Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/195 E. 2023/645 K. 12.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2023/195 Esas
KARAR NO:2023/645
DAVA:Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ:15/03/2023
KARAR TARİHİ:12/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: 03.12.2021 tarihinde müvekkili şirkete—– sayılı — poliçesi ile sigortalı —— plakalı ticari araca, maliki davalı —– sürücüsü ise —- olan ——— %100 kusurlu bir şekilde hasar vermesi ile maddi hasarlı trafik kazası meydana gelmiş olduğunu, müvekkili şirkete sigortalı olan—— plakalı aracın uğramış olduğu hasar nedeniyle yaptırılan ekspertiz incelemesi sonucunda tespit edilen hasar tazminatının 32.526,73 TL olarak ödenmiş olduğunu,—- plakalı aracın sigorta şirketi olan——— tarafından teminatı nispetinde 12.489,32 TL, müvekkili şirkete ödenmiş olsa da bakiye 20.037,41 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilmesi gerektiğini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile davanın kabulü ile 20.037,41 TL’nin davalılardan ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA:Davalı ——— vekili cevap dilekçesinde özetle: zamanaşımı itirazında bulunduklarını, dava konusu kaza diğer davalı ——-tarafından gerçekleştiriltiğini, davacı yanca her ne kadar sorumlu tutularak iş bu dava açılmış ise de dava konusu olay kapsamında müvekkili şirketin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, müvekkilinin araç üzerinde fiili tasarrufu bulunmaması nedeniyle husumet yönünde de itirazları bulunduğunu, davacının rucü hakkı bulunmadığını, rücu şartları gerçekleşmediğinden ortada bir alacağın da bulunmadığını, müvekkili aleyhine açılmış olan işbu davanın öncelikle usulden sayın mahkeme aksi kanaatte ise esastan reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.Davalı —– usulüne uygun dava dilekçesinin tebliğ edildiği, ancak davalı tarafından cevap dilekçesi sunulmadığı anlaşılmıştır.

İNCELEME ve GEREKÇE:Dava, davacı sigorta şirketi tarafından kaza nedeniyle yapılan ödemeye ilişkin rücuen tazminat talebine ilişkindir.7155 sayılı Yasa ile 6102 sayılı Yasaya 5/A maddesi eklenerek ticari davalarda arabuluculuk dava şartı haline getirilmiş olup, mahkememizdeki dava 15/03/2023 tarihinde açılmakla davacının dava şartı arabuluculuk koşulunu yerine getirdiği görülmüştür. Aynı Yasa ile 6325 sayılı Kanuna dava şartı arabuluculuk başlığı ile 18/A maddesi de eklenmiş olup bu madde uyarınca yapılan incelemede davacının arabulucuya başvurduğu, 23/12/2022 tarihinde yapılan toplantıya tarafların katıldığı, 30/01/2023 tarihinde yapılan toplantı neticesinde tarafların anlaşamadıklarına ilişkin arabuluculuk son tutanağının da düzenlenmiş olduğu görülmüştür.Davacı vekili tarafından sunulan 11/08/2023 tarihli dilekçe ile, davalılar tarafından davaya konu alacakların tümü 19.06.2023 ve 20.06.2023 tarihlerinde ödendiğinden iş bu davanın konusuz kaldığını, dava dosyasındaki talepleri ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesini talep etmiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu 315. maddesinde sulhun davayı sona erdireceği, kesin hüküm gibi sonuç doğuracağı düzenlenmiş olup, yine aynı maddede “Mahkeme taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse sulh sözleşmesine göre; sulhe göre karar verilmesini istemezlerse karar verilmesine yer olmadığına karar verir.” hükmü yer almaktadır.Taraf vekillerinin sunmuş oldukları sulh protokolü, ibraname ile sulh olunduğuna ve davanın konusuz kaldığına ve ayrıca vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığına yönelik beyanları, taraf vekillerinin vekaletnamesinde sulh olma yetkilerinin bulunduğu hususları dikkate alındığında tarafların sulh oldukları ve böylece sulh nedeniyle davanın konusuz kaldığı anlaşıldığından davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek, yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden hüküm kurulmamıştır.492 sayılı Harçlar Kanununun “Davadan feragat, davayı kabul veya sulh” başlıklı 22. Maddesinde “Davadan feragat veya davayı kabul veya sulh, muhakemenin ilk celsesinde vuku bulursa, karar ve ilam harcının üçte biri, daha sonra olursa üçte ikisi alınır.” hükmü gereği eldeki davada alınması gerekli harcın 1/3’ünün alınmasına karar verilmiştir. Açıklanan nedenlerle konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Tarafların sulh olması nedeniyle davanın esası hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Karar harcı 269,85 TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 342,19 TL harcın mahsubu ile bakiye 72,34‬ TL harcın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
2-492 Sayılı Harçlar Yasası’nın 22. Maddesine göre davada ön inceleme duruşmasından önce tarafların sulh oldukları anlaşılmakla; davanın reddi halinde alınması gerekli maktu harcın (269,85TL) üçte biri (1/3) olan 89,95 TL harcın peşin alınan 342,19 TL harçtan mahsubu ‭ile bakiye 252,24 TL harcın davacı tarafa iadesine,
3-Taraflarca yapılan yargılama giderlerinin, yargılama gideri talebi olmadığı anlaşıldığından yapan taraf üzerinde bırakılmasına,
4-Tarafların vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığı anlaşılmakla, bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
6-7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A maddesinin 13.fıkrası ve yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca Hazine tarafından karşılanan 1.600,00 TL arabuluculuk ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazine adına irad kaydına,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.12/09/2023