Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/156 E. 2023/875 K. 28.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2023/156 Esas
KARAR NO:2023/875
DAVA: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 02/03/2023
KARAR TARİHİ: 28/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: ——– tarihinde, davalı —– sevk ve idaresindeki —– plakalı aracın, müvekkiline ait —– plakalı araca çarpması sonucu ——— gerçekleşen çift taraflı trafik kazasında; müvekkiline ait aracın zarar gördüğünü, bir süre tamirde kaldığını ve bu esnada da müvekkilinin kazanç kaybına uğradığını, tanzim edilen kaza tespit tutanağında; meydana gelen kazada ——- plakalı aracın sürücüsü olan davalının asli ve tam kusurlu olduğunun tespit edildiğine, davanın kabulüne karar verilmesini, 21/05/2022 tarihinde davalının tam kusuru ile müvekkine ait ——— plakalı aracın uğradığı hasar nedeniyle müvekkilinin uğradığı kazanç kaybının fazlaya ilişkin tüm hak ve talepleri ile bedel artırım ve ıslah haklarının saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100-TL belirsiz alacak olarak kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesini, yargılama giderleri ve yasal vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.

SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: açılan davada hukuki yararın olmadığını, zira davacı tarafın maddi tazminat talebini belirsiz alacak ve tespit davası olarak ikame ettiğini, somut olayda davacı tarafın talep miktarının kendisinin belirleyebilmesinin imkansız olmadığını yahut kendisinden beklenmeyecek bir durum söz konusu olmadığını, bu sebeple açılan davada hukuki yarar mevcut olmadığından davanın usulden reddinin gerektiğini, davacı tarafından sunulan dava dilekçesinde tanzim edilen kaza tespit tutanağında müvekkilinin asli ve tam kusurlu olduğunu bu sebeple kazanç kaybından sorumlu olduğunun ileri sürüldüğünü, ancak davacının işbu beyanlarını kesinlikle kabul etmediklerini, davanın usulden reddini, mahkeme aksi kanaatte ise davanın esastan reddini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini arz ve talep etmiştir.

İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, trafik kazası nedeniyle davacı tarafın uğradığı kazanç kaybı bedelinin kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsili talebine ilişkindir.Davalının gerçek kişi olması nedeniyle Mahkememizce davalının tacir olup olmadığı araştırılmasına gidilmiş ve gelen yazı cevaplarından davalının adına kayıtlı ticari işletme kaydının bulunmadığı, herhangi bir mükellefiyet kaydının bulunmadığı belirtilmiştir.6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunun 4.maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin, tarafların her ikisinin birden ticari işletmesi ile ilgili olması yada tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesi ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunun veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir. Diğer taraftan 6102 sayılı TTK’nın 19/2 maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri içinde ticari iş sayılması davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, 6102 sayılı TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar dışında, ticari davayı ticari iş esasına göre değil ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez. 6335 Sayılı Kanununun 2.maddesi ile değişik 6102 Sayılı TTK ‘nın 5.maddesi uyarınca ticari davalar Asliye Ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, Asliye Ticaret Mahkemeleriyle diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunununda ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 6335 Sayılı kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı HMK’nın 1.maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemelerce ve istinaf aşamasında ——- tarafından re’sen incelenir. Bu kuralın tek istisnası 6335 Sayılı Kanununun 2.maddesi ile değişik 6102 Sayılı Türk Ticaret kanununun 5/(4). maddesinde düzenlenmiş olup, buna göre yargı çevresinde ayrı bir Asliye Ticaret Mahkemesi bulunmayan yerlerde Asliye Hukuk Mahkemelerine açılan ticari davalarda görev kuralına dayanılmamış olması Asliye ticaret mahkemesine görevsizlik kararı verilmesini gerektirmeyecektir. Başka bir anlatımla, yargı çevresinde Asliye Ticaret Mahkemesi bulunmayan yerlerde bir ticari uyuşmazlığın çözümü için Asliye Hukuk Mahkemesine genel mahkeme sıfatıyla dava açılması halinde mahkemece görevsizlik kararı verilmeksizin işin görülmesi gerekir. Buna karşılık kanun aksi durumu düzenlememiş olduğundan Asliye Hukuk Mahkemesinin ticari olmayan bir davayı Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla görmüş olması kararın kaldırılmasını gerektirecek bir usule aykırılık halini oluşturmaktadır. Somut olayda, davalının ticaret sicil kaydının bulunmadığı, mükellefiyet kaydı bulunmadığı anlaşılmakla tacir olmadığından TTK’nın 4.maddesi uyarınca ticari dava niteliğinde bulunmayan uyuşmazlığın dava tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK’nın 2.maddesi uyarınca genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiğinden Mahkememizin görevsizliğine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. ————

H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan davanın görev nedeniyle dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE, görevli mahkemenin ——– Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğuna,
2-HMK 20. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra 2 haftalık süre içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın—–Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, belirtilen süre içerisinde dosyanın gönderilmesi için talepte bulunulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3-HMK 331/2. maddesi uyarınca yargılama giderleri ve vekalet ücretinin görevli mahkemede değerlendirilmesine,
Dair tarafların yüzüne karşı verilen karar HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.28/11/2023