Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/966 E. 2023/752 K. 17.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/966 Esas
KARAR NO: 2023/752
DAVA: İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ: 07/12/2022
KARAR TARİHİ: 17/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: davalı —– müvekkili şirketin, davalının ormanda kesilmiş kütükleri orman içinden belirlenmiş bir noktaya taşıması ve karşılığında taşıdığı yükün ağırlığı doğrultusunda ücret alması hususunda anlaşmış olduklarını, davalının taşıdığı kütükler kamyona yüklendikten sonra kantarda tartıldığını, yükün ağırlığı doğrultusunda fatura düzenlendiğini lakin davalı faturaları düzenlerken kantar tartı fişleri doğrultusunda düzenlememiş olduğunu, taşıdığı yükten daha fazlasına ilişkin fatura düzenlemiş olduğunu, müvekkili şirketin, davalı ——— cari hesapla çalıştığını ve taşıma işi devam ettiğinden, işi sonunda mahsuplaşılacağı düşüncesiyle davalıya düzenlemiş olduğu faturalar doğrultusunda ödeme yapmış olduğunu fakat davalının, aldığı ödemeler hak edişin üzerine çıktığında haber vermeden taşıma işini bıraktığını, iş yerini terk ettiğini, davacı işverenin, davalı yükleniciyi telefonla arayarak işe devam etmesini istemiş olduğunu ancak davalının çeşitli bahanelerle işverenin taleplerini yerine getirmemiş olduğunu, cari hesabında 58.331,92 TL fazla ödeme yapan ve bu sebeple alacaklı hale gelen müvekkili şirketin, 16.09.2022 tarihli faturayı düzenleyerek fazla yapılan ödemeyi talep ettiğini, davalının ise 8 günlük yasal süre içerisinde faturaya itiraz etmediğini, müvekkili şirket tarafından davalı hakkında icra takibi başlatıldığını, davalı ilgili takibine kötü niyetli bir şekilde itiraz ederek takibi durdurmuş olduğunu, dava şartı olarak taraflarınca arabuluculuğa başvurulduğunu, davalının ilgili arabuluculuk toplantısına mazeret bildirmeden katılmadığını, davalının haksız itirazının iptalini, takibin devamını, haksız itiraz sebebiyle davalının en az %20 oranında icra inkâr tazminatı ödemeye mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava dilekçesinin davalı tarafa tebliğ olduğu, davalının cevap dilekçesi sunmadığı anlaşıldı.

İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, davacının cari hesap alacağının tahsili amacıyla başlattığı icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. ——- sayılı dosyası yapılan incelemesinde; davacı alacaklı tarafından davalı aleyhine 58.331,92 TL asıl alacağın tahsili için takip başlatıldığı, takip dosyasında ödeme emrinin tebliği ile davalının süresinde takibe itiraz ederek borcunun bulunmadığını bildirdiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, mahkememizde açılan davanın süresinde olduğu tespit edilmiştir.Taraflar tacir olduğundan her iki tarafın dava konusu talebi kapsayacak şekilde ilişkin tüm yasal ticari defterleri ve defterlerin bu uyuşmazlığa ilişkin dayanak kayıtları üzerinde mali müşavir bilirkişisi tarafından defterlerin inceleme yapılmasına karar verildiği, inceleme gün ve saatinde davalı tarafların hazır bulunmadığı, yerinde inceleme talebinde de bulunmadığı ve mazeret dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır.
Ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK 220/3. madde gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’ndaki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır.Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; davacı tarafın ticari defterleri talimat mahkemesinde incelenmiş buna ilişkin mali müşavir bilirkişi raporu dosya içerisine sunulmuştur. 12/07/2023 tarihli bilirkişi raporunda davacı firmaya ait defterlerin açılış-kapanış onaylarının yapılmış olduğu, davacı firmanın defterine göre davacı firmanın davalı şirketten 58.331,92 TL alacaklı gözüktüğü, belirtilmiştir. Davalı tarafa ise ticari defterlerini sunması için ihtaratlı kesin süre verilmiş olup inceleme gün ve saatinde ticari defterlerini ibraz etmediği, yerinde inceleme talebinde de bulunmadığı ve mazeret sunmadığı anlaşılmıştır.Davalı defterlerini sunmayarak davacının ticari defter kayıtlarının HMK 222. maddeye göre lehine delil oluşturup oluşturmadığının tam olarak incelenebilmesine engel olduğundan sunulmayan ticari defterlerinde de davacının alacaklı olduğuna dair kayıtların mevcut olduğu halde sunulmadığının ve bunun sonucunda da davacının incelenen defter kayıtlarının davacı lehine delil oluşturduğunun ve davacının talep ettiği alacağının varlığını ispatladığı mahkememizce kabul edilerek davanın kabulüne, davalının ——Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile, takibin aynen devamına, alacak likit olmakla asıl alacağın %20’si oranında inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜNE,
1-Davalının —-sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına,
2-Alacak likit olmakla, hüküm altına alınan 58.331,92 TL’nin % 20’si oranında inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar harcı 3.984,65 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 704,51 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.280,14 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 80,70 TL başvurma harcı ve 704,51 TL peşin harç olmak üzere toplam 785,21‬ TL harcın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 200,00 TL tebligat ve müzekkere gideri, 2.000,00 TL bilirkişi masrafı olmak üzere toplam 2.200,00 TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T’deki esaslara göre belirlenen 17.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A maddesinin 13.fıkrası ve yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca Hazine tarafından karşılanan 3.120,00 TL arabuluculuk ücretinin davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
9-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.17/10/2023