Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/353 E. 2023/389 K. 18.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/353 Esas
KARAR NO : 2023/389

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 15/05/2023
KARAR TARİHİ : 18/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkili şirket tarafından Kasko Sigorta Poliçesi ile sigorta edilen —— plakalı aracın 08.08.2021 tarihinde davalıların işleteni ve sürücüsü olduğu —— plakalı aracın çarpmasına maruz kalarak ağır şekilde hasarlandığını, hadise mahallinde tutulan Maddi Hasarlı Trafik Kazası Tespit Tutnağına göre; —– plakalı aracın olayda 8/8 kusurlu bulunduğunu, söz konusu hadise sebebiyle müvekkili şirkete sigortalı—— plakalı araçta müvekkili şirket tarafından yaptırılan ekspertiz sonucu 23.276,62 TL hasarın tespit edildiğini ve bu hasar miktarının 27.08.2021 tarihinde sigortaladıkları vasıta sahibine 23.276,62TL olarak ödendiğini, davalıların,—– plakalı aracın maliki/işleteni ve sürücüsü olması sebebiyle; müvekkili şirkete sigortalı araçta meydana gelen hasardan hukuken sorumlulukları bulunmadığını, kasko tazminatını ödeyen müvekkili şirketin, sigortalısının hukukuna halef olduğundan bu kanuni halefiyete dayanılarak davalılar aleyhine —- İcra Müdürlüğü’nün —–sayılı dosyası ile icra takibi başlatmış olduğunu, davalıların icra takibine itiraz etmeleri ile takibin durduğunu beyan ederek davalıların haksız ve kötüniyetli itirazlarının ayrı ayrı iptali ile her iki davalı aleyhine de takibin devamına, davalıların kötüniyetli itirazları sebebiyle aleyhlerine %20’den aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yüklenmesine, karar verilmesini talep etmiştir.

CEVAP:
Görev, dava şartlarından olup, mahkemece davanın her aşamasında kendiliğinden gözetilmesi gerektiğinden takdiren dilekçeler teatisi yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden karar verilmiştir.

İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibari ile; İİK.nun 67.maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır.
7155 sayılı Yasa ile 6102 sayılı Yasaya 5/A maddesi eklenerek ticari davalarda arabuluculuk dava şartı haline getirilmiş olup, mahkememizdeki dava .. tarihinde açılmakla davacının dava şartı arabuluculuk koşulunu yerine getirdiği görülmüştür.Dava, Kasko Sigorta Poliçesi uyarınca ödenen hasar bedelinin rücuen tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı sigorta şirketi nezdinde Kasko Sigorta Poliçesi ile sigortalı —– plakalı aracın 08.08.2021 tarihinde davalıların işleteni ve sürücüsü olduğu —–plakalı araçla çarpışması sonucu sigortalı araç sahibine ödenen 23.276,62 TL hasar bedelinin tahsili talep edilmiştir.
Somut olayda uyuşmazlık, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun 1301. maddesi uyarınca, sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenen tazminatın, kusurlu olan davalıdan rücuan tahsiline ilişkindir.
TTK m. 1301’de düzenlenen halefiyet, yasal, sınırlı ve cüz’î halefiyet niteliğindedir. Bu maddeden doğan halefiyet hakkına istinaden açılan veya açılacak olan dava, esas itibariyle sigortalının, kendisine zarar verene karşı açacağı tazminat davasının, onun halefi sıfatıyla sigortacı tarafından açılmasıdır. TTK’nın 1301. maddesi uyarınca sigortacı, sigorta bedelini ödedikten sonra hukuken sigorta ettiren yerine geçer ve dava, tazmin ettiği bedel nisbetinde sigortacıya intikal eder. Bu şekilde sigortalısının haklarına halef olan sigorta şirketinin, ödediği tazminat miktarınca hukuken sigortalı yerine geçerek açtığı rücû davası, aslında bir tazminat davası olup, bu niteliği itibariyle aynı zamanda şahsî nitelikte bir eda davasıdır. Burada sigortacı, sigorta ettiren yerine geçtiği için şahsî ve rücûu ödediği bedelle sınırlı olduğundan dolayı da cüz’î haleftir. Sigortacının, sigortalıya ödediği tazminat oranında sigortalının yerine geçeceği ve onun kanunî halefi olacağı, ilke olarak 31.03.1954 gün ve —–sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da belirtilmiştir. 17.01.1972 tarih ve —— sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da, sigortacının, zarara sebebiyet veren aleyhinde açtığı rücû davasının, kanundan doğan halefiyete dayandığı ve halef olanın, halefiyet yolu ile nasıl bir hak iktisap etmiş ise, o hakka sahip olacağı vurgulanmış; velhasıl sigorta ettirenin ne hakkı varsa bunların, şartları gerçekleşince sigortacıya geçeceği; sigortacının, sigorta ettirenin bütün def’ilerini üçüncü şahsa karşı ileri sürebileceği ve Borçlar Kanununun 44. maddesine (TBK m.52) de dayanabileceği; tabiatıyla sigorta ettirenin olayda dava hakkı yoksa, sigortacıya da bu yönde bir hakkın intikal etmeyeceği açıklanmıştır.Diğer taraftan, 3 Temmuz 1944 tarihli ve —- sayılı —– yayımlanan Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun 22.03.1944 tarih ve—— sayılı kararına göre de “Sigortacının sigorta poliçesinden münbais olmayıp kanundan aldığı bir salâhiyete istinaden ve haksız fiil sebebiyle alacaklı yerine kaim olarak hareket ettiği dâvada hukuk mahkemesine başvurması gerekir.” şeklindedir.Somut olayda; davacı kasko şirketi olup, dava dışı sigortalının ve davalının gerçek kişi olduğu, kazaya karışan araçların da hususi araç olduğu göz önünde tutulduğunda rücu tazminatına konu uyuşmazlığın haksız fiilden kaynaklandığı, bu durumda da uyuşmazlığın, Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği anlaşıldığından mahkememizin görevsizliğine yönelik aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Dava dilekçesinin görev nedeniyle reddine, Mahkememizin Görevsizliğine,
2-Görevli mahkemeninin —– Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğuna,
3-HMK 20.maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra 2 haftalık süre içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli——Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine belirtilen süre içerisininde dosyanın gönderilmesi için talepte bulunmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
4-HMK’nun 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderleri ve vekalet ücretinin görevli mahkemede değerlendirilmesine,Dair, tarafların yokluğunda karşı tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda karar verildi.