Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/387 E. 2023/425 K. 29.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/387 Esas
KARAR NO : 2023/425

DAVA : Ticari Şirket (Fesih İstemli)
DAVA TARİHİ : 28/05/2023
KARAR TARİHİ : 29/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Fesih İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;müvekkilinin topraksız tarım konusunda yedi yılı aşkın tecrübesi olan yeni nesil çiftçi ve girişimci olduğunu, bu konuda danışmanlık hizmeti verdiğini, hizmet verdiği firmalardan birisinin de —- bünyesinde bulunan —-olduğunu, danışmanlık süresince——ortaklarından —– ile ilişkilerinin geliştiğini ve——- tarafından müvekkiline ortaklık teklifinde bulunulduğunu, müvekkilinin teklifi kabul ederek 21/01/2022 tarihinde davalı şirketin kurulduğunu, taraflar arasında imzalanan sözleşme kapsamında müvekkilinin davalı şirketin tüm işlerini üstlendiğini ve şirkete yönetim kurulu başkan yardımcısı olarak hizmet verdiğini, şirket yönetim kurulunun müvekkilinin imzası olmaksızın karar alamayacak şekilde dizayn edildiğini, temsil ve ilzam yetkisinin bu şekilde belirlendiğini, şirket yönetim kurulunda —— tarafından atanan üçüncü kişi olarak —— yer aldığını, şirketin kuruluşundan itibaren şirket faaliyetlerinin büyümesi ve kârlılığın artması için müvekkilinin basiretli bir tacir gibi tüm özeni gösterdiğini, topraksız tarım arazisini 9 dönümden 21 dönüme çıkardığını, şirketin halihazırda aralarında büyük marketler zincirlerinin olduğu 10’dan fazla şirket ve işletmeye düzenli ürün tedarik ettiğini, iş ve satış ağının kurulmasının tamamen müvekkilinin eseri olduğunu, ——- bu süreçlerde hiç bir dahlinin bulunmadığını, müvekkilinin şirkete sağladığı hizmetler karşılığında huzur hakkı almadığını, müvekkilinin şahıs işletmesi tarafından davalı şirkete haricen hizmet veriyormuş gibi fatura keserek hizmetinin karşılığını aldığını, müvekkilinin —— danışmanlık hizmeti vermeye devam ettiğini, buradaki danışmanlık hizmetinin 12/04/2023 tarihinde sonlandırıldığını, —– Başkanı olan ——tarafından müvekkiline 19/04/2023 tarihinde şirket yönetiminden memnun olmadığı ve müvekkilinin davalı şirkete zarar verdiğine dair bir mail gönderildiğini, daha sonrasında 24/04/2023 tarihinde ——-tarafından müvekkilinin mailine erişiminin engellendiğini, şirket bilgisayarı ve aracının şirkete teslim edilmesinin istendiğini, 25/04/2023 tarihinde ise müvekkilinin —— şirket tesislerine girişinin engellendiğini, müvekkiline gönderilen ihtarname ile 24/04/2023 tarihli karar ile müvekkilinin temsil ve ilzam yetkisinin kaldırılmış olduğunun öğrenildiğini, müvekkiline herhangi bir bildirim yapılmaksızın yönetim kurulu toplantısının yapıldığını, müvekkilinin şirkette %25 oranında hisse sahibi olduğunu, şirket esas sözleşmesine göre pay sahiplerinin hisselerini ancak yönetim kurulunun onayı ile devredebileceğini, taraflar arasında bağlayıcılığı olan tek sözleşmenin Şirket esas sözleşmesi olmadığını, taraflar arasında imzalanan Hissedarlar Sözleşmesinin de olduğunu, Hissedarlar Sözleşmesi ile müvekkilinin sahip olduğu hakların esas sözleşmeye işlenmediğini, davalı şirketin —— bünyesinde bulunan bir şirket olmadığını, ancak —– ve —— yönetim kurulunda bulunmasından güç alarak —— yetkililerinin davalı şirketin iç işlerine doğrudan müdahale ettiklerini, TTK 390.maddesi ile anonim şirketlerde yönetim kurulunun ne şekilde toplanacağının düzenlendiğini, davalı şirketin 24/04/2023 tarihli yönetim kurulu toplantısının bu maddeye aykırı olarak yapıldığını, müvekkilinin temsil ve ilzam yetkisinin değiştirilmesine dair yönetim kurulu toplantısına çağrılmadığını, 24/04/2023 tarihli hukuka aykırı yönetim kurulu kararının batıl olduğunu,—— hissedarlar sözleşmesini hiçe sayar şekilde tutum sergilediğini, halihazırda şirketin yönetim kurulunda bulunan ve temsil ve ilzam yetkisini ele geçiren——topraksız tarım konusunda hiç bir yetkinliğinin bulunmadığını, şirketin ciddi şekilde zarara uğratıldığını, şirket müşterilerinden operasyonların geciktiği ve ürünlerin kalitesinde düşüş olduğu yönünde yoğun şikayetler geldiğini ileri sürerek davalı şirketin 24.04.2023 tarihli ve —— karar numaralı yönetim kurulu kararının butlanının tespitine, davalı şirketin temsil ve ilzamının 24.04.2023 tarihli karar öncesi duruma iadesine, yargılamanın uzun sürme ihtimali göz önünde bulundurularak dava neticeleninceye kadar ihtiyati tedbir olarak Müvekkilinin şirket yönetimi hususunda münhasır yetki verilmesine, davalı şirketin feshine, feshin son çare olması ilkesi uyarınca feshin uygun görülmemesi halinde müvekkilinin davalı Şirket Yönetim Kurulu Başkanı olarak atanmasına, ——Şirket Yönetim Kurulu’ndan azline, müvekkiline temsil ve ilzam yetkisinin iadesine ve müvekkilinin şirketi etkili şekilde yönetebilmesi için gerekli esas sözleşme tadillerinin yapılmasına, bu talep uygun görülmemesi halinde müvekkilinin sahip olduğu hisselerin—–veya şirkete gerçek değeri üzerinden satılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA: Dava dilekçesi davalı tarafa tebliğ edilmemiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile 6102 sayılı TTK’nın 531. Maddesi uyarınca, davalı anonim şirketin haklı sebeplerle feshi, olmadığı takdirde alternatif yöntemlere karar verilmesi istemlerine ilişkindir. 6102 sayılı TTK’nın 531. maddesi hükmü ile anonim şirketler bakımında da haklı sebeplerle şirketin feshine olanak tanıyan düzenleme getirilmiştir. Anılan maddeye göre; “Haklı sebeplerin varlığında, sermayenin en az onda birini ve halka açık şirketlerde yirmide birini temsil eden payların sahipleri, şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden şirketin feshine karar verilmesini isteyebilirler. Mahkeme, fesih yerine, davacı pay sahiplerine, paylarının karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerlerinin ödenip davacı pay sahiplerinin şirketten çıkarılmalarına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme karar verebilir”. HMK’nın 14/2. maddesi uyarınca; özel hukuk tüzel kişilerinin, ortaklık veya üyelik ilişkileriyle sınırlı olmak kaydıyla, bir ortağına veya üyesine karşı veya bir ortağın yahut üyenin bu sıfatıyla diğerlerine karşı açacakları davalar için, ilgili tüzel kişinin merkezinin bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir.
Davalı Anonim Şirketin ” —– adresinde faaliyette bulunduğu sicil kayıtlarından anlaşılmış olup şirketin merkezi ——Asliye Ticaret Mahkemelerinin yargı yetki çevresi dahilinde kalmaktadır.
Mahkemelerin kesin yetkisine ilişkin kurallar kamu düzeninden olup, HMK’nın 114/1-ç maddesi uyarınca dava şartı niteliğindedir. Dava şartları, HMK’nın 115/1. maddesi gereğince mahkemece, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılır. Bu nedenle davalı tarafa tebligat yapılmadan değerlendirme yapılarak mahkememizin davaya bakmakta yetkili olmadığı kesin yetkili mahkemenin—— Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğu anlaşılmakla TTK 531, HMK 14/2, HMK 114/1-ç maddeleri uyarınca mahkememizin yetkisizliği nedeniyle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine, yetkili mahkemenin——Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğuna dair aşağıdaki karar verilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-TTK 531, HMK 14/2, HMK 114/1-ç maddeleri uyarınca mahkememizin yetkisizliği nedeniyle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine,
2-Yetkili mahkemenin——-Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğuna,
3-HMK 20.maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra 2 haftalık süre içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın yetkili—— Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine, belirtilen süre içerisinde dosyanın gönderilmesi için talepte bulunulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
4-HMK’nun 331/2 maddesi uyarınca yargılama gideri ve harcın yetkili mahkemede değerlendirilmesine,HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde oy birliğiyle karar verildi.