Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/216 E. 2023/535 K. 21.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2023/216
KARAR NO:2023/535
DAVA: Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ:20/12/2022
KARAR TARİHİ:21/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin sicilden terkin edilen ——–şirkette pay sahibi ve aynı zamanda yönetim kurulu üyeleri olduğunu, davaya konu şirketin ————numarası ile sicile kayıtlı olduğunu, söz konusu şirketin, Türk Ticaret Kanunu’nun ilgili hükümleri gereğince son 5 yıl olağan genel kurulunun yapılmaması nedeniyle münfesih sayılarak 14.04.2015 tarihinde re’sen terkin edildiğini, ihyası istenen şirketle dava dışı —- araç satış sözleşmesi gereğince ————-şirketine devredilmesi gerektiğini, bu sözleşme gereğince araçların üzerinde mevcut olan hacizler nedeniyle araçların devredilemediğini, hacizlerin kaldırılmasından sonra araçların bu şirkete devredileceğinin belirtildiğini, yine şirketin terkin tarihi itibariyle borçları mevcut olup şirkete karşı açılan ve devam eden dava ve icra takiplerinin bulunduğunu, davaya konu şirkete terkine ilişkin olarak usulüne uygun bir tebligat yapılmadığı gibi resen terkine ilişkin ilanlarında usulünce yapılmadığını belirterek re’sen terkin olunan ————– ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin Ticaret Sicili Müdürlüğü TTK.m.32 ve Ticaret Sicili Yönetmeliği m.34 hükmü çerçevesinde işlem yaptığını, “6102 sayılı Kanunun Geçici 7’nci maddesi” ve 30.12.2012 tarihli ve 28513 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiş olan “Münfesih Olmasına Veya Sayılmasına Rağmen Tasfiye Edilmemiş Anonim ve Limited Şirketler İle ————- İlişkin Tebliğ’in 5’inci maddesi”, “6103 sayılı Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 20/1 maddesi” ve ——– kuruluşu ve ———–kapsamında olup, tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığını, müvekkili —— kayıtlı bulunan———- dosyasında yapılan incelemede, şirketin ———-yayımlanarak yürürlüğe girmiş olan ————– maddesi kapsamında; “Aralıksız son beş yıla ait olağan genel kurul toplantılarının yapılmaması“ gerekçeleriyle resen terkin kapsamına alındığını, tebligat ve ilan prosedürlerinin yerine getirilmesinin ardından 14.04.2015 tarihinde yukarıda belirtilen gerekçelere istinaden sicil kaydının resen terkin edildiğinin anlaşıldığını, müvekkili tarafından söz konusu şirkete, belirtilen süre içerisinde münfesih olma sebeplerini ortadan kaldıran işlemlerin yerine getirildiğini ispatlayıcı belgelerle birlikte bildirilmemesi ya da tasfiye memurunun bildirilmemesi halinde söz konusu şirketin unvanının ———-silineceği, şirkete ait malvarlığının kaydın silinme tarihinden itibaren on yıl sonra Hazineye intikal edeceği ve bunun kesin olduğu ihtarında bulunulduğunu, ihtara rağmen söz konusu şirket yukarıdaki yükümlülüklerini yerine getirmediğini,———-ilanının Tebligat Kanuna uygun bir bildirim olduğunun kabul edilmesi gerektiğini ve re’sen terkin sürecinde bir eksiklik bulunmadığının tespiti gerektiğini, buna göre de, ilanın bulunması karşısında, müvekkilinin eksik bir işleminden bahsin dahi mümkün olmadığını, müvekkilinin, mahkeme hükmü olmaksızın bir şirketi tekrar sicile tescil yükümlülüğü bulunmadığını, söz konusu şirketin ihyası istenmekte ise; —————- hükümlerine göre, ——– kaydı silinen şirket veya kooperatiflerin alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebilir.” hükmü gereğince, bu işlemin madde hükmünde de belirtildiği üzere ancak bu hususta mahkemeye başvurulmak suretiyle gerçekleştirileceğini, müvekkilinin davanın açılmasına sebep olmadığını, bu nedenle “yargılama giderleri” ve “vekalet ücreti”nden sorumlu tutulamayacağın savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

İNCELEME ve GEREKÇE:Dava, hukuki niteliği itibari ile 6102 sayılı Yasa’nın Geçici 7.maddesi uyarınca sicilden resen terkin edilen şirketin ihyası istemine ilişkindir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmış, mahkememizin 07/06/2023 günlü ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenerek uyuşmazlık noktalarının tespiti ile tahkikat aşamasına geçilmiştir.
İhyası talep edilen şirketin sicil dosyası getirtilmiş, şirketin merkezinin mahkememiz yetki sınırları içinde kaldığı, şirketin ———tarafından TTK Geçici 7. maddesi uyarınca son 5 yıla ait genel kurul toplantılarını yapmaması nedeniyle madde kapsamına alındığı,14/04/2015 tarihinde re’sen terkin işleminin yapıldığı görülmüştür. ———– şirketin resen terkin işlemlerine ait belgeler istenmiş gelen evraklar arasında düzenlenen ihtarın şirket yetkilisine tebliğ evrakına rastlanmadığından tekrar sorulmuş gönderilen 16/06/2023 tarihli cevap ekinde de şirket yetkilisine ihtarın tebliğ edildiğine dair tebliğ evrakının bulunmadığı anlaşılmıştır. Dava dilekçesinde bildirilen araçların tescil kayıtları dosya içine alınmış araçların ihyası istenen şirket adına tescilli oldukları görülmüştür.
——– yazı cevapları gelmiş şirketin vergi borçlarının bulunduğu anlaşılmıştır. Dava dilekçesinde belirtilen ——–sayılı dosyası yönünden ihya taleplerinin bulunmadığı davacı vekili tarafından bildirilmiştir.—– esas sayılı dosyasında —– dava açıldığı, mahkemece verilen kararın bozulması nedeniyle dosyanın —— esas numarasını aldığı, dosyanın ——sayılı karar ile sonuçlandırıldığı,—–dosyasının——- sayılı dosyası ile birleştirildiği , —– sayılı dosyasında ihyası istenen şirketin takip borçlusu durumunda olup ——- sayılı dosyasında verilen ilam nedeniyle takip başlatıldığı, sonrasında —- sayılı dosyada verilen karar için icra emri düzenlendiği, ——takip dosyasında da ——- esas sayılı dosyasında verilen karar için takip başlatıldığı, sonrasında ——- esasta verilen karar yönünden takibe devam edildiği anlaşılmıştır. 6102 sayılı TTK geçici 7/15 maddesinde ——– kaydı silinen şirket veya kooperatifin alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulunanların haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebilecekleri” düzenlenmiş, aynı maddede “tasfiye edilmeksizin unvanı silinen şirket veya kooperatiflerin ortaya çıkabilecek mal varlığının unvana ilişkin kaydın silindiği tarihten itibaren on yıl sonra ——– intikal edeceği” öngörülmüştür.
Mahkememizdeki dava ———- tarihinde açılmış olup şirketin sicilden re’sen terkin edildiği 14/04/2015 tarihinden itibaren dava tarihi itibariyle 5 yıllık hak düşürücü sürenin dolduğu anlaşılmıştır. Ancak, ihyası istenen limited şirketin sicilden resen terkin edildiği 14/04/2015 tarihinden önce hakkında davalı sıfatıyla devam eden davalarının bulunduğu anlaşılmıştır. TTK Geçici 7.maddesinin 4.fıkrasında davacı veya davalı sıfatıyla davası devam eden şirket veya kooperatiflere bu madde hükümlerinin uygulanmayacağı düzenlenmiştir. Bu durumda davalı ———– 6102 sayılı TTK’nın geçici 7. maddesinde ve 559 sayılı KHK’da öngörülen usul ve şartlar gerçekleşmeden ihyası istenen şirketi ——— re’sen terkin ettiği, dolayısıyla usulsüz terkin işlemi sebebiyle anılan maddenin 15. Fıkrasında belirtilen 5 yıllık hak düşürücü süre içinde dava açılma şartının artık somut olayda aranmayacağı mahkememizce kabul edilmiştir. Öte yandan davacılar ihyası istenen şirketin ortakları olup şirketin tasfiye edilmemiş mal varlığının bulunduğunu ileri sürmektedir. Dava konusu tasfiye edilmediği bildirilen 5 adet aracın dosyadaki tescil kayıtlarına göre halen ihyası istenen şirket adına tescilli olduğu anlaşılmaktadır. Bu halde de tasfiye için 10 yıllık sürede dava açılabilecektir. Nitekim ———–sayılı kararları da bu yöndedir. O halde, ihyası istenen şirket adına kayıtlı henüz tasfiye edilmemiş 5 adet araç bulunduğundan davanın açıldığı tarih itibarıyla 10 yıllık hak düşürücü süre dolmadığından davanın bu yönden de süresi içinde açıldığı mahkememizce kabul edilmiştir. 6102 Sayılı TTK’nın Geçici 7. maddesinde anonim ve limited şirketlerin hangi şartlarda sicilden resen terkin edileceği düzenlenmiştir. Anılan maddenin 1. fıkrası uyarınca 1.7.2015 tarihine kadar sayılan halleri tespit edilen ya da bildirilen anonim ve limited şirketler ile kooperatiflerin tasfiyeleri, ilgili kanunlardaki tasfiye usulüne uyulmaksızın bu madde uyarınca yapılır. Madde hükmüne göre anonim şirketler, 559 Sayılı Türk —-Kanununun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına dair Kanun Hükmünde Kararname gereğince sermayelerini öngörülen tutara çıkarmamış bulunmaları, 6102 Sayılı TTK’nın yürürlük tarihinden önce veya 1.7.2015 tarihine kadar münfesih olmaları, aralıksız son beş yıla ait —— toplantılarının yapılamaması, TTK’nın yürürlüğe girdiği tarihten önce tasfiye işlemlerine başlanılmış olmakla birlikte genel kurulun toplanamaması sebebiyle ara bilançoların ve kati bilançonun genel kurula tevdi edilemediği için ——– terkin edilememeleri sebepleriyle resen terkin edilebilirler. Anılan maddenin 4. fıkrasına göre; ——— kapsam dâhilindeki şirket ve kooperatiflerin ——– kayıtlı son adreslerine ve sicil kayıtlarına göre şirket veya kooperatifi temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere bir ihtar yollanır. Yapılacak ihtar, ilan edilmek üzere —– aynı gün gönderilir. İlan, ihtarın ulaşmadığı durumlarda, ilan tarihinden itibaren otuzuncu günün akşamı itibarıyla, ——– hükümlerine göre yapılmış tebligat yerine geçer. Bu şirketler tasfiye memuru bildirdikleri takdirde maddede gösterilecek usulde tasfiye edilecek olup, ihtara rağmen tasfiye memuru bildirmeyen şirketlerin unvanı ise ——— re’sen silinir. Somut olayda da ihyası talep edilen şirketin son 5 yıla ait genel kurul toplantılarını yapmaması nedeniyle TTK Geçici 7.maddesi kapsamına alınarak sicilden resen terkin edildiği anlaşılmıştır. Davalı ———- ihyası istenen şirketin temsil ve ilzama yetkilendirilmiş yetkilisinin ——sicilindeki adresine bu konuda ihtarat yapıldığına ilişkin tebligat bulunmamaktadır. Nitekim bu husus davacı tarafça da ileri sürülmüştür. Bu durumda davalı ———- 6102 sayılı TTK’nın geçici 7. maddesinde ve 559 sayılı KHK’da öngörülen usul ve şartlar gerçekleşmeden ihyası istenen şirketi ——————-sicilinden usulsüz terkin ederek dava açılmasına sebebiyet verdiği anlaşılmıştır.
Yapılan yargılama, toplanan deliller uyarınca davacıların bu davayı açmakta hukuki yararının bulunduğu, sicilden terkin edilen şirketin resen terkin işleminden önce açılmış ve devam eden davasının bulunduğu, yine vergi daireleri nezdinde ödenecek borçları olup adına kayıtlı araçların devir işlemleri içinde ihyasının gerektiği, davacının talebinin TTK Geçici 7. maddesi koşullarını taşıdığı, bunun yanında usulsüz terkin ile dava açılmasına sebebiyet veren davalı aleyhine de HMK’nın 326. Maddesi gereği yargılama giderlerine hükmedilmesi gerektiği sonucuna varılarak davanın kabulüne——– kayıtlı iken TTK Geçici 7.maddesi uyarınca resen terkin olan ——– araçların satış ve devir işlemlerinin tamamlanması, şirketin —— ödenmesi,———sayılı takip dosyasında devam eden işlemlerle sınırlı olarak ihyasına, şirketin —- tesciline, kararın —-tescil ve ilanına dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
———-iken TTK Geçici 7.maddesi uyarınca resen terkin olan —- halen adına kayıtlı olan ——– plaka sayılı araçların satış ve devir işlemlerinin tamamlanması,
Şirketin ——— olan borçlarının ödenmesi,
———sayılı dosyası)sayılı dosyasında verilen kararın icrasına ilişkin ———-sayılı takip dosyasında devam eden işlemlerle sınırlı olarak ihyasına,
Şirketin ——— tesciline,
Kararın —– tescil ve ilanına,
2-Karar harcı 179,90 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20 TL harcın davalıdan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 80,70 TL harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 92,20 TL ilk masraf, 31,25 TL tebligat ve müzekkere gideri, olmak üzere toplam 123,45 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda oy birliğiyleverilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/06/2023