konusu araştırmayı yapmadan karar vermiş olması yerinde değildir. Bu nedenle davalı tarafın istinaf isteminin kabulüne karar verilmiştir. ” denilmek suretiyle İş Mahkemesinin kararı kaldırılmıştır. Dosyanın tekrar İş Mahkemesine gelmesiyle bu kez —–Sayılı karar verilerek ——- arasında Yönetim ———— çalıştığını iddia ettiği, davalı işverene yazılan müzekkere ekindeki belgelerden anlaşıldığı üzere yönetim kurulu murahhas üye olduğu davalı şirkette organ sıfatı ile ortaklık ilişkisi kapsamında çalıştığının belirtildiği açıklanan nedenlerle mahkememizin görevli olmadığı davaya bakma görevinin Ticaret mahkemelerinde olduğu” gerekçeleriyle görevsizlik kararı verilmiştir. Bu karara karşı davacı tarafça istinaf yoluna başvurulmuş, ——– kararı ile davacının istinaf başvurusu reddedilmiştir. Mahkemenin görevsizlik kararının kesinleşmesi ile süresinde talep edilmesi üzerine dosya mahkememize gönderilmiştir.Davacı vekili mahkememizdeki 01/03/2023 tarihli ilk duruşmada “…biz dosyaya sunduğumuz tüm beyan ve taleplerimizi tekrarlıyoruz. Müvekkilim bankada baştan itibaren profesyonel olarak görev almıştır. Bu davayı ilgilendiren dönemde murahhas üyeliği yoktur. 2002 yılından itibaren müvekkilim belli bir ücret, jestiyon primi ve yan haklar ile çalışmıştır. Davalı banka dahi bu dava açıldıktan sonra müvekkilimin yıllık izin hakkını İş Kanunu hükümleri uyarınca hesaplayıp müvekkilimin hesabına göndermiştir. Bu anlamda dava dilekçesi ile talep ettiğimiz yıllık izin ücreti talebimiz asıl alacak yönünden konusuz kalmıştır ancak bu ücrete yönelik faiz talebimiz mevcudiyetini korumaktadır. Müvekkilimin———– primleri çalışan statüsünden yatırılmıştır.” şeklinde imzalı beyanda bulunmuştur.
İş Mahkemesindeki yargılama sırasında alınan raporlara taraflarca itiraz edildiği anlaşıldığından mahkememizce de bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve dosyada toplanan deliller ve davalı bankanın kayıtları üzerinde davacının talepleri hakkında yapılan inceleme neticesinde ——– tarihli rapor düzenlenerek dosyamıza sunulmuştur. Davacının —-yılı için kendisine eksik prim ödendiği, —— yılında 7 ay çalışmış olmasına rağmen bu yıl için kendisine hiç prim ödemesi yapılmadığı iddiası yönünden bilirkişi heyetince yapılan inceleme ile davalı bankanın bir takvim yılına ilişkin jestiyon ödemelerini bir sonraki yılın üçüncü ayında yaptığı, dosyadaki ——- performansına ait —- yılında ödenecek primler dahil olmak üzere —– yılında toplanacak—–kadar yapılacak ödemeler için toplam brüt 5.000.000 üst sınır belirlenmesine oybirliği ile karar verildiği ,ayrıca toplantı tutanağında Bankanın —- gösterdiği performans nedeniyle —–tutarın performans primi olarak ödendiği hususunda bilgi verildiğinin belirtildiği, dosyadaki —–yılında ödenecek primler dahil olmak üzere ——kadar yapılacak ödemeler için toplam brüt —— üst sınır belirlenmesine oybirliği ile karar verildiği, —–gösterdiği performans nedeniyle (Yönetim Kurulu üyelerine ilişkin prim hariç, Genel Müdüre ilişkin prim dahil) toplam brüt 8.321.000,00 TL’lik tutarın performans primi olarak ödendiği hususunda bilgi verildiğinin belirtildiği, davacı vekilinin davacıya —- yılında ödenen —– yılına ilişkin primin önceki dönemlere nazaran makul bir sebep bulunmaksızın düşük olduğunu iddia ederek eksik tutarının faizi ile birlikte ödenmesi talep ettiği, ayrıca, —–yılında ödenmesi gereken prim ödemesinin —– faizi ile birlikte ödenmesini talep ettiği, davalı Bankanın önceki dönemlere ait —— denetimlerinde primin çoğunun —–dağıtılmasının eleştirildiğini ve —– ilişkin prim ödemesinin davacıya tam ve eksiksiz olarak yapıldığını iddia ettiği ve —-yılına ilişkin prim alacağı için davacının —– içerisinde çalışmış olduğu 7 aylık süre dikkate alınarak, 400.000,00TL tutarında ödemenin —- tarihinde yapıldığını belirttiği, davalının —–düşürülmesinin gerekçesi olarak —- bankanın mali yapısına ilişkin eleştirilerini gösterdiği, dosyadaki belgelerden davacıya ———– brüt jestiyon primi ödendiğinin anlaşıldığı, bankanın son yıllardaki karlılık durumuna bakıldığında bankanın web sayfasında yer alan bağımsız denetim raporlarına göre yıllar itibariyle net karı ve aynı dönemlerle bankanın davacı tarafa ödediği primlerin tutarları ve oranları karşılaştırıldığında —– yılında banka karlılığı artmış olmasına rağmen davacı tarafa ödenen prim tutarının ciddi manada azaldığının dikkati çektiği, davalının buna gerekçe olarak gösterdiği —— tarihli eleştirisi ve davalı tarafın söz konusu eleştiriye verdiği cevap bir arada değerlendirildiğinde, ——— ödenmesini değil, bu uygulamalar yapılırken bankanın Kurumsal Yönetim İlkelerine ve TTK’nın ilgili düzenlemelerine uygun davranmamasını eleştirdiği, davalının da söz konusu eleştiriye verdiği cevapta “Kurumlar kendi uygulamalarında bazen nispeten düşük maaş ancak prim ile destekleyerek, bazen de maaşı yüksek tutarak maddi imkân sağlamaktadırlar.” “Üst Düzey Yöneticilerin piyasaya göre nispeten düşük olan ücretlerinin bir anlamda kompanse edilmesi amacı ile yapılmaktadır.———- teşvik primleri tamamen yönetim kurulu kontrolünde ve yönetim kurulu başkanı ve ana hissedarın da bilgisi ve onayı içerisinde kararlaştırılmakta ve ödenmektedir.”,”Tüm bu süreçler yönetim kurulunun dahilinde gerekli müzakereler ve onaylar sonucu alınmakta olup, bahsi geçen “genel müdürün kendisi de dahil olmak üzere…” yollu ifadeler ile harcama yetkisinin bir izne bağlanması temin edilmektedir. Yoksa Genel Müdür’ün re ‘sen herhangi bir maaş ve prim tespit ve dağıtma yetkisi fiiliyatta bulunmamakta olup, işlemler tamamlandıktan sonra detaylı bilgi başta Yönetim Kurulu Başkanı olmak üzere üyelere doğrudan insan Kaynakları Genel Müdür Yardımcısı tarafından verilmektedir.” demek suretiyle Bankanın düşük maaş yüksek prim sistemini benimsediğini ifade ettiği ancak ———sonrasında yüksek prim uygulamasını kaldırdığı halde düşük maaş sistemine devam ettiği, bu durumda, davacının jestiyon primleri açısından eksik prim aldığı kanaatinin oluştuğu, Bankanın ilgili yıllardaki karlılığı gözetildiği zaman davacının, önceki yıllara ait karlılık ve oransal verilere göre davalının——— aylık döneminde karlılığının arttığı düşünüldüğünde, prim oranının en az ———dönemine ait oran kadar olması gerektiği ve hesaplamalara göre davacı tarafın brüt 5.964.898,07 TL eksik jestiyon primi aldığı sonucuna varılmıştır. Bilirkişi raporundaki bu tespitlerin yerinde olduğu, davacıya düzenli olarak prim ödemesi yapıldığı, davalının karlılık durumunda bir düşme olmadığı esasen bu hususun primin düşürülmesine gerekçe olarak da ileri sürülmediği, dayanak gösterilen —— yazısında ise primin yüksekliğinin eleştiri konusu yapılmadığı, dolayısıyla bu gerekçeler ile miktarın düşürülmesinin gerçeği yansıtmadığı davacının hesaplanan tutarda jestiyon primine hak kazandığı, öte yandan davacının dava öncesinde davalıyı temerrüde düşürdüğüne dair hiç bir delil sunmadığı değerlendirildiğinde faiz talebinin ancak dava tarihi esas alınarak kabul edilebileceği sonucuna varılmıştır.Davacının bir diğer talebi ise ——tarihleri arasında vekâleten genel müdürlük görevini de yürütmesine rağmen bu dönem için kendisine bir fark ücret ödenmediği iddiasına dayalıdır. Taraflar arasında davacının Yönetim Kurulu Başkan Vekili olarak görev yapmakta iken, ———– tarihleri arasında vekâleten Genel Müdürlük de yapmış olması nedeniyle, bu dönem bakımından ayrıca bir ücret ödenip ödenmeyeceğine ilişkin olarak uyuşmazlık bulunmaktadır. Mahkememiz dosyasında rapor düzenleyen bilirkişi heyetince davalı bankanın Ana Sözleşmesi’nin Yönetim Kurulu Üyelerinin Ücretleri Başlıklı 23. Maddesinde; “Yönetim Kurulu üyelerinin ücretleri, aylık veya yıllık ücret ya da her toplantı için olmak üzere Genel Kurul tarafından kararlaştırılır. Kredi Komitesi Üyelerine bu görevleri nedeniyle verilecek ek ücretlerin şekli ve oranları da Genel Kurul tarafından tespit edilir. Ancak murahhas üyeler, vazifeli üyeler, Genel Müdür veya Genel Müdür Vekili’nin ücretleri Yönetim Kurulu’nca belirlenir.” şeklinde bir düzenlemeye yer verildiği,——- olağan genel kurul toplantı tutanağı 6. maddesinde, ——— muayyen bir görev üstlenmeleri halinde, görev üstlenen üyelere bu görevleri sebebiyle yapılacak ödemelerin ——- Komitesi tarafından tespit edilmesine karar verildiği, her ne kadar davalı tarafça, davacı tarafın işten ayrılmasından sonra —– pozisyonunun kaldırıldığı beyan edilse de , —–tarihinde ise —- ifadelerinden —— tarihine kadar Genel Müdür Vekili olarak bankada görev aldığının anlaşıldığı, davacının —– Vekili olarak yürüttüğü görevin yanı sıra ——–görevini de yürütmesi nedeniyle ek olarak Genel Müdür Vekili sıfatı nedeniyle bir ücrete hak kazanıp kazanmadığı, kazandıysa uygulanması gereken ek ücretin ne olması gerektiği noktasında değerlendirme yapıldığında Ücretlendirme Komitesi tarafından davacıya yönelik Genel Müdür Vekilliği görevine ilişkin herhangi bir ücretlendirme yapılmadığı gibi buna bağlı olarak da ödeme yapılmadığı, Ücretlendirme Komitesi tarafından ücret belirlemesi yapılmamışsa da, davacının üstlendiği ek görev nedeniyle ücret ödenmeyeceğine dair bir karar da bulunmadığı, bu durumda Yönetim Kurulu tarafından davacıya Genel Müdür Vekilliği görevi nedeniyle herhangi bir ücret ödemesi kararı alınmadığına, bu yetki Ücretlendirme Komitesine bırakıldığına ve bu Komite tarafından da ücret konusunda bir karar alınmadığına göre davacının Olağan Genel Kurul Toplantısı Tutanağının 6. Maddesi gereğince yürüttüğü Genel Müdür Vekilliği görevi nedeniyle, Yönetim Kurulu Başkan Vekilliği ücretinin yanı sıra ek bir ücrete hak kazandığı görüş ve kanaatinin açıklandığı, bilirkişi heyetince hesap yapılması noktasında ise iki görüş ileri sürüldüğü, ilkinin davacının Genel Müdür Vekilliğini üstlendiği ———- tarihine kadar Genel Müdür için belirlenen 90.153,00 TL ücret (ki bu durumda davacının 2016 yılındaki Yönetim Kurulu Başkan Vekilliği ücretinin —- olduğu dikkate alındığında aylık brüt 43.040,00 TL, —— yılında ise 51.353,00 TL olduğu dikkate alındığında aylık 38.800,00 TL tutarında bir eksik ödeme olabileceği, ikincisinin ise davacının işten ayrıldığı 24.07.2017 tarihinden sonra Genel Müdür Vekili olarak atanan —– itibariyle brüt ücreti olan 64.805,00 TL olup bu durumda —- yılı için —– maaşının -davacının maaşına —– yılına göre —– yılında %9 zam yapıldığı düşünüldüğünde- uyarlama yoluyla da ——–maaşının 59.454,00 TL olduğu (ki bu durumda da davacının ——- yılındaki Yönetim Kurulu Başkan Vekilliği ücretinin 47.113,00 TL olduğu dikkate alındığında aylık brüt 12.341,00 TL, ——- yılında ise 51.353,00 TL olduğu dikkate alındığında aylık 13.452,00 TL tutarında bir eksik ödemeden söz edilebileceği şeklinde olup bu iki ihtimale göre hesap yapıldığı anlaşılmıştır.
Davacı Yönetim Kurulu Başkan Vekili olduğu dönemde aynı zamanda ——– Genel Müdür Vekili olarak da görev yapmıştır. Davacı ücret karşılığı yönetim kurulu başkan vekilliği yaparken vekaleten bir başka görev daha üstlenmiştir. Davalı bankanın Ana Sözleşmesi’nde murahhas üyeler, vazifeli üyeler, Genel Müdür veya Genel Müdür Vekili’nin ücretlerinin Yönetim Kurulu’nca belirleneceği öngörülmüş, ——-yıllarına ilişkin Genel Kurul Tutanaklarında ise, Yönetim Kurulu Üyeleri’nin Banka’da muayyen bir görev üstlenmeleri halinde, görev üstlenen üyelere bu görevleri sebebiyle yapılacak ödemelerin Yönetim Kurulu’nca yetkilendirilecek Ücretlendirme Komitesi tarafından tespit edilmesine karar verildiği anlaşılmıştır. Ücretlendirme Komitesi tarafından davacıya Genel Müdürlük Vekilliği görevi için bir ödeme yapılmamıştır. Davacının, Yönetim Kurulu Başkan Vekili olarak görev yaparken Genel Müdür Vekilliği görevini de eşzamanlı olarak yürüttüğü dönemde kendisine ödenen ücrete herhangi bir itiraz veya ihtirazi kayıt ileri sürmemesi davacıya yürüttüğü ek görev için ücret verilmemesi sonucunu doğurmayacaktır. Ana Sözleşme gereği yönetim kurulu üyesine Bankada görev verildiği takdirde ayrıca bir ücret ödeneceği açıktır. Davacının susması veya herhangi bir şekilde kendisine ödenen ücrete itiraz etmemesi ya da ihtirazı kayıt ileri sürmemesi, bu yazılı hükmü ortadan kaldıran bir değere sahip değildir. Dolayısıyla yazılı olan bir hükmün davacının susması suretiyle ortadan kaldırıldığından söz edilemez. Bu bakımdan davacının kendisine tevdi edilen ek görev için —— çerçevesinde ek bir ücrete hak kazanacağı mahkememizce de kabul edilmiştir. Davacının hak kazanacağı ücretin tespiti noktasında ise davacının Genel Müdür Vekilliğini üstlendiği tarihlerdeki genel müdür maaşı esas alınmak suretiyle yapılan hesaplamaya itibar edilmesi gerektiği kendisinden sonra atanan genel müdür vekiline yapılan ödemenin emsal teşkil etmeyeceği , davacının ilk seçenek hesaplama neticesi 745.040,00 Tl brüt fark ücrete hak kazandığı ve bu alacak yönünden de dava tarihinden itibaren işlemiş faiz talep edebileceği sonucuna varılmıştır.Davacının son talebi ise yıllık ücretli izin alacağına ilişkin olup bilirkişi heyetince davalı tarafın dava açıldıktan sonra ödediği tutar düşüldükten sonra talep edilebilecek miktar hesaplanmış ise de davaca vekilinin yıllık ücretli izin lacağının asıl alacak yönünden konusuz kaldığını beyan etmesi karşısında bu alacak kalemi yönünden esas hakkında karar verilmesine yer olmadığna karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın ıslah edilen haliyle KISMEN KABULÜNE,
Davacının 5.964.898,07 TL brüt jestiyon prim alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
Davacının 745.040,00 TL brüt fark ücret alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
Davacının yıllık ücretli izin alacağı talebinin konusu kalmadığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-Aşan taleplerin reddine,
3-Karar harcı 458.355,86 TL’den davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 256,17 TL harç ile tamamlama harcı olarak yatırılan 124.794,10 TL ve ıslah harcı olarak yatırılan 11.146,43 TL harcın mahsubu ile bakiye 322.159,16‬ TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan toplam 136.196,70 TL harcın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan toplam 3.850,00 TL yargılama giderinden davadaki haklılık oranı gözönünde bulundurularak (%84) 3.234,00 TL.nin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafça yapılan toplam 12.999,41 TL yargılama giderinden davanın reddedilen kısmı göz önünde bulundurularak 2.079,90TL ‘nin davacıdan tahsili ile davalı tarafa ödenmesine, kalanın davalı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 371.099,38TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
8-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 169.180,22 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A maddesinin 13.fıkrası ve yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca Hazine tarafından karşılanan 280 TL arabuluculuk ücretinden davanın kabul ve red oranları gözönünde bulundurularak 235,20 TL.nin davalıdan ve 44,80 TL.nin davacıdan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
10-Davacı ve davalı tarafından yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı ve davalıya iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekillerinin yüzlerine karşı oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/11/2023