Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/973 E. 2023/495 K. 13.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/973 Esas
KARAR NO : 2023/495

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/12/2022
KARAR TARİHİ : 13/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkili şirket ile davalı arasında şifahi olarak akdedilmiş olan sözleşme gereği müvekkili tarafından, davalıya ait şantiyelerde güvenlik hizmetinin sağlandığını, sözleşmelerin mutlak suretle yazılı olmalarına gerek olmadığını, (TBK m.12) müvekkili tarafından sözleşme ile güvenlik hizmetinin sağlanması maksadı ile davalının —– şantiyeleri nezdinde çalıştırılmaya başlandığını, davalı tarafından bahse konu hizmet alımı 07.10.2021 tarihinde feshedildiğini, sunulan hizmet bedeli ve şifahi sözleşmeye istinaden kesilen faturalar ödenmediğini, bunun üzerine icra takibine geçildiğini, e-faturalardan kaynaklı cari alacak ve taraflar arasındaki şifahi sözleşmeden kaynaklı toplam 129.151,00 TL alacak hasebiyle—-İcra Müdürlüğü —- Esas sayılı dosyasıyla takip başlatıldığını, davalı borçlu tarafından başlatılan takibe haksız ve kötü niyetli olarak itiraz edildiğini, davalı borçlu tarafından itiraz dilekçesinde hizmetin alınmadığı yönünde itirazda bulunulduğunu, müvekkili tarafından şantiyelerin hepsinde 23.09.2021 tarihinde hizmet verilmeye başlandığını, 07.10.2021 tarihine kadar hizmet verilmeye devam ettiğini, davalı borçlu nezdinde çalışan şantiye şefleri tarafından bu hususun doğruluğunu gösteren devir ve teslim tutanakları imzalandığını, müvekkili tarafından hizmete başlanan şantiyelerde puantaj kayıtları tutulduğunu, puantaj kayıtları ve faturalar davalıya mail yoluyla iletildiğini, mail çıktılarından anlaşılacağı üzere puantajlar ve birim çalışma sayı ve bedelleri şantiye şefleri tarafından onaylandığını, hizmetin verildiğine ilişkin tanık anlatımları ile de bu hususun netleşeceğini, müvekkili tarafından hak edişleri defaetle davalı borçludan talep edildiğini, davalı borçlu tarafından ödemenin gerçekleşeceği konusunda sürekli müvekkilini oyaladığını, borçlu tarafından icra dosyasına kötü niyetli yapmış olduğu itirazın iptali ve takibin devamı için iş bu davayı açtıklarını, fazlayı talep ve dava hakkımız saklı kalmak kaydıyla, davalı borçlunun haksız ve kötüniyetli itirazının iptaline, takibin devamını, davalının haksız ve kötüniyetli itirazı nedeniyle alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, tüm yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: yasal delillerle desteklenmediği sürece fatura ve defter kayıtları tek başına alacağın varlığını kanıtlamayacağını, fatura konusu mal veya hizmetin teslimini/ifasını ispat külfeti alacaklı yana ait olduğunu, fatura, sözleşmenin yapılması ile ilgili değil; taraflar arasında yapılmış bir satım, hizmet, istisna ve benzeri sözleşmenin ifa safhası ile ilgili bir belge olduğunu, fatura düzenlenerek bir ticari ilişkinin şartları belirlenememekte yahut değiştirilemediğini, müvekkili şirket tarafından davacıdan faturaya konu herhangi bir hizmet alınmadığını, taraflar arasında herhangi bir sözleşme ilişkisi bulunmaması halinde, düzenlenen belge fatura niteliğinde olmadığını, belge, fatura niteliğinde olmadığından belgeye itiraz edilmemesi de karşı tarafa TTK 21/2’de düzenlenen hakları vermediğini, faturaya itiraz edilmeyerek içeriğinin kabul edilmiş sayılabilmesinin önkoşulu, faturayı düzenleyen kişinin diğer tarafla ticari bir iş ilişkisi bulunduğunu, davacı şirket ile müvekkili şirket arasında herhangi bir hukuki ilişki bulunmadığını, dava konusu alacak ispata muhtaç olduğunu, taraflar arasında herhangi bir ticari ilişki bulunmadığını, düzenlenen belge fatura hükmünde olmadığını, davacı tarafça tek taraflı olarak tanzim edilen belgelerle alacağın varlığının ispat edilemeyeceğini, davacı yan dilekçesinde 23.09.2021-07.10.2021 tarihleri arasında hizmet verildiğini ve bu döneme ilişkin kesilen faturaların ödenmediğinden bahisle huzurdaki davayı ikame ettiğini, faturaya konu hizmetin müvekkile verilip verilmediği ispatlanamadığını, kimi faturaların dilekçede bahsi geçen dönemden öncesine ait olduğunu, —– nolu fatura içeriğinde 23 Eylül 2021 öncesine ait 14-15-16-17-18-19-20-21 ve 22 Eylül 2021 günlerinde hizmet verildiği belirtildiğini, oysa dava dilekçesinde dahi 23 Eylül 2021 öncesinde hizmet verilmediği beyan edildiğini, davacı tarafça müvekkile söz konusu döneme ilişkin olarak herhangi bir hizmet verilmediğini, sözleşme kapsamı ve şartlarının ne olduğuna ilişkin beyan yahut delil sunulmadığını, davacı tarafça hem sözleşmenin varlığı ve şartlar hem de -varsa- bu sözleşme kapsamında hizmet verilip verilmediğinin ispat edilmesinin gerektiğini, davacı tarafça ileri sürülen tüm talep ve iddiaları kabul etmediklerini, dava, taraflar arasında herhangi bir hukuki ilişki olmamasına rağmen haksız ve kötüniyetli olarak icra takibi başlatıldığını, bu nedenle davanın reddi ile birlikte davacının İİK 67/2 uyarınca tazminata mahkum edilmesini, dava, talep ve şikâyet hakları saklı kalmak kaydıyla davanın reddi ile davacının asıl alacağın %20’den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama masrafları ile ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, davalı şirkete şantiyelerde güvenlik hizmeti verildiğinden bahisle faturalardan kaynaklı alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali talebine ilişkindir.7155 sayılı Yasa ile 6102 sayılı Yasaya 5/A maddesi eklenerek ticari davalarda arabuluculuk dava şartı haline getirilmiş olup, mahkememizdeki dava 09/12/2022 tarihinde açılmakla davacının dava şartı arabuluculuk koşulunu yerine getirdiği görülmüştür. Aynı Yasa ile 6325 sayılı Kanuna dava şartı arabuluculuk başlığı ile 18/A maddesi de eklenmiş olup bu madde uyarınca yapılan incelemede davacının arabulucuya başvurduğu, yapılan toplantı neticesinde tarafların anlaşamadıklarına ilişkin arabuluculuk son tutanağının da düzenlenmiş olduğu görülmüştür.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır.
—–.İcra Müdürlüğü’nün —– Esas sayılı dosyası UYAP sisteminden alınmış, yapılan incelemesinde; davacı alacaklı tarafından davalı aleyhine 129.151,00 TL asıl alacağın tahsili için takip başlatıldığı, takip dosyasında ödeme emrinin tebliği ile davalının süresinde takibe itiraz ederek borcunun bulunmadığını bildirdiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, mahkememizde açılan davanın süresinde olduğu tespit edilmiştir.Mali müşavir bilirkişi —– alınan bilirkişi raporunda özetle: davacı şirketin ticari defterlerinin usule uygun olduğu, davacı şirketin incelenen ve yukarıda listelenen ticari defter kayıtları itibarıyla, davacı şirketin takip/dava tarihinde davalı şirketten satış faturasına dayalı açık cari hesap bakiyesinden kaynaklı olarak 129.151,00 TL asıl alacaklı olduğu, davalı şirketin bilirkişi incelemesinin yapılacağı 07.06.2021 tarihinde, saat 11:00 itibarıyla—–ATM duruşma salonunda hazır bulunmamış olup, herhangi bir mazeret ve yerinde inceleme talebinde bulunmayan davalı şirket ticari defter ve dayanak belgelerini de bilirkişi incelemesine ibraz etmediği, tarafların mükellefi bulundukları Vergi Dairelerinden dosyaya celp edilmiş bulunan 2021 Yılı BA/BS FORMU beyanlarının, Davacı Şirketin incelenen ticari defter kayıtları da dikkate alınmak suretiyle karşılaştırmalı olarak yapılan incelemesinde; davacı şirketçe davalı şirkete 2021 yılında BA/BS Formu beyanına tabi KDV dahil 129.151,00 TL, KDV hariç toplam 109.450.- tutarlı 14 adet fatura düzenlenmiş bulunduğu, düzenlenen işbu 14 adet faturanın da taraflarca herhangi bir mutabakatsızlığa sebebiyet vermeyecek ve ticari defter kayıtlarıyla uyumlu bir şekilde 14 adet fatura/KDV hariç 109.450,00 TL olarak ilgili dönem BA/BS Formu beyanlarıyla birbirlerinden mal/hizmet alım/satımı olarak beyan edildikleri, dolayısıyla davacı şirketçe davalı şirket adına BA/BS Formu beyanına tabi olarak düzenlenmiş tüm faturaların davalı şirketçe davacı şirketten mal/hizmet alımı olarak BA Formuna beyan edilmiş oldukları,Tüm dosya kapsamından; davanın, davacı şirket tarafından davalı şirkete şantiyelerde güvenlik hizmeti verildiğinden bahisle faturalardan kaynaklı alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali talebine ilişkin olduğu, tarafların tacir olduğu ve aralarında yazılı sözleşmeye dayalı olmayan özel güvenlik hizmeti alım/satımına dayalı bir ticari ilişki bulunduğu, davaya konu ihtilafın; davacı şirketin davalıdan takip konusu yaparak talep ettiği e- faturalara dayalı cari hesap alacağının varlığı ve varsa alacağın miktarı hususlarında toplandığı, davacı şirketin usul ve yasaya uygun tutulduğu tespit olunan ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan incelemede; davacı şirketçe davalı şirkete e-irsaliyeler düzenlenmek suretiyle yapılan yemek hizmet satışlarına istinaden, bu irsaliyelere dayalı olarak muhtelif tarih ve tutarlarda olmak üzere e- faturalar düzenlenmiş oldukları ve elektronik ortamda davalı şirkete tebliğ edildikleri, davacı şirketçe davalı şirket adına düzenlenen bu faturaların davacı şirketin usul ve yasaya uygun tutulduğu görülen yasal ticari defterlerinde davalı şirket adına borç kaydedilmiş oldukları ve ilgili dönem BS Formları ile mükellefi oldukları Vergi dairesine davalı şirkete mal/hizmet satışı olarak beyan edilmiş oldukları, davalı tarafça inceleme gününde ticari defterler ibraz edilmedi ise de davacı şirketçe düzenlenen ve BS Formu ile davalı şirkete mal/hizmet satışı olarak beyan edilen bu e-faturaların, davalı şirketçe yasal nitelikli bir itiraza konu edilmeksizin ticari defterlere kaydedilmek üzere tebliğ alındığı ve benimsenerek ticari defterlerindeki kayıtlarının bir sonucu olarak ilgili dönem BA Formu beyanı ile davacı şirketten mal/hizmet alımı olarak beyan edilmiş oldukları, davacı şirketçe davalı şirkete düzenlenen ve ticari defterlerde borç kaydedilen satış faturalarından oluşan ve takip tarihi itibarıyla toplam tutarı KDV dahil 129.151,00 TL olan fatura borçlarına mukabil olarak, davalı şirketçe davacı şirkete ödeme yapılmadığı, 129.151,00 TL asıl alacak bakiyesinin kaldığı, takip dosyasına sunulmuş bulunan itiraz dilekçesinde, takip alacaklısı davacı şirkete borcu bulunmadığını iddia eden ve bu iddiasına ilişkin olarak dosyaya herhangi bir hukuki nitelikli (Dekont, Mkb. İade Ft. vb.) belge ibraz etmediği, dolayısıyla davacı şirketin davalı şirketten takip tarihi itibarıyla faturalara dayalı açık cari hesaptan kaynaklı olarak talebi gibi 129.151.00 TL asıl alacağı bulunduğu anlaşıldığından davanın kabulü ile davalının —-İcra Müdürlüğünün—–esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin 129.151,00 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faiz işletilmesine, alacak cari hesap alacağı olup likit olmakla, hüküm altına alınan 129.151,00 TL’nin takdiren % 20’si oranında inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalı tarafça kötüniyet tazminat talebinde bulunulmuş olsa da başlatılan takip haksız olmadığından davalı tarafın kötüniyet tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜNE,
1-Davalının —-İcra Müdürlüğünün—– esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin 129.151,00 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faiz işletilmesine,
2-Alacak likit olmakla, hüküm altına alınan 129.151,00 TL’nin % 20’si oranında inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davalı tarafın kötüniyet tazminat talebinin reddine,
4-Karar harcı 8.822,30 TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 1.559,82 TL harcın mahsubu ile bakiye 7.262,48 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
5-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 80,70 TL başvurma harcı ve 1.559,82 TL peşin harç olmak üzere toplam 1.640,52 TL harcın davalı taraftan tahsili ile davacı taraf ödenmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 53,00 TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.350,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.403,00 TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
7-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T’deki esaslara göre belirlenen 20.372,65 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A maddesinin 13.fıkrası ve yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca Hazine tarafından karşılanan 1.560,00 TL arabuluculuk ücretinin davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
10-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.