Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/219 E. 2023/610 K. 12.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/219
KARAR NO : 2023/610

DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 23/03/2023
KARAR TARİHİ : 12/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;—– kurulduğu günden bugüne %50 ortağı …, %50 ortağının da müvekkil … olduğunu, Şirketin toplam sermayesi 500.000,00 TL olup iki hissedarın sermayeyi temsil eden ortaklık paylarının da ayrı ayrı 250.000,00 TL olduğunu, davalının limited şirketin genel kurul kararı alabilmesi için alınması istenilen kararda her iki ortağın da imzası bulunmak zorunda olduğunu, tasfiye halindeki davalı şirketin %50 ortağı ve aynı zamanda tasfiye memurluğu görevini yapan .—— müvekkilinin eski eşi olduğu gibi karı koca olan ortaklar arasında ciddi hukuki ihtilaf ve husumet olduğunu, davalı tasfiye halindeki limited şirketinin tasfiye memuru olan —-şirketi araç olarak kullanmak suretiyle parasal menfaat temin etmek için müvekkili hakkında ——- Asliye Ticaret Mahkemesi’nin— sayılı dava dosyası ile müvekkiline karşı mali mesuliyet davası (sorumluluk davası) açtığını, —– Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ——sayılı dava dosyasında mahkemece dava şartı olan ortaklar kurul kararının sonradan tamamlanabilecek bir dava şartı olması gerekçesiyle dosyaya sunulması için süre verildiğini, bu süre içerisinde karar alamayan davalı şirket tasfiye memuru ikinci kez verilen süre karşısında çaresiz şekilde hiçbir hukuk kuralını tanımaksızın hatta suç işleme iradesiyle ve tasfiye memurluğu görevini de açıkça suistimal ederek hukuken hükümsüz, geçersiz ve mutlak butlanla batıl şekilde 27.01.2023 tarihinde kendince toplantı yapıp tek başına karar alıp bu karar da hukuken geçerliymiş gibi dava dosyasına sunup sonuç elde etme gayreti içerisine girdiğini, davalı şirket tasfiye memuru —– Noterliğinden 13.12.2022 tarihinde —– yevmiye sayılı toplantı çağrısı yaptığını, anılan bu çağrıya taraflarınca —— Noterliğinin 18.01.2023 tarih ve—– yevmiye sayılı ihtarnamemiz ile cevaplarını bildirilerek kendisine ihtar edildiğini, bu ihtara rağmen, maddi menfaatlerine ulaşabilmek amacıyla tek başına 27.01.2023 tarihinde olağanüstü genel kurul toplantısı yaparak, kanunları hiçe saymak suretiyle bir belge düzenlemiş bunu da —-. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin —–. sayılı dava dosyasına vekili eliyle 06.03.2023 tarihinde sunduğunu, bu nedenler ile tasfiye memuru hakkında yapacakları savcılık şikayet hakkı saklı tutarak davanın kabulüne, dava konusu tasfiye halinde—— 27.01.2023 tarihli olağanüstü genel kurul kararlarının hükümsüzlüğünün, geçersizliğinin ve batıl olduğunun tespiti ile dava konusu olağanüstü genel kurul kararlarının iptaline, tespit ve iptal kararının —– yayımlanmasına, yargılama harç ve giderleri ile avukatlık ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.

SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin tasfiye sürecinde olup 20.08.2020 tarihli şirket tasfiye kararı, 14.09.2020 tarihinde Ticaret Sicil Müdürlüğünde tescil ve ilan edilmiş ve şirket ortaklarından … tasfiye memuru olarak atanmış olduğunu, tasfiye memurunun şirket borçlarını ödeyebilmek için davacı uhdesinde bulunan şirket aktiflerini paraya çevirmek ve şirket alacaklarını tahsil etmek amacıyla davacı hakkında —-Asliye Ticaret Mahkemesi’nin—– Sayılı dosyasıyla alacak / tazminat davası açtığını, anılan davada ara kararı gereği davalıya ——Noterliğinden 13.12.2022 tarih ve —– yevmiye sayılı toplantı çağrısı yaptığını, davacının iptalini talep ettiği genel kurula icabet etmemiş ve sırf sorumluluk davasını sürüncemede bırak mak amacıyla işbu davayı açtığını, tasfiye memurlarının genel kurulu toplantıya davet edebileceğini, sayın mahkemece taraflar arasındaki —-Asliye Ticaret Mahkemesi’nin —–sayılı dosyası celp ve tetkik edilerek davanın reddine, yargılama giderleri ve karşı vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile limitet şirket genel kurul toplantısında alınan kararların iptali talebine ilişkindir.Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin12/07/2023 günlü öninceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş tarafların sulh olma imkanı bulunmadığından uyuşmazlık noktaları belirlenip tahkikat aşamasına geçilmiş toplanan deliller uyarınca sonuca gidilmiştir.
Davalı şirketin sicil kayıtları dosya içine alınmış şirket merkezinin mahkememiz yetki sınırları içinde olduğu, şirketin iki ortağının bulunduğu belirlenmiştir.Dava konusu 27/01/2023 tarihli olağanüstü genel kurul toplantı tutanağı ve hazerun cetveli incelendiğinde toplantının TTK 416 maddesine göre davacıya noter kanalı ile bildirildiği, davacının genel kurul toplantısına katılmadığı ,toplantının %50 oranında hisse ve sermaye sahibi diğer ortak —— katılımı ile gerçekleştiği ve genel kurul toplantısında 3 nolu gündem maddesinde—–. Asliye Ticaret Mahkemesinin—- Sayılı 15/02/2022 tarihli —- No’lu ara kararının görüşülmesine geçildi. Şirket yönetici ortakların … hakkında açılan “Sorumluluk Davası”nın kabulüne, takip ve devamına dava konusunu oluşturan ve davalı … tarafından şirketten gizlice ve haricen tahsil edilen—– İcra Müdürlüğünün —–sayılı dosyalardan doğan şirket zararının davalı ortaktan tazmin ettirilmesine, yine mülkiyeti şirkete ait olan ve fakat davalı ortak uhdesinde olan —— plaka sayılı aracın hükmen iadesi ve tesliminin sağlanmasına, anılan dava ve bağlı hukuki işlemlerin yürütülmesinde şirket avukatı AV — verilen görev ve yetkinin devamına katılanların oy birliği ile karar verilmiştir.” şeklinde karar alındığı anlaşılmıştır. Davacı gönderilen davet üzerine toplantıya katılmayacağını cevabi ihtarname ile bildirmiştir.TTK nun 622 maddesi atfıyla anonim şirketlerin genel kurul kararlarının iptali ve yokluğuna ilişkin hükümler limited şirketlere de uygulanacak olup davanın TTK 445 maddesinde kabul edilen 3 aylık süre içinde açıldığı tespit edilmiştir.6102 sayılı TTK’nın 445. ve 446. maddelerinde; toplantıda hazır bulunup da karara olumsuz oy veren ve bu muhalefetini tutanağa geçirten, toplantıda hazır bulunsun veya bulunmasın, olumsuz oy kullanmış olsun ya da olmasın; çağrının usulüne göre yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilan edilmediğini, genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, genel kurula katılmasına ve oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini ve yukarıda sayılan aykırılıkların genel kurul kararının alınmasında etkili olduğunu ileri süren pay sahiplerinin, yönetim kurulu ile kararların yerine getirilmesi kişisel sorumluluğuna sebep olacaksa, yönetim kurulu üyelerinden her birinin kanun veya esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kuralına aykırı olan genel kurul kararları aleyhine iptal davası açabileceği belirtilmiştir. Davacı açtığı davada ortağı olduğu davalı şirketin 27/01/2023 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında alınan kararın yeterli karar nisabı ile alınmadığını, bu durumun kararın hükümsüzlüğü sonucunu doğurduğunu, davalı limited şirkette genel kurul kararı alınabilmesi için kararda her iki ortağın imzasının bulunmasının zorunlu olduğunu ileri sürmektedir. Dava konusu genel kurulda davacı hakkında açılan yöneticinin sorumluluğu davasının takibi için yetki ve izin kararı verilmiştir. Davalı şirket tasfiye halinde olup genel kurul tasfiye memuru tarafından toplantıya çağrılır.(TTK 535/2 maddesi) Somut olayda da öyle olmuştur. Şirket yöneticisi hakkında sorumluluk davası açılabilmesi yahut açılmış davanın görülebilmesi için şirket genel kurulunda bu konuda karar alınmış olması zorunludur. TTK 618/3-c maddesinde bu husus düzenlenmiştir. TTK 616 ve devamı maddelerinde limited şirket genel kuruluna ilişkin düzenlemelere yer verilmiş , toplantıda alınacak kararlar yönünden karar nisabı genel olarak TTK 620 maddesinde belirlenip, önemli kararlar tek tek sayma yolu ile gösterilerek toplantı ve karar yeter sayıları ise TTK 621 maddesinde düzenlenmiştir. TTK 621 maddesinde yöneticinin sorumluluğu davası açılması hakkında karar verilmesi hususuna ilişkin bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu durumda limited şirket yöneticisi aleyhine sorumluluk davası açılması yönünde alınacak karar TTK 620 maddesinde belirtildiği üzere toplantıda temsil edilen oyların salt çoğunluğu ile alınabilecektir. Maddede şirket ana sözleşmesinde aksi öngörülmediği taktirde denilmiş olup davalı şirket ana sözleşmesinde bu konuda ayrı bir düzenleme olmadığı da tespit edilmiştir. Bu durumda toplantıya tek bir ortağın katılması halinde dahi karar alınması mümkün olabilecektir. Buna karşılık TTK 620 maddesinde toplantı yeter sayısına yer verilmemiştir. Yani genel kurul tarafından karar alınması bakımından kanun koyucu ortaklara genel kurula doğrudan bir katılma zorunluluğu öngörmemiştir. Usulüne uygun olarak toplantıya çağrılan her genel kurul katılan veya temsil edilen ortakların sayısından veya onlar tarafından temsil edilen esas sermaye paylarının miktarından bağımsız olarak karar alabilir. Bir ortağın genel kurula katılması yahut genel kurulda temsil edilmesi yeterlidir. Tüm bu açıklamalar ışığında dava konusu genel kurul değerlendirildiğinde davalı şirketin iki ortağından birinin katılımı ile gerçekleşen genel kurulda oy birliği ile karar alındığı, limited şirketler yönünden genel kurul toplantısı için kanunda (TTK 621 maddesindeki düzenlemeler hariç) bir toplantı nisabı öngörülmediği dolayısıyla davacının iddiasının yerinde olmadığı, davacının başkaca bir iptal sebebi de ileri sürmediği anlaşılmakla davanın reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Karar harcı 269,80 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 179,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 89,90 TL harcın davacıdan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri olmadığından karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,dair
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.