Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/887 E. 2022/880 K. 02.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/887 Esas
KARAR NO : 2022/880

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 29/07/2021
KARAR TARİHİ : 02/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: kaza tarihi olan 01/09/2020 ‘de —– nezdinde—— numaralı zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile kayıtlı olan ve diğer davalı —— sevk ve idaresinde bulunan,—— plaka sayılı araç —–ilçesinde, —— mevkinde tali yoldan ana caddeye kontrolsüz bir şekilde çıktığını, ana caddede seyir halinde olan ve müvekkilinin kullanımında olan —– plaka sayılı motosikletine çarptığını, bu kaza sonucunda müvekkilinin yaralanmış ve motosikleti ağır bir şekilde hasar görmüş olduğunu,—-hakkında ——soruşturma numaralı dosyasıyla soruşturma devam etmekte olduğunu, müvekkilinin bu kazadan dolayı maddi kayıpların yanında, bedensel bütünlüğünün bozulması sebebiyle manevi yönde de ciddi mağduriyetler yaşadığını beyan ederek işleyecek kanuni faizi ile birlikte 500,00 TL MADDİ TAZMİNATIN davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, müvekkil kazadan dolayı bedensel bütünlüğü bozulmuş buna bağlı olarak müvekkilin duyduğu acı ve elemin kısmen giderilmesi için davalı —— kaza tarihinden itibaren işleyecek kanuni faizi ile birlikte 6.000TL manevi tazminatın tahsiline, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine, karar verilmesini talep etmiştir.Davalı——vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının kaza sonrası yapılan iki muayenesinde de kırık tespit edilmediğini, davacının iddia ettiği sağlık problemi ile meydana gelen kaza arasında uygun illiyet bağı bulunmadığını, dava dilekçesinde yer alan soyut iddiaların kabulünün mümkün olmadığını, somut olay bakımından hukuki sorumluluk şartlarının oluşmadığını, davacının manevi tazminat talebi için de gerekli şartların oluşmadığını, davacının meydana gelen olaydan kaynaklı olarak bedensel bütünlüğünün zedelenmesi veya zarar görmesinin söz konusu olmadığını beyan ederek müvekkili bakımından hukuki sorumluluk şartları oluşmadığından davanın reddine ve her türlü yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin ise davacı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Davalı ——-vekili cevap dilekçesinde özetle; dava açmadan önce sigorta şirketine “ölümlü-yaralanmalı trafik kazasına ilişkin kaza tespit tutanağı” iletilmeksizin eksik belge ile başvuru gerçekleştiğinden kanunen aranan dava şartı yerine getirilmediğini, dava konusu kazaya karışan—–plakalı, ——poliçe numarası ile 30.03.2020 – 30.03.2021 tarihleri arasında müvekkili şirket nezdinde Karayolları Trafik Kanunu——Sigortası poliçesi ile teminat altına alınmış olduğunu, müvekkil şirketin sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında tazminat ödemesi yapmakla yükümlü olduğunu, davacının dava konusu kaza nedeniyle elde ettiği gelir ve tazminatların mahsubu gerekli olduğunu, her durumda, müvekkili şirketin sorumluluğunun poliçede belirtilen limit ile sınırlı olduğunu beyan ederek müvekkil şirkete polis memurlarınca tanzim edilmiş bir “ölümlü yaralanmalı trafik kazası tespit tutanağı” iletilmeksizin hasar başvurusu gerçekleştirilmiş olduğundan her şeyden önce huzurda görülmekte olan davanın usulden reddine, sigortalı araç sürücüsü ve işletenine rücu hakları saklı kalmak kaydıyla davanın reddine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine ilişkin karar verilmesini talep etmiştir.
Tüm Dosya Kapsamı Birlikte Değerlendirildiğinde;
Davacı vekili 03.11.2022 tarihli dilekçesi ile özetle, tarafların maddi tazminat yönünden sulh olduklarını, ekte ibranameyi sunduklarını, maddi tazminat istemi yönünden konusuz kalan davanın esası hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığı kararı verilmesini talep etmiştir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Sulhun Etkisi” madde başlıklı 315. Maddesi; “Sulh, ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Mahkeme, taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse, sulh sözleşmesine göre; sulhe göre karar verilmesini istemezlerse, karar verilmesine yer olmadığına karar verir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Eldeki davada davacı ile davalı —–şirketinin sulh oldukları, sunulan ibraname içeriğinden davacının; davalı ——-tarafından zararın giderilmesi ile maddi alacak haklarının kalmadığı ve yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığını belirttiği, böylece sulh nedeniyle davanın konusuz kaldığı anlaşıldığından davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.492 sayılı Harçlar Kanununun “Davadan feragat, davayı kabul veya sulh” başlıklı 22. Maddesinde “Davadan feragat veya davayı kabul veya sulh, muhakemenin ilk celsesinde vuku bulursa, karar ve ilam harcının üçte biri, daha sonra olursa üçte ikisi alınır.” hükmü gereği eldeki davada ilk celsenin yapıldığı ve daha sonra feragat edildiği anlaşıldığından alınması gerekli harcın 2/3’ünün alınmasına dair aşağıda gösterildiği şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın 6100 sayılı HMK md 315 gereği konusuz kaldığı anlaşıldığından, KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Tefrik ile açılan dosyada başvuru ve peşin harç yatırılmamış olduğundan 80,70 TL başvuru harcı ile davanın ön inceleme aşamasından sonra sulh ile neticelenmesi nedeniyle 53,80 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı ve davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerilerinde bırakılmasına,
4-Vekalet ücreti talepleri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca tarafların yokluğunda verilen karar, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.