Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/227 E. 2023/579 K. 06.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/227
KARAR NO : 2023/579

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 12/11/2019
KARAR TARİHİ : 06/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkilleri tarafından daha önce açılan—- Asliye Hukuk Mahkemesi’ nin—– Esas, —–Karar sayılı dosyasında, müvekkillerinin bakiye destekten yoksun kalma tazminatı alacaklarının var olduğunu belirterek davacı anne—— için bakiye 4.997,45 TL destekten yoksun kalma tazminat alacağının ve davacı baba —– için bakiye 2.726,96 TL. destekten yoksun kalma tazminatı alacağına, davalılar —– yönünden 30/04/2007 olay tarihinden itibaren, davalı sigorta şirketi yönünden ise, temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sigorta şirketi teminat limitleri ile sınırlı olmak sureti ile davalılardan müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA:
Davalı ——vekili cevap dilekçesinde özetle; görev ve zamanaşımı itirazlarının bulunduğunu, davacı tarafça arabuluculuk başvurusu yapılmadığından dava şartı yokluğu bulunduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davalılar —–vekili cevap dilekçesinde özetle; işbu dava da görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu ve görev yönünden itirazlarının bulunduğunu beyan ederek dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı talebine ilişkindir.Mahkememiz dosyasının ilk olarak —–. Asliye hukuk mahkemesinde açıldığı; —-. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 16/09/2020 tarih —–Esas —— Karar nolu kararı ile; “somut davada davalılar arasında zorunlu mali sorumluluk sigortacısı da bulunmaktadır. Sigorta hukuku 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6. kitabında 1401 ve devamı maddelerinde, zorunlu sorumluluk sigortası ise 1483 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Bu durumda Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen hususlardan olması nedeniyle davanın ticari dava olması sebebiyle iş bu tazminat davasına bakmakla görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemeleridir. İş bu tazminat davasında Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu anlaşıldığından; 6100 sayılı HMK’nun 115/2 maddesi gereğince dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın görev yönünden reddine” dair karar verildiği ve bu karar üzerine dosyanın ilk olarak yine mahkememizin —– sayılı dosyası üzerinden incelemeye alınmış; Mahkememiz—– sayılı dosya üzerinden yapılan yargılama sonucunda; “Arabuluculuk son tutanağının dava tarihinden sonra olduğu, dava tarihi itibari ile davanın zorunlu arabuluculuğa tabi olduğu ve dava açılmadan önce arabulucuya müracaat bulunmadığı anlaşıldığından dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine, ” dair karar verildiği anlaşılmıştır. Bu karara davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuş olup, özetle; görevli mahkemenin değişmesi ile zorunlu arabuluculuk gündeme geldiğini, taraflarınca zorunlu arabuluculuğa başvurulmuş ve anlaşamama tutanağı ile son oturum tutanağı dosyaya sunulmuş olduğunu, anlaşamama tutanağının mahkemece davanın esasına girilmeden önce ibraz edilmiş olduğunu, dosyada; 7155 Sayılı yasa ile değişik 6102 Sayılı TTK’ nun 5/A ve aynı sayılı yasa ile değişik 6325 Sayılı Kanunun 18/A Maddesinin Birinci fıkrası uyarınca ticari davalarda aranan, arabulucuya başvuru şartı yerine getirilmiş olduğunu, davanın usulden reddine karar verilmesinin Anayasa’nın 36. Maddesinde düzenlenen kişilerin hak arama hürriyeti maddesine aykırı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuş olup yapılan istinaf incelemesi ile;
—- Bölge Adliye Mahkemesi —- Hukuk Dairesinin 31/03/2022 tarihli —– sayılı ilamı ile, “… davalı gerçek kişilere yöneltilen dava, ticari dava olmadığı ve dava şartı olarak zorunlu arabuluculuk şartını ihtiva etmediğinden bu davalı aleyhine açılan dava tefrik edildikten sonra, davalı Sigorta bakımından zorunlu arabuluculuk dava şartı yerine getirilmediğinden HMK’nın 115/2 maddesi gereğince davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, zorunlu arabuluculuk dava şartına tabii olmayan davalı gerçek kişi yönünden de yazılı olduğu şekilde usulden red kararı verilmesi doğru olmamıştır. …” şeklinde hüküm tesis edilerek davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile verilen kararın kaldırılmasına ve yerel mahkemeye iadesine karar verilmiştir.
Bunun üzerine dosya mahkememizin—–. sayılı sırası üzerinden incelemeye alınmış, 13/10/2022 tarihli —– nolu celsede dosyanın davalı —— yönünden HMK 167 md gereği tefriki ile —–esasına kaydedilmiş olup, davacı tarafın zorunlu arabuluculuk dava şartını yerine getirmemiş olması nedeniyle davanın usulden reddine dair karar verilmiştir.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak incelendiğinde;
Eldeki dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle araç sürücüsü aleyhine açılan maddi ve manevi tazminat istemine dayanmaktadır.
Görev kamu düzeninden olduğundan taraflarca ileri sürülmese dahi mahkeme tarafından resen dikkate alınmalıdır.
6102 sayılı TTK’nın 4. maddesine göre bir davanın ticari dava olabilmesi için uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğmuş bulunması veya anılan yasa maddesinde sayılan mutlak ticari davalardan sayılması gerekir.
6102 sayılı TTK’nın 12. maddesinde “Bir ticari işletmeyi, kısmen de olsa, kendi adına işleten kişiye tacir denir” hükmünü içermektedir.
TTK’nun 19. maddesinde “Bir tacirin borçlarının ticari olması asıldır. Ancak, gerçek kişi olan bir tacir, işlemi yaptığı anda bunun ticari işletmesiyle ilgili olmadığını diğer tarafa açıkça bildirdiği veya işin ticari sayılmasına durum elverişli olmadığı takdirde borç adi sayılır. Taraflardan yalnız biri için ticari iş niteliğinde olan sözleşmeler, Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, diğeri için de ticari iş sayılır” hükmü bulunmaktadır.
Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Mahkeme duruşma yapmadan, yani taraflara tebligat yapıp onları dinlemeden dosya üzerinden de görevsizlik kararı verebilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmış ise veya yapılmamış olsa bile re’sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip, karara bağlamalıdır.Sonuç olarak, söz konusu davada davalı sigorta şirketi yönünden dava tefrik edildiğinden işbu davada davalı olarak yalnızca davalı —— kaldığı, davacı ve davalıların gerçek kişi olduğu, aralarındaki uyuşmazlığın haksız fiil niteliğindeki trafik kazasından kaynaklandığı ve bu nedenle davanın ticari dava olmadığı, gerçek kişilere yöneltilen bu davanın dava şartı olarak zorunlu arabuluculuk şartını ihtiva etmediği anlaşıldığından mahkememizin görevsizliğine ve görevli olan Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
7155 sayılı Yasa ile 6102 sayılı Yasaya 5/A maddesi eklenerek ticari davalarda arabuluculuk dava şartı haline getirilmiş olup, mahkememizdeki dava 11/04/2022 tarihinde açılmakla davacının dava şartı arabuluculuk koşulunu yerine getirdiği görülmüştür.Mahkememiz dosyası üzerinden yapılan incelemede; Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır.

KALDIRMA KARARI SONRASI İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkememiz —– Esas: —–Karar sayılı dosyası istinaf edilerek —- Bam —–. HD —– sayılı istinaf ilamında ” ….Bu nedenlerle eldeki davanın Asliye Hukuk Mahkemesince verilen görevsizlik kararı üzerine Ticaret Mahkemesi olan İlk Derece Mahkemesinin esasına kayıt edildiği, davalı araç sürücüsü ve işleteni ile davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun aynı maddi olaydan kaynaklandığı ve zararın tek olduğundan davanın ihtisas mahkemesi olan Ticaret Mahkemesinde görülmesi gerektiği, sigorta şirketi bakımından tefrik kararı verilmesinin göreve ilişkin kuralları değiştirmeyeceği kaldı ki sigorta şirketi bakımından arabulucuk süreci tamamlanması halinde açılacak dava da Ticaret Mahkemesinin görevli olacağı, bu halde aynı trafik kazası nedeniyle tazminat talep edilmesi nedeniyle bağlantı olduğu kabul edilerek birleştirme kararının gündeme geleceği, tüm bu nedenlerle yukarıya aktarılan Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurul kararı ile Yargıtay—–. Hukuk Dairesinin kararı gereğince davaya devam edilmesi gerekirken görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur….” gerekçesi ile kaldırılmıştır. Kaldırma kararı sonrasından yeniden yargılama yapılmış taraf delilleri toplanmıştır.Tüm dosya kapsamı, kaldırma kararı toplanan deliller bir bütün halinde incelendiğinde; Davanın, ölümlü trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkin olduğu, yukarıda bahsi geçen yargılama yapılan dosyaların kesinleştiği ve delillerin toplanıp gerekli raporların alındığı ve mahkememizce de denetime elverişli olduğu, mahkememizce usul ekonomisi gereği yeniden rapor alınmasının uygun görülmediği—–Asliye Hukuk Mahkemesinin ——Esas sayılı kesinleşen dosyasında bozma sonrası düzenlenen raporda 20.209,25 TL davacı anne —— için hesap yapıldığı ancak hüküm altına alınan miktardan bakiye kalan 4.997,45 TL daha alacağın bulunduğu ve ek dava mahiyetindeki eldeki bu davada talebinin yerinde olduğu, davacı baba—- için de —- Asliye Hukuk Mahkemesinin —–Esas sayılı kesinleşen dosyasında bozma sonrası düzenlenen raporda 12.102,64 TL esap yapıldığı ancak hüküm altına alınan miktardan bakiye kalan 2.726,96 TL daha alacağın bulunduğu ve ek dava mahiyetindeki eldeki bu davada talebinin yerinde olduğu anlaşılmakla davanın kabulüne karar verilmiş ve miktar itibariyle kesin olmak üzere aşağıdaki şekilde hüküm verilmiştir.

H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜ ile;1-4.997,45 TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihi olan 30.04.2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi le birlikte davalılar —–müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı —— verilmesine,
2-2.726,96 TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihi olan 30.04.2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi le birlikte davalılar —— müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı ——-verilmesine,
3-Karar harcı 527,65 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 483,25 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 44,40 TL başvurma harcı ve 44,40 TL peşin harç olmak üzere toplam 88,80 TL harcın davalı taraftan tahsili ile davacı taraf ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılantebligat gideri, müzekkere gideri, bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 559,27 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T’deki esaslara göre belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
8-7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A maddesinin 13.fıkrası ve yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca Hazine tarafından karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazine adına irad kaydına,
9-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı KESİN olarak karar verildi