Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/22 E. 2023/504 K. 14.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2023/22
KARAR NO: 2023/504
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 09/01/2023
KARAR TARİHİ: 14/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ——– yapı ruhsatı alınarak inşaata başlandığını,——için yapı denetim sözleşmesi imzalandığını, yapı denetim hizmet sözleşmesinde belirtilen hizmet süresi herhangi bir sebeple uzadığı takdirde uzayan sürenin her bir yılı için ———maddesinde yer alan hizmet oranlarına göre, işin kalan kısmını kapsayacak şekilde ilave hizmet bedeli ödeneceğinin belirlendiğini, sözleşmede belirtilen hizmet süresi herhangi bir nedenle kısaldığı takdirde, işin tamamı üzerinden kısalan sürenin her bir yılı için yukarıda belirtilen hizmet oranlarının %5 azaltılarak ödeneceğini, yapı denetim hizmet sözleşmesinde bu yapının bitirilmesi için ön görülen sürenin 18 ay olduğunu, hizmet bedel oranının 1.83 birim maliyet fiyatının 4950 TL olarak hesaplandığını, bu bedelin 27.03.2022 tarihinden itibaren %5 oranında artacağını yapı denetim yeni birim maliyet fiyatının Mart 2023 tarihinde ———- tarafından açıklanacağını, davalının sözleşmeye göre hakediş bedellerini ödemekle yükümlü olduğunu, müvekkilinin alacağına hak kazandığının ve alacağının sabit olduğunun ortada olduğunu, yapı sahibi —- sözleşmeden kaynaklı yükümlülüklerini yerine getirmediğini, müvekkiline hakediş bedellerinin ödemesini yapmadığını, akabinde —– sayılı sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, ——–tarafından takibe itiraz edildiğini, borçlu şirketin itirazında müvekkiline herhangi bir borçları olmadığını belirterek alacağın tamamı ile tüm ferilerine itiraz ettiğini, bu itirazın gerçeklikten uzak ve tamamen kötü niyetli bir itiraz olduğunu, harca esas borcun hakediş bedellerini gösteren raporlarda sabit olup müvekkilinin her hizmet verdiğinde borçlu şirket ve müvekkili arasında bu raporların tanzim edildiğini, şirket ticari kayıtlarında yapılacak inceleme ile müvekkilinin alacağının sabit olduğunun anlaşılacağını, İcra İflas Kanunu uyarınca icra inkar tazminatına hükmedilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını doğrudan mahkemede dava ederek haklı çıkmasının yasal koşullardan olduğunu, ayrıca alacağın likit ve muayyen olması gerektiğini, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olmasının şart olmadığını, davalının borcunu bilebilecek durumda olduğunu, kötü niyetli olmasa dahi icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, bu durumda alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulünün zorunlu olduğunu, borçlunun ——– sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin kaldığı yerden devamına, takip alacağının %20 sinden az almamak üzere borçlu şirketin icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, İİK’nın m.257 ve devamı maddeleri uyarınca davalı borçluların menkul-gayrimenkul ve 3.kişilerde bulunan hak ve alacakları ile ilgili olarak ihtiyati haciz kararı verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu——– ücretinden müteahhit olan müvekkili———– olmadığını, —– ilgili maddeleri gereğince arsa sahiplerinin sorumlu olduğunu, bu nedenle dava dilekçesinde davalı olarak gösterilen müvekkilinin davanın tarafı olmadığını, davada davalı olma sıfatının söz konusu alacağın borçlusuna ait olduğunu, açılan bu davada iddia edilen alacağın borçlusu arsa sahipleri olduğunu, davalının “davalı (borçlu) sıfatına” sahip olmadığından (sıfat yokluğundan, husumetten) dolayı reddedilmesi gerektiğini, davacı tarafından alacağa konu yapı denetim ücret alacağı için ilk olarak icraya konulması ve alacağın fahiş hesaplanarak usulsuz olarak tahsile gidilme yolu usule aykırı olmasından dolayı takibe itiraz ettiklerini, alacağa konu yapı denetim ücret alacağı, yargılamaya muhtaç olmasından dolayı ve likit bir alacak da olmadığından, müvekkilinin kötü niyetinden bahsedilemeyeceğini, müvekkili şirketin, davacı tarafa likit bir borcunun olmaması ve davacının iddia ettiği sözleşmede, müvekkili şirketin taraf olmamasından dolayı ihtiyati haciz talebinin reddini istemek zarureti doğduğunu, yapı denetim hizmet sözleşmesine konu inşaatın ruhsata uygun olarak bitirilip teslim edildiğini, davacının kötü niyetli olarak ve müvekkilinin resmi daireler huzurunda zor durumda bırakma maksadıyla hareket ederek her yere dilekçe verdiğini, —– istifa ederek sonlandırdığını, inşaatın seviye tespit tutanağına göre; A blok için %20 seviye tespiti düzenlendiğini ve tespite konu alacağın %10’nunun tahsil edildiğini, B Blokun %70 seviye tespiti düzenlenmiş ve davacının tespite konu alacağın %10’nunu tahsil ettiğnii, davacının, günümüz koşullarına göre hak edişleri birim fiyattan hesaplayarak icra takibinde istemiş olduğu hizmet bedelini kabul etmediklerini, bu nedenlerle ihtiyati haciz talebinin reddine, takibin iptaline, davacı tarafından açılan haksız ve mesnetsiz davasının ve tüm taleplerinin reddine, davcının kötü niyetli olması da göz önüne alınarak; takip alacağının %20 sinden az olmamak davacının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini savunmuştur.

İNCELEME ve GEREKÇE:Dava, hukuki niteliği itibari ile; İİK.nun 67.maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır. Davacı ——- hizmet sözleşmesi bedelinin tahsili için davalı hakkında başlattığı ilamsız icra takibine davalının haksız yere itiraz ettiğini belirterek davalının itirazının iptali ile takibin devamı ve davalının %20’den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına mahkum edilmesini taleple dava açmıştır. Davalı ise husumet itirazında bulunmuş, davacı ile aralarında imzalanmış bir yapı denetim sözleşmesi olmadığını, yapı denetim sözleşmesinden doğan alacak davasında davalı olma sıfatının arsa sahiplerine ait olduğunu ileri sürmüştür.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin 14/06/2023 günlü ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanı bulunmadığından uyuşmazlık noktalarının tespiti ile tahkikat aşamasına geçilip toplanan deliller çerçevesinde sonuca gidilmiştir.
——–sayılı takip dosyası getirtilmiş, davacının davalı hakkında “yapı denetim sözleşmesi bedelinin tahsili talebiyle icra takibine giriştiği, ödeme emrinin tebliği ile davalının takibe süresinde itiraz ettiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, mahkememizde açılan davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır. Davalı icra takibine itirazında da davacı ile aralarında yapı denetim sözleşmesi bulunmadığını bildirmiştir. Davacının dayandığı —– arsa üzerinde yapılacak inşaata ilişkin ——— bloklara ait ayrı ayrı düzenlenen 27/09/2017 tarihli —– incelendiğinde, sözleşmelerin taraflarının yapı sahibi olarak — diğerleri,——-olduğu, davalının bu sözleşmelerde taraf olarak yer almadığı anlaşılmış, yine dosyaya sunulan delillerden davalının bu sözleşmelere konu inşaatın yüklenicisi olduğu görülmüştür.
Her iki sözleşmenin maddeleri incelendiğinde 4 m.de hizmet bedelinin düzenlendiği, 7 maddesi ile yapı sahibinin görev ve yükümlülüklerinin belirlendiği, buna göre yapı denetim hizmet bedelinin yapı sahibinin sorumluluğunda olduğu anlaşılmıştır.Davacı vekili tarafından dosyaya delil olarak yalnızca 27/09/2017 tarihli yapı denetim sözleşmeleri sunulmuş olup dilekçelerde başkaca bir sözleşmeden bahsedilmemiştir. Duruşmada sorulduğunda ise bu sözleşmelerden başka sözleşmede bulunduğunu ancak sunulmadığını beyan edip süre talep edilmiş, ancak davacı taraf dilekçelerinde bahsedilmeyen, davacı tarafça daha önce dayanılmayan bir delil sunulmak istediğinden ve de HMK’da kabul edilen tüm süreler dolduktan sonra yeni delil sunmak istediğinden davalı vekili buna muvafakat etmediğini beyan etmiş, mahkememizce süre talebi kabul edilmemiştir. Davacının davalıya yönelttiği talep yapı denetim hizmet bedelinin ödenmesine ilişkin olup, ——–denetim hizmeti yapı denetim kuruluşu ile yapı sahibi veya vekili arasında akdedilen hizmet sözleşmesi hükümlerine göre yürütülür” ve aynı Yasa’nın 5.maddesindeki ——— sözleşmeleri, yapı sahibi ile yapı denetim kuruluşu arasında akdedilir….Yapı denetim hizmet bedeli, yapı denetim kuruluşlarının hizmet bedellerinin ödenmesinde kullanılmak üzere yapı sahibince il muhasebe birimlerinde açılacak emanet nitelikli hesaba yatırılır”şeklinde düzenlenen hükümler uyarınca yapı denetim hizmetini veren şirkete karşı —— bedelinin ödenmesinden arsa sahibi sorumludur. ——– kararı yapı denetim hizmeti veren şirkete karşı yapı denetim hizmet bedelinin ödenmesinden arsa sahibinin sorumlu olduğu yönündedir. —– sahibi ile yüklenici arasında yapılan kat karşılığı inşaat sözleşmesinde yapı denetim hizmet bedelinden yüklenicinin sorumlu olduğunun kararlaştırılmasının da bu sorumluluğu değiştirmeyeceği———sayılı kararlarda da yer almaktadır. Açıklanan nedenlerle davalının husumet itirazı mahkememizce yerinde görülmüş davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN PASİF HUSUMET YOKLUĞUNDAN REDDİNE,
2-Karar harcı 179,90 TL nin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 6.889,66 TL harçtan mahsubu ile bakiye 6.709,76 TL harcın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5- Davalı tarafça yapılan yargılama gideri olmadığından karar verilmesine yer olmadığına,
6-7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A maddesinin 13.fıkrası ve yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca Hazine tarafından karşılanan 3.120,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
7-Davacı ve davalı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı ve davalı tarafa iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/06/2023