Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/568 E. 2023/811 K. 01.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO :2023/568 Esas
KARAR NO :2023/811 Karar
DAVA :Ticari Şirket (Bilgi Alma Ve İnceleme Hakkı İhlali)
DAVA TARİHİ: 14/08/2023
KARAR TARİHİ: 01/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Bilgi Alma Ve İnceleme Hakkı İhlali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;
Davalı şirketin toplam ———– sermayesinin bulunduğunu, müvekkili ———–%6,14 TL’lik hissesi ile şirketin ortağı olduğunu, davalı ———- arasında ————- tarihinde yapılan sözleşme ile ———– ortaklık paylarının %15’lik kısmının ———-bedel ile satın alındığını, daha sonra ———- tarihinde tekrar yapılan bir protokol ile —— ortaklık paylarının %5,40’lık kısmının ———- satıldığını ve o tarih itibarıyla %9,60’lık payı kaldığını, sonrasında ————- sermayesinin arttırıldığını, ———- adına ödenmesi gereken bedelin ————- tarafından ödenip elde edilen hisse senetlerinin ——- bila bedel verildiğini, ———–payının %9,60 olarak korunduğunu, ————— denetim raporlarından tespit edilen bilgiler doğrultusunda yapılan bu iş ve işlemlerin hem vergi kanunları hem de sermaye piyasası mevzuatına uygun olarak muhasebeleştirilip yükümlülüklerin yerine getirilip getirilmediği, iştirak edinim sözleşmesindeki hak ve menfaatlerin takip edilmeyerek şirketin zarara uğratıldığı, daha sonrasında edinilen iştirak hisselerinin çok büyük bir zarar tutarı karşılığında elden çıkarılmasına yönelik taahhütler verildiği ve iştirak edilen halka kapalı statüdeki şirkette bulunan hisse oranının TTK hükümleri gereği azınlık hak kullanım sınırının da altına indirilerek milyonlarca dolarlık yatırımın —————muamelelerine terk edildiğini, birçok hukuki düzenlemelere uygun olmayan işlemlerin tespit edildiğini, tespit edilen bu hususları öncelikle mail ortamında ileterek davalı şirketle görüşme talep edildiğini fakat görüşmede sadece şirketin tüm işlerinin bağımsız denetimden geçtiği, hukuka uygun olmayan hiçbir husunun olamayacağının belirtilerek yüzyüze görüşmenin sonlandırıldığını, daha sonra mail ortamında yazılı bir metinle ileri sürülen bilgi alma ve inceleme taleplerinin 18/01/2023 tarihli yönetim kurulu toplantısında değerlendirildiği belirtilerek bilgi edinme başvurusunun ancak genel kurulda kullanılabilecek bir hak olduğu iddiasına dayanılarak 28/12/2022 tarihinde yazılı olarak sunulan hususlara ilişkin bilgi alma talebinin olağan genel kurulda görüşüleceğinin bildirildiğini, TTK’nun 437/4. Fıkrası gereği genel kurula sunulmadan da yönetim kurulunun taraflarınca sorulan hususlara ilişkin kısımlarda inceleme haklarını kullandırabileceğini, şifahi yapılan görüşmede olduğu gibi davalı şirketin bilgi alma haklarını kullandırma yönünde isteksiz olduğunu, bu bildirim sonrasında genel kurul toplantısı duyurulmadan önce ————- tarihinde yapılan sözleşme ve devamındaki süreçle ilgili taraflarınca tespit edilen hukuka uygun olmayan işlemler ve ———–hakkında bilgi alma hakkı kapsamında yapılacak olağan genel kurul toplantısında gündeme madde ilave etmek suretiyle sorularının cevaplandırılması ile bilgi ve belgelerin verilmesinin ———- yevmiye numaralı ihtarname ile talep edildiğini, davalı tarafın ————–yevmiye numaralı cevabi ihtarnamesi ile ———— toplanmak üzere genel kurulun davet edildiğini ve bilgi alma taleplerinin kabul edilerek gündemin ——–maddesinde istemiş oldukları bilgilerin cevaplandırılacağı bilgisinin verildiğini, davalı şirketin bilgi alma taleplerinin tüm gündem konuları bitirildikten sonra kapanıştan hemen önce karşılanacağına dair beyanıyla bilgi istenilen konuların genel geçer ifadeler ve üstünkörü beyanlarla geçiştirileceği yönünde tereddütlerinin daha da kuvvetlendiğini, bunun üzerine————— yevmiye numarasına kayıtlı ihtarnamesi ile 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun 29. Maddesi uyarınca karar taslaklarının taraflarına iletilmesini talep ettiklerini, bu ihtarnameden kasıtlarının toplantının sonunda duyacakları bilgilendirme metninin taslak halini ———–kaynaklanan yasal haklarınca taraflarına verilmesi olduğunu, davalı şirketin bu ihtarnameye hiçbir cevap vermediğini, bilgi alma haklarının ya hiç kullandırılmayacağı ya da üstünkörü cevaplarla geçiştirileceği yönündeki tereddütlerinin haklılığının ortaya çıktığını, davalı şirketin 21/06/2023 tarihli davet edilen genel kurul toplantısına katılarak talep edilen bilgilerin şirketin ————— ve önceki faaliyet yıllarında çıkartılan finansal tablolar ile yönetim kurulu ve bağımsız denetim şirketi raporlarında yer verilen bilgilerin sıhhatini çok ciddi seviyede etkileyecek mahiyette olduğundan genel kurul gündem maddelerinin tamamının görüşülmesinden sonra, toplantı kapanmadan hemen öncesinde bilgi verilmek istenilmesi halinde öncesinde görüşülecek olan gündem maddeleri ile ilgili kullanılacak oyların yönünü belirlemede tereddüde düşecekleri de kesin olduğu için öncelikle bilgilendirmenin görüşüleceği 15. Gündem maddesinin 2. Gündem maddesinden önce görüşülmesine yönelik talepte bulunulmuş olmakla birlikte bu taleplerinin hakim hissedarın oy üstünlüğü ile reddedildiğini, bilgi alma taleplerinin şifahi, mail ortamında ve ihtarname ile kullanılmak istenilmesine rağmen kullandırılmadığını, gündem sırasının değiştirilmesi taleplerinin reddedilmesi üzerine bilgi alma taleplerinin karşılıksız kalacağının açıkça tezahür etmiş olması nedeniyle taraflarınca TTK’nun 420/1 maddesi uyarınca sadece genel kurulun———- görüşülmesinin ertelenmesinin talep edildiğini, finansal tablolarla bağlantılı olmayan ————– Gündem maddelerinin görüşülmesinin istenildiğini, davalı şirket yöneticisi de olan toplantı başkanı tarafından diğer gündem maddelerinin görüşülmesi talep edilmiş olmasına rağmen ve hukuken toplantının ancak ve ancak gündemin görüşülmesine geçilmeden ve genel kurulda hazır bulunanların alacağı bir karar ile ancak tüm gündem maddelerinin görüşülmesi ertelenebilecek olmasına rağmen hukuka aykırı olarak toplantı başkanınca yetkisi olmaı halde tüm genel kurul görüşmelerinin ertelendiği belirtilerek toplantının tamamen kapatıldığının bildirildiğini, bilgilendirme maddesi görüşülmesine de engel olunduğunu, bu sırada bilgi alma istekleri hususlarında kendi istekleri gibi değil kendi bildikleri gibi cevaplandıracaklarını beyan ettiklerini, ertelenen toplantı sonrasında davalı şirketin ertelenen toplantısının ————– tarihinde aynı saatte icra edileceğinin ilan edildiğini, toplantı gününe kadar geçen 40 günden fazla süre olmasına rağmen talep ettikleri bilgilerle ilgili hiçbir açıklamanın da yapılmadığını, toplantı devam ederken oyların kullanılıp muhalefet şerhi sunularak ————– maddesine gelindiğinde davalı şirketin müvekkilinin başkalarıyla birlikte hareket ettiği gibi hiçbir delil ve dayanağı olmayan ifadelerle müvekkilini suçlamak suretiyle istenilen bilgilerin ticari sır sınırlarını ihlal ettiği bahanesinin arkasına sığınıldığını,————–tarafından açıklanan bilgi ve bağımsız denetim raporundan da edinilecek bilgiler dışında hiçbir bilgi verilmediğini, ———-alınması gereken yıllık —————- kar payına ilişkin yönetim kurulu faaliyet raporu ve bağımsız denetim raporlarında bu hususu net bir şekilde ortaya koyan bir ifade ve veriye rastlanılmadığını, bu isteme ilişkin onaylı banka dekontlarının genel kurulda ortakların huzurunda açıklanması ve birer örneklerinin taraflarına sunulmasının talep edildiğini, verilen cevapta şirketin ——– sözleşmede kararlaştırılan kar payı ödemelerini tahsil ettiğini, şirketin —– mali yılları için taahhüt edilen yıllık ——— tahsil ettiğini, ——- ise yine sözleşmeye uygun olarak kıst hesaplaması ile belirlenen ——— tutarını tahsil ettiğini, —— açıklamalarında duyurulduğu üzere, ———— bir ek sözleşme ile tadil edildiğini, yapılan tadilden sonra da şirketin taahhüt edilen kâr payını eksiksiz olarak tahsil ettiğini, ————– kar payı taahhüdünün ise henüz vadesi gelmediğini, pay sahibinin bu tahsilatlara ilişkin dekontların kendisiyle paylaşılması yönündeki talebinin ise inceleme ve bilgi alma haklarının sınırlarını aştığını, ayrıca şirketin her sene bağımsız denetimden geçtiğini, kar paylarının düzenli olarak tahsil edilmiş olduğunun bağımsız denetçiler tarafından da görüldüğünü, pay sahibinin bağımsız denetimden geçmiş konulara ilişkin bir yerindelik denetimi yapmaya çalışmasının kabul edilemeyeceğini, ilgili pay sahibinin aynı konuya ilişkin olarak tahsil edilen miktarların ne şekilde muhasebeleştirildiğinin de sorulduğunu, tahsil edilen tutarların, halka açık şirketlerin muhasebe ve finansal raporlama işlemlerini düzenleyen ————- muhasebeleştirildiğini ve finansal tablolara kaydedildiğini, şirketlerinin her zaman olduğu gibi bu işlemlere ilişkin kayıtları da mevzuata uygun tuttuğunu ve bağımsız denetim kuruluşlarından ve denetçilerden bunlarla ilgili teyit aldığını, pay sahibinin 2015 yılından itibaren raporları daha dikkatli okursa sorduğu soruların cevaplarının bu raporlarda yer aldığını göreceği hususlarında cevap verildiğini, ancak taraflarına dekontu vermeyeceklerinin iletildiğini, bunu teyit edemediklerini, aynı zamanda ————- yana bağımsız denetim raporlarında bu paraların tahsil edildiğini göremediklerini, amaçlarının hiçbir zaman yerindelik denetimi olmadığını, taraflarınca yatırım yapıldığı ileri sürülen————satın alma sözleşmesindeki karşılıklı edimlerin yerine getirilip getirilmediği, yönetim kurulunun üzerine düşen yükümlülüklere riayet edip etmediği hususunun araştırılmak istenildiğini, ——— bedel ile aldığı paylarının —————– bedel ile satılması sonucunu doğuracak sözleşmenin bir örneği istenildiğini, bilgi veya belge verilmediğini, bu alınan kararların ticari gerekçelerine ve varsa bu sözleşme revizyonuna ilişkin yönetim kurulu kararının bir örneğinin istenildiğini, bilgi veya belge verilmediğini, ————- yılından sonra her bir yıl için alması gereken asgari temettünün bakiye alacak üzerinden %3 olacağının nasıl belirlendiği, bu hesaplamada baz alınacak bakiye alacaktan neyin kastedildiği ve bu miktarın ne olduğunun açıklanması gerektiğini, —————— hisse senedi alım-satım işlemleri dışında borç verip de alamadığı bakiye alacağın olup olmadığı, her bir yıl için alınması gerekli kar payları alınmadı ise nedeninin ne olduğu, bu hususlara ilişkin tüm bilgi ve belgelerin birer örneğinin verilmesinin istenildiğini, davalı şirketin cevabında 8 Haziran 2015 tarihli hisse alım sözleşmesindeki kar payı taahhüdü belirlenirken ——————- yaptığı yatırımın dikkate alındığını ve taahhüt miktarının, bu yatırımın %3 ‘ü oranında kararlaştırıldığını, sözleşmenin —————– tarihinde tadil edilirken ek sözleşmede de %3 ‘lük oranın korunduğunu, yalnızca piyasa koşullarının ve yeni sözleşmenin şartlarına göre uyarlandığını, tadil edilen ek sözleşmedeki kar payı hesaplama yönteminin, satım opsiyonu kullanılan payların satış bedelinden ödendikçe kalan bakiye ile bakiye opsiyon bedeli olan ———– toplamının %3’ü şeklinde belirlendiğini, bu husus ilgili ————– duyurusunda açıklama yapıldığını,—————— nasıl tespit edildiğine ilişkin tüm bilgi ve belgelerin birer örneğinin verilmesinin istenildiğini, davalı şirketin cevabında ————açıklamasından da görüleceği üzere, Şirketin —————–imzalanan hisse alım sözleşmesi uyarınca kendisine tanınan geri satma hakkını kısmen kullanarak ———— geri sattığını, şirketin, ————— cinsinden ödediği pay başına bedel üzerinden geri sattığını, geri satılan hisselerin bedeli yine karşılıklı müzakere yoluyla belirlendiğini, bu işleme ilişkin olarak şirketin sermaye piyasası mevzuatına göre bir değerleme raporu alınması zorunlu olmadığından özel bir değerleme raporu almadığını, Şirketin, ——- oranındaki payını, pay sahibinin de atıf yaptığı ———– tarafından hazırlanan bağımsız denetim raporunda gösterilen değerden daha fazlaya sattığını, tüm bu bilgilerin ———————- tarihli bağımsız denetim raporunun ————– no’lu dipnotu ve 34’üncü sayfasında açıkça yer aldığını, verilen cevapta da görüldüğü üzere, öncelikle satışın bir bağımsız değerleme raporuna dayanmadığının açık olduğunu, satıştan sonra alınan değerleme raporundaki değerden daha yüksek bir rakama ———- satışının nasıl kararlaştırılabildiğini, yine —————değerin de bir raporunun olmadığı açıkça anlaşıldığını, —— şirketine ait sahip olunan payların %, 40 ‘ının satışı karşılığında ————– ödeyeceği kararlaştırılan ——– ödenip ödenmediğini, hangi tarihte tahsilat yapıldığı, en son yayımlanan bağımsız denetim raporunda bu bedelin tahsil edildiği görülmediğini, ————- satıldığı tarihte peşin tahsil edilmeyecekse neden ———– zararına satış sonucunu doğuracak hem pay satışı yapıldığını, hem de revize sözleşme yapıldığını, bu hususlara ilişkin tüm bilgi ve belgelerin birer örneğinin verilmesinin istenildiğini, davalı şirketin cevabında şirketin, ———- tarihli ek sözleşme kapsamındaki satım bedelinin vadesi gelen tüm taksitleri tahsil edildiği, son taksitin vadesinin ————– tarihi olduğunu, pay senetleri üzerinde Şirket lehine rehin kurulduğunu, son taksit alacaklarının teminatını teşkil etmek üzere rehin cirolu pay senetlerinin şirketin elinde tutulduğunu, Pay sahibinin bu tahsilatlara ilişkin dekontların kendisiyle paylaşılması yönündeki talebinin ise inceleme ve bilgi alma haklarının sınırlarını aştığının belirtildiğini, taraflarına dekontu vermeyeceklerini ilettikleri için bunu teyit edemediklerini, aynı zamanda——- yılından bu yana bağımsız denetim raporlarında bu paraların tahsil edildiğini göremediklerini, ———– satıldığı tarihte peşin tahsil edilmeyecekse neden ——— zararına satış sonucunu doğuracak hem pay satışı yapıldığını hem de revize sözleşme yapıldığı sorularına yanıt verilmediğini, ——— tarihinde yapılan sözleşme ile %5,40’lık orana verilen değer üzerinden————– elinde kalan %9,6’lık payın bedelinin ————-daha düşük bedel ile geri satılma hakkı tesis edilerek —– zarar etmesinin hangi saiklerle yapıldığını, neden yatırımcılar aydınlatılmadan sadece zarar rakamların ——– duyurulduğuna ilişkin tüm bilgi ve belgelerin birer örneğinin verilmesinin istenildiğini, davalı şirketin cevabında ——-, kurulduğu günden bu yana yaptığı yatırımlar ve aldığı ticari kararlar sonucunda bugüne kadar hep kar ettiğini, bu motivasyonla şirketin, ——– gelecek vaat eden bir sektörde yer almak ve holdingin faaliyet alanlarına bir yenisini eklemek istediğini, yatırım kararının görüşüldüğü dönemin koşullarını değerlendirerek enerji sektöründe yatırım yapmaya karar verildiğini, her yatırım bir ticari karar olduğunu, birtakım riskleri beraberinde getirdiğini, bir yatırımın ülkenin içerisinde bulunduğu politik ve ekonomik koşullardan etkilenmemesi mümkün olmadığını,——–geri satma opsiyonunun kullanıldığı ———— kadar ülkenin, hem politik ve ekonomik hem de global anlamda öngörülemez olaylardan etkilendiğini, zellikle ——— yılındaki darbe girişimi——— tutuklanması sonucunda ————- tarafından uygulanan yaptırımlar ve buna bağlı doların büyük artışı, ——– düşürülmesi ve———— yılının başında ortaya çıkan pandemi gibi olayların getirdiği ekonomik etkiler bütün sektörlerde hissedildiğini ve şirketlerin de yatırım planlarını bu doğrultuda revize etmek zorunda kaldığını, şirketin yatırımları açısından, ——– yatırımının yapıldığı ———geri satma opsiyonunun kullanıldığı ———– olduğunu, elektrik fiyatlarına bakıldığında ise ———- arasında dolar bazında ciddi bir düşüş gerçekleştiğini, ———-gelindiğinde de elektrik fiyatlarının dolar bazında ———- seviyesinden daha aşağıda seyrettiğini, tüm bu olaylar değerlendirildiğinde, halka açık bir ——– şirketi olan şirketin, bu politik ve ekonomik durumların getirdiği olumsuzluklardan ————– bünyesindeki tüm iştiraklerin menfaatlerini korumak için tüm tedbirleri aldığını, ———- alım sözleşmesinin tadil edilmesinin de tam olarak bu sebeple yapıldığını, şirketin rakamsal olarak büyük ve özellikle enerji piyasasındaki dalgalanmalar nedeniyle tahsili belki de tartışmalı olabilecek bir varlığı, adeta bölerek bunun kayda değer bir kısmını şimdiden likide çevirmeyi tercih ettiğini, böylece şirketin, bu tahsilatı ekonomik konjonktür nedeniyle seyri belirsiz olan ve tahsili tamamen şirket dışındaki olaylara bağlı bir opsiyon hakkına tercih ederek olası riskleri azaltmayı hedeflediğini, tüm bunların pandeminin ortasında, henüz COVID-19’a çare olacak aşı dahi üretilmemişken, piyasanın durma noktasına geldiği, belirsizliğin en üst düzeye çıktığı, yalnızca ————— değil dünyanın her yerindeki işletmelerin ağır önlemler aldığı bir ortamda gerçekleştiğini, şirketin bu belirsizlik içinde elde edebildiği nakdi de yeni yatırımlarda kullanarak ——– bünyesindeki şirketlerinin zarar etmeden faaliyetlerine devam etmesini sağladığını, şirketin, elde edilen nakdin bir kısmını —————- bedelli sermaye artırımı yapmak amacıyla kullandığını, bu sermaye artırımları neticesinde —————– kazandırıldığını, elde edilen nakdin bir kısmının ise halen şirket hesabında bulunduğunu, temettü ödeme kaynağı olarak kullanılacağını, şirketin ———– açıklamasından da görüleceği üzere, tadil sözleşmesi ile ————- şirketlerinin pay oranının korunmasını sağlamak için şirket adına o günün kuruyla ———– sermaye katılım tutarını karşıladığını, tüm bu hususların şirketin ilgili ———— duyurusunda da yayınlandığını, buna rağmen ilgili pay sahibinin şirketin elde ettiği bu menfaatleri görmezden gelerek yaptığı sorgulamaları iyi niyetli görmenin mümkün olmadığını, yatırımın gerçekleştiği ———— yılına gelene kadar yaşanan olaylar nedeniyle bütün hukuki imkanları ve ticari alternatif senaryoları değerlendirmiş ve bu şekilde bir ticari karar alındığını, o dönemde, bu alternatif senaryolar arasında olası bir anlaşmazlık halinde dava açarak alacağın tahsil edilmesi ihtimalinin de bulunduğunu ancak dava açılması halinde hem ———— yakın yargılama masrafı yapılacağını hem de sonucu belirsiz yıllarca sürecek bir yola girileceğini, tüm bu risklerin o dönemde değerlendirildiğini ve sonuç itibariyle şirketin olası risklerini asgariye indirmek adına —–sözleşme koşulları yeniden müzakere edildiğini, şirketin aynı zamanda bir bankanın hakim ortağı olduğundan, yaptığı her açıklamada sadece ——————– değil, ağır cezalar ve hukuki yaptırımlar içeren bankacılık mevzuatına da tabi olduğunu, bu nedenle, her ne kadar gerekli bilgiler daha önce ilgili faaliyet yıllarında——————– duyurulmuş olsa da kanuni yükümlülüklerini gözeterek pay sahiplerine tatmin edici bilgi vermeye çalıştıklarını, pay sahibinin, bu sorusu kapsamında ——– neden opsiyon bedeli olan ——- bugüne iskonto edilmiş karşılığı olarak değil de gerçek değeri üzerinden gösterildiğini sorduğunu,——— değerin bir opsiyon değeri olduğunu, şirketin şu anda ————– sahibi olduğu payları opsiyon bedeli üzerinden satma zorunluluğunun olmadığını, bu nedenle bağımsız denetim standartları uyarınca finansal tablolara gerçek piyasa değerinin yansıtıldığı cevabının verildiğini, sorulan soruya doğrudan bir cevap vermek yerine genel geçer cümlelerle ve basit kur farkı hesaplamaları üzerinden TL değeri üzerinden yüksek kâr edildiği savunmasıyla açıklama yapıldığını, cevabın başında da her yatırımlarından kâr edememelerinin normal olduğu gibi bir açıklamanın yapıldığını, ancak bu cevapların hiçbiri ——— gibi bir zararın neden göze alındığını açıklamadığını, revize edilen sözleşme ile asgari bakiye alacak üzerinden yıllık %3 oranındaki temettü taahhüdüne rağmen———– genel kurullarında zarar gerekçesiyle kar dağıtımı yapılamadığına dair alınan karar üzerine yıllık —————— aleyhine kar kaybına istinaden işlem yapılıp yapılmadığı hususuna ilişkin tüm bilgi ve belgelerin birer örneğinin verilmesinin istenildiğini, davalı şirket tarafından kar paylarının tahsil edildiği belirtilmişse de dekontu vermeyeceklerini ilettikleri için bunu teyit edemediklerini, —— bu yana bağımsız denetim raporlarında bu paraların tahsil edildiğini göremediklerini, ———— yönelik değerlemenin nasıl yapıldığını, %5,40lık satılan paylarla henüz satılmamış olan %9,60’lık paylar arasında değeri bu denli etkileyecek ne tür bir fark olduğunu, bu farkın hangi nedene dayalı olduğu ve nasıl tespit edildiği hususuna ilişkin tüm bilgi ve belgelerin birer örneğinin istenildiğini, davalı şirketin önceki sorularına verdiği cevapları yine genel geçer cümlelerle ve basit kur farkı hesaplamaları üzerinden TL üzerinden yüksek kar edildiği savunmasıyla açıklamaya çalıştığını ancak bu cevapların hiçbirinin davalı şirketin sahibi olduğu ——- paylarının geri satışı yapılmasına karar verildiği ——– gün içerisinde aynı şirketin %5,60lık hissesinin ———– değerinde olduğu belirtilmesine rağmen %9,60lık kısmının ——– gibi fahiş çelişkiyi açıklamaya yetmediğini, daha önce —- tarihli sözleşmeye göre ——- şirketinin halka arz süresinin en geç ———– lehine bir kazanım elde edilip edilmediği hususuna ilişkin tüm bilgi ve belgelerin birer örneğinin verilmesinin istenildiğini, davalı şirket cevabında şirketin yatırım kararı aldığı —— senesinden önceki ———- elektrik şirketinin halka arz edildiğinin görüleceğini bu nedenle —————– bakımından da halka arzın o dönemin koşullarında mantıklı göründüğünü, ancak halka arzlarda zamanlamanın çok önemli olduğunu, yanlış zamanlama ile yapılan halka arzların şirketler için beklenen katma değeri vermeyeceğini, yatırımın gerçekleştiği ————–yılına gelene kadarki dönemde ise enerji şirketlerinin halka arz —— düştüğünü,————- ayına kadar halka arz olunan enerji şirketi sayısı yalnızca iki olduğu, bu konuda hesaplanabilir bir veri olmadığından ————- halka arz edilmemiş olmasının sebebinin doğru piyasa koşullarının oluşmamış olması olduğunu, bu nedenlerle de takip eden dönemde daha iyi koşulların oluşabileceği düşüncesiyle halka arz için öngörülen tarih olan ——– şirketin halka arz olduğunun görüldüğünü, —— yılında darbe teşebbüsü olduğu için 2 tane,—— şirket halka arz olduğunu, ———-yıllarında da toplam 15 firmanın halka arz olduğunu, bunlardan 2 tanesinin enerji şirketi olduğunu,——– yılında — olan halka arz sayısını————– şirketin halka arzı gerçekleştiğini, henüz bu yılın ortasında ——– firmanın halka arzının gerçekleştiğini, bugün toplam ——- üretim şirketi borsada işlem gördüğünü, dolayısıyla ——- yılından sonra halka arz sayısının düşmesinin ——— halka arz süresinin uzatılması için gerekçe gösterilebilirse de aradan geçen—– senede ——–tane halka arz yapılmışken bugün halka arz sayılarının arkasına sığınılarak ——- sonunun seçildiği izah edilemeyeceğini, dolayısıyla bu açıklamanın halen halka arz olmayan ——- davalı şirket elinde kalan ———- hisselerinin fahiş zararlara satılmamasının nedenini açıklamaya yetmediğini, ——- döviz olarak bankada tutulsa bile bugün dahi ———– fazla katkısı olabilecek bu yatırım fikrinin hangi amaçla girişilmiş olduğu ve hangi amaçla sürüncemede bırakıldığı hususuna ilişkin tüm bilgi ve belgelerin birer örneğinin istenildiğini, davalı şirketin cevabında İlgili pay sahibi bir ——- şirketi olan şirketin yaptığı yatırım kararını bu paranın dövize yatırılsa şirket bilançosuna daha fazla katkı sağlayacağı iddiasıyla bir nevi eleştirerek bunun neden yapılmadığını sorgulandığını, pay sahibin bu sorusunun bilgi alma hakkının kullanılmasından ziyade şahsi fikirlerinin ortaya atılması olarak değerlendirildiğini, şirketin bir ——— şirketi olduğunu, dolayısıyla yeni yatırımlar yapmasının son derece olağan olduğunu, beklenenin bu olduğunu, pay sahibinin——— yaklaşımının yatırım dünyasından ve ————– şirketlerinin varlık amacından tamamen uzak olduğunu, pay sahibinin kendisi isterse ——–hisselerini satıp dövize yatırabileceğini, ancak borsadan hisse aldı diye yasal sınırları aşan bir tutuma da anlam veremediklerini, kaldı ki hazirunun da bilgisinde olduğu üzere şirketlerinin bugüne kadar hiç zarar etmediğini, ——–elde etmeyi başardığını, bünyesinde çeşitli sektörlerde şirketleri barındıran son derece başarılı bir şirket olduğunu, şirketlerinin ——- ayında borsadaki hisse fiyatının 0,23 TL iken, bugün yaklaşık 5,45 TL civarında olduğunu, şirketin hisse fiyatı neredeyse 25 katına çıktığını, iştirak yatırımı sabit getirili bir yatırım olmadığını, tahvillerden farklı olarak, iştiraklerin zarar da edebileceği riski ve herhangi bir sabit getirisinin olmadığı öngörülerek yatırım yapıldığını——— tarihli sözleşmeleriyle bu yatırımdan her sene belirli bir düzeyde kar elde edeceklerini garanti altına aldıklarını, iştirak yatırımının da adeta sabit getirili bir yatırım haline getirerek riski en aza indirgediklerini, ——— sözleşmede de yine bu haklarını koruduklarını, bu yatırımı olabilecek en makul koşullarda yaptıklarını, pay sahibinin yönetim kurulunu her ne kadar sorumluluk koşulları yönünden denetleyebilse de yerindelik bakımından denetleyemeyeceğini, dolayısıyla bu sorunun bilgi alma hakkı kapsamını aştığı kanaatinde olduklarını, ——— asfaltitin ana yakıt olarak kullanıldığı akışkan yatak teknolojisi ile çalışan termik santrali işlettiğini, santralin ——— tamamlanarak faaliyete başladığını, özellikle şirketin yatırım yaptığı ——– ünitesinin yeni açılan ve yerli kömürün desteklenmesi için önem arz eden———-yapılmasına karar verildiğini, bu soruları yönelten pay sahibinin ise, bu yatırım ile ilgili bütün bu duyuruların yapıldığı dönemde pay sahibi olduğunu, şirketten pay almaya devam ettiğini, o dönemlerde şirkete herhangi bir bilgi talebinde bulunmadığını, üstelik bu dönemlere ilişkin genel kurullara da katılmadığını görüldüğünü, esasen sadece bu yıllara ilişkin genel kurullara değil,———— içerisinde hiçbir genel kurul toplantısına katılmadığını, ilgili yıllarda şirketin faaliyetleriyle hiç ilgilenmediğini, bir pay sahibinin yıllar sonra şirkete geçmişe dönük çok sayıda ve son derece detaylı sorular yöneltmesinin subjektif amaçları olduğunu düşündükleri hususlarında cevap verildiğini, davalı şirketin konuyu saptırma gayretini sergilediğini, bir taraftan dolar ——– karşılaştırması üzerinden sorulan soruyu eleştirirken, diğer taraftan ——– yılındaki ————— zarar ettirilmesine gerekçe olarak da dolar —— kur farkına dayanılarak açıklanmaya çalışıldığını, dolayısıyla—— karşısında değer kaybetmesinin davalı şirketin ——- tutarındaki zararını gözardı ettirebiliyorsa, hiç hisse yatırımı yapılmamış olsaydı aynı kur farkı ile bugün şirketin aktifinde çok daha yüksek oranda olumlu katkının olacağı tartışmasız olduğunu, bu yönüyle de şirket tarafından verilen bu cevabın da bilgi almak istedikleri hususu açıklamaya yetmediğini, ——————- olağan genel kurullarının her yıl Mayıs sonlarında yapıldığına dair teamül oluştuğunun gözlemlendiğini, satış sözleşmesindeki revizyonla —– tarihine ötelenen halka arz süreci ile ilgili ————- hiçbir açıklama istemeyen ve halka arz sürecinin yaklaşık 6 ay süreceği dikkate alındığında kalan süre içerisinde —- harekete geçmiş olsa dahi —– halka arz edilmesini sağlayamayacağı riskinin doğduğu gözönüne alındığında ———- bedel ile çok büyük bir zarara sebebiyet verecek şekilde elden çıkarılacağının göründüğünü, ————- yılı itibariyle enerji şirketlerinin halka arzında yaşanan gözle görülür artış ve her bir enerji şirketinin halka arzında ihraç edilen hisselere kat be kat talep geldiği gerçekleri karşısında halka arz süresinin gerekçesiz ve ucu açık şekilde uzatılmasına hangi hukuki işlem ve eylemlerin yapıldığı, ———- kaybedeceği zaman içerisindeki döviz yatırımının karşılığı olarak —————herhangi bir zarar talebinde bulunulup bulunulmadığının. bulunulmamış ise gerekçelerine ilişkin tüm bilgi ve belgelerin birer örneğinin verilmesinin istenildiğini, şirket tarafından verilen cevapta burada pay sahibinin sorusunun içerisinde gizli bir itham olduğunun görüldüğünü, sanki bugüne kadar ——– halka arz edilmemesinin şirketlerinin zararına yol açmış gibi bir görüntü oluşturulmaya çalışıldığını, şirketlerinin ———– halka arzın ne zaman gerçekleştirileceğine dair karar verme yetkisinin olmadığını, halka arza ilişkin önceki soruda açıklandığı üzere, —— yılları arasında uygun bir ortamın oluşmaması nedeniyle halka arz için son tarihin ——– kadar uzatıldığını, ———— tek seçeneği olmadığını, şirketin halka arzın gerçekleştirilmeyeceği senaryoyu da değerlendirerek sözleşmeye buna göre gerekli hükümleri eklediğini, halka arz ile ilgili verilen bilgilerin tatmin edici olduğunu düşündüklerini, ————— imzalanan sözleşmenin hala yürürlükte olduğunu, burada sözleşmeye ilişkin yapılacak açıklamaların ilerleyen dönemlerde şirketin haklarına, taleplerine, menfaatlerine etki edebileceğini, ———————halka arz edilmediği senaryoya uygun sözleşme yapıldığının söylendiğini ancak o senaryonun şirketin en az ——- zarar edeceği senaryo olduğunu, halk arz olmamasının şirket için büyük bir zarar sebebi olacak olduğuna göre davalı şirketin baştan itibaren ———– halka arz edilmeyeceğini bilerek mi hareket ettiğini, bu konunun da açıklanmayıp genel geçer ifadeler verildiğini, bu satış işleminin Kurumlar Vergisi Kanunu 5/1-e maddesine uygun bir satış olmayıp, satıştan oluşan karın tamamının kurumlar vergisine tabi olmasının gerektiğini, b durumda oluşan ————– kârın tamamının kurumlar vergisi matrahına dahil olması gerekeceğini, oysa ———— matrahı eksik beyan edilip edilmediği hususuna ilişkin tüm bilgi ve belgelerin birer örneğinin verilmesinin istenildiğini, bu soruda bilgi veya belge verilmediğini, ——- yapılacak sermaye artırımında ————- ortaklık paylarının %9,6’nın altına düşmemesinin önüne geçilmesi için ——– tutarındaki rüçhan hakkı kullanım bedelinin ——— tarafından ödenmiş ve bu ödeme karşılığı edinilen——- aktarılan bu tutarın, ——- hesap döneminde gelir yazılması gereken tutar olduğunu, bu tutarın finansal tablolarda gösterilip gösterilmediğine dair kayıtların birer örneğinin istenildiğini, bu soruya karşı bilgi veya belge verilmediğini, ———– payının %10’un altına düşürülmüş olması nedeniyle tüm azınlık haklarını kaybetmiş olduklarını, bunun hak kayıplarına neden sebebiyet verildiği, neden iştirak şirket yönetimine ve mezkur hisseleri şirketlerine satan iştiraklerinin hakim hissedarı olan——— hukuk önünde hesap sorma hakkının yok edildiği hususuna ilişkin tüm bilgi ve belgelerinin birer örneğinin verilmesinin istenildiğini, bu soruya karşı bilgi veya belge verilmediğini, ———payının %10’un altına düşürülmüş olması nedeniyle ——- arasında çıkacak ihtilaf durumunda, ———– oranındaki payını üçüncü kişilere serbestçe satıp çıkması için ——- yönetiminin onayına ihtiyacının olacağını, bu durumda ———- pay devrine muvafakat etmek istememesi halinde üçüncü kişi alıcıyı serbestçe seçip uygun gördüğü fiyattan hissesini satma imkanının olmayacağını, bu durumda yüzlerce milyon dolarlık yatırımın akıbetinin neden———– yöneticilerinin keyfi tutumlarına bırakıldığı, bu şirketler ile arada nasıl bir ilişki olduğu hususuna ilişkin tüm bilgi ve belgelerinin birer örneğinin verilmesi istenildiğini, davalı şirket cevabında Pay sahipliğinin %10’nun altına indiğinde böyle bir onaya veya izne ihtiyaç olduğunu düzenleyen bir kural olmadığını, pay sahibinin böyle bir çıkarımı neye dayanarak yaptığının belli olmadığını, bu çıkarımın doğru olmadığını, ——– tarihli hisse alım sözleşmesi ile şirketin, pay sahipliğinden doğan menfaatlerini korumak adına birtakım sözleşmesel haklar elde ettiğini, bu hakların ——–mali yılına ilişkin bağımsız denetim raporunun ——- açıklandığını, imzalanan sözleşmede————-yönetim kuruluna 1 aday gösterme hakkının, asgari olarak belirli bir tutarın üstünde kar payı alma hakkı gibi çeşitli düzenlemeler yer aldığını, bu hakların ——- tarihli ek sözleşmede değiştirilmediğini, dolayısıyla şirkete tanınan bu hakların ———– pay sahipliği oranının %10’un altına düşmesinden etkilenmediğini, azınlık haklarının Türk Ticaret Kanunundan kaynaklandığını, şirketin sahip olduğu haklar ise ———- yaptığı sözleşmelerden kaynaklandığını, davalı şirket tarafından sorularının karşılanmadığını, ———- paylarını temsilen kimlerin vekalet ettiği, bu kişilerin genel kurulda alınacak kararlarda kullanacağı oy ve vereceği görüşlerin nasıl belirlenmiş olduğu, toplantılarda bugüne kadar ——— yönetimine yıllık faaliyet raporları, finansal tabloları, şirket zararları, şirket faaliyetleri ve benzeri pay sahibine tanınan haklar kapsamında herhangi bir soru yöneltilip yöneltilmediği, inceleme ve bilgi alma hakkına dair bir işlem yapılıp yapılmadığı, bu şirket genel kurullarında alınan kararlarda şirket yönetimi ve hakim hissedar———— yıllarca ihtilafsız mutabık kalınmasındaki yazılı olmayan ve basiretli bir tacirden beklenmeyecek kadar hareketsiz kalınmak suretiyle sınırsız güven telkin edecek görünmeyen bir sebebin olup olmadığı hususuna ilişkin tüm bilgi ve belgelerin birer örneğinin verilmesinin istenildiği, davalı şirketin cevabında TTK uyarınca anonim şirketlerin yönetim yetkisi, yönetim kurulu ve yönetim kurulu tarafından yetkilendirilen şirket üst yönetiminde olduğu, bu kapsamda ————sahipliği haklarının da şirket menfaatine olacak şekilde şirketin yönetim kurulu ve üst yönetiminin tercihleri doğrultusunda kullanılmakta olduğunu, bu soruların bilgi alma hakkı kapsamını aştığını ve adeta yönetime müdahale etme girişimi teşkil ettiğini, dolayısıyla daha ayrıntılı bir yanıt vermeye gerek olmadığını, bilgi ve belge verilmediğini,——–yaptırmış olduğu bağımsız denetim raporunda hasılatın kontrol edilmesi amacıyla her bir ——– defterlerinin ilişkin tüm bilgi ve belgelerin birer örneğinin verilmesinin istenildiğini, şirket tarafından verilen cevapta ——— istenmesiyle bilgi alma hakkının dürüstlük kuralına aykırı şekilde kullanıldığının düşünüldüğünü, ——– defterinin talep edilmesinin mantıkla, ticaretle ve hukukla bağdaşır bir yanının olmadığını, —- defterinde bağımsız denetçileri ilgilendiren herhangi bir mali bilginin de yer almadığını, ——— defterinde yer alan konuların; sintinelerdeki su yüksekliği, iskandil edilen su derinliği, hava durumu, gemi adamları arasındaki değişiklikler gibi konularla sınırlı olduğunu, geminin sefer koşulları ve bunlardaki değişikliklerin kaydını tuttuğunu, bu bilgileri almak isteyen pay sahibinin ne amaçladığını, bu bilgilerle ne yapacağını anlamanın mümkün olmadığını, bu defterlerin —– bulunmadığı,———, maliki olduğu gemileri kendisi işletmedğini, 3. kişilere kiraladığını, bu nedenle gemilerin üzerinde bulunan —– uhdesinde olmadığını ve olmasının da beklenemeyeceğini, ——- ait ——– kira sözleşmelerini ve gemi değerleme raporlarınının talep edildiğini, bir pay sahibinin talep ettiği bilgi, ticari sır niteliğinde ise ve bilginin paylaşılması şirket menfaatlerine aykırılık yaratacaksa bu bilgi paylaşılamayacağını, pay sahibinin talep ettiği bu bilginin bu nitelikte olduğu açık olduğunu, pay sahibi tarafından talep edilen bilgilerin, rakiplere açık olmaması gereken, sözleşmelerde dahi gizli tutulması gerektiği kararlaştırılan bilgiler olduğunu, sözleşmelere bu amaçla gizlilik şartları eklendiğini, bu bilgilerin bir halka açık şirket genel kurul toplantısında paylaşılması, şirketin üçüncü kişilerle akdetmiş olduğu sözleşmelerin ihlaline ve şirketin sorumluluğuna sebebiyet vereceğini, bu nedenle de paylaşılmasının mümkün olmadığını, böylelikle pay sahibinin tüm sorularının cevaplandırılmış olduğunu, gemicilik sektöründe tüm kayıtlar hakkında eksik ve hatalı bilgiler verilerek konunun çarpıtıldığını, soru nedeniyle rahatsız olunduğunun ifade edildiğini ancak bu soruda bilgi veya belge verilmediğini, açıklanan nedenlerle; müvekkilinin TTK.nın 437. Maddesi uyarınca bilgi alma talebinin usul, esas sözleşme ve yasal düzenlemeler ile özellikle dürüstlük kurallarına uygun olmayarak yeteri kadar karşılanmaması ve üstü kapalı cevaplarla geçiştirilmek suretiyle talep ettiği bilgi ve belgelerin verilmemesi nedeni ile bu defa TTK.nın 437. Maddesinin 5. fıkrası uyarınca, —- yapılan sözleşme ve devamındaki süreçle ilgili tespit edilen hukuka uygun olmayan işlemler ve ———- bilgi alma ve inceleme hakkının kullandırılmasına karar verilmesini yahut mahkemece talepleriyle ilgili bilirkişi incelemesi yaptırılarak şirket kayıtlarından tespitlerin yapılmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; İşbu davanın hukuksal dayanağı olan TTK’nun 437. maddesinde pay sahibinin bilgi alma ve inceleme hakkı düzenlendiğini, anılan maddenin 3. fıkrasında ise hakkın sınırının “şirket sırrı veya korunması gereken diğer şirket menfaatlerinin tehlikeye girmesi” olarak çizildiğini, davaya konu olayda da davacının, bilgi alma hakkını TTK’nun 437. maddesi kapsamına uygun olarak kullandığını, ———— müvekkili şirket tarafından davacının tüm sorularına yasada belirtilen “şirket sırrı niteliğindeki ve şirketin korunması gereken menfaatlerini tehlikeye düşürecek istisnai bilgiler” hariç olmak üzere dürüstlük ilkesine uygun olarak yeterli cevaplar verildiğini, dürüstlük ilkesine uygun davranmayanın davacının kendisi olduğunu, tespit edebildikleri kadarıyla yaklaşık 10 yıldır müvekkili şirkette pay sahibi olmasına rağmen davacının bu 10 yıllık süreçte yaklaşık 50 defa denetlenmiş ve sonuçları yayınlanmış, bu doğrultuda kendisinin de pay sahibi sıfatıyla bildiği ve ——– takip ettiği hususları “bilgi edinme hakkı” kisvesi altında, yeni bir husus gibi ve kendisine bilgi verilmemiş gibi hukuki yanılgı yaratarak işbu davayı açtıklarını, yasa koyucunun bilgi alma hakkının sınırlarını da çizdiğini, şirket sırrı veya korunması gereken diğer şirket menfaatlerinin tehlikeye girmesinin söz konusu olduğu hususlarda bilgi alma talebinin reddedileceğinin hükme bağlandığını, davacının bu davayla yasa ile kendisine tanınan bilgi alma hakkının sınırlarını aşarak müvekkil şirketin en mahrem ticari kayıtlarını, gemi sözleşmelerini, enerji piyasasına ilişkin yapmış olduğu anlaşmaları ve müvekkili şirkete ait gemilerin rotasını ve gümrük seyrini içeren kayıtların tutulduğu ——— defterlerini istediğini, davacının istediği bu bilgi ve belgelerin daha ötesinde bir ticari sır olamayacağının açık olduğunu, davacının, ancak rakip şirketlerin edinmek isteyeceği, ticari sır kapsamındaki, müvekkili şirkete ait gemilerin rotasını ve gümrük seyrini içeren kayıtların tutulduğu ————— defterlerini dahi istemiş olmasının yasa ile kendisine tanınan bilgi alma hakkının sınırlarının aşıldığını, bilgi alma hakkı adı altında şirket sırlarının ifşası niteliğinde bilgi ve belgelerin talep edildiğinin apaçık bir göstergesi olduğunu, bilgi alma hakkına konu edilen hususların son 8 senedir devam eden bir sürece ilişkin olduğunu,——- yılından itibaren yaklaşık 10 yıldır şirkette pay sahibi olması nedeniyle bu sürecin tamamını bilen, takip eden, geçen süreç içerisinde hiçbir şekilde bilgi alma talebinde bulunmayan, son olarak —– tarihinde ———-bildirerek halka açık bir şirket olan müvekkili şirkete güvenini gösteren davacının, pay sahipliğinin —— çıktığını bildirdikten çok kısa bir süre sonra bilgi alma hakkı adı altında müvekkili şirketin ticari sır niteliğindeki konularda ısrarla bilgi ve belge talep etmesi amacının bilgi almak olmadığını, yasa ile kendisine tanınan hakkı kötüye kullandığını gösterdiğini, uluslararası alanda faaliyet gösteren, halka açık bir şirket olan müvekkili şirketin, ——- tarafından üçlü kamu denetimi kapsamında ve ayrıca bağımsız denetime tabi tutulduğunu, davacı şirketin zarara uğratıldığını iddia etmiş ise de müvekkili şirketin bugüne kadar hiçbir şekilde zarar etmediğini,—— çıkardığını, müvekkili şirketin —– yaptığı —-ayında borsadaki hisse fiyatı 0,23-TL iken bugün yaklaşık 4.72-TL civarında olduğunu, şirketin hisse fiyatının neredeyse 21 katına çıktığı dikkate alındığında davacının iddialarındaki asılsızlığın daha da net anlaşılacağını, müvekkili şirketin, —— yılında kurulduğunu, —– uluslararası alanda faaliyet gösteren, istikrarlı ve güçlü finansal yapısıyla büyümeye devam eden, ——- alanında en köklü ve saygın holdinglerinden birisi olduğunu, müvekkili şirketin, bağlı ortaklıkları aracılığıyla finans, denizcilik ve enerji olmak üzere 3 ana sektörde ve uluslararası alanda faaliyet gösterdiğini, finans sektöründeki faaliyetini ———- yürüten müvekkili şirketin, hakim ortağı olduğu banka ile kurumsal firmaların finansmanına kaynak sağladığını ve yurt içi faktoring sektöründe gösterdiği faaliyetle de alacakları vadesinden önce nakde çevirme olanağı sunarak yurt içi finansman hizmeti verdiğini, —–ilk ve tek borsada işlem gören, halka açık denizcilik şirketini bünyesinde barındıran müvekkili şirketin, denizcilik sektöründeki faaliyetini ———- yürüttüğünü, stratejik gemi yatırımları yaparak oluşturduğu geniş filo ağıyla kuru yük taşımacılığı yaparak uluslararası ticarete hizmet ettiğini, ciddi büyüklükte bir rezerve sahip bir termik santral olan ——- paya sahip olan müvekkili şirketin, enerji alanındaki faaliyetini ise bu şirket eliyle yürüttüğünü,——- görmeye başlayan müvekkili şirketi, halka açık bir şirket olması nedeniyle, sermaye piyasası mevzuatında yer alan yükümlülüklere uymak zorunda olduğunu, sermaye piyasası mevzuatı çerçevesinde—- finans sektöründe faaliyet gösterdiği ve —— yetki alanına girdiği için ——- tarafından olmak üzere üçlü bir kamu denetimi kapsamında olduğunu, bağımsız denetim şirketlerinin de denetimine tabi olduğunu, müvekkil şirketin bağımsız denetimi, vergi denetimi ve tam tasdik denetiminin——— yapıldığını ve finansal raporlar ile mali tabloların kamuya açıklandığını, davacının kendisini bu denetimlerin üzerinde görmesi ve üst merci gibi kamu tarafından ve bağımsız yapılan denetimleri “yerindelik denetimi“ne tabi tutmasının hukuken kabul edilemez bir husus olduğunu, bilgi alma hakkı ve buna bağlı olarak inceleme hakkının genel kurulda kullanılabilecek bir hak olduğunu, davacının oyalanmasının söz konusu olmadığını, davacının uzunca bir süre oyalanmasının söz konusu olmadığı gibi davalı şirketin bilgi alma hakkını kullandırma yönünde isteksiz olmasının da söz konusu olmadığını, müvekkil şirketin yasal düzenlemeler çerçevesinde hareket ettiğini, bizzat davacının kendisinin de dava dilekçesinde belirttiği üzere, gerek göndermiş olduğu e-posta mesajına gerekse keşide edilen ihtarnameye cevap verilerek söz konusu hakkın genel kurulda kullanılabilecek bir hak olduğu bilgisininin davacıya verildiğini, bilgi alma ve inceleme hakkı başlığı altında hakkın kapsamı, sınırları ve kullanılma zamanının düzenlendiği TTK’nun 437. Maddesi incelendiğinde; Maddenin ilk fıkrasında bilgi alma hakkının Genel Kurul’dan 15 gün önce kullanılabileceği, Maddenin ikinci fıkrasında bilgi alma hakkının Genel Kurul toplantısı esnasında kullanılabileceği, Maddenin dördüncü fıkrasında ise Genel Kurulda sorusuna tatmin edici bir cevap alamayan pay sahibine, bu husus tutanağa geçirtmek şartıyla inceleme izni talep edebileceğinin belirtildiğini, ilgili maddeden de açıkça anlaşılacağı üzere, bilgi alma hakkının Genel Kurul’a bağlı olarak kullanabilecek bir hak olduğunu, inceleme hakkının da Genel Kurul içinde kullanılan, TTK’nun 437/2. maddesi kapsamında Genel Kurul’da sorulan sorulara ek olarak tanınmış bir hak olduğunu, TTK’nun 437/4. maddesinde yer alan “pay sahibinin sorusunu ilgilendiren kısımlarının incelenebilmesi için” ifadesinin de inceleme hakkının Genel Kurul’da sorulan sorulara ek olarak tanınmış bir hak olduğunu gösterildiğini, bu izahat karşısında ortada Genel Kurul olmaksızın, Genel Kurul öncesinde davacının e-postalarla ve ihtarnamelerle bilgi alma talebinde bulunmasının hukuken mesnedi olmadığını, yine Genel Kurul’a bağlı bir hak olan inceleme talebinde bulunmasının da hukuken mesnedinin olmadığının açık olduğunu, bilgi alma ve inceleme hakkının Genel Kurul’da kullanılacak bir hak olduğu davacı tarafından da bilinen bir husus olduğunu, nitekim davacının bu hususta keşide etmiş olduğu ihtarnamesinde de “bilgi alma ve inceleme hakkının yapılacak —— kullandırılması ve sormuş olduğu soruların —– cevaplandırılmasını” talep edildiğini, davacının, bu hakkın —- kullanılabilecek bir hak olduğunu bilmesine rağmen, dava dilekçesinde müvekkili şirketçe uzun süre oyalandığına, bu süreçte hakkın kullandırılmadığına yönelik iddialarının gerçek dışı olduğunu ve hukuki yanılgı yaratmak amacıyla ileri sürülen iddialar olduğunun açık olduğunu, davacının bilgi alma hakkının kullandırılmasında uzunca bir süre oyalandığı iddiası gibi bilgi alma talebinin karşılanmadığına ilişkin iddiasının da gerçek dışı olduğunu, davacının keşide etmiş olduğu ——– yevmiye numaralı ihtarnamesinde müvekkili şirkette %6,14 oranında hissedar olduğunu bildirdiğini, bilgi alma ve inceleme hakkını yapılacak —– kullandırılmasını ve ihtarnamede sorduğu hususların —–cevaplandırılmasını talep ettiğini, müvekkil şirket tarafından keşide edilen —– yevmiye nolu cevabi ihtarnamesi ile,——- yapılacağını, bilgi alma talebinin kabul edildiğini, ihtarnamede belirtilen konulara ilişkin olarak ilgili mevzuat uyarınca gerekli bilgilerin —- günü gerçekleşecek —– karşılanacağını ve gündeme — Madde olarak eklendiğinin bildirildiğini, ——- toplandığını, bir kısım payların toplantıda temsil edildiğini, asgari toplantı nisabının mevcut olması üzerine toplantı açılarak gündem görüşülmeye başlandığını, davacının bilgi alma talebinin, gündemin —- maddesinde yer aldığını, —– maddenin görüşülmesine geçilene kadar davacının, vekili aracılığıyla katılım sağladığı —– neredeyse tüm gündem maddelerine muhalefet şerhi düştüğünü, —- gündemin —- öncesinde iletilen davacının bilgi alma talebine konu sorularının görüşülmesine geçildiğini ve pay sahibi davacının tüm sorularının TTK’nun 437. maddesi kapsamında ve sınırları dahilinde tek tek cevaplandırıldığını, davacının, dava dilekçesinde bilgi alma talebinin yeterince karşılanmadığını, dava açılmasının önüne geçilmesi için cevap verildiğini ileri sürerek işbu davayı açtığını ileri sürmüş ise de; Genel Kurul Toplantı Tutanağı incelendiğinde, davacının sorularına şirket sırrı niteliğindeki ve şirketin korunması gereken menfaatlerini tehlikeye düşürecek istisnai bilgiler hariç olmak üzere TTK’nun 437. maddesine uygun şekilde yeterli ve ayrıntılı şekilde cevap verildiğini, cevapların bilgi edinme hakkını karşılar nitelikte olduğunu, verilen bilgilerin hesap verme ve dürüstlük ilkeleri bakımından özenli ve gerçeğe uygun olduğunun görüleceğini, toplantıda hazır bulunan bir kısım pay sahiplerinin müvekkili şirket tarafından detaylı ve tatmin edici bilgiler verildiğini, ülkece geçirilen zor dönemde şirketin iyi yönetildiğini, şirket menfaatlerinin korunduğuna ilişkin teşekkür konuşmalarına bizzat davacı vekilinin de katıldığını beyan ettiğini, davacının bilgi alma isteminin reddedilmemiş olması, iddianın aksine yasal düzenlemede öngörüldüğü şekilde cevap verildiği dikkate alındığında, yasal düzenleme gereğince bilgi alan pay sahibinin TTK’nun 437/5. maddesi kapsamında dava açması için gereken şartların söz konusu olmadığının açık olduğunu, uygulamada ve yerleşik Yargıtay kararlarında, ticari sır ve şirket menfaatini tehlikeye düşürecek haller hariç olmak üzere cevapların yeterli ve bilgi edinme hakkını karşılar nitelikte olduğu bir durumda davanın reddi gerektiği yönünde kararlar verildiğini, ——– kararında “….yönetim kurulunun ———- finansal ve profesyonel hedeflerinin açıklanmasına dair bilgi isteminin ticari sır niteliğinde bulunduğundan ayrıntılı cevaplanmamasının TTK m. 437/3’e uygun olduğu, mali tablolardaki dipnotların ve ek mali tabloların ise genel kurul tutanağında belirtildiği gibi noter kanalıyla davacı pay sahibine gönderildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilen yerel mahkeme kararının ONANMASI”na karar verildiğini, ——- kararında, “…dosyaya sunulan belgelere ve genel kurul tutanaklarına göre ——— tarihli genel kurulda davacının sorduğu sorulara cevap verildiği, gündemle ilgisi bulunmayan sorularına ise, gündem dışı konuların genel kurulda görüşülüp, tartışılıp, müzakere edilememesi sebebiyle cevap verilmediği, davalı Şirket’in kanuna aykırı bir uygulamasının söz konusu olmadığı, davalı Şirket tarafından verilen cevapların yeterli ve bilgi edinme hakkını karşılar nitelikte bulunduğu gerekçesiyle, TTK’nın 437/5 gereği kesin olarak karar verilmiş, kararın davacı vekili tarafından temyizi üzerine mahkemenin 18/09/2015 tarihli ek kararı ile kararın kesin olması sebebiyle temyiz isteminin reddine karar verilmiştir. Mahkemece verilen ek karar ve esas karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp,değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre mahkemenin temyiz isteminin reddine dair ek kararına yönelik tüm temyiz itirazları yerinde değildir.” şeklinde karar verildiğini, davacının bilgi edinme hakkının yasaya uygun şekilde müvekkili şirket tarafından karşılanmış olduğu dikkate alınarak davanın reddi gerektiğini, Yasal Düzenleme Gereğince Pay Sahibinin Bilgi Alma Hakkı “Şirket Sırrı Niteliğindeki Bilgiler” Ve “Korunmaya Değer Şirket Menfaatlerini Tehlikeye Sokabilecek Bilgiler” Hariç Olarak Sınırlandırıldığını, TTK’nun 437/3. maddesinde, “bilgi verilmesinin, sadece, istenilen bilgi verildiği takdirde şirket sırlarının açıklanacağı veya korunması gereken diğer şirket menfaatlerinin tehlikeye girebileceği gerekçesi ile reddedilebileceği” düzenlendiğini, yasa koyucunun, pay sahibinin bilgi alma hakkını “şirket sırrı niteliğindeki bilgiler” ve “korunmaya değer şirket menfaatlerini tehlikeye sokabilecek bilgiler” olmak üzere iki halde sınırlandırdığını, ————- kararında ticari sırrı şu şekilde tanımladığını, “Ticari sır; gerçek ya da tüzel kişi tacire, rakiplerine karşı ekonomik anlamda menfaat sağlayan, sır olarak saklanan ve gizli kalması için gerekli önlemlerin sahibi tarafından alındığı bilgi olarak tanımlanır. Yine haksız rekabet ilkeleri de göz önünde bulundurularak bir başka tanım olarak ticari sır; ‘Tacirin ticari faaliyetleri esnasında kullandığı, aynı olanağa sahip olmayan veya kullanamayan rakiplerine karşı kendisi için avantaj teşkil eden herhangi bir formül, düzen, model vs. toplam bilgiler şeklinde’ tanımlanabilir.———- ilamında da “ticari sır kavramının en önemli unsurunun toplumun bilgisi dahilinde olmama veya ilgili alanda rakip firmalarca bilinmeme şartının olduğu” belirtilerek bu tanım desteklendiğini, Ticari sır kavramının en önemli unsurunun “ilgili alandaki rakip firmalarca bilinmeme” olması karşısında, yasa koyucunun “korunmaya değer şirket menfaatleri” ve “şirket sırrı” halleri olmak üzere bilgi edinme hakkına çizdiği bu iki büyük ve net sınırın neye tekabül ettiği daha iyi anlaşıldığını, davacının Dava Konusu ——– Niteliğinde olduğunu, müvekkili şirketi hissesinin borsada işlem gören halka açık bir şirket olduğunu, —— yer alan düzenlemelere tabi olduğunu, ——-birinci maddesinde de belirtildiği üzere, “kanunun amacı; sermaye piyasasının güvenilir, şeffaf, etkin, istikrarlı, adil ve rekabetçi bir ortamda işleyişinin ve gelişmesinin sağlanması, yatırımcıların hak ve menfaatlerinin korunması için sermaye piyasasının düzenlenmesi ve denetlenmesidir.” olduğunu, pay sahibi davacının ve avukatının müvekkili şirketle telefonla iletişime geçtiğini, yapılan görüşmelerde “birden fazla kişi ile birlikte hareket ettiğini, payların bir kısmını bu kişiler üzerinde tutuğunu, şirket toplam hissesinin %10’u civarında bir hissenin kontrolünde olduğunu” iletildiğini, bu husus —– gerek başlangıcında gerekse ——- maddelerinin görüşülmesi esnasında söz alan şirket ———tarafından da dile getirilerek; “hem pay sahibi hem avukatı ile yapılan telefon görüşmesinde pay sahibinin uzun süredir birden fazla kişiyle birlikte hareket ettiğini, paylarının başka kişiler üzerinde tuttuğunu, bu suretle toplam hisselerinin yaklaşık %10’u civarında şirket hissesinin kontrolünü elinde tuttuğunu söylediğinin” tespit edildiğinin belirtildiğini, bu beyana davacı tarafından hiçbir şekilde bir itiraz edilmediğini, davacı pay sahibinin bilgi alma adı altında müvekkil şirkete ilettiği sorular ve talep ettiği belgeler incelendiğinde, yatırımcıların yatırım kararı verebilmesi için ihtiyaç duyacağı bilgi ve belgeler olmadığı, müvekkil şirketin şirket sırrı ve açıklanması halinde şirketin menfaatinin zarar göreceği bilgiler olduğunun görüldüğünü, bununla birlikte müvekkil şirketin halka açık bir şirket olması nedeniyle, bu davada dikkat edilmesi gereken hususun, davacının pay sahipliğini şirket hisselerini borsadan alarak edinmiş olması olduğunu, borsada işlem gören şirket hisselerinin alınması gibi satılmasının da borsaya kapalı şirketlerde olduğu gibi bir prosedüre tabi olmaması karşısında, davacının hisselerini kolayca elinden çıkararak pay sahipliğinin her an sona erebileceği açıktır. Bu nedenle müvekkil şirketçe bilgi alma ve inceleme hakkının kullandırılmasında daha özenli olunmasının kaçınılmaz olduğunu, tüm bu hususlar bir arada değerlendirildiğinde, bilgi alma hakkına sınır getiren maddenin gerekçesinde belirtilen şartların meydana geldiğini, davacının birkaç kişiyle birlikte hareket ettiğini, %10 civarında hisse sahibi olduğunu, hisselerin örtülü ve gizli paylarda olduğunu ifade etmesi ve ———- mevzuatı ile getirilen yükümlülüklere uymaması karşısında, Genel Kurul’da bu husus belirtilerek yasada belirtilen şirketin sırrı ve açıklanması halinde şirket menfaatine zarar verecek hususlara ilişkin bilgiler hariç tutularak yeterli cevapların verildiğini, rakip şirketlerin edinmek isteyeceği ticari sırların ifşası niteliğindeki ————- defterlerinin istenmesi, davacının niyetini ortaya koyduğunu, şirketlerin edinmek isteyeceği ticari sırların ifşası niteliğindeki ———- defterlerinin istenmesinin, davacının niyetini ortaya koyduğunu, davacının talep etmekte olduğu ————— defteri de seyir defteri olarak anılan, geminin sefer koşulları ve bunlardaki değişikliklerin kaydının tutulduğu defter olduğunu, —– maliki olduğu gemileri kendisi işletmemesi ve 3. kişilere kiraya vermesi nedeniyle gemiler üzerinde bulunan ——– defterleri —- olmadığını, davacının bilgi alma hakkının kapsamını aşar şekilde istediği —- defterlerine ilişkin bu bilgilerin pay sahibinin işine yarayacak bilgiler olmadığını, —— defterlerine ilişkin bilgi ve belgeler, şirketin ticari menfaatlerini öğrenmeye yönelik, ancak rakip firmalar tarafından elde edilmek istenebilecek nitelikte bilgi ve belgeler olduğunu, müvekkili şirketin uluslararası taşımacılık alanında gösterdiği faaliyet nedeniyle de taşımacılık sözleşmelerinde gizlilik maddeleri bulunduğunu, davacının ticari sır ve şirket menfaatine aykırılık yaratacak ———– defterlerine ilişkin bu bilgi talebinin yasaya aykırı olduğunu, davacının davasını dayandırdığı——– arasında yapıldığını, enerji piyasası söz konusu olduğu için dolaylı olarak sözleşmenin bir ucunun da devlet olduğunu, elektrik enerjisi üretimine ilişkin bir yatırım kararı niteliğinde olduğunu, müvekkil şirketin, söz konusu sözleşme neticesinde %9,6 oranında pay sahibi olduğu —–aracılığıyla enerji sektöründe faaliyet gösterdiğini,——– işletmekte olduğu asfaltit sahasından çıkardığı ve 3. taraflara ait komşu sahalardan rödovans usulü ile temin ettiği kömürü—— —bulunan termik santralinde işlediğini ve elektrik enerjisi üretip sattığını, ——- müvekkili şirket portföyünde önemli bir yer tuttuğunu, ülkemizin enerji ihtiyacının karşılanmasına, ayrıca doğrudan ve dolaylı olarak yaklaşık 2.000 kişiye istihdam imkanı sunarak bölge ekonomisine katkı sağladığını, sözleşmenin bir tarafının devlet otoritesine uzanması nedeniyle sözleşmede gizlilik şartının bulunduğunu, şirketin mutlak şirket sırrı niteliğindeki bu bilgileri açıklamama hakkı olduğu gibi açıklamama yükümlülüğünün de bulunduğunu, sözleşmenin aynı zamanda Elektrik Piyasası Kanunu kapsamında olup Elektrik Piyasası Kanunu’na ve Elektrik Piyasası Lisans Yönetmeliği’ne göre de enerji piyasasında teknik normlar dışındaki ticari sır ve gizli rekabet bilgileri gibi ticari açıdan hassas olan her türlü bilgi de gizliliğe tabi olduğunu, şirket sırrı kapsamında paylaşılmasında şirketin menfaatlerini ciddi olarak zarara uğratabilecek nitelikte olan bilgilerin paylaşılmaması gerekliliği, hatta zorunluluğu ve yükümlülüğünün yasayla koruma altına alındığını, davacının bilgi alma hakkı kapsamında ——— istediği bilgi ve belgelerden “ticari sır ve açıklanması halinde şirketin korunması gereken menfaatlerini tehlikeye düşürecek nitelikteki bilgi ve belgeler” hariç tutulduğunu, davacının sorularına TTK’nun 437. maddesine uygun ve bilgi alma talebini ayrıntılı olarak karşılar şekilde cevaplar verildiğini, 10 yıldır şirkette pay sahibi olan davacının bilgi alma talebi, 8 yıl önceki yatırım kararına dayanmakta olduğunu, 8 yıllık süreçte bu yatırıma ilişkin her türlü açıklama ve ilanın——- duyurulduğunu, şirketin internet sitesinde yayınlandığını, pay sahiplerinin bilgisine sunulduğunu, pay sahibinin talep ettiği bilgiyi almasında korunmaya değer güncel bir menfaati bulunması ve talebin hakkın kötüye kullanılmasını teşkil etmemesi gerektiğini, davacının dava konusu ettiği bilgi alma talebinin genel olarak ——- kararına ilişkin olduğunu, davacının amacının bilgi almak olmadığını, şirketin ticari sırlarını öğrenmeye çalışmak olduğu davacının korunmaya yarar güncel bir menfaatinden bahsedilmesinin de mümkün olmadığını, davacının hakkı kötüye kullanılmasını teşkil ettiği bu davasıyla kendisine şirketin gözetici veya denetleyici bir organı olma kapısını açmaya çalıştığını, hukuki sınırların ötesine geçtiği bu davanın reddi gerektiğini, açıklanan nedenlerle açılan davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:
Hukuki niteliği itibari ile; 6102 sayılı TTK.nun 437/5 maddesine dayalı bilgi alma ve inceleme hakkının kullanılması istemine ilişkindir.
TTK 437 maddesinde pay sahibinin bilgi alma ve inceleme hakkı düzenlenmiş olup, aynı maddenin 5.fıkrasında bilgi alma ve inceleme istemi cevapsız bırakılan, haksız olarak reddedilen, ertelenen ve bu fıkra anlamında bilgi alamayan pay sahibinin reddi izleyen 10 gün içinde diğer hallerde ise makul bir süre sonra şirket merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesine başvurabileceği , talebin basit yargılama usulüne göre inceleneceği ve verilecek kararın kesin olduğu düzenlenmiştir.
Davalı ——–sicil kayıtları getirtilmiş, davacının şirket ortağı olduğu ve şirketin merkezi itibariyle mahkememiz yetki sınırları içinde kaldığı belirlenmiştir. Dilekçeler aşaması tamamlanmakla HMK 320 maddesi uyarınca yapılan ——— tarihli ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar yönünden inceleme yapılmış, uyuşmazlık noktaları belirlenip tahkikat aşamasına geçilmiştir.
Davacı yan ortağı olduğu davalı şirketin ——— tarihinde gerçekleşen genel kurul toplantısında yönetim kurulu üyelerine yönelttiği sorulardan bir kısmına çelişkili, yetersiz, tatmin edici olmayan cevaplar verildiğini, bazılarına ise cevap verilmediğini iddia etmiş, davalı yan ise davacının sorularının ve talep ettiği bilgi ve belgelerin şirket sırrı kapsamında olduğunu, davacının taleplerinin dürüstlük kurallarına aykırılık teşkil ettiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı şirketin ——– tarihli genel kurul toplantı tutanağı ve eklerinin incelenmesinden davacının vekili vasıtasıyla temsil edildiği, toplantının başında sunulan dilekçe ile pay sahibi olan müvekkili —— tarihinde yapılan sözleşme ve devamındaki süreçle ilgili tespit edilen hukuka aykırı işlemler ve ——hakkında bilgi alma hakkı kapsamında yapılacak olağan genel kurul toplantısında gündeme madde ilave etmek süretiyle sorularının cevaplandırılması ile bilgi ve belgelerin verilmesini —— yevmiye numaralı ihtarnamesi ile talep ettiklerini, —–yevmiye numaralı cevabi ihtarnamesinde 21 —– günü saat 15:00’de toplanmak üzere genel kurulun davet edildiği ve bilgi alma taleplerinin kabul edilerek gündemin 15.maddesinde istenilen bilgilerin cevaplandırılacağı bilgisinin verildiğini, istedikleri bilginin Şirketin — faaliyet yıllarında çıkartılan finansal tablolar ile yönetim kurulu ve bağımsız denetim şirketi raporlarında yer verilen bilgilerin sıhhatini çok ciddi seviyede etkileyecek mahiyette olması nedeniyle de genel kurulda kullanacakları oylar ve bu oylara bağlı görüşlerinin de verilecek bilgilerle birebir ilişkisi olacağını belirterek gündem maddelerinin görüşülme sırasına dair öneri sunduğu bu talebin reddedildiği, davacı vekilinin ayrı bir dilekçe ile de TTK 437/2 maddesi gereği bilgi alma talebini bildirdiği, genel kurul toplantı tutanağına göre gündemin 15. maddesinde davacının sorularının bir kısmına cevap verildiği görülmüştür.Yasada bilgi alma ve inceleme hakkının kullanılması için açılacak davalarda 10 gün ve makul süre kavramları getirilmiştir. Talebin genel kurulda reddi halinde reddi izleyen 10 gün içinde dava açılması gerekmektedir. Somut olayda genel kurulda davacının talepleri doğrudan reddedilmemiş bir kısım bilgiler verilmiştir. Yasada diğer hallerde ise dava açmak için makul süre kavramı getirilmiştir. 02/08/2023 tarihinde yapılan genel kurulda verilen cevaplar karşısında mahkememizde 14/08/2023 tarihinde açılan davanın makul sürede açıldığı kanaatine varılmıştır. Pay sahiplerinin şirketin işleri, yönetimi ve içinde bulunduğu durum hakkında bilgi sahibi olmaları, onların genel kurulda oy kullanırken ve yöneticileri denetlerken sağlıklı karar verebilmeleri ve gerçek verilere dayanarak işlem yapabilmeleri bakımından önemlidir. Özellikle azınlık pay sahiplerinin şirket işleri ve şirketin genel durumu hakkında bilgi sahibi olmaları, onların kaderlerinin yöneticilerin ve çoğunluk pay sahiplerinin eline bırakılmaması bakımından da önem arz eder.Pay sahiplerine şirket faaliyeti hakkında bilgi verilmesi anonim şirketi yönetenlerin yükümlülüklerinin bir parçasıdır. Pay sahipleri açısından, pasif bilgi alma kaynağı olarak tanımlanabilecek olan bu yükümlülük, pay sahiplerinin şirketin işleri hakkında tam olarak bilgi sahibi olmalarına yetmeyebilir. Bu düşüncelerle söz konusu yükümlülükten bağımsız olarak, kanun ile pay sahiplerine aktif olarak bilgi alma ve inceleme hakları da ayrıca tanınmıştır.“Bilgi Alma ve İnceleme Hakkı” kenar başlığını taşıyan TK m. 437 de bilgi alma ve inceleme hakları birlikte düzenlenmiştir. İnceleme hakkı, aktif bilgi alma hakkını tamamlayan ve teyid eden nitelikte bir haktır. TTK 437’nci maddenin birinci fıkrasında düzenlenen “pasif (ve geriye dönük) bilgi alma hakkı”, finansal tabloların, konsolide finansal tabloların yıllık raporun ve kâr dağıtım önerilerinin pay sahiplerinin incelemelerine hazır tutulmaları anlamına gelir. Aktif anlamda bilgi alma hakkını düzenleyen TK 437’nci maddenin ikinci fıkrasına göre, “Pay sahibi genel kurulda, yönetim kurulundan, şirketin işleri; denetçilerden denetimin yapılma şekli ve sonuçları hakkında bilgi isteyebilir” Aynı maddenin dördüncü fıkrası ise inceleme hakkını düzenlemektedir; bu hükme göre ise, “Şirketin ticari defterleriyle yazışmalarının, pay sahibinin sorusunu ilgilendiren kısımlarının incelenebilmesi için, genel kurulun açık izni veya yönetim kurulunun bu hususta kararı gerekir. İzin alındığı takdirde inceleme bir uzman aracılığıyla da yapılabilir”. Pay sahibinin haklarını bilinçli bir biçimde kullanabilmesi ve genel kurulda iradesini doğru verilerle kullanabilmesi amacına hizmet eden bilgi alma hakkının konusunu yönetim ve denetim faaliyetleri içinde değerlendirilebilecek tüm işler ve işlemler oluşturur. Bilgi alma hakkı, şirketin ekonomik ve mali durumunun, egemenlik ilişkilerinin ve çoğunluğu oluşturan ve şirkete hakim olan pay sahiplerinin elde ettiği menfaatlerin tam olarak anlaşılması ve bu yolla hakların bilinçli olarak kullanılabilmesi amaçlarına hizmet eder, bilgi alma hakkı, şirketin bağlı şirketler dahil, diğer işletmelerle ve kişilerle olan tüm işlemleri ve iş ilişkilerini kapsar. Pay sahibinin bilgi alma talebine ilişkin kayıtlar finansal tablolarda ve faaliyet raporlarında yer alsa bile, bu belgelerde ki bilgiler pay sahibinin yeterli derecede aydınlatılmasına ve haklarını bilinçli bir şekilde kullanabilmesine imkan verecek derecede değil ise bilgi alma talebi yine olumlu karşılanmalıdır. Pay sahibinin talebi üzerine verilecek bilgiler, hesap verme ve dürüstlük ilkeleri bakımından özenli ve gerçeğe uygun olmalıdır.Bilgi vermekle yükümlü olanlar, şirket işleri hakkında yönetim kurulu, denetimin yapılış şekli ve sonuçları hakkında ise denetçilerdir. TTK m. 437/3’e göre, “Bilgi verilmesi, sadece, istenilen bilgi verildiği takdirde şirket sırlarının açıklanacağı veya korunması gereken diğer şirket menfaatlerinin tehlikeye girebileceği gerekçesi ile reddedilebilir”. Şirket yöneticileri ve denetçiler, pay sahibinin bilgi alma hakkını kullanırken istediği bilgileri vermekten ancak “şirket sırrı” ve “korunmaya değer şirket menfaatleri” kriterlerine uygun bir gerekçe ile kaçınabilirler. Yönetim kurulu, hiç bir gerekçe göstermeden, soyut ifadelerle, istenen bilgilerin şirket sırrına girdiğini ileri sürerek bilgi vermeyi reddedemez. Bilgi alma talebinin reddedilebilmesi için, şirket menfaatlerinin tehlikeye düştüğü somut bir biçimde gerekçeleriyle ortaya konulmalı ve iddia edilen tehlikenin gerçekleşmesi de kuvvetle muhtemel olmalıdır. Bilgi alma hakkının kullanılmasının diğer bir sınırı da MK m. 2 de ifadesini bulan dürüstlük kuralına aykırı talepte bulunulmasıdır. Pay sahibinin, talep ettiği bilgiyi almasında korunmaya değer güncel bir menfaatinin bulunmadığı ve talebin hakkın kötüye kullanılması teşkil ettiği durumlarda bilgi vermekten kaçınılması haklı kabul edilir. Öte yandan bilgi alma ve inceleme hakkı kullanılırken pay sahibinin somutlaştırılmış şekilde talebini ortaya koyması gerekir.
Genel ve soyut talepler yeterli olmaz, şirketin hangi işleri konusunda bilgi istendiği somut şekilde bildirilmelidir. Şirketin genel mali yapısı ve iş ilişkileri hakkında bilgi verilmesi talebi bu anlamda somut bir talep değildir. Davalı yanda bilgi alma ve inceleme talebine konu edilen hususların şirket sırrı niteliğinde olduğunu, bilgi alma hakkının pay sahibi tarafından kötüye kullanıldığını ispat yükü altındadır.
Tüm bu açıklamalar ışığında somut olayda davacının talepleri değerlendirildiğinde davacının ——– tarihli genel kurul toplantısında yönelttiği sorular ve mahkememizde açtığı davadaki somutlaştırılmış bilgi alma veya inceleme taleplerinin yine yasada ön görülen sınırlar içinde değerlendirilmesi gerektiği, davalı yanın davacının sorduğu bazı sorulara yasanın aradığı anlam ve kapsamda cevap vermediği, buna karşılık davacının bir kısım bilgi alma taleplerinin ise davalı şirket yönünden ticari sır kapsamında kaldığı, bu bilgilerin paylaşılması talebinin reddi gerektiği sonucuna varılmakla davacı taleplerinin kısmen kabulüne karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının TTK 437/2 ve devamı maddelerine dayalı bilgi alma ve inceleme hakkının kullanılması talebinin kısmen kabulüne,
A-Davalı şirket ve dava dışı ———- tarihli sözleşme ile kararlaştırılan kar payı ödemelerinin (—— yılından itibaren) tahsil edildiğine ilişkin tahsilat dekontları üzerinde,
B———paylarının bir kısmının satışına ilişkin 08/06/2020 tarihli sözleşme üzerinde
C—— davalı şirketin sahip olduğu payların %40’ının satışı karşılığında ——- ödeyeceği kararlaştırılan 45.000,00 USD bedelin ödenip ödenmediği, hangi tarihte ödendiği hususlarında ilgili belgeler üzerinde,
D——— paylarının devrinden kaynaklanan kazançlarına ilişkin olarak kurumlar vergisi beyannamesinde matrahın eksik olarak beyan edilip edilmediğine ilişkin olarak belgeler üzerinde,
E——-tarihli protokol uyarınca —–Tarafından ödenen 124.603.200,00 TL tutarlı rüçhan hakkı kullanım bedelinin 2020 yılı finansal tablolarında gösterilip gösterilmediğinin finansal tablolar üzerinden incelenmesi suretiyle davacıya bilgi alma ve inceleme hakkının kullandırılmasına.
2-Bu hakkın davacı tarafından davalı şirkete gönderilecek ihtarname ile bildirilecek 3 ayrı iş gününden birinde davalı şirket merkezinde saat 09:30 ile 17:00 arasında kullandırılmasına, (ihtarın tebliği ile inceleme günü arasında en az 1 hafta olmak kaydıyla tespit edilecek günde) davacının belirlenen inceleme gün ve saatinde yanında 1 mali müşavir ve 1 hukukçu bulundurabilmesine, davacının yanında bulunduracağı kişilerin kimlik bilgilerini davalı şirkete göndereceği ihtarnamede davalı şirkete bildirmesine, davalı şirketin kararda belirtilen belgeleri davacı ve davalı tarafça belirlenecek inceleme gününde şirket merkezinde hazır bulundurmasına, inceleme sırasında belgeler hakkında bilgi verebilecek davalı şirketi temsile yetkili en az 1 kişinin de hazır olmasına, davalı tarafından görevlendirilmesine,
3-Fazlaya ilişkin talebin reddine,
4-Karar harcı 269,85 TL davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
5-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 269,85 TL harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 308,25 TL ilk masraf, 38,75 TL tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 347,00 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
7- Davalı tarafça yapılan yargılama gideri olmadığından karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 17.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davacı ve davalı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, kesin olarak verilen karar davacı vekili ile davalı vekillerinin yüzlerine karşı oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/11/2023